Buradasınız
İş Cinayetlerine HAYIR!
Gebze’den bir kadın işçi
![](https://uidder.org/sites/all/modules/lazyloader/image_placeholder.gif)
“Kelimelerle ifade edemiyorum. Çok büyük bir acı içindeyim. Yarın eşimi kaybedeli koskoca bir sene. Ve ben hâlâ akşam olunca eşim işi bırakıp 6’da eve gelecek diye yolunu gözlüyorum. Hâlâ yokluğuna alışamadım. Yaşayan biliyor. Ne söyleyeyim. Çocuğumu kucağıma almanın bir tarafta mutluluğunu yaşadım, bir tarafta da çok büyük bir acı yaşadım. Çünkü benim eşim yoktu. Hastanede doğum yapan arkadaşlarımın yanında eşleri vardı. Çocuklarını kucaklarına aldılar. Benim eşim de yavrusunu heyecanla bekliyordu. İzin vermediler, fırsat vermediler. Diyorum ki, o insanları bu yalan dünyada vicdanları rahat bırakmasın. Ahiretinde de rahat bırakmasın. Biz eşime doyamadık. Doyamadan gencecik yaşta ihmal sonucu toprağa koyduk.”
“Okul aidatımı ödemek için gideyim de anne size yardımım olur, dedi. Gitme yavrum ben seni gömleğimi satar yine okuturum dedim. Ama o gideyim yardımım dokunsun size dedi. Bu muydu suçu. Tamam, takdir Allah’tan ama tedbirsizlik bunlardan oldu. Aytaç’ımı kaybetmeden önce ben dimdik ayaktaydım. Şimdi bastonla yürüyorum. Yıkıldım artık.”
“200 lira için, devletin görevlilerinin gidip orada denetim yapmaması yüzünden makinelerin değişmemesi yüzünden 20 tane can gitti. Ben bunu kimseye söylemedim ama etrafta ona benzeyen öyle çok insan görüyorum ki. Gitmek istiyorum gidemiyorum.”
“Fıtrat denildi ama bu bir cinayet. Bizim eşlerimiz ekmek parası için gittiler oraya. Ama maalesef cenazeleri geldi. Yazıklar olsun. Madem devlet bizim yanımızda, neden sorumluların cezasını çekmesine izin vermiyor?”
“Benim oğlum yüzme bilmezdi. Suyun içinde ne yaptı?
Eşini, evladını, kardeşini Marmara Park AVM’de, Ostim-İvedik’de, Soma ve Ermenek’te kaybetmiş acılı ailelerin sözleri bunlar. Kimini yerin metrelerce altında, kimini derme çatma çadırı ısıtmak isterken alevlerin arasında, kimini art arda gelen patlamalarla buldu ölüm. Hikâyeleri farklı olsa da ortak çok noktaları vardı onların. Hepsi de ekmek parası kazanmak için çalıştıkları yerlerde iş cinayetinin kurbanı oldular. Onları sevdiklerinden koparan şey hep aynıydı: Patronların daha çok kâr etme hırsı, maliyet unsuru olarak görülen iş güvenliği önlemlerinin alınmaması ve yetkililerin gerekli denetimleri yapmaması.
Yakınlarını kaybeden acılı aileler sorumluların cezalandırılması için mahkemeye başvurarak dava sürecini başlattılar. Ancak aradan yıllar geçmesine rağmen ne sorumlular cezalandırıldı ne de gerekli önlemler alındı. Aileler girdikleri duruşmalar için “bizim için çok yıpratıcı geçiyor. Gerçek sorumlular değil, adeta ölen işçiler suçlanıyor” diyerek yaşadıkları acının nasıl katlanarak büyüdüğünü haykırıyorlar.
Bu acılara rağmen gerekli tedbirler alınmıyor. İş güvenliği ile ilgili çıkarılan yasaların en önemli maddeleri iptal ediliyor. Sorumlular cezalandırılmıyor, verilen ihalelerle resmen ödüllendiriliyorlar. Bu vahşeti kabullenmemiz için de “bu işin fıtratında ölüm var” düşüncesi aşılanıyor. Kader, takdiri ilahi deniliyor. Biz diyoruz ki ne kaza, ne kader. Bunun adı cinayet!
Son 15 yılda 17 bin işçi yaşamdan koparıldı. 2016 yılında 1970 işçi iş cinayetleriyle hayatını kaybetti. Çocuklar babalarını, annelerini, kadınlar eşlerini, anneler gözlerinden sakındıkları evlatlarını kara toprağa verdiler. Ne yazık ki bu sayı her geçen gün biraz daha artıyor.
Yapılan araştırmalar da gösteriyor ki OHAL ilan edildiğinden beri iş cinayetlerinde ciddi bir artış var. OHAL düzeni, referandum sonrasında kalıcılaştırılmak isteniyor. İşçi sınıfını ikna etmek için “güçlü bir Türkiye” propagandası yapılıyor. Ancak hem bu güne kadar yaşanalar hem de sadece OHAL süreci dikkate alındığında işçilerin payına katmerli bir sömürü ve ölüm düşüyor. İşçi ölümlerine kader diyenlere inat, bu kaderi biz yazmadık ancak bozacak olan biz yani işçi sınıfıyız diyoruz. İş Cinayetlerine HAYIR!
Son Eklenenler
- İstanbul 112 Ambulans çalışanları ve SES İstanbul Şubeleri, 26 Temmuz Cuma günü Avrupa İl Ambulans Servisi Başhekimliği binası önünde, yaşanan sorunlara çözüm bulunması talebiyle basın açıklaması gerçekleştirdi. Yapılan basın açıklamasına 112...
- Otoriter, faşist rejimlerin iktidarda olduğu dönemlerde toplumsal değerler aşındırılır, insanlar yalnızlaştırılır, bencillik ve bireycilik daha fazla öne çıkar. Zulme ve haksızlığa karşı çıkmak aptalca, kişisel çıkarları ön planda tutmak, bunun için...
- Kemal Türkler anılırken yaşadığı dönemle ve mücadele arkadaşlarıyla, sınıf mücadelesinde elde ettikleri kazanımlarla anılıyor. Bize öyle önemli bir miras bırakmış ki katledilişinin 44. senesinde bizler onu hâlâ aramızda ve kavgamızda hissediyoruz....
- İstanbul Çatalca’da bulunan, sucuk, salam, sosis gibi işlenmiş et ürünleri üretimi yapılan Polonez’de baskılar ve hukuksuzluklar artıyor, işçiler de sendikal haklarına sahip çıkmaya devam ediyor. Tekgıda-İş Sendikasının yeterli çoğunluğu sağlayarak...
- Siyasi iktidar Türkiye’nin dört bir yanını maden şirketlerine peşkeş çekmeye devam ediyor. Son olarak Emsa Enerji ve Madencilik şirketi Tokat’ta 30’dan fazla köyün yaylası ve su havzası olan Sorhun Obasında altın aramak için sondaj çalışmalarına...
- Sermaye sınıfının sendika düşmanlığına ve ücret gasplarına karşı işçilerin ve emekçilerin mücadeleleri sürüyor. İstanbul Çatalca’da Polonez işçileri patronun sendika düşmanlığına karşı direnişe geçti. Şişli Belediyesi işçileri ücretlerinin eksiksiz...
- “Fabrikadaki çoğu kadın 600-700 işçiye haklarının ellerinden gideceğini anlattığımızda protestoya katılmayı tereddütsüz kabul ettiler. Fabrikada sendikasız işçi yoktu. Kadınlar erkeklerden daha bilinçliydi. Sınıfsal olarak da meseleyi biliyorlardı....
- Başka dilde bir şarkı söylendiğinde sözlerini anlamayız. Yine de şarkıda akan hisler yüreğimize kolaylıkla işler. Elbette müziğin gücü ve evrenselliğidir bu. Ancak esas güç, egemenlerin ne yaparlarsa yapsınlar önüne geçemeyecekleri duygudaşlık...
- DİSK’in kurucusu, Maden-İş’in Genel Başkanı, Türkiye işçi sınıfının unutulmaz önderi Kemal Türkler, katledilişinin 44’üncü yılında Topkapı Mezarlığındaki mezarı başında anıldı. 22 Temmuzda gerçekleştirilen anmaya DİSK’e bağlı sendikaların üye ve...
- Türkiye işçi hareketinin yükselişe geçtiği 1960-1980 arası dönemi düşündüğümüzde bu yükselişe büyük katkısı olan Maden-İş geleneğini ve Maden-İş Genel Başkanı Kemal Türkler’i anmamak olmaz. Kemal Türkler, bu dönemin sembolü haline gelmiş isimlerden...
- Kemal Türkler… DİSK’in kurucusu, Maden-İş’in unutulmaz önderi… Dürüst, namuslu ve yüreği işçi sınıfından yana atan bir sendikacı… Katledilişinin 44. yıldönümünde büyük işçi önderi Kemal Türkler'i saygıyla anıyoruz.
- Özçelik-İş’in örgütlü olduğu Yolbulan Metal fabrikasında TİS görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine işçiler 20 Haziranda greve başladı. Sakarya Şehir Hastanesi şantiyesinde çalışan İYİ-SEN üyesi taşeron işçilerinin ücret gaspına karşı 22...
- Bangladeş’te kamu sektöründe istihdam kotasına karşı öğrencilerin başlattığı protestolar büyüyerek devam ediyor. Kamu sektöründe kota sisteminin kaldırılmasını talep eden öğrenciler ve emekçiler kamuda işe alımda liyakata dayalı bir sistem...