Buradasınız
Pasta ve Böreklerimizle Amylum İşçilerini Ziyaret Ettik
Adana’dan UİD-DER’li işçiler
Ertesi gün otobüs durağında buluştuk ve Adana’nın dışında bulunan organize sanayi bölgesine gitmek üzere yola koyulduk. Grev çadırına vardığımızda, sendikanın fabrika yönetimi hakkındaki suç duyurusu nedeniyle mahkemeden bir heyetin fabrika içinde bulunduğunu, sendika yöneticilerinin de bir grup işçi ile orada olduğunu öğrendik. Patronlar grevi kırmak için gizli üretim yapmak da dahil her türlü yasadışı yola başvuruyorlar. Ama bilmedikleri şu ki, işçiler örgütlüler ve ortak hareket ediyorlar.
Sendika başkanı gelene kadar, işçi kardeşlerimize, “dayanışma duygularıyla yaptığımız pasta ve böreklerimizi 40 gündür devam eden grevimizin başarısı için afiyetle yiyin. UİD-DER olarak, mücadele eden, ekmeğine sahip çıkan işçilerin yanındayız her zaman” diye bir kısa konuşma yaptık. Alkışlarla karşılandık. İşçi arkadaşlarla sohbetlere daldık. Sendika başkanı geldiğinde içerdeki gelişmeleri işçilere aktardı. Sohbetlerimiz çay ve pastalar eşliğinde devam etti. İşçi arkadaşlarımıza 1 Mayıs bildirilerimizi de dağıttık. “Grevlerden ve Direnişlerden Süzülenler” adı altında derneğimizin temsilciliklerinde birçok defa yapılan etkinliğimizi grev çadırında da yapmayı kararlaştırdık işçi arkadaşlarımızla. Önümüzdeki günlerde bu etkinliği, tüm işçi arkadaşların katılacağı bir akşam saatinde, grev çadırının bulunduğu yerde gerçekleştireceğiz. İşçi koromuz bizim türkülerimizi söyleyecek.
Her grevin, işçi direnişinin kendine ait hikâyeleri, türküleri oluyor. UİD-DER korosundan işçi arkadaşımızın söylediği türküler de buralardan çıktığı için, grevci işçileri doğrudan etkiliyor. Sendika başkanından tutun, sendikanın ta tepesine kadar “bu türküyü facebookta paylaştık” diyor işçi arkadaşlar bu yüzden. Şimdi işçiler grev çadırının önünde, slaytlar eşliğinde, sınıf kardeşlerinin hangi yollardan geçtiğini izleyecekler ve daha önce beğeniyle dinleyip birbirleriyle paylaştıkları işçi koromuzun türkülerini dinleyecekler.
Amylum İşçisi Yalnız Değildir!
Biz Haklıyız, Biz Kazanacağız!
Yaşasın Sınıf Dayanışması!
- MKB Rondo Grevinden: Grevin Gücü
- UİD-DER’den MKB Rondo Grevine Dayanışma Ziyareti
- MKB Rondo Grevini Ziyaret Ettik
- UİD-DER Kadın Komitesi’nden Polonez Direnişine Dayanışma Ziyareti
- Grevdeki Yolbulan Metal İşçilerine Dayanışma Ziyareti
- Durak Tekstil İşçilerine UİD-DER’den Dayanışma Ziyareti
- Erciyas Grevini Ziyaret Ettik
- UİD-DER Kadın Komitesi’nden Corning İşçilerine Dayanışma Ziyareti
- UİD-DER Grevdeki Kartonsan İşçilerini Ziyaret Etti
- Atışkan Yapı İşçilerine UİD-DER’den Dayanışma Ziyareti
- Sunny İşçileri Sendika Düşmanlığına Karşı Direnişe Geçti!
- UİD-DER’den Atışkan Yapı İşçilerine Dayanışma Ziyareti
- UİD-DER’den ETF Tekstil İşçilerine Dayanışma Ziyareti
- Çiğli TPI Composite İşçilerine Ziyaret
- Acarsoy Tekstil İşçilerini Ziyaret Ettik
- UİD-DER Grevdeki Sarıyer Belediyesi İşçilerini Ziyaret Etti
- “Bizim Çocuklar” Geliyor!
- Grevdeki Neşe Plastik İşçilerini Ziyaret Ettik
- UİD-DER’den Asen Metal İşçilerine Dayanışma Ziyareti
- Krom Evye İşçileriyle Omuz Omuza
Son Eklenenler
- Son zamanlarda pek çok insanın aklında, dilinde aynı sorular var: Biz nasıl bir toplum olduk böyle? Nasıl olur da insanlar bu kadar kötü olabilir? Teşbihte hata olmaz derler. Toprağı düşünelim. Toprakta her zaman zehirli bitkiler yetişebilir. Ama bu...
- İşyerinde, mahallede, parkta, sokakta, kahvede… Sohbetler döner dolaşır hep aynı soruya bağlanır: “Ne olacak bu memleketin hali?” Soru bakidir, cevabı ise yaşadığımız koşullara, ait olduğumuz sınıfa göre değişiklik gösterir. Çünkü işçi ve...
- Şair “Kuşların vurulduğu zamandır şimdi” demiş. Gerçekten de haksızın haklı, hırsızın namuslu, haydudun yiğit sayıldığı zamandır şimdi. Her gün yeni bir “bu kadarı nasıl olur?” sorusuyla başlıyoruz güne. Geçtiğimiz günlerde Bursa’da bir tekstil...
- Yaklaşık iki ay boyunca hakları için mücadele eden, bu süreçte polisin ve jandarmanın saldırısına maruz kalan, gözaltına alınan Fernas işçilerinden biri arkadaşlarından birinin çocuğunun ilk adımını direniş alanında attığını söylemişti. Bir başka...
- Bir an için hafızamızı kaybettiğimizi düşünelim. Annemizin, babamızın, kardeşlerimizin, evlatlarımızın kim olduğunu, nereli olduğumuzu, yaşadığımız evi, ne iş yaptığımızı hatırlamadığımızı hayal edelim. Bütün yüzlerin, sokakların yabancı olduğunu...
- Bugünlerde kiminle konuşsak, herkes sorunlardan bahsediyor. Tezgâh başında, sokakta, pazarda, toplu taşımada, markette, bir hastanenin ya da bir okulun bahçesinde… Eğitimden sağlığa, kira derdinden geçim sıkıntısına, işçi ve emekçilerin gündemleri...
- İstanbul’da Maltepe Belediyesi ile İzmir’de Buca Belediyesi işçileri, Denizli’de Pamukkale Üniversitesi İktisadi İşletmelerde çalışan işçiler, toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine greve çıktılar. Çeşitli illerden gelerek...
- “Benim derdim ne biliyor musunuz? Bir anonim şirket nasıl yönetiliyorsa, Türkiye de öyle yönetilmelidir. Yoksa bileklerine bağlıyorlar prangayı, yürü yürüyebilirsen. Bu ülke bu şekilde sıçramaz.” Erdoğan’ın 2015’te söylediği bu sözlerin amacı işçi...
- İspanya’da 29 Ekimde yaşanan sel felaketi Valencia bölgesinde 250 insanın yaşamını yitirmesine neden oldu. Onlarca insan hâlâ kayıp. Şehir, evler harap olmuş durumda. Felaket boyunca kendi başının çaresine bakmak zorunda kalan, sevdiklerini,...
- Kanada’nın batı eyaleti Britanya Kolumbiyası limanlarında işçiler, 4 Kasım itibariyle 72 saatlik grev kararı aldılar. Geçtiğimiz yıldan bu yana Kanada’nın çeşitli limanlarında gerçekleştirilen kısmi grevlerin ardından gelen yeni grev kararı, devam...
- Son zamanlarda siyasi iktidar vergi düzenlemeleri konusunda sınır tanımayan bir performans sergiliyor. O kadar ki hiç harcamadığımız ya da hiç almadığımız şeylerden bile vergi almak için kolları sıvadı. 100 bin liranın üzerinde kredi kartı limitine...
- “N’olmuş yani, yarın süte daha fazla su karıştırır satarsın, yapmadığın iş sanki!” Kemal Sunal’ın oynadığı “Yüz Numaralı Adam” filminde geçen bu cümle trajikomik bir durumu ifade ediyor. İzlerken gülüyoruz ama yaşadığımız tam da bu. Soralım...
- Tarih boyunca gelmiş geçmiş tüm sultanlar, komutanlar, yöneticiler, iktidarlar insanların ve toplumların algılarını şekillendirmeye, psikolojilerini yönetmeye odaklanmışlardır. Başka türlü egemenliklerini koruyamayacaklarını bildiklerinden toplumun...