Buradasınız
İşçiler Grev ve Gösterilerle Yanıt Veriyor

Bangladeş: Yine fabrika yangını, yine ölüm
8 Ekimde en az 9 işçi Daka yakınlarındaki Aswad adlı tekstil fabrikasında yanarak can verdi. 50’den fazla işçi ise yaralandı. Fabrikanın örme bölümünde meydana gelen yangının sebebi henüz bilinmiyor. 3 bin işçinin çalıştığı fabrikada o akşam 170 işçi fazla mesaiye kalmıştı. Yangın, fazla mesaiye kalan işçilerin canına mal oldu.Geç saatlerde çıkan yangına o anda müdahale etmek için yeterli suyun olmaması, itfaiye merkezinin uzak olması ve zamanında yetişememesi sebebiyle alevler kısa zamanda bütün fabrikayı sardı. İtfaiyenin yetişmesi saatler aldı. Bu süre zarfında belki de kurtarılabilecek durumda olan işçiler kurtarılamadı. Kaçamayan işçiler fabrikada feci şekilde yanarak can verdi. Bedenlerinin neredeyse tamamı yandığı için tanınamayacak hale geldiler.
Bangladeş, tekstil işçilerinin diri diri toprağa gömüldüğü, patronların kâr hırsına kurban gittiği ülke! Hatırlayalım geçtiğimiz Kasım ayında 112 işçi yanarak can vermişti. Daha sonra Rana Plaza’da Nisan ayında 1100 işçi can vermiş, 2500 işçi ise yaralanmıştı. Olayların ardından işçiler çalışmayı reddetmiş, katillerin yargılanmasını talep etmiş ve iş koşullarının düzeltilmesini istemişlerdi. Grevlerle seslerini duyurmaya çalışmışlardı.
Uluslararası tekeller, olayların ardından timsah gözyaşlarını akıtmış ve uluslararası kamuoyunun basıncıyla bizzat denetçiliğini yapacakları yasaları Bangladeş hükümetine çıkarttırmışlardı. Yasaların ardından fabrika binalarının güvenlikli yerler olacağı, yangın merdivenlerinin yapılacağı, makinelerin bakımlarının düzenli yapılacağı, işçilerin çalışma koşullarının düzeltileceği sözü verilmişti.
Ancak aradan geçen bunca zamana rağmen Bangladeşli işçilerin çalışma koşulları yeterli bir biçimde düzeltilmedi. Fabrika binaları güvenlikli hale getirilmedi. Çıkan yangınlarda alevler işçi kardeşlerimizi yutmaya devam etti. Alevler, yangınlar, depremler, binaların çökmesi ve iş cinayetleri bizleri yutmasın diye birlik olmalıyız. Hem Bangladeşli işçiler için, hem dünya işçi sınıfı için ve hem de öncelikle kendimiz için birlik olmak zorundayız.
Polonya: Hükümetin kesinti planına karşı yüz binler yürüdü
Yüz binlerce işçi hükümetin kesinti planına ve reform adı altında sunulan emeklilik yaşını yükselten yasaya karşı Polonya’nın başkenti Varşova’ya yürüdü. İşçiler asgari ücretin artırılmasını, iş güvenliğinin sağlanmasını ve emeklilik yaşını 67’e çıkartan yasa önerisinin kaldırılmasını talep ettiler. 14 Eylülde sendikalar ve işçi örgütlerinin düzenlediği yürüyüşe 100 bin işçi katıldı. Polonya’nın dört bir tarafından gelen işçiler talep listelerini parlamentoya sundular.Hükümetin saldırı yasası binlerce işçiyi birleştirerek sokağa çıkarttı. İşçiler “sizi devirmeye geliyoruz” ve “hükümet istifa!” sloganlarını haykırdılar. İşçiler hükümetin onları köle haline getirmek istediğini söyleyerek tepkilerini ifade ettiler. Yürüyüşe katılan bir eğitim işçisi: “Durumumuz o kadar kötü değil. Şimdilik ne Yunanistan’a ne de İspanya’ya benziyoruz. Fakat şimdiden bir şeyler yapmazsak sonumuz aynı olacak. Şimdi bir şeyler yapma zamanı” dedi. Polonya’da resmi işsizlik oranı %13. Haftalık 40 saatlik çalışma süresi ile Avrupa’nın en uzun çalışılan ülkesi Polonya’da hükümetin saldırıları işçilerin öfkesini artırıyor.
Brezilya: Birçok sektörde işçiler grev diyor
Brezilya’da petrol rafinerisi işçileri, banka çalışanları ve öğretmenler grev silahını kullanıyorlar. Toplu sözleşme görüşmelerinin tıkanmasını protesto eden ve ücretlerinin yükseltilmesini isteyen işçiler grevlerle seslerini duyuruyorlar.Petrol rafineri işçilerinin hükümet ile yürüyen ücret görüşmelerinde henüz bir anlaşmaya varılamadı. Hükümet %1,17 teklif ederken işçiler %5 artış istiyorlar. 3 Ekimde işçiler hükümete basınç oluşturmak için çalışmama hakkını kullandılar. Anlaşmazlık devam ederse 17 Ekimde süresiz greve çıkacaklarını ilan ettiler. Hükümet geçtiğimiz birkaç yıl boyunca ham petrol ve petrol işçilerinin grevlerinden oldukça etkilendi. Bu nedenle özellikle de grev dönemlerinde üretimi iş güvenliği önlemleri olmadan, çok az işçiyle yürütmeye çalışıyor. Aslında ateşle oynuyor. Petrol rafinerileri ve platformları gibi böylesine “hassas” sektörlerde sendikaların işçileri temsil etmesini ise tehlikeli buluyor.
Banka çalışanlarının daha iyi ücret ve daha iyi çalışma koşulları için 19 Eylülde başlattıkları grev devam ediyor. Bankacılık Ulusal Federasyonu %6,1 artış teklif etti. Patronların teklifini kabul etmeyen işçiler çağrı merkezleri gibi stratejik noktalardaki işçileri de grevlerine dâhil ederek 26 şehirdeki 10 bin banka şubesini kapattılar. İşçilerin üye olduğu Mali Sektör İşçilerinin Ulusal Konfederasyonu Sendikası grevlerini sürdüreceklerini açıkladı. Sendika başkanı, grevin birinci haftasında, “iyi bir ücret teklifi yapılması ve iyi bir ücret artışı için grevi kuvvetlendirmeye, daha fazla alana yaymaya ve uzlaşma görüşmelerinin yeniden başlaması için basınç olarak kullanmaya ihtiyacımız var” dedi. İşçiler %11,93 zam isterlerken alacakları maaşın enflasyon altında ezilmemesi için %5 oranında da enflasyon farkı talep ediyorlar. Aynı zamanda taşeronlaştırma uygulamalarının kaldırılmasını, daha fazla kadrolu işçinin alınmasını, daha iyi çalışma koşulları, ırk ve cinsiyet farkı gözetmeksizin eşit fırsatlar sunulmasını talep ediyorlar.
Öğretmenler ise bir aydan uzun bir süredir ücret artışı talebiyle grevdeler. Öğretmenler grevlerinin 46. günü olan 1 Ekimde, Rio Belediye Başkanı Eduardo Paes’in öğretmen maaşlarını görüştüğü salonun önünde toplandılar. Taleplerinin duyulmasını isteyen öğretmenlere, polis ses bombası ve plastik mermi ile saldırarak onları dağıtmaya çalıştı. Ancak bu saldırılar öğretmenleri durduramadı ve 8 Ekimde 20 binden fazla eğitim işçisi yeniden Rio sokaklarında boy gösterdi.
Haziran ayından bu yana Brezilya’da süren gösterilerde polis oldukça sert bir biçimde işçilere saldırıyor. İşçiler vergi artışlarına, yolsuzluğa ve Dünya Kupası harcamalarına karşı öfkelerini yükseltiyor ve üretimden gelen güçlerini kullanıyorlar.
Fransa’da yeni oyunlar
Fransız hükümeti işçilerin kazanılmış haklarına saldırıyor. Bir yanda emeklilik yasasını değiştirerek emekli olma koşullarını zorlaştırıyor, diğer tarafta birçok sektörde, özellikle metal sektöründe uygulamaya başladıkları ve gururla açıkladıkları, patronların rekabet güçlerini artırmaya yarayan “Yeni Toplumsal Anlaşma”yı uygulatıyor, öte yandan da işçilerin ödeyeceği vergileri artırıyor.Yeni emeklilik yasasına göre 62 olan emeklilik yaşı değiştirilmezken, işçilerin tam emeklilik haklarından faydalanabilmeleri için 43 yıl prim ödeme şartı getiriliyor. Bu, birleşen işsizlikle birlikte “mezarda emeklilik” anlamına geliyor.
İşçiler emekli olabilmek için ya 62 yaşını bitirmek zorunda olacak ya da erken emekli olduklarında da emeklilik dönemlerinde faydalanacakları hakların büyük bir kısmını kaybedecekler.
Hükümet bir taraftan da vergileri artırarak bütçedeki açığı kapatmaya çalışıyor, bunun için işçileri soyuyor. Eylül ayının son günlerinde önümüzdeki dönem için işçilerin ödeyecekleri vergiler açıklandı. İşçiler ellerine aldıkları bildirimlerde ödemeleri gereken vergilerin 100 ya da 200 avro artırıldığını gördüler. Buna ek olarak vergi ödemekten muaf olan 1,2 milyon düşük gelirli aileye ise vergi ödeme zorunluluğu getirildi.
İleride birçok sektörde uygulanacak olan ancak şimdilik metal sektöründe uygulamaya konulan “Yeni Toplum Anlaşma”sı elbette toplumsal eşitsizliği daha da derinleştirecek! Bu anlaşma ile işçilerin pek çok hakkı budanıyor. Eğitim yardımları, işçilerin kıdem ikramiyeleri, gece vardiyaları için ödenen ek ikramiyeler ile fazla mesai ücretleri azaltılıyor. Pazar günleri mesaisi kaldırılarak işçilerin Cumartesi günleri daha uzun saatler çalışması dayatılıyor. 2016 yılına kadar ücretler donduruluyor. İşsizlik ödeneği azaltılıyor. İşçilerin aynı patronun aynı bölgedeki veya farklı şehirlerdeki fabrikalarına transfer edilmesi kolaylaştırılıyor.
Mayıs ayında grevleri kazanımla sona eren PSA Aulnay işçilerinin mücadelesi buna karşı yükseltilmiş, patronların niyetlerinin ne olduğu ortaya serilmişti. Geçici süreliğine de olsa patronların hevesleri kursaklarında kalmıştı. Fransa’da bu anlaşmaya karşı irili ufaklı eylemler düzenleniyor. 10 Eylülde sokağa çıkan işçiler 18 Eylülde de CGT sendikasının çağrısıyla iş durdurdular.
Fransız patronları ve hükümet tıpkı Türkiye’de olduğu gibi ekonomik büyümeden bahsediyorlar. Oysaki büyüyen yalnızca büyük şirketlerin kârları oluyor. İşçiler açısından, tüketim maddelerinin fiyatları, ev kiraları ve giderler kat kat artıyor. İşçilerin cephesinde büyüyen işsizlik oluyor. Gençler iş bulamazken, daha yaşlı işçiler 43 yıl çalışarak emekli olmayı bekliyorlar! Fransız işçilerin bu saldırılara karşı öfkesi bileniyor. İşçilerin mücadelesi şimdilik küçük ve dağınık eylemler şeklinde sürüyor ancak bu eylemler yarın daha büyük mücadelelerin habercisidir.
Hakkımı UİD-DER Sayesinde Aldım
- İsrail’de Yüz Binler Haykırdı: Savaşı Durdurun!
- ABD’li Emekçiler Filistin Halkının Yanında!
- Sırbistan’da Öğrenciler Hesap Sormaya Devam Ediyor!
- Dünya İşçi Sınıfı Filistin Halkının Yanında, Emperyalist Savaşın Karşısında!
- İşçiler Kemer Sıkma Politikalarına, Düşük Ücretlere ve Baskılara Karşı Mücadele Ediyor
- İngiltereli Emekçiler Filistin Halkı için 30. Kez Meydanlarda!
- Dünya Meydanlarında “Gazze’yi Aç Bırakmaya Son Verin!” Eylemleri
- İngiltereli Emekçiler Filistin Halkıyla Dayanışmaya, Protesto Hakkına Sahip Çıkmaya Devam Ediyor
- Dünya İşçi Sınıfı “Mücadeleye Devam” Diyor
- İspanya’da Metal İşçilerinin Grevi Bitti, Mücadele Devam Ediyor
- Hindistan’da 250 Milyon İşçi ve Emekçi: Boyun Eğmiyoruz!
- ABD’de Trump’a ve Otoriterleşmeye Karşı Öfke Büyüyor
- Kenya’da İşçilerin ve Emekçi Gençliğin Yükselen Mücadelesi
- İspanya’da Metal İşçileri Grevde
- Dünya Meydanlarında Emperyalist Savaşa Hayır Sesleri Yükseliyor
- İtalya’da Savaşa Karşı Genel Grev ve Protesto
- Dünya Meydanlarında Milyonların Sesi
- Filistinli İşçi ve Emekçilerle Uluslararası Dayanışma Büyüyor
- ABD’de Göçmen Karşıtlığına Karşı Protestolar Devam Ediyor
- İngiltere’de İşçiler Kemer Sıkma ve Savaş Politikalarına Karşı Meydanlarda
Son Eklenenler
- Siyasi iktidarın “aile yılı” ilan ettiği 2025’te nice ailenin ocağına ateş düştü, düşmeye de devam ediyor. Ocak ayında meydana gelen ve 78 kişinin hayatını kaybettiği Kartalkaya’daki otel yangını felaketiyle başladı yeni yıl. Ama bu felaket ne ilkti...
- Bombalarla yerle bir edilen Gazze’de artık ne sokak kaldı ne okul ne hastane… Ölüm çok, açlık derin… Açlığın ne olduğunu bilenler, “Allah kimseyi açlıkla terbiye etmesin” der. Çünkü açlık, insanın canının yavaş yavaş çekilmesidir, gözünün gördüğüne...
- İzmir Gaziemir Serbest Bölgede üretim yapan Digel Tekstil fabrikasında, sendikalı çalışmak istedikleri için işten atılan 15 işçinin direnişi devam ediyor. 14 Ağustosta TEKSİF Ege Bölge Temsilciliğinde, direnişçi işçiler ve sendika temsilcileri bir...
- İsrail devleti, Filistin halkına yönelik saldırılarını sürdürerek savaşın alevlerini büyütmeye devam ediyor. Dünyanın dört bir yanındaki işçi ve emekçiler ise emperyalist savaşa karşı öfkelerini dile getiriyor, savaşın ortasında kalan sınıf...
- Toplumun ezici çoğunluğunu oluşturan, üreten, hizmet sağlayan, zenginlikleri var eden biz değil miyiz? Aynı sorunlarla boğuşan biz değil miyiz? Çürümeden, yozlaşmadan kurtulmak, nefes almak isteyen biz değil miyiz? Birbirimize ihtiyaç duyan biz...
- KESK, Ağustos ayının ilk haftasında alternatif TİS masası kurarak 2026-2027 Toplu Sözleşmesinde kamu emekçilerinin taleplerini duyurdu. İktidarın ilk zam teklifini açıkladığı gün Çalışma Bakanlığı önünde açıklama yaparak teklifi protesto etti. 13...
- İsrail devleti Filistin halkına yönelik saldırılarını her geçen gün arttırıyor. Filistin halkı yalnızca bombalarla, kurşunlarla değil abluka nedeniyle açlıkla da mücadele ediyor. Bölgede gıdaya erişim neredeyse imkânsız hale geldi. Ancak İsrail...
- Sırbistan’da geçtiğimiz yıl Kasım ayında Novi Sad şehrindeki bir tren istasyonunda meydana gelen çökme sonucu 16 kişi hayatını kaybetmişti. Yolsuzluk ve ihmalin yol açtığı bu felaketin üzerinden 9 ay geçti, ancak öğrenciler ve işçilerin öfkesi...
- Geçtiğimiz ay Emekçi Kadın köşemizde, 1840’lı yıllarda Ignaz Semmelweis adlı genç bir doktorun annelerin hayatını kurtaran mücadelesine yer vermiştik. Zorluklara, engellere, baskılara rağmen doğru bildiği yolda yürüyerek kadınların ve bebeklerin...
- Bundan 1162 yıl önce, 863’te köleler Abbasi İmparatorluğuna isyan ettiler ve bataklığın ortasında bir şehir kurdular. Bu şehrin adı El-Muhtare idi, yani “Özgürlük Kenti”… Bu bölge, Dicle ve Fırat nehirlerinin Basra Körfezine dökülmeden önce...
- 4 milyon kamu emekçisini ve 2,5 milyon emekliyi kapsayan toplu sözleşme sürecinde iktidarın ilk zam teklifi 2026 yılının ilk 6 ayı için yüzde 10, ikinci 6 ayı için yüzde 6; 2027’nin ilk 6 ayı için yüzde 4, ikinci 6 ayı için yüzde 4 olmuştu. İkinci...
- Kamu emekçilerinin 2026–27 yıllarını kapsayacak toplu iş sözleşmesi görüşmeleri başladı. Yaklaşık 6 milyon kamu emekçisi var ve aileleri ile birlikte düşünüldüğünde 20 milyon insanı ilgilendiren bir süreç başladı. Kamu işvereni yani devlet, 2026’nın...
- İşçi Dayanışması’nın sayfalarında dünyadan işçi mücadelelerine, yüz milyonlarca işçinin katıldığı grevlere, farklı millet ve inançlardan yüz binlerce emekçinin bir araya geldiği Filistin’le dayanışma eylemlerine, ülkeden ülkeye yayılan emekçi...