Buradasınız
İşsizlik Böyle Azalıyor!
Aydınlı’dan işsiz bir işçi
Türkiye’de işsizlik rakamları düşüyormuş. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre 2010 yılının Aralık ayında %11,4 işsizlik oranı, 2011 yılı Aralık ayında %9,8’e düşmüş. Yani işsizlik azalıyormuş! Gel gelelim dışarıda bu kadar işsiz varken ve bunlara her gün yenileri ekleniyorken, bu rakamlar nasıl oluyor da düşüyor?
Emekleri görülmeyen ev kadınları, öğrenciler ve askerler işsiz sayılmıyor. Bir de belli bir süre iş arayıp bulamamış olanlar var. Meselâ ben yaklaşık bir buçuk yıldır işsizim. “Biz işçileri çok düşünenler” benim gibi sayısız insanı işsiz bile saymıyor. TUİK, bizim iş aramadığımızı, iş aramaktan umudumuzu kestiğimizi neden gösterip, bizi işsizden saymıyor. Her gün onlarca işçi sebepsiz ve haksız yere işten atılıyor. İşsizlik belası yüzünden işçiler canına kıyıyor. İş arayanlar “biz size döneriz” cevaplarıyla evlerine dönerlerken, açıkça ve utanmadan iş bulmanın çok “kolay” olduğunu, bizlerin “iş beğenmediğini” söyleyen sermaye sınıfı, lütfedip de beni ve benim gibi iş bulamayanları işsiz saymıyor. İş bulamayanların sayısı her geçen gün yükseliyor. İşte işsizlik rakamları böyle “düşüyor” ve patronlar da bizlere istihdamın arttığı yalanını yutturmaya çalışıyorlar.
Bir yandan çalışan işçiler günde 12-16 saat çalıştırılıyor ve açlık sınırının altında ücret alıyorlar. Diğer yandan milyonlar işsizlik ile terbiye ediliyorlar. Bugünün üretim araçlarıyla daha kısa iş saatleri mümkün. Böylece hem bizlerin koşulları ve hayatı biraz daha iyileşmiş olur, hem de dışarıdaki işsizlerin sayısı azalmış olur. Üç kişinin yapacağı işi neden bir kişi yapsın ki?
1 Mayıs yaklaşıyor. Bizler UİD-DER’li işçiler olarak, 1 Mayıs’a “İş Saatleri Düşürülsün, Ücretler Yükseltilsin” şiarıyla katılacağız. Ayrıca bu talep doğrultusunda kampanya başlattık. İşçi sınıfının ortak sorunları temelinde herkesi 1 Mayıs’ta UİD-DER çatısı altında haykırmaya davet ediyorum.
İş Saatleri Düşürülsün, Ücretler Yükseltilsin!
Tüm İşsizlere İş!
Son Eklenenler
- Tarkett işçileri 18 Eylülden bu yana grevlerini sürdürüyorlar. Taleplerini, mücadelelerinin nasıl başladığını, grevlerini şöyle anlatıyorlar:
- Ücretlerini arttırmak, sendikalaşmak, ücret gaspına dur demek için çeşitli sektörlerden işçiler grev ve direnişlerini sürdürürken her geçen gün bunlara yenileri ekleniyor. Kartal Belediyesi işçileri Toplu İş Sözleşmesi (TİS) masasında anlaşma...
- Dünya İşçi Sınıfının Yoksulluğa, Hak Gasplarına ve Emperyalist Savaşa Karşı Mücadelesi Devam Ediyor!Dünyanın dört bir yanında farklı sektörlerden on binlerce işçi ve emekçi artan yoksullaşmaya, hak gasplarına ve emperyalist savaşlara karşı mücadeleyi büyütmeye devam ediyor. Baskı ve tehditlere boyun eğmeyen işçiler, grevlerle, kitlesel eylemlerle...
- İşçi Dayanışması’nda her vesileyle vurguladığımız gibi kapitalizmde iki temel sınıf var. Yaşam biçimi, düşünme tarzı, çıkarları, hayattan beklentileri farklı olan iki sınıf: İşçi sınıfı ve sermaye sınıfı. Bu nedenle her kavram hangi sınıftan...
- 28 Ekim 2014’te Ermenek’te 18 madenci katledildi. Ermenek katliamı, ekmek kavgası uğruna yerin yüzlerce metre altına inen sarı baretlilerin yaşamdan koparıldığı ne ilk katliamdı ne de son olacaktı. Aynı yıl 13 Mayısta Türkiye tarihinin en büyük...
- Son günlerde de Polonez işçisi kadınların direnişlerini hayranlıkla ve umutla takip ediyorum. Uzun zamandır “grevlerde kadınlar nasıl tepki veriyor” diye kadın ağırlıklı grevleri dikkatle izliyorum. Sizlere de bu merakımdan dolayı karşıma tesadüfen...
- Bu sistemde kâğıt üzerinde herkesin özgür olduğu söylenir, herkesin eşit özgürlükleri varmış gibi sunulur. Ancak gerçeklik başkadır. Gerçeği algılamak için uyanık ve sınıf bilinçli olmak, “hangi sınıfın özgürlüğü?”, “ne çeşit bir özgürlük?” gibi...
- Adana’da SASA-PTA Üretim Tesisi Şantiyesinde çalışan işçilerin Yapı Yol-İş Sendikasıyla birlikte ücret gaspına karşı başlattıkları direniş kazanımla sonuçlandı. Karşıyaka Belediyesi Kent AŞ işçileri, belediye önünde eylem yaparak ücretlerinin...
- Her gün yeni bir vahşet, felaket, savaş haberi alıyoruz. Çünkü içinde yaşadığımız ekonomik ve toplumsal düzen vahşet, felaket, savaş üretiyor. Her gün bir önceki güne göre daha kötü bir dünya ve yaşama açıyoruz gözlerimizi. Beraber çalıştığım bir...
- Çoğu işçi kardeşimiz birlikte hareket etmenin, hak mücadelesi vermenin zor olduğuna inanıyor. Gerçekten de hak mücadelesinde kolay bir yol yok. Peki ama kölelik koşullarında çalışmak, sefalete boyun eğmek kolay mı? Bireysel çabalarla hayat...
- Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) üyesi sağlık emekçileri 24 Ekimde pek çok ilde basın açıklamaları gerçekleştirerek devletin sağlık politikalarını, sağlık emekçilerinin maruz kaldığı sömürüyü ve tüm bunların bir sonucu olan bebek...
- Çalışma koşularımızın kötülüğünden, ücretlerimizin düşük olmasından ve genel sorunlarımızdan bahsederken “peki, bu durumda ne yapmalıyız” diye sorduğumuzda arkadaşlarımız kimi zaman “bu işyerinden bir şey olmaz” diyor.
- Yaşamlarımız ne pahasına çalınıyor? Ne pahasına aldığımız nefes bile çok görülüyor? Sermaye sınıfı rekor kârlar elde etsin, üretim maliyetleri düşsün, eğitim-sağlık gibi kamusal hizmetler birer kâr kapısına dönüşsün diye… Onlar hiç doymayan bir...