Buradasınız
Türk-İş Genel Kurulu’nun Gösterdikleri

Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu’nun (Türk-İş) 21. Olağan Genel Kurulu 8-11 Aralık tarihleri arasında Ankara’da gerçekleştirildi. Mustafa Kumlu 223 oyla yeniden başkan seçilirken, Sendikal Güç Birliği Platformu’nun adayı Petrol-İş Genel Başkanı Mustafa Öztaşkın 127 delegenin oyunu aldı. Böylece sınıf işbirlikçi Kumlu yönetimi, Türkiye’nin en büyük konfederasyonunun tepesinde oturmaya devam edecek. Türk-İş Genel Kurulu’ndan yansıyanlar, sendikal bürokrasinin ne denli çürüdüğünü ve işçiden uzak olduğunu bir kez daha gözler önüne sermiştir.
Genel kurulun yapıldığı Büyük Anadolu Oteli’nin, şehrin 27 kilometre dışında olması, Kumlu yönetiminin işçileri orada istemediğinin bir göstergesidir. Bürokrasi, mücadeleci işçilerin kongreye seslerini duyurmasını önlemek için idari mekanizmaları devreye sokmuş ve işçilerin sesini boğmuştur. Delege veya misafir kartı olmayanların salona alınmaması tam bir rezalettir. Türk-İş bürokrasisi, polisle de işbirliği yaparak kongreye katılmak üzere gelen çeşitli sendikalardan işçileri içeri almamıştır. İşçi sendikalarını ele geçiren sendikal bürokrasi, işçileri, kendi örgütlerinin genel kurullarına katmamak için elinden geleni yapmaktadır.
Genel kurulun “konukları” arasında AKP hükümeti ve muhalefet parti temsilcilerinin yanı sıra, patron örgütlerinin temsilcileri de vardı. Dört gün süren genel kurulda işçi sınıfının sorunları yeterince gündem olmazken, işçi düşmanı düzen partileri ve patron örgütlerinin temsilcileri tek tek söz aldılar. Kumlu yönetimine muhalif olan işçilerin, konuşma yapan Devlet Bakanı Bekir Bozdağ’ı protesto etmesi divan başkanı Bayram Meral tarafından saygısızlık olarak nitelendirildi. Meral, tepkinin ardından, ikinci gün protestocuların genel kurul salonuna alınmasını engellemeye çalıştı. Sendikal bürokrasi, kongrenin kapılarını düzen partilerine ve patron örgütlerine açarken, işçilere kapatmıştır.
Kumlu yönetiminin karşısına alternatif bir liste çıkartan Sendikal Güç Birliği Platformu, tüm engellemelere rağmen, kısmen de olsa işçi sınıfına dönük saldırıları kongre gündemine getirdi. 10 sendikanın oluşturduğu Güç Birliği, Türk-İş’te değişimin şart olduğunu dile getirdi. Gerek Platformun genel başkan adayı Petrol-İş Başkanı Mustafa Öztaşkın, gerekse diğer sendika başkanları, Türk-İş içinde muhaliflerin sesinin boğulduğunu, sendikal demokrasi talebinin ezildiğini, işçi sınıfına dönük saldırılara sessiz kalındığını dile getirdiler. Kıdem tazminatının fona devredilmesi saldırısı karşısında işçilerin grev silahını kullanması gerektiğini ifade eden Güç Birliği sözcüleri, ayrıca bu konuda Genel Kurul’a bir de önerge verdiler. Genel Kurul’da kabul edilen bu önergeye göre, kıdem tazminatının fona devredilmesi durumunda Türk-İş kongre kararı olarak genel greve gidecek.
Kuşkusuz, sınıf işbirlikçi bir yönetimin olduğu Türk-İş’te, muhalif seslerin çıkması ve mücadeleci unsurların olması önemlidir. İşçi sınıfının önüne dikilen sorunlardan söz eden Sendikal Güç Birliği Platformu’nun dile getirdiği hususlar anlamlıdır. Ancak dile getirilen sorunların çözülebilmesi için işçilerin tabandan harekete geçirilmesi gerekiyor. Zira işçilerin tabandan yükselen örgütlü eylemleri olmadan hiçbir hareket gerçek güce ulaşamaz ve savunulan doğru şeyler hayata geçmez.
Türk-İş 21. Olağan Genel Kurulu bir kez daha göstermiştir ki, sendikaların tepesine çöreklenmiş bürokratların, işçilerin çıkarlarıyla uzaktan yakından ilgileri yoktur. Onlar, işçilerin sendikalarını kendi şirketleri gibi gören ve kendi çıkarları için çalışan, bu uğurda hükümetlerle ve düzen partileriyle de işbirliği yapmaktan çekinmeyen bürokratlardır. Bu nedenle işçilerin bilinçlenmesinin, örgütlenmesinin ve hakları için mücadele etmesinin önüne geçiyorlar. Bürokratları defetmek ve sınıf uzlaşmacı sendikal anlayışı yok etmek için taban örgütlülüklerimizi güçlendirmeli ve sendikalarımıza sahip çıkmalıyız.
- İşçiler, Emekçiler, Emekliler Eylemde
- Kamu Emekçileri ve Belediye İşçilerinden Eylemler
- Tez-Koop-İş’ten Çalışma Bakanlığı Önünde Eylem
- TPI Compozit’te Grev Başladı
- Emek Örgütlerinden Çalık Holding Önünde Eylem
- Emekçiler Baskılara ve Hak Kayıplarına Karşı Mücadele Ediyor
- TÜPRAŞ İşçileri Sefalet Zammını Kabul Etmiyor
- İzmir’den Kocaeli’ye İşçiler Grev Diyor
- Belediye İşçileri Hakları İçin Mücadele Ediyor
- Belediye İşçileri Sendikal Baskılara, İşten Atma Saldırısına, Ücret Gaspına Karşı Mücadele Ediyor
- Eğitim Sen: “Öğretmenler Sizin Projeniz Değil! Sürgüne Hayır!”
- Belediyelerde Grev Sesleri Yükseliyor
- Erlau İşçileri Sendikal Hakları İçin Mücadele Ediyor
- Esenyurt Belediyesi’nde Kayyum Yönetiminin İşten Atma Saldırısı Protesto Edildi
- “Tutuklu Öğrencileri Serbest Bırakın” Eylemleri
- DİSK: “Emeğimiz, Haklarımız, Geleceğimiz ve Demokrasi İçin Ayaktayız”
- Manisa’da Mercan Makina’da Direniş Başladı
- Sağlık Çalışanları Tıp Bayramında İş Bıraktı
- Tersane ve Belediye İşçileri Ücret Gaspına Karşı Mücadele Ediyor
- Metal İşçisi “Grev”, Belediye İşçisi “Ücret Gaspına Hayır” Dedi
Son Eklenenler
- ABD’de yaşıyor olsaydık, muhtemelen Türkiye’de olduğu gibi, en çok konuşacağımız konuların başında gelecekti ekonomi. Son yıllarda ABD’den Türkiye’ye işçi ve emekçiler düşük ücretlerden kamu hizmetlerinin kısıtlanmasına benzer sorunlarla...
- Kısa bir zaman öncesine kadar direnişte olan, direniş boyunca pek çok kez polis saldırılarıyla yüz yüze gelen bir işçi kardeşimizle 19 Mart’tan sonra yaşanan protestolarla ilgili haberleri izliyor, sohbet ediyorduk. Bir anda öfkeyle, “şunlara bak,...
- Siyasi iktidar yoksullaştırma politikalarını sürdürüyor. Enflasyon balyozunu işçi ücretlerine, emekli aylıklarına, kamu çalışanlarının maaşlarına indiriyor, ücretleri tuzla buz ediyor. İşçilerin, kamu emekçilerinin, emeklilerin cebinden çalınan...
- TPI Kompozit işçileri grevlerinin 19. gününde İzmir Çiğli Kasaplar Meydanında buluşma gerçekleştirdi. İstanbul Şişli Belediyesinde çalışan Genel-İş Sendikası İstanbul Avrupa Yakası 3 No’lu Şube’de örgütlü işçiler, ödenmeyen alacakları için 30...
- Sevgili işçi kardeşlerim, Tavşan korktuğu için kaçmaz, kaçtığı için korkar. Patronlar ve onların devleti de işçi sınıfının örgütlü gücünden ölümüne korktukları için saldırıyorlar. Örgütlü değilken bile bu kadar korkuyorlarsa, bir de işçi sınıfı...
- İngiltere’de işçi ve emekçiler, İsrail’in Gazze’de yürüttüğü soykırıma karşı her Cumartesi günü yüz binler olup meydanlara çıkıyorlar. Ulusal Demiryolu, Denizcilik ve Ulaştırma İşçileri Sendikası (RMT), bu eylemlere geniş katılım sağlıyor. UİD-DER,...
- Otobüs yolculuğunda 81 yaşında Menemenli bir Yörük amca ile tanıştım. O yaşında hâlâ kâğıt toplayarak geçimini sağlamaya çalıştığını anlattı. Çocukları olmamış. Eşinin küçük tarlalarının işlerinin dışında çalışmasına karşı çıkmış. “Benim kazandığım...
- 31 Mart 2024’te yapılan yerel seçimler sonrası CHP yönetimindeki İzmir Çiğli Belediyesi, bütçe yok diyerek 146 işçiyi işten attı. Verilen kararlı mücadelenin sonucunda 50 işçinin işe iadesi yapıldı. Yaklaşık 1 yıldır mücadele eden ve verilen sözlere...
- KESK Ankara Şubeler Platformu basın açıklaması yaparak Sayıştay’ın giyim yardımı ücretinin çalışanlardan geriye dönük olarak talep edilmesini protesto etti. Tüm Emeklilerin Sendikası, Türkiye genelinde düzenlediği eylemlerle düşük ücretlerle...
- İspanya’nın başkenti Madrid’de 25 Mayıs Pazar günü on binlerce emekçi sağlıktaki özelleştirme politikalarına karşı sokakları doldurdu. Kamu sağlık hizmetlerinin yıllardır sistematik olarak ortadan kaldırıldığını belirten sağlık işçileri ve emekçiler...
- Tren yolculuğumda, karşı koltukta cam kenarında oturan bir kadın dikkatimi çekti. Yüz çizgileri 50 yaşında gibiydi ama yaşı 38’miş. Eşini Soma’daki katliamda kaybetmiş bir madenci eşiydi. Manisa’da bir gıda fabrikasında çalışıyor, Soma’da çocukları...
- İnsanın gençlik dönemleri heyecan doludur, coşkuludur, dinamizm yüklüdür. Gençliğin bu hali var olanı sorgulayan, ezber bozan, sınırları zorlayan, değişim isteyen düşünce yapısının da temelini oluşturur. Bundan birkaç ay önce bu ifadelerle Türkiye...
- 1 Mayıs’ta da taleplerimizi haykırmak için meydanlardaydık. Sağlık ve eğitim başta olmak üzere her alanda kamu harcamalarının giderek daha çok kısıldığı, sağlık ve eğitim sisteminin çöktüğü, hizmetlerin daha niteliksiz ama daha pahalı hale geldiği...