Buradasınız
Kartal’da Stant: UİD-DER İşçileri Mücadeleye Çağırıyor!
Asgari ücretin işçiler tarafından yoğun bir şekilde tartışılmaya başlandığı bugünlerde, hükümet ve patronlar çeşitli açıklamalarda bulunuyorlar. AKP hükümetinin seçimlerden önce vaat ettiği 1300 lira karşısında patronlar, “bizler fabrikaları kapatmak zorunda kalırız” diyorlar. Diğer yandan ise “Patronlar aslında işçilere iyi maaş vermek istiyorlar ama diğer ülkelerin patronlarıyla rekabet etmek zorunda oldukları için veremiyorlar” düşüncelerini yayıyorlar. Onlar kârlarından zerre taviz vermezken, işçilerin sefalet ücretine dahi göz dikebilmektedirler. Patronların hizmetinde olan AKP ise, yine tam bir Şark kurnazlığıyla birkaç formül bulmuş bile. Yapılacak zammın işsizlik fonundan karşılanması, patronların vergi yükünden muaf tutulması gibi.
Her yıl Aralık ayında toplanan Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun 5 üyesi Çalışma Bakanlığı ve devlet kurumlarının bürokratlarından, 5’i en fazla üyesi olan patron örgütünden, 5’i de en fazla üyesi olan işçi sendikaları konfederasyonundan geliyor. Asgari ücret yönetmeliği asgari ücreti şöyle tanımlıyor: “İşçilere normal bir çalışma günü karşılığı ödenen ve işçinin gıda, konut, giyim, sağlık, ulaşım ve kültür gibi zorunlu ihtiyaçlarını günün fiyatları üzerinden asgari düzeyde karşılamaya yetecek ücret.” Ancak ne şu anki asgari ücretin ne de vaat edilen 1300 liranın bu tanımla uzaktan yakından ilgisi var.
Sefalet ücretine hayır demek için Kartal’da emekçilerle buluştuk. UİD-DER olarak yürüttüğümüz “Düşük Ücretlere, Uzayan İş Saatlerine, Taşeronlaştırmaya Hayır!” adlı kampanyamızın taleplerini daha çok emekçiye duyurmak için 21 Kasımda Kartal’da stant kurduk. Kurduğumuz standa birçok emekçi kardeşimiz gelerek yaşadıkları sorunları dile getirdiler. Asgari ücretin 1300 lira olacağı tartışmalarının yürütüldüğü son günlerde çok sayıda işçi AKP’ye güvenmediklerini, verilen vaadin çeşitli oyunlarla unutturmaya çalışılacağını söylediler. İşçiler, mevcut asgari ücretin zaten sefalet ücreti olduğunu söyleyerek “hükümet asgari ücreti 1300 lira yapıp bunun yanında artan faturalar, kiralar, vergilerle reel ücretlerimizi daha çok düşürecek” diyerek hayat pahalılığına dikkat çektiler. 1300 liranın yetmeyeceğini, daha da önemlisi zamdan sonra diğer geçim araçlarına zam yapılmaması gerektiğini belirttiler. Yoksa her zamanki gibi “kaşıkla vereceklerini kepçeyle geri alacaklar” diyerek kaygılarını dile getirdiler.
Milyonlarca işçi sefalet ücretiyle yaşam savaşı veriyor. Bizler sefalet ücretine mahkûm değiliz. Gerçekten geçinmemizi sağlayacak bir ücret için mücadele etmemiz gerekiyor. İşçilerin mücadele örgütü UİD-DER her alanda işçilerle bir araya geliyor ve sermaye düzeninin yarattığı tüm sorunların çözümü için işçileri mücadeleye çağırıyor!
Bayteks Nakış İşçileri Direniyor!
Son Eklenenler
- 17 Nisan Sağlıkta Şiddete Karşı Mücadele Günü kapsamında Türkiye’nin pek çok kentinde sağlık emekçileri basın açıklamaları gerçekleştirdi. 12 yıl önce Gaziantep’te görev sırasında katledilen Dr. Ersin Arslan ve sağlıkta şiddet sonucu yaşamını...
- Bursa’da faaliyet gösteren Durak Tekstil’de 6 işçi Öz İplik-İş Sendikasına üye oldukları için işten atılmış ve fabrika önünde direnişe geçmişlerdi. 6 Şubattan itibaren direnişlerine kararlı bir şekilde devam eden Durak Tekstil işçileriyle dayanışma...
- Sermaye sınıfı ve iktidar bizi bir birey, bir insan olarak değil sadece ucuz işgücü kaynağı olarak görüyor. Çok çocuk doğurmamızı, gelecek işçi kuşaklarını yetiştirmemizi beklerken, kadın istihdamını teşvik ettiklerini söylerken, doğum ve emzirme...
- Adıyaman’ın Besni ilçesinde bulunan Mega Polietilen fabrikasında 2 aylık ücretleri gasp edilen işçiler 8 Nisanda iş bırakarak direnişe başladı. 15 Nisanda BİRTEK-SEN’in çağrısıyla fabrika önünde bir dayanışma eylemi yapıldı. 5 Nisandan bu yana...
- İşçi sınıfının 8 saatlik işgünü için mücadelesinden doğan 1 Mayıs’ın 138 yıllık bir tarihi var. Kuşaklar boyunca kadın ve erkek işçiler işgününü 8 saate indirmek için mücadele ettiler ama bu mücadele işgününün kısaltılması talebiyle sınırlı kalmadı...
- Hepimiz artan hayat pahalılığından şikâyet ediyoruz. Geçimimizi sağlamakta, ay sonunu getirmekte zorlanıyoruz. Çarşı-pazarda, marketlerde hep aynı sohbeti yapıyor, aynı dertten yakınıyoruz: Hayat çok pahalı! Çoğumuz için tatil yapmak, hafta sonu...
- İsrail’in Gazze’ye saldırıları altıncı ayını geride bırakırken altı aydır meydanları dolduran İngiltereli işçi ve emekçiler “acil ve kalıcı ateşkes” ve “İsrail’e silah satışının sonlandırılması” talepleriyle bir kez daha meydanlara çıktı. 13 Nisanda...
- Otuz yıl boyunca kesintisiz çalışmış, ücreti daha cebine girmeden SGK primleri ve vergileri kesilmiş, EYT’li emekli bir işçiyim. 2024 yılı Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından emekliler yılı ilan edildi ama emekliler sefalet içinde yaşamaya mahkûm...
- Ezilenlerin safında mücadele eden, şiirlerini ve oyunlarını işçi sınıfına adayan Bertolt Brecht, “Yarının Büyüklerine Şiirler” kitabında, beşiğinin başucunda oğluna seslenen bir ananın ninnisine yer verir. Geçmişten bugüne ninniler, çocukların...
- Sevgili işçi kardeşlerim, hepinize merhaba. Bu mektubumda sizlerle sözü eğip bükmeden konuşmak ve gerçekler üzerine hasbihal etmek istiyorum. Yani gerçekleri olduğu gibi konuşalım. Biliyorum ki kursağınıza giren her lokmayı alın teriniz, elinizin...
- Adnan Yücel, Yeryüzü Aşkın Yüzü Oluncaya Dek şiirinde “saraylar, saltanatlar çöker, kan susar bir gün, zulüm biter” der. Yeryüzünde “aşkın” yani özgürlüğün, barışın, mutluluğun hâkim olacağı günler için ve o günlere kadar mücadelenin devam edeceğini...
- Bugün dünyanın pek çok yerinde savaş naraları yankılanıyor. Filistin, Ukrayna, Suriye, Lübnan, Yemen ve daha birçok ülkede emperyalist savaşların getirdiği yıkımlara, acılara, ölümlere tanık oluyoruz. Şimdilik televizyon ekranlarında, gazetelerde...
- Portekizli yazar Jose Saramago “Körlük” romanında toplumsal körlüğü, bu kitabın devamı olan “Görmek” romanında ise ezilenler gerçekleri görmeye başladıklarında neler olduğunu anlatır. “Körlük” romanı 1933-1974 yılları arasında Portekiz’de hüküm...