Buradasınız
İş Cinayetlerine HAYIR!
Gebze’den bir kadın işçi
“Kelimelerle ifade edemiyorum. Çok büyük bir acı içindeyim. Yarın eşimi kaybedeli koskoca bir sene. Ve ben hâlâ akşam olunca eşim işi bırakıp 6’da eve gelecek diye yolunu gözlüyorum. Hâlâ yokluğuna alışamadım. Yaşayan biliyor. Ne söyleyeyim. Çocuğumu kucağıma almanın bir tarafta mutluluğunu yaşadım, bir tarafta da çok büyük bir acı yaşadım. Çünkü benim eşim yoktu. Hastanede doğum yapan arkadaşlarımın yanında eşleri vardı. Çocuklarını kucaklarına aldılar. Benim eşim de yavrusunu heyecanla bekliyordu. İzin vermediler, fırsat vermediler. Diyorum ki, o insanları bu yalan dünyada vicdanları rahat bırakmasın. Ahiretinde de rahat bırakmasın. Biz eşime doyamadık. Doyamadan gencecik yaşta ihmal sonucu toprağa koyduk.”
“Okul aidatımı ödemek için gideyim de anne size yardımım olur, dedi. Gitme yavrum ben seni gömleğimi satar yine okuturum dedim. Ama o gideyim yardımım dokunsun size dedi. Bu muydu suçu. Tamam, takdir Allah’tan ama tedbirsizlik bunlardan oldu. Aytaç’ımı kaybetmeden önce ben dimdik ayaktaydım. Şimdi bastonla yürüyorum. Yıkıldım artık.”
“200 lira için, devletin görevlilerinin gidip orada denetim yapmaması yüzünden makinelerin değişmemesi yüzünden 20 tane can gitti. Ben bunu kimseye söylemedim ama etrafta ona benzeyen öyle çok insan görüyorum ki. Gitmek istiyorum gidemiyorum.”
“Fıtrat denildi ama bu bir cinayet. Bizim eşlerimiz ekmek parası için gittiler oraya. Ama maalesef cenazeleri geldi. Yazıklar olsun. Madem devlet bizim yanımızda, neden sorumluların cezasını çekmesine izin vermiyor?”
“Benim oğlum yüzme bilmezdi. Suyun içinde ne yaptı?
Eşini, evladını, kardeşini Marmara Park AVM’de, Ostim-İvedik’de, Soma ve Ermenek’te kaybetmiş acılı ailelerin sözleri bunlar. Kimini yerin metrelerce altında, kimini derme çatma çadırı ısıtmak isterken alevlerin arasında, kimini art arda gelen patlamalarla buldu ölüm. Hikâyeleri farklı olsa da ortak çok noktaları vardı onların. Hepsi de ekmek parası kazanmak için çalıştıkları yerlerde iş cinayetinin kurbanı oldular. Onları sevdiklerinden koparan şey hep aynıydı: Patronların daha çok kâr etme hırsı, maliyet unsuru olarak görülen iş güvenliği önlemlerinin alınmaması ve yetkililerin gerekli denetimleri yapmaması.
Yakınlarını kaybeden acılı aileler sorumluların cezalandırılması için mahkemeye başvurarak dava sürecini başlattılar. Ancak aradan yıllar geçmesine rağmen ne sorumlular cezalandırıldı ne de gerekli önlemler alındı. Aileler girdikleri duruşmalar için “bizim için çok yıpratıcı geçiyor. Gerçek sorumlular değil, adeta ölen işçiler suçlanıyor” diyerek yaşadıkları acının nasıl katlanarak büyüdüğünü haykırıyorlar.
Bu acılara rağmen gerekli tedbirler alınmıyor. İş güvenliği ile ilgili çıkarılan yasaların en önemli maddeleri iptal ediliyor. Sorumlular cezalandırılmıyor, verilen ihalelerle resmen ödüllendiriliyorlar. Bu vahşeti kabullenmemiz için de “bu işin fıtratında ölüm var” düşüncesi aşılanıyor. Kader, takdiri ilahi deniliyor. Biz diyoruz ki ne kaza, ne kader. Bunun adı cinayet!
Son 15 yılda 17 bin işçi yaşamdan koparıldı. 2016 yılında 1970 işçi iş cinayetleriyle hayatını kaybetti. Çocuklar babalarını, annelerini, kadınlar eşlerini, anneler gözlerinden sakındıkları evlatlarını kara toprağa verdiler. Ne yazık ki bu sayı her geçen gün biraz daha artıyor.
Yapılan araştırmalar da gösteriyor ki OHAL ilan edildiğinden beri iş cinayetlerinde ciddi bir artış var. OHAL düzeni, referandum sonrasında kalıcılaştırılmak isteniyor. İşçi sınıfını ikna etmek için “güçlü bir Türkiye” propagandası yapılıyor. Ancak hem bu güne kadar yaşanalar hem de sadece OHAL süreci dikkate alındığında işçilerin payına katmerli bir sömürü ve ölüm düşüyor. İşçi ölümlerine kader diyenlere inat, bu kaderi biz yazmadık ancak bozacak olan biz yani işçi sınıfıyız diyoruz. İş Cinayetlerine HAYIR!
Son Eklenenler
- Uluslararası İşçi Dayanışması Derneği (UİD-DER) üyesi işçiler, grevlerinin 39. gününde olan MKB Rondo işçileri ve aileleri grevlerinin 18. gününde Tarkett grevcilerini ziyaret etti. Dayanışma ziyaretinde “İşçiler Boyun Eğmiyor Mücadele Ediyor”...
- ABD’nin New York’tan Miami ve Houston’a kadar tüm Doğu ve Körfez kıyısı limanlarında 45 bini aşkın liman işçisi toplu sözleşme görüşmelerindeki ücret ve çalışma koşullarındaki anlaşmazlık nedeniyle 1 Ekimde greve gitti. Uluslararası Liman İşçileri...
- Türkiye’de iktidar sözcüleri sık sık “Avrupa bizi kıskanıyor”, “dünya bizi kıskanıyor” diyerek böbürleniyorlardı. Türkiye’nin her tarafında doğalgaz, petrol gibi değerli madenler olduğunu, bu madenleri çıkartarak ekonomide çağ atlayacaklarını iddia...
- Birkaç hafta önce bir ablam ile ettiğim sohbet sonrası kelebeklerin benim için farklı bir anlam kazandığından bahsetmek istiyorum. Sohbet sırasında kelebekleri çok sevdiğimi özellikle de mavi kelebeklerin çok hoşuma gittiğini anlatmıştım. O da mavi...
- Fernas Madencilik işçileri işçi sağlığı ve iş güvenliği önlemlerinin alınması, ücretlerin arttırılması ve sendikalaştıkları için işten atılan işçilerin geri alınması talebiyle haftalardır mücadele ediyorlar. İşçiler, Soma’dan Ankara’ya yaptıkları 8...
- Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) “Artık Yeter! Geçinemiyoruz! Gelirde, Vergide, Ülkede Adalet İstiyoruz” şiarıyla düzenlediği işçi buluşmalarının sonuncusunu 3 Ekimde Ankara’da Anıt Park’ta düzenlediği mitingle gerçekleştirdi....
- Türkiye’nin çeşitli illerinde grev ve direnişlerden işçiler Emek Partisi milletvekilleriyle birlikte 3 Ekimde Mecliste basın açıklaması gerçekleştirdiler. Sabah saatlerinde Meclis’e gelen işçiler “ziyaretçi yasağı” gerekçe gösterilerek içeri...
- Manisa’nın Soma ilçesinde AKP Batman Milletvekili Ferhat Nasıroğlu’na ait olan Fernas Madencilik’te Bağımsız Maden-İş Sendikasında örgütlendikleri için işten atılan madencilerin direnişi sürüyor. 25 Eylülde Ankara’ya yürüyüş başlatan Fernas...
- Fransa’nın en büyük sendika konfederasyonu Genel İşçi Konfederasyonu CGT’nin çağrısıyla 1 Ekimde Fransa genelinde işçi ve emekçiler greve gitti. İşçiler ücretlerin yükseltilmesini, kamu hizmetlerine ayrılan fonların arttırılmasını, işsizlik...
- Katil İsrail devleti, Gazze’deki saldırılarını bir yıldır sürdürürken Lübnan’a yönelik son saldırılarıyla bölgeyi daha da büyük bir yıkıma sürüklüyor. Gazze’de 42 bine yakın insanı öldüren, Lübnan’ı bombalayarak birkaç günde bine yakın insanı...
- 24 Eylülde Avustralya’nın en büyük sağlık sistemi NSW’ye bağlı çalışan binlerce sağlık işçisi iş bıraktı. Eylül ayı içerisinde 2 kez iş bırakan işçiler, Sidney’deki Hyde Park’tan Parlamento Binasına yürüyerek “yüzde 15 zam istiyoruz” sloganlarını...
- Belediye otobüslerinde boşsa karşılıklı dörtlü koltuklardan şoför tarafında cam kenarına otururum. Oturduğum yerde sola yaslandığımda rahat ederim. Sebebi omurgamdaki eğikliktir. Bedenimdeki daha doğrusu omurgalarımdaki eğikliğin nedeni, 1989 Bahar...
- Siyasi iktidar sürekli ekonominin iyiye gittiğini propaganda ediyor. Muhalifinden yandaşına tüm ekonomistler de ekonominin düze çıkması için hep birlikte fedakârlık yapmamız gerektiğini söylüyorlar. Ekonomi büyüdüğünde patronundan işçisine hepimiz...