Buradasınız
Uluslararası İşçi Sınıfı Ayakta!
Kapitalizmin yol açtığı küresel kriz devam ediyor. Krizin bedelini işçi sınıfına ödetmek isteyen patronlar, “kemer sıkma” programlarını hayata geçirmeye çalışıyor. Ancak dünyanın birçok ülkesinde işçi sınıfı, daha fazla işsizlik, yoksulluk ve sömürü anlamına gelen bu faturanın bedelini ödemeyi reddediyor. Geçtiğimiz ay birçok ülke geniş çaplı grevlerle sarsıldı. Dünya işçi sınıfı, bu saldırıların engellenmesini mücadele gündemlerinin başına oturtmuş bulunuyor.
İngiltere
30 Kasımda tam 2 milyon kamu işçisi işe gitmedi. Onun yerine, işyerlerinde sadece grev gözcülerini bıraktılar ve alanlara aktılar. İngiltere’de son 80 yılın en büyük grevi olarak gerçekleşen 30 Kasım grevi, hayatı durdurdu. Okullar kapandı, hastaneler neredeyse boşaldı. Trenler, otobüsler durdu. Uçaklar havalanmadı. Çöpler toplanmadı. İngiliz hükümeti, greve desteği engellemek için karalama kampanyaları düzenledi ama halk bu oyuna gelmedi ve greve destek verdi. 30’dan fazla sendikanın çağrısıyla düzenlenen grev için hazırlıklar haftalar öncesinden başladı. Hükümetin planı, emeklilik yaşını 67’ye çıkarmak, sağlık ve eğitime ayrılan bütçeyi kısmak, ücretleri dondurmak, ücretlerden yapılan kesintileri ve vergileri arttırmak, yüz binlerce işçiyi işten çıkarmak. İşçilerin planıysa hükümetin bu hevesini kursağında bırakmaktı! Bu nedenle greve en geniş katılımı sağlamak için çalışmalar yapıldı. Özel sektördeki işçilerin desteği sağlandı. Uluslararası dayanışma çağrıları yapıldı.
İngiliz hükümeti, işçilere yüklü bir fatura keserken, patronlar sınıfına kıyak üstüne kıyak yapıyor. Sadece İngiliz Bankası’na aktarılan “kurtarma paketi” 75 milyar avro. İngiliz işçiler, bu saldırılar karşısında boyun bükmüyor, mücadeleyi seçiyor. Birmingham’da eyleme katılan işçiler şöyle diyor: “Bugün milyonlar sokakta, çalışmıyor. Emeklilik hakkımızı ve sosyal haklarımızı korumak için, geleceğimiz için mücadele ediyoruz. Bugün biz milyonlarca işçi, mücadelemizle kazanabileceğimizin güçlü bir mesajını veriyoruz.”
Belçika
Belçika’da tam 540 gün hükümet kurulamadı. Ancak bu kadar uzun bir süre anlaşıp hükümet kuramayan egemenler, işçi sınıfına karşı planladıkları saldırılarda tam bir uzlaşma ve uyum içinde harekete geçtiler. “Tasarruf” adı altında bir dizi saldırı yasasını hayata geçirmek için bir araya geldiler: Saldırı paketi, ilk kez işe girecek genç işçiler için iş güvencesini ortadan kaldırıyor. İşsizlik ödeneğinden faydalanabilmek için 12 ay bekleme şartı getiriyor. İşsizlik ödeneğini azaltıyor. 40 yıl çalışma ve 62 yaşında emekli olma zorunluluğu getiriyor. Sağlık hizmetlerinde kesinti yapıyor. Hükümet, işbaşına gelince ücretleri de düşürmeyi planlıyor. Belçikalı işçiler bu saldırıya karşı büyük bir grev gerçekleştirdiler. 3 sendikanın çağrısına uyan yüz binlerce işçi ülkede hayatı durdurdu, gösterilere ve mitinglere katıldı.
Patronlar ve medya grev öncesinde kara propaganda yürüttü. “Greve çıkanların, bu zor günlerde ülkeye sırtlarını dönen sorumsuz insanlar olduğu” haberleri yapıldı. Ama grevin büyük destek görmesi engellenemedi. Belçika işçi sendikaları, bu grevin bir başlangıç olduğunu ve koalisyon hükümeti çağrılarına kulak vermezse genel grev düzenleyeceklerini açıkladılar.
Yunanistan
Küresel krizin en çok etkilediği ülkelerden biri olan Yunanistan’da, işçiler saldırılara boyun eğmiyor. Krizden çıkabilmek için birçok “kemer sıkma” programı devreye sokuldu. Ancak işçiler bu saldırılara, peş peşe yaptıkları genel grevlerle sert yanıtlar veriyorlar. İşçi grevleri Yunanistan siyasetini tam anlamıyla felç etti ve hükümet işçilerin basıncı sonucunda istifa etmek zorunda kaldı. İşçiler, yeni hükümete de grev yaparak “hoş geldin” dediler. 1 Aralıkta gerçekleşen grevde “daha fazla yoksulluğa hayır, daha fazla yüke hayır, şimdi yeni bir düzen zamanı” diye haykırdılar. Yunan egemenlerinin işçi sınıfını hizaya sokma çabaları, tüm ülkeye yayılan grevlerle cevap buluyor.
Portekiz
24 Kasımda gerçekleşen genel grev, son 23 yılın en büyük grevi oldu. İşsizlik ve hayat pahalılığı altında inim inim inleyen Portekiz işçi sınıfı, özel sektörde günlük çalışma süresinin yarım saat uzatılmasına, kamu sektöründe ücret kesintilerine ve kamu hizmetlerindeki kısıtlamalara karşı ayağa kalktı. Yüz binlerce işçinin katıldığı grev özellikle genç işçiler için çok önemliydi. Gençler arasında işsizlik rakamları ülke tarihinin en yüksek düzeylerini gösteriyor. İşçi sınıfına saldıran hükümet ise, çok sayıda işçinin daha işten çıkarılacağını duyurdu. Portekizli işçiler, yaptıkları grevle gelecekleri için korkusuzca mücadele etmeye devam edeceklerini ilan ettiler.
Bulgaristan
Ekonomik krizin etkileri Bulgaristan ekonomisini de uçuruma sürüklüyor. 27 bin işçinin çalıştığı Bulgaristan Demiryolları yönetimi “tasarruf” gerekçesiyle çok sayıda işçi çıkaracağını duyurdu. Bunun üzerine Podkrepa Emek Federasyonu ve Bulgaristan Bağımsız Sendikalar Konfederasyonu 24-26 Kasım tarihinde 3 günlük grev gerçekleştirdi.
Demiryolu işçilerinin 3 günlük grev tren seferlerinin durmasına neden oldu. Seferlerin %77’si iptal edildi. Bulgaristan-İstanbul seferini yapan tren de yola çıkmadı. Bulgaristan hükümeti demiryolu işçilerine haklarını vermek yerine, onları “uluslararası alanda Bulgaristan’ı rezil etmekle” suçladı. Ama işçiler işlerine sahip çıkmakta ve haklarını almakta kararlı.
İran
Ortadoğu’nun sanayisi en gelişmiş ülkelerinden biri olan İran, işçi sınıfının mücadelesini boğmak için kanlı yöntemler uygulamaya devam ediyor. Sendika kuran, hakları için mücadele eden, eylemlere katılan işçiler hapse atılıyor, hatta idam ediliyor. İranlı sendikacılar ve işçiler ise kararlılıkla işçi sınıfının sosyal ve demokratik hakları için mücadele veriyorlar.
İran’da işçilere hiçbir biçimde örgütlenme ve sendikalaşma hakkı tanınmıyor. İş kanununda, işçiler lehine hiçbir madde bulunmuyor. Grev kesinlikle yasak. Ama tüm bu baskılara rağmen geçtiğimiz aylarda 6 bin 500 Bandar İmam Petrokimya işçisi greve gitti ve gösteriler düzenledi. Belediye otobüs şirketinde çalışan işçilerin örgütlendikleri Vahid Sendikası’nın tüm yöneticileri tek tek hapse atıldı, ama otobüs işçileri mücadeleden geri adım atmadılar.
İran’da Vahid Sendikası’nın yöneticilerine uygulanan baskılar dünyada büyük tepkilere yol açtı. Uluslararası Taşımacılık İşçileri Sendikaları Federasyonu ITF ve Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu ITUC’a bağlı işçiler İranlı sendikacılarla dayanışmayı yükselttiler, eylemler düzenlediler. Bunun üzerine İran Devleti, Vahid Sendikası’nın bir yöneticisini serbest bıraktı. Ancak 30 Kasımda serbest bırakılan İbrahim Madadi bir hafta sonra tekrar tutuklandı. Aynı sendikanın yöneticilerinden Rıza Şahabi de 2010’dan beri tutuklu. Şahabi, yaklaşık bir aydır baskı ve zulme karşı açlık grevinde. Derneğimiz UİD-DER, sendikal baskıların durdurulması, tutuklu işçi ve sendikacıların serbest bırakılması için başlatılan uluslararası kampanyaya katılıyor. Tüm sınıf kardeşlerimizi ve sendikacıları bu kampanyaya destek vermeye çağırıyor. (Bu kampanyaya güç vermek için www.uidder.org sitemizi ziyaret ediniz)
İtalya Grevlerle Sarsılıyor
İtalya’nın en büyük 3 işçi sendikası bir araya geldi ve hükümetin “kemer sıkma” programına karşı grev kararı aldı. Ekonomik kriz ve işçi sınıfının kitlesel grevlerinin ülkede yarattığı siyasi krizin etkisiyle, geçtiğimiz ay Berlusconi hükümeti istifa etmişti. İtalyan işçi sınıfı yeni gelen hükümeti de grevlerle karşıladı. 13 Aralık gününden itibaren bir haftalık süreç “grev haftası” ilan edildi.
Basından otomotive, ulaşımdan metale kadar tüm sektörlerde işçiler sırayla greve çıktı. 3 ile 8 saat arasında iş bıraktı. İtalyan otomotiv devi Fiat’ın işçileri 8 saatlik bir grev uyguladı. Grevler kitlesel gösterilerle desteklendi.
İtalya, avro bölgesinin en büyük üçüncü ekonomisi ve küresel krizin en çok etkilediği ülkelerden biri. Bu nedenle işçi sınıfına yönelik saldırılarla krizin yükünü çalışıyor. Ancak İtalyan işçiler krizin faturasını ödemeyeceklerini eylemleriyle ortaya koyuyorlar.
İşçiler Bu Yıl da Vergi Rekortmeni
Türk-İş Genel Kurulu’nun Gösterdikleri
- Fiyonklu Kazıklar Çoğalırken
- Özlemini Çektiğimiz Güzel Günler İçin Birleşelim!
- İşçi Dayanışması 203. Sayı Çıktı!
- Uyanmak İçin Sabırsızlanacağımız Günler İçin
- “Hey Kızlar Siz de Katılın Bize!”
- Hak Verilmez, Alınır!
- Hüsrevlerin Değil Ferhatların Destanıdır Hatırlanan
- Büyük Resmi Görelim, Birliğimizi Örelim!
- Sendikalaşmak Türkiye’de Neden Zor?
- “Aile Yılı” İlan Edenler Neyin Peşinde?
- Katliamların Sorumlusu Kim?
- Patronlar Çok Para Kazanırken…
- Örgütlüysek Her Şeyiz, Örgütsüzsek Hiçbir Şey!
- İşçi Dayanışması 202. Sayı Çıktı!
- Onlar “Kazanalım” Dedikçe Biz Kaybediyoruz
- Ekranlar ve Çocuklarımız
- Suriyeliler Geri Dönecek mi?
- Asgari Ücret Nasıl Yükseltilir?
- Kumarla Köşeyi Dönenler Neye Dönüyor?
- İşçi Sınıfının Ortak Mücadele Dili: GREV!
Son Eklenenler
- İşçi sınıfının kapitalist sömürüye karşı mücadelesini, dayanışmasını güçlendirmek için çalışan UİD-DER’in, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü vesilesiyle gerçekleştirdiği etkinlikler 16 Martta devam etti. UİD-DER’in İstanbul Avrupa ve Anadolu...
- Dünyanın pek çok ülkesinde işçi ve emekçiler, gençler eşitlik ve özgürlük talepleriyle, daha iyi bir yaşam özlemiyle bir araya geliyor, meydanlara çıkıyor. Almanya’da yapılan görkemli eylemlere katılan insanlar bu eylemlerine “iyi insanların isyanı...
- Geçtiğimiz günlerde, sigorta girişleri 1 Ekim 2008’den sonra olanların, emekli olduktan sonra çalıştıkları takdirde emekli maaşlarının kesileceği gündeme geldi. Üç kuruşluk emekli maaşıyla değil geçinmek, zorunlu gıda harcamasını bile karşılamak...
- Gece vardiyasında çalıştığımız bir gün elektrik kesildi. Biz de karanlıkta ayrı ayrı beklemek yerine üretimdeki arkadaşlarla yan yana geldik. Haliyle sohbet etme şansımız oldu. Bir ablamız iş kazası geçirmiş ve işvereni dava etmiş. İş güvenliği...
- Kapitalizm altında sağlık sistemi bolca kâr elde edilen büyük bir rant kapısı haline getirildi. Sağlık sektörü patronları için durum böyleyken sağlık çalışanları açısından tablo uzun çalışma saatleri, can güvenliğinin olmadığı iş ortamı, ağır...
- Ben Tahran Üniversitesinde öğrenciyim. Üniversiteye bağlı bir yurtta kalıyorum. Örgütlü bir şekilde hareket etmediğimiz için her gün yeni bir felaket haberiyle uyanıyoruz. Geçtiğimiz ay 14 Şubat akşamı bir arkadaşımızı kaybettik. Hem yurt hem de...
- Sağlık çalışanları 14 Mart Tıp Bayramında Türkiye genelinde iş bıraktı, hastaneler ve İl Sağlık Müdürlükleri önlerinde, kent meydanlarında basın açıklamaları yaptı.
- Suriye’nin Lazkiye, Tartus, Humus ve Hama kentlerinde 6 Martta başlayan Alevilere yönelik saldırılarda yüzlerce kadın, erkek, çocuk katledildi. “Eski rejim kalıntılarının temizlenmesi” bahanesiyle gerçekleştirilen saldırılarda cihatçı çeteler evlere...
- İstanbul Şişli Belediyesi’nde DİSK/Genel-İş Sendikasına üye işçiler, ücretleri zamanında ödenmediği ve eksik ödendiği için 12 Martta belediye önünde eylem yaptı. İstanbul Tuzla’da bulunan Kuzey Star Tersanesi’nde taşeron şirkette çalışan DİSK/Limter...
- Almanya genelinde Birleşik Hizmet Sendikası Ver.di’nin çağrısıyla 10 Martta ülke genelindeki havalimanlarında 24 saatlik bir uyarı grevi gerçekleştirildi. Grev nedeniyle Frankfurt, Münih, Berlin ve Hamburg gibi en büyük ve en işlek havalimanlarında...
- Kış neredeyse geçiyor ve şu sıralar çevremdeki herkesten “hastalandım, bir türlü geçmiyor, öksürük devam ediyor” gibi şeyler duyuyorum. Ben de bu hastalığı yakın zamanda atlattım. Sonra kafama şu takıldı: Neden hastalıklar bu kadar uzun sürüyor? Bu...
- Hepimizin bildiği gibi sağlığa erişim bizim için neredeyse imkânsız hale gelmiş durumda. Sağlıklı kalmak, yoksullar için Fizan kadar, hatta uzay kadar uzak bir mesele haline geldi. Tıp teknolojisi hızla ilerliyor, ancak sömürü düzeni biz işçileri...
- Kocaeli’nin Kartepe ilçesinde Arslanbey Organize Sanayi Bölgesi’nde faaliyet gösteren Tezcan Galvaniz’de toplu sözleşme görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine 11 Martta grev başladı. İzmir Narlıdere Belediyesi taşeron şirketi olan NAR-BEL’de...