Buradasınız
Legrand Direnişçilerinden Selamlar

Gebze’de direnişlerini sürdüren Legrand işçileri, işçi örgütlerine dönük bir mektup kaleme almışlar. İki kadın işçi, gönderdikleri mektupta direniş sürecini anlatıyor. Birleşik Metal-İş’in kendilerine sahip çıkmamasına da değinen direnişçi işçiler, şöyle diyorlar: “Dostlar, bizler sınıfımızdan aldığımız güçle direnişimizi ilk günki kararlılığımızla sürdürüyoruz. Biz bu sınıf işbirlikçisi bürokratları asla affetmeyeceğiz. Ve onların ensesinde olacağız.” Yalnız olmadıklarını, direnişlerini işçilerin ve bu konuda duyarlı olan sınıf dostu herkesin sahiplendiğini söyleyen Legrand işçilerinin mektubunu yayınlıyoruz:
Merhaba Dostlar,
Bizler Gebze’de kurulu olan Fransız sermayeli Legrand fabrikasında 53 gündür direnişte olan iki kadın işçiyiz. Birimiz 4 yıl, birimiz de 6 yıldır emek verdiğimiz fabrikadan eleman fazlalığı gerekçesi ile işten atıldık. Oysa biz şunu biliyoruz ki bizim asıl atılma nedenimiz sendikamıza sahip çıkmamız ve işçileri örgütlü olmaya teşvik etmemizdir, hatta sendikaya üye yapmamızdır. 15 yıldır bu fabrikada Birleşik Metal-İş “örgütlü”. Ancak esas hikaye ve kafa karıştıran kısım da burada başlıyor, hem örgütlü, hem sorunlu. 15 yıldır sendikamız Birleşik Metal-İş’in hiçbir zaman gerçekten yetkisi olmamış. Yasalar nezdinde üç yıllık bir dönem içinde yetkili, ama işçiler yetki alındıktan hemen sonra sendikacıların bilgisi dahilinde patron tarafından istifa ettiriliyor. Resmi olarak sendikalı, fiili olarak sendikasız. Fakat tüm bu garipliklere karşın şube ve genel merkez seçimlerinde oy kullanabilen ve kimin de seçtiği pek belli olmayan delegeler var. İşveren sözleşme döneminde noteri getiriyor ve sözleşmenin imzalanması için, yetki için gerekli sayıda işçiyi sendikaya üye yapıyor, sözleşme imzalandıktan birkaç ay sonra ise sendikadan istifa ettiriyordu.
Peki, işveren bunu neden ve nasıl yapabiliyor? Bu işi tek başına mı organize ediyor? Niye yapıyor? Çünkü bu fabrika uluslararası bir firma. Sendikanın olması işveren tarafından ihracatta yarattığı kolaylıklar nedeniyle tercih ediliyor. Esasında çok kötü kokan bir durum daha var. Şube yöneticileri yıllardır bu durumu biliyor, sendikacılar değişiyor, ama hepsi pis bir ortaklıkta ittifak ettiği için Legrand’daki işçilerin durumu değişmiyor. Üstüne üstlük bu işlerin organizasyonunda görev alan bir önceki dönemin sendika baş temsilcisi, işverenin müdürleri ile birlik olup işçileri sendika odasında sorguya çekiyor. Daha da vahimi, işçiler patron ve sendikacılar arasında kalıyor ve güvensizlik daha da artıyordu.
Tüm bu pis işler ve gariplikler devam ediyorken, yoğun kadın işçinin çalıştığı fabrikada birkaç ay içinde 7 hamile kadın çocuğunu düşürdü. Ne şubeden ne de genel merkezden buna ilişkin hiçbir çalışma yapılmadı. Tüm bunlar olurken ve geçen 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Gününde sendikamız Kadıköy’de “anlı şanlı” kutlamalar yaparken, biz kadın işçilere o gün 16 saat mesai yaptırıldı.
Hal böyleyken olan biz işçilere oluyordu. Hiçbir talepte bulunamıyor, haksızlığa uğradığımızda sendika temsilcimize ya da yöneticilerimize gittiğimizde, “ne yapalım arkadaşlar yetkimiz yok” deyip işin içinden çıkıyorlardı. Yani kısacası 15 yıldır sendikamızın fabrikada gerçekten örgütlü olması için BMİS yöneticileri kıllarını bile kıpırdatmadılar.
Son toplu iş sözleşmesine kadar 400 işçinin çalıştığı fabrikada sendikanın üye sayısı 60-70 kişinin üzerine çıkmıyordu. Biz bu TİS döneminde bu konuda duyarlı olan arkadaşlarımızla birlikte pek çok işçi arkadaşımızı sendikaya üye yaptık. Sayımız 220’lere çıktı ve yetki alındı. Sözleşme imzalandıktan sonra da biz iki kadın işçi işten atıldık.
İşten atma saldırısına boyun eğmeyerek fabrikanın önünde direniş başlattık. Direniş kararını en başta sendika ile birlikte aldık. Bize söz verdiler. Fakat daha direnişimizin üçüncü gününde sendikamızın merkez ve şube yöneticileri açıkça yüzümüze karşı direnişimizi sahiplenmeyeceklerini söylediler ve bizi yalnız bıraktılar. Çünkü bizi birkaç gün gelir gider, sonra da direnişi bırakır zannettiler. Üstüne üstlük GOSB’de bulunan Birleşik Metal-İş’te örgütlü diğer fabrikalardan bize gelen desteği kesmek için temsilciler üzerinden işçilere tehditler savurdular. Bu da yetmedi, BMİS’in Gönen’de bulunan Kemal Türkler tesislerinde temsilci eğitimi sırasında da işçi dostlarımız direnişimizden bahsettiklerinde ve “neden bu direnişi desteklemiyoruz” dediklerinde BMİS Başkanı Adnan Serdaroğlu bu arkadaşların konuşmalarına dahi tahammül edemedi. Şimdilerde futbolda şike tartışmaları sürüyor, ama dostlar şunu bilin ki en büyük şike bu sendika bürokratları tarafından yapılıyor. Aslında bu durum herkes tarafından da biliniyor, bizim farkımız Kral Çıplak dememiz.
Biz inanıyoruz ki, metal işçileri Türk-Metal çetesinden çok çekiyorlar fakat yüz binlercesi hâlâ orada. Çünkü sarı sendika karşısında gerçekten güçlü, mücadeleci bir sınıf sendikacılığı yok. İşçiler BMİS yöneticilerinin bu tutarsız tavırlarını biliyor. BMİS yöneticilerinin yüzlerce hatta binlerce işçiyi yarı yolda bıraktığını biliyoruz. Bu yarı yolda bıraktıkları işçiler açlıktan ölmüyorlar ama gittikleri yerlerde BMİS’in Türk-Metal’den bir farkı olmadığını söylüyorlar. Ne kadar acı! Ama bu gerçeği biz de şimdi bizzat yaşayarak görebiliyoruz. Lâfa gelince mangalda kül bırakmayan BMİS’in şube ve genel merkez yöneticileri, iş icraata geldiğinde mücadeleci sınıf sendikacılığıyla uzak yakın ilgisi olmayan bir paratik sergiliyorlar.
Dostlar, bizler sınıfımızdan aldığımız güçle direnişimizi ilk günki kararlılığımızla sürdürüyoruz. Biz bu sınıf işbirlikçisi bürokratları asla affetmeyeceğiz. Ve onların ensesinde olacağız. Kaşarlanmış bürokratların biz direnişçilerden ve işçilerden utanmayacaklarını zaten biliyoruz. Çünkü son birkaç yılda derileri bir hayli kalınlaşmış. Ama onların sergiledikleri ikiyüzlü tutumları her fırsatta teşhir edeceğiz. Bizim direnişimiz hakkında iftiralar atan ve işçileri bizlere karşı kışkırtmaya çalışanlarla hesabımız bitmedi. Onlara bu pis işleri yapmalarında yardımcı olanlar da en az onlar kadar suçludurlar. Ergeç mücadeleci işçiler nezdinde teşhir olacaklardır. Bizler yalnız olmadığımızı, direnişimizi işçilerin ve bu konuda duyarlı olan sınıf dostu herkesin sahipleneceğini çok iyi biliyoruz.
Yaşasın Onurlu Mücadelemiz!
Yaşasın Sınıf Dayanışması!
Kahrolsun Sendika Ağaları!
Ontex Direnişçileriyle Söyleşi
İşçi Kızı
- Kütahya Şeker Grevi 3’üncü Gününde
- İşçiler Sendika Düşmanlığına Karşı Mücadele Ediyor
- Omsa Metal İşçileri Sendika Hakları İçin Direnişte
- Cam İşçileri Grevde, İzBB İşçilerinin Direnişi Sonuç Verdi
- Sefalet Zammı Dayatmasına, İşten Atmalara Karşı İşçi Mücadeleleri
- Soygun Değil de Ne?
- İzmir’de Grevci İşçiler Sefalet Dayatmasına Hayır Dedi
- DYO Boya Grevi Kazanımla Sonuçlandı
- İşçiler, Emekliler Sefalet Dayatmasına Karşı Mücadeleyi Büyütüyor
- Buca Belediye İşçilerinin Anlattıkları
- Çiğli Belediyesinde İşten Atılan Kadın İşçilerin Mücadelesi Sürüyor
- Kamu Emekçileri, Öğretmenler, İşçiler Mücadele Ediyor
- Polonez İşçilerine Selam Olsun
- Bize Ekmek Yoksa Size Pasta Yok!
- Buca Belediyesi İşçileri Ücret Gaspına Karşı İş Bıraktı
- Hak Gasplarına ve Sendikal Baskılara Karşı İşçi Mücadeleleri
- Reckitt İşçilerinin Grevi Kararlılıkla Sürüyor
- İzmir Belediye İşçilerinin Grevi Bitti Ama Grev Nefreti Bitmedi
- Bayramın Üçüncü Gününde KRT İşçileriyle Dayanışma
- KRT Çalışanlarından Eylem
Son Eklenenler
- 2025-2026 eğitim-öğretim yılının başlamasıyla birlikte, öğrencilerin okul ve kırtasiye masraflarının artması Türkiye’nin birçok ilinde tepkiyle karşılandı. 5 Eylül’de İstanbul’dan Ankara’ya, Edirne’den İzmir’e birçok kentte Eğitim Sen öncülüğünde “...
- Kayyum yönetimindeki Van Büyükşehir Belediyesi tarafından işten atılan 223 işçinin işlerine geri dönme, İzmir Karşıyaka Belediyesi işçilerinin ücretleri için mücadelesi devam ediyor.
- Sonbahar geldi. Ama hâlâ yıllık izne veya tatile çıkmayan arkadaşlarımız, komşularımız ve yakınlarımız var. “Tatile gideyim, şöyle bir kafamı dinleyip koca bir yılın yorgunluğunu atayım” diyebilen insan sayısı her geçen gün azalıyor. Asgari...
- Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu DİSK’in araştırma birimi DİSK-AR tarafından hazırlanan “Enflasyon ve Artan Vergi Yükü” Raporu, 2025 yılının ilk 8 aylık döneminde işçilerin yaşadığı ücret kayıplarını gözler önüne serdi. Raporun sonuçları, 5...
- Her gün yeni bir gündemle uyanıyoruz. “İktidardakilerin dertleri ya da amaçları nedir, neyi hedefliyorlar” gibi sorular sormamız bile tuhaf oluyor. Güya bizi düşündüğünü, bizim için çalıştığını ileri süren iktidar sorunları büyütüyor, içinden...
- ABD’de geleneksel olarak her yıl Eylül’ün ilk Pazartesi günü kutlanan Emek Günü’nde, bu yıl da ülke genelinde yüz binlerce emekçinin katıldığı kitlesel eylemler düzenlendi. New York, Boston, Şikago başta olmak üzere birçok şehirde sokaklara çıkan...
- Afganistan’da on binlerce emekçi, 31 Ağustos gecesi derin bir acıya uyandı. Ülkenin doğusunda yer alan Kunar eyaletinde meydana gelen 6.0 büyüklüğündeki deprem, kısa sürede büyük bir yıkıma yol açtı. İlk belirlemelere göre en az 2200 kişi yaşamını...
- Düşük ücretler, iş güvenliği önlemlerinin alınmaması ve ağır çalışma koşulları nedeniyle işçilerin yaşadığı sorunlar büyüyor. Çalışma yaşamını düzenleyen yasalar yalnızca kâğıt üzerinde kalıyor, patronlar hiçbir yaptırıma maruz kalmadan hukuksuz...
- Sosyal medyaya, Türkiye’nin geleneksel sermaye kesimlerinin önde gelenlerinden olan bir annenin paylaşımı düştü.
- Birleşik Metal-İş ve Türk Metal sendikaları 4 Eylülde sendika genel merkezlerinde basın toplantıları yaparak TİS tekliflerini açıkladılar.
- Rejimin toplumsal muhalefeti sindirmeye yönelik saldırıları artarak sürüyor. 2 Eylülde İstanbul 45. Asliye Hukuk Mahkemesi, CHP İstanbul 38. Olağan İl Kongresini iptal etti. İl Başkanı Özgür Çelik’i ve yönetimi görevden alarak yerine kayyum atadı.
- Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Ankara Adalet Bakanlığı önünde, Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile işten atılan emekçilerin görevlerine iade edilmesi talebiyle basın açıklaması düzenledi.
- Türkiye’de her yıl 3-9 Eylül tarihleri arası Halk Sağlığı Haftası olarak kutlanıyor. Sağlık Bakanlığı, Halk Sağlığı Haftasının amacını “halkın sağlığını korumak, geliştirmek, sağlık için risk oluşturan faktörlerle (bulaşıcı hastalıklar, çevresel...