Buradasınız
Ne Olduğunu Anlamadım Bile
Tuzla’dan bir işçi

Elini makinenin iğnelerine kaptıran bir işçi arkadaşım, işyerinin anlaşmalı olduğu özel hastaneye götürülüyor. O arada arkadaşın eline dikiş atılırken “işçiyi çok düşünen” patron temsilcisi de, o konuşurken yorulmasın diye yetkililerle kendi konuşuyor.
Ne kadar düşünceli değil mi? İşçi arkadaşıma sordum, “iş kazası dedin mi?” “Hayır, ne olduğunu anlamadım bile. Dikiş atılırken personel müdürü konuşmuş, bana hiç bir şey sormadılar” dedi. Tabi bu durumda özel hastanelerin kime özel olduğu da anlaşılıyor. İş kazalarının üzerini kapatmak için özenli bir “özel hastane.” İşyerinde iliklerine kadar sömürülen, yemek molası hariç hiç dinlenmeye fırsatı olmayan işçi arkadaşımı, yorgunken düşünmeyen personel müdürümüz, iş kazası geçirdiğinde pek özenli davranıyor. Özel hastaneye götürüyor. Yorulmasın diye konuşturmuyor. İşyerinden hastaneye götürülürken kimsenin ruhu duymuyor. İşçilerin bu durumu öğrenmemesi için de bir hayli özen gösteriliyor. Yanındaki işçi arkadaşı olay bitip üzerinden üç dört gün geçtikten sonra öğreniyor. İşveren işçiyi düşündüğünden böyle davranmıyor. İşçi, olur ya, iş kazası falan der, işyerinin siciline yazılır... Neyse ki “ufak” bir kazayı atlatan işçi arkadaşım bugün için şanslıydı. Ama patronlar, iş kazalarında işçinin durumu ne kadar ağır olursa olsun olayın üstünü kapatmakta ustalaşmışlar. Biz işçiler patronların umurlarında değiliz. Kâr güdüsü üzerine kurulan bu kapitalist sistemde patronlardan işçinin sorunlarına duyarlı olmasını bekleyemeyiz.
UİD-DER’in yürüttüğü “İş Kazaları Kader Değildir, İşçi Ölümlerini Durduralım!” kampanyası her geçen gün daha fazla önem kazanıyor. Her gün işyerlerinde işçiler, iş kazalarında ya sakat kalıyor ya da yaşamını yitiriyor. İşçi çocukları yetim kalıyor. İşçilerin sorunlarını örgütlenmiş işçilerden başka kimse çözemez. Yeter ki örgütlenip bilinçlenelim. Patronların kaybedecek çok şeyi var, ama biz işçilerin iş kazalarında elini, kolunu, dahası canını yitirmekten başka bir şeyi yok. Emeğimizi çalan patronlara kalan canımızı da vermemeli ve birlikte mücadele etmeliyiz.
Son Eklenenler
- Toplumun ezici çoğunluğunu oluşturan, üreten, hizmet sağlayan, zenginlikleri var eden biz değil miyiz? Aynı sorunlarla boğuşan biz değil miyiz? Çürümeden, yozlaşmadan kurtulmak, nefes almak isteyen biz değil miyiz? Birbirimize ihtiyaç duyan biz...
- KESK, Ağustos ayının ilk haftasında alternatif TİS masası kurarak 2026-2027 Toplu Sözleşmesinde kamu emekçilerinin taleplerini duyurdu. İktidarın ilk zam teklifini açıkladığı gün Çalışma Bakanlığı önünde açıklama yaparak teklifi protesto etti. 13...
- İsrail devleti Filistin halkına yönelik saldırılarını her geçen gün arttırıyor. Filistin halkı yalnızca bombalarla, kurşunlarla değil abluka nedeniyle açlıkla da mücadele ediyor. Bölgede gıdaya erişim neredeyse imkânsız hale geldi. Ancak İsrail...
- Sırbistan’da geçtiğimiz yıl Kasım ayında Novi Sad şehrindeki bir tren istasyonunda meydana gelen çökme sonucu 16 kişi hayatını kaybetmişti. Yolsuzluk ve ihmalin yol açtığı bu felaketin üzerinden 9 ay geçti, ancak öğrenciler ve işçilerin öfkesi...
- Geçtiğimiz ay Emekçi Kadın köşemizde, 1840’lı yıllarda Ignaz Semmelweis adlı genç bir doktorun annelerin hayatını kurtaran mücadelesine yer vermiştik. Zorluklara, engellere, baskılara rağmen doğru bildiği yolda yürüyerek kadınların ve bebeklerin...
- Bundan 1162 yıl önce, 863’te köleler Abbasi İmparatorluğuna isyan ettiler ve bataklığın ortasında bir şehir kurdular. Bu şehrin adı El-Muhtare idi, yani “Özgürlük Kenti”… Bu bölge, Dicle ve Fırat nehirlerinin Basra Körfezine dökülmeden önce...
- 4 milyon kamu emekçisini ve 2,5 milyon emekliyi kapsayan toplu sözleşme sürecinde iktidarın ilk zam teklifi 2026 yılının ilk 6 ayı için yüzde 10, ikinci 6 ayı için yüzde 6; 2027’nin ilk 6 ayı için yüzde 4, ikinci 6 ayı için yüzde 4 olmuştu. İkinci...
- Kamu emekçilerinin 2026–27 yıllarını kapsayacak toplu iş sözleşmesi görüşmeleri başladı. Yaklaşık 6 milyon kamu emekçisi var ve aileleri ile birlikte düşünüldüğünde 20 milyon insanı ilgilendiren bir süreç başladı. Kamu işvereni yani devlet, 2026’nın...
- İşçi Dayanışması’nın sayfalarında dünyadan işçi mücadelelerine, yüz milyonlarca işçinin katıldığı grevlere, farklı millet ve inançlardan yüz binlerce emekçinin bir araya geldiği Filistin’le dayanışma eylemlerine, ülkeden ülkeye yayılan emekçi...
- 17 Ağustos 1999 gecesi Türkiye tarihinin en büyük felaketlerinden biri yaşandı. Kocaeli, Yalova, Sakarya, İstanbul ve Düzce’yi sarsan 7,4 büyüklüğündeki depremde 50 binden fazla insan hayatını kaybetti, çok daha fazlası yaralandı. Yüzbinlerce...
- Mersin’in Tarsus ilçesi 1. Organize Sanayi Bölgesi’nde faaliyet gösteren PMS Tıbbi Cihazlar fabrikasında 12 işçi, sendikaya üye oldukları için işten çıkarıldı. Tüm Taşıma İşçileri Sendikası (TÜMTİS), 16 Ağustosta fabrika önünde basın açıklaması...
- Sakarya Hendek’te bulunan, Birleşik Metal-İş Sendikasının örgütlü olduğu Koç Holding’in şirketlerinden Türk Traktör’ün tedarikçisi olan SAG Hidrolik fabrikasında bir işçinin işten çıkarılması sonrası 12 Ağustosta direniş başladı. TEKSİF Sendikasına...
- İsrail’in Filistin halkına yönelik saldırıları ve açlık politikası tarifsiz acılar yaşatmaya devam ediyor. Siyonist rejim, iki milyon Filistinlinin bölgeden sürülmesi anlamına gelecek olan Gazze’yi tam işgal planıyla saldırılarını tırmandırıyor....