Buradasınız
Mersin Liman İşçileri Anlatıyor
UİD-DER’in yürüttüğü “Ücretler Yükseltilsin, İş Saatleri Kısaltılsın!” kampanyası devam ediyor. Mersin Liman işçileriyle söyleşiler gerçekleştirerek, onlarla sorunlarını, yürüttüğümüz kampanyayı ve 1 Mayıs’ı konuştuk. İki Akan-Sel işçisinden sorularımıza şu yanıtları aldık.
UİD-DER: Günde kaç saat çalışıyorsunuz?
1. işçi: Mersin Limanı’nda şoför olarak 8 saat çalışıyorum.
2. işçi: İşçiyim, tır şoförüyüm. 8 saat çalışıyorum.
Haftada ve ayda kaç saat fazla mesai yapıyorsunuz? Mesailer zorunlu mu, siz isteyerek mi kalıyorsunuz?
1. işçi: Mesaiye hiç kalmıyorum. Bizde mesai zorunlu değil, işçinin isteğine bağlı. Zaten mesai bize ters düşüyor. 3 tane arkadaşım mesaiye kalacağına bir sürü işsiz adam var, birisi gelir çalışır. Ondan dolayı biz mesaiye karşıyız. Kimse de yapmıyor.
2. işçi: Ben mesaiye kalmıyorum. Ama iş yoğunluğu olduğu zaman arkadaşlarım gönüllü olarak kalıyor. Zorunlu diye bir şey yok.
Ne kadar ücret alıyorsunuz? Aldığınız ücretle geçinebiliyor musunuz?
1. işçi: Prim usulü çalıştığımız için asgari ücret+prim+asgari geçim indirimi = 1300 TL ücret alıyorum. Açlık sınırı bin küsur lirayken o parayla nasıl geçineceğiz? Sadece ev kirası 500 lira!
2. işçi: Asgari ücret+prim usulü çalışıyoruz. Benim elime geçen 1050-1200 TL arası. Maalesef aldığım ücretle geçinemiyorum. Limanın dışında farklı bir sektörde çalışsam bu parayı almak zoruma gitmez. Ama liman gibi bir yerde bu parayı almak beni üzüyor. Gerçekten geçinemiyorum ve benim gibi bütün arkadaşlar da geçim sıkıntısı çekiyor.
Dışarıda milyonlarca işsiz varken, üç işçinin yapacağı işi neden bir kişi yapıyor? Bu normal mi?
1. işçi: Şöyle normal değil. Suçun büyük çoğunluğu başta işçilerin, ikincisi sendikacıların. İşverenler için normal, onlar çok kazanmak ister, on işçinin yapacağını bir işçi yapsın ister, daha çok kazanmak ister. Bu yüzden birinci dereceden işçiler suçlu. Şu anki sendikaların durumunu biliyorsunuz. Hepsi sendika ağası olmuş. Kimse ses çıkaramıyor, ses çıkaranı harcıyorlar. Olan tekrar işçiye oluyor. Mustafa Kumlu’yu görüyorsunuz. Ben onu 10 tane koyuna çoban bile yapmam, adam konfederasyon başkanı. İşçi menfaatine söyleyeceği bir kelime yok, nereden baksanız beş yıl oldu. İstihdam büroları açılacak, kıdem tazminatı düşecek, adamın yaptığı bir şey yok. İşçi sınıfı bu haldeyken sendikaların durumu da bu haldeyken, işçiler sendikalarını ele geçirmediği sürece bu böyle gelmiş böyle gider. İşvereni ben haksız görmüyorum ki, nasıl ben istiyorum 2000 TL maaş almayı, o da ister 200 milyar fazla para kazansın. Ne yapacak, işçinin sırtından geçinecek. O kendi hakkını ararken biz hakkımızı aramayı bilmiyoruz. Nasıl arayacağız hakkımızı? Sendikalarla. Sendikalar işverenin ortağı olmuş, hatta işverene daha çok yardımcı oluyorlar. Lanet olsun bizim sarı sendikacılara, bir direnişi nasıl kıracaklarını bunları öğreniyorlar.
2. işçi: Tabiî ki normal değil. Şimdi her şey zenginden yana. Asgari ücreti belirleyen onlar, bir işçinin işini 3-4 kişi yapacak diyen onlar, dışarıdan ucuz işçi getiren onlar, işsizlik krizi çıkarıp, iş yok deyip, elinizdeki işe sahip çıkın deyip üstü kapalı tehdit eden onlar.
Önümüz 1 Mayıs, işçi sınıfının birlik mücadele ve dayanışma günü. UİD-DER “Ücretler Yükseltilsin, İş Saatleri Kısaltılsın!” adıyla bir kampanya yürütüyor. Bu konuda düşüncenizi alabilir miyiz?
1. işçi: Çoğu işçilerin sendikaların varlığından bile haberi yok, varlığından haberi olanlar da üye olmaya korkuyor. Bunu aşmanın yolu da işçiyi bilinçlendirmek, eğitmek. Bunu yapacak sendikacılar maalesef yok, bunu yapacak olanlar sizin gibi dernekler. 1 Mayıs’taki bu talepler de çok doğrudur. Yalnız saatler düşürülsün biraz farklı, yasadaki mevcut 8 saati bile uygulamıyorlar ki! 12 saat, 14 saat, hatta iş bitene kadar çalıştırıyorlar işçiyi. Türkiye’nin çoğu yerinde ne zaman iş bitti o zaman evine gidiyorsun. Ondan önce dersen ki benim uykum geldi çalışmıyorum, kusura bakma sen git bir sürü işsiz vatandaş var derler.
2. işçi: UİD-DER’i öncelikle kutlamak istiyorum. Gerçekten çok iyi çalışıyorsunuz. İyi bir dernek. Tamam, çalışma saatleri kısaltılsın, koşullar düzeltilsin. Ama gerçekten bilinçsiz işçiler var, bunların örgütlenmesi lazım, eğitilmesi lazım. Bunlar zaman alır ama inşallah olur diyorum.
Teşekkür ederiz.
Dayanışma
Amylum Nişasta İşçileri Anlatıyor
Son Eklenenler
- Avrupa’nın en büyük, dünyanın ise ikinci büyük sakız ve şekerleme üreticisi olan Perfetti Van Melle’nin İstanbul Esenyurt’ta bulunan fabrikasında sendikal baskılar devam ediyor. Mentos, Vivident gibi markaları bünyesinde barındıran şirket sendika...
- Mersin’in Gülnar ilçesinde yapımı devam eden Akkuyu Nükleer Santrali şantiyesinde çalışan işçiler Ocak ve Şubat ayı ücretleri ödenmediği için 27 Martta iş bıraktı. Santralin Türkiye tarafının genel yüklenici firması IC İçtaş bünyesinde çalışan...
- Özak Tekstil işçileri sendika değiştirme hakkını kullanarak BİRTEK-SEN’de örgütlendikleri için patronun işten atma saldırısıyla karşılaşmış ve 27 Kasımda direnişe geçmişlerdi. Tüm baskı ve engellemelere rağmen sendikalarıyla birlikte mücadeleyi...
- Bayburt Grup’a bağlı Agrobay Seracılık’ta çalışan işçiler Tarım-Sen’e üye oldukları için tazminatları ve 2 aylık maaşları ödenmeden işten atılmışlardı. 22 Ağustosta direnişe geçen işçiler patronun yalanlarına, jandarma saldırısına, defalarca...
- İşçilerin, patronların saldırılarına karşı mücadelesi sürüyor, bu mücadelelerin bir kısmı anlamlı kazanımlarla sonuçlanıyor. Sendika düşmanlığına karşı direnişe geçen RC Endüstri işçileri patrona geri adım attırdı. Direnişin 20. gününde üretimi...
- Sermayelerini büyütmeyi her şeyin önüne koyan patronlar sınıfı dünyanın dört bir yanında iş güvenliği önlemlerini almayarak, doğayı tahrip edip felaketlerin önünü açarak işçilerin canını almaya devam ediyor. Türkiye’de ve dünyada depremlerde,...
- İtalya İşçi Sendikası UIL ülkede giderek artan iş cinayetlerine karşı 19 Martta Roma’da protesto gösterisi düzenledi. Sendika öncülüğünde yapılan eylemde giderek artan işçi ölümleri protesto edildi. İş güvenliği önlemlerinin alınmamasının işçilerin...
- Sorunlarımız giderek artıyor. Çevremde pek çok insandan “hiçbir şey değişmiyor” cümlesini duyuyorum. Onlara soruyorum: “Peki, değişmesi için sen ne yapıyorsun?” Herkes çözümü birbirinden bekliyor, sonra da “neden böyle” diye şikâyet ediyor. Sonuç...
- Hak gasplarına karşı işçilerin, emekçi kadınların ve emeklilerin hak arayışı sürüyor. Çeşitli işkollarından işçiler İzmir’den Manisa’ya, İstanbul’dan Ankara’ya kadar direnişlerle, yürüyüşlerle, basın açıklamalarıyla seslerini yükseltiyor.
- Başlıktaki sorunun cevabı aslında çok basit: kim karıştırıyorsa onun işine gelir doğal olarak. Çalışmakta olduğum işyeri ağır sanayi… Genç işçilerin yanı sıra çocuk ve yaşlı emeği sömürüsü de katmerli olarak yaşanıyor. Ücretlerin çevredeki...
- Türkiye’de mevcut siyasi iktidar, pek çok alanda politika değiştirdi, iç ve dış politikalarında keskin zikzaklar çizdi, defalarca doğrultu değiştirdi. Fakat doğrultusunu hiç değiştirmediği, istikrarını hep koruduğu bir alan var: Emek politikaları!
- Binlerce yıl önce atalarımızın avlanmak için kullandığı bumerang, atıldığı noktaya geri dönmesiyle bilinir. Bumerangın bu özelliğine atıfla, kişinin gösterdiği tutum ve davranışların sonuçlarının eninde sonunda kendisine geri dönüşü olacağını...
- Bursa’nın Gemlik ilçesinde faaliyet gösteren Borusan Lojistik A.Ş’de Liman-İş Sendikası’na üye olan 4 işçi işten çıkarıldı. Sendikalaştıkları için işten atılan işçilerin geri alınması ve sendikal baskılara son verilmesi talebiyle 21 Martta fabrika...