Buradasınız
“Köle İbrahim Bizi Bize Anlattı”
Gebze’den bir işçi
Gebzeli işçi kardeşlerimizi Köle İbrahim’in tuhaf konuşmalarına kulak vermeleri için oyunumuza davet etmek üzere oyundan iki gün evvel, Gebze Çarşı’da stant kurduk. Konuştuğumuz tüm işçi kardeşlerimize oyunumuzu tanıttık. Çarşı’daki mağazaların birinde çalışan başörtülü bir işçi kardeşimiz, oyunu çok merak ettiğini söyledi ve Pazar günü Osman Hamdi Bey Sahnesi’nde buluşmak üzere sözleştik.
Arkadaşım sözünü tutmuştu. Ellerinde biletler, oyunun başlamasına yarım saat kala sahnenin önünde buluştuk. Yanında bir arkadaşıyla gelmişti ve bu beni çok sevindirmişti. Onlara nasıl bir oyun beklediklerini sordum. Gülümseyerek “biraz siyasi bir oyun olmasını bekliyoruz, işin doğrusu” diye cevap verdiler. Bunun üzerine koyu bir sohbet başladı. Onlara, siyasetle ilgilenmemenin bize erdem gibi sunulduğunu, oysa siyasetin hayatımızın bir parçası olduğunu, siyasetle ilgilenmemiz gerektiğini anlattım. Davetimize uyarak tiyatroya gelen arkadaşım daha gencecik bir kızdı. Tiyatroya gelmeden bir önceki gün işinden ayrılmak zorunda kalmıştı. İş saatleri çok uzundu. Çalışma ortamında rekabete zorlanıyorlardı. Ona şunu sordum: “İş saatlerini kendin belirleyebiliyor musun?” “Hayır” dedi. “Ücretini kendin belirleyebiliyor musun?” “Hayır” dedi. “İşte bunların hepsini yasalar belirliyor. Yasaları kim yapıyor? Meclis’teki vekiller. Bu yasaları kim destekliyor? Patronlar. Patronların desteğini alan politikacılar işçilerin aleyhine yasalar çıkarıyor. Bunu bin bir türlü kurnazlıkla sanki bizim yararımızaymış gibi gösteriyorlar. İşte, biz ne kadar istesek de politika ile ilgilenmek zorundayız. Çünkü politika bizimle ilgileniyor ve biz bu ilgiden çok çekiyoruz. O nedenle bizim oyunumuzda da hayatın her alanında olduğu gibi politika var” dedim. Sohbetin ardından oyunu izlemek üzere salona girdik.
Oyuna ara verildiğinde yeni tanıştığım bu işçi arkadaşlarımın oyunu çok beğendikleri belliydi. Oyun bittiğindeyse öyle çok duygulanmışlardı ki söyleyecek söz bulamıyorlardı. “Köle İbrahim, bizi bize anlattı. İşyerinde yaşadığım sıkıntılardan sonra bunu çok iyi anlıyorum. Lütfen beni UİD-DER İşçi Tiyatrosu’nun oyunlarına yine çağır” dedi.
Bütün misafirlerimiz gibi onlar da bizlerin bu oyunu tüm işçi semtlerine taşımamız gerektiğini söylediler. Misafirlerimizi, oyuna çağırdığım arkadaşlarımı uğurlarken, onların ne kadar mutlu olduğunu gördüm. Teşekkürleri, tebessümleri, ellerimizi dostça sıkmaları bana ne kadar doğru bir şey yaptığımızı anlattı. UİD-DER İşçi Tiyatrosu Topluluğuyla, tüm UİD-DER’li işçi kardeşlerimle ve UİD-DER’li olmakla ne kadar gurur duysam azdır diye düşündüm. Kölelerin sloganları ve alkışlar kulağımda evimin yolunu tuttum.
Tüm Çocuklar Aynı mıdır?
Benim İçin Çok Güzel Bir Gündü
Son Eklenenler
- UİD-DER, grevlerinin 81. gününde MKB Rondo işçilerine dayanışma ziyaretinde bulundu. “Sermayenin ve İktidarın Saldırılarına Birlikte Karşı Duralım” pankartı ile grev yerine yürüyen işçiler; “MKB İşçisi Yalnız Değildir”, “Yaşasın Sınıf Dayanışması”...
- Bireysel Emeklilik Sistemi (BES) ilk olarak 2001 yılında gündeme getirildi ancak AKP iktidarı 2018’de işçilerin iradelerinin dışında bu sistemi zorunlu hale getirdi. 2018 yılından beridir işçilerin maaşlarından her ay bu kandırmacaya para...
- As Plastik işçileri grevlerinin 58. gününde İstanbul Marmarapark AVM’de As Plastik ile iş ilişkileri olan Mavi Jeans önünde basın açıklaması yaptı. Toplu iş sözleşmesinde anlaşma sağlanamaması halinde 26 Kasımda greve çıkacak olan DİSK/Genel-İş...
- 100 küsur günü geride bırakan Polonez direnişine, kadın işçilerin kararlılığı damgasını basıyor. Sendikaları Tekgıda-İş’te örgütlenen işçiler sendika düşmanı patronları tarafından işlerinden atıldılar. Direnişe geçtiler, işlerine örgütlü bir biçimde...
- Geçtiğimiz günlerde İzmir’in Selçuk ilçesinde baraka gibi bir evde, elektrikli sobanın devrilmesiyle çıkan yangında en büyüğü 5 yaşında olmak üzere 5 kardeş hayatını kaybetti. Bu sırada hurda toplamaya giden anne eve döndüğünde çocuklarının cansız...
- Narin, Leyla, Sıla ve niceleri. Haberlerde duyuyoruz onların adlarını. Bir süre gündemde kalıyorlar, sonra unutuluveriyorlar. Oysa hafızayı diri tutmak gerekir mücadeleyi sürdürebilmek için. Bizler de bu mektubu, yaşananları unutmamak, unutturmamak...
- Son zamanlarda pek çok insanın aklında, dilinde aynı sorular var: Biz nasıl bir toplum olduk böyle? Nasıl olur da insanlar bu kadar kötü olabilir? Teşbihte hata olmaz derler. Toprağı düşünelim. Toprakta her zaman zehirli bitkiler yetişebilir. Ama bu...
- İşyerinde, mahallede, parkta, sokakta, kahvede… Sohbetler döner dolaşır hep aynı soruya bağlanır: “Ne olacak bu memleketin hali?” Soru bakidir, cevabı ise yaşadığımız koşullara, ait olduğumuz sınıfa göre değişiklik gösterir. Çünkü işçi ve...
- Şair “Kuşların vurulduğu zamandır şimdi” demiş. Gerçekten de haksızın haklı, hırsızın namuslu, haydudun yiğit sayıldığı zamandır şimdi. Her gün yeni bir “bu kadarı nasıl olur?” sorusuyla başlıyoruz güne. Geçtiğimiz günlerde Bursa’da bir tekstil...
- Yaklaşık iki ay boyunca hakları için mücadele eden, bu süreçte polisin ve jandarmanın saldırısına maruz kalan, gözaltına alınan Fernas işçilerinden biri arkadaşlarından birinin çocuğunun ilk adımını direniş alanında attığını söylemişti. Bir başka...
- Bir an için hafızamızı kaybettiğimizi düşünelim. Annemizin, babamızın, kardeşlerimizin, evlatlarımızın kim olduğunu, nereli olduğumuzu, yaşadığımız evi, ne iş yaptığımızı hatırlamadığımızı hayal edelim. Bütün yüzlerin, sokakların yabancı olduğunu...
- Bugünlerde kiminle konuşsak, herkes sorunlardan bahsediyor. Tezgâh başında, sokakta, pazarda, toplu taşımada, markette, bir hastanenin ya da bir okulun bahçesinde… Eğitimden sağlığa, kira derdinden geçim sıkıntısına, işçi ve emekçilerin gündemleri...
- İstanbul’da Maltepe Belediyesi ile İzmir’de Buca Belediyesi işçileri, Denizli’de Pamukkale Üniversitesi İktisadi İşletmelerde çalışan işçiler, toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine greve çıktılar. Çeşitli illerden gelerek...