Buradasınız
Gücümüz “Biz” Olmamızdan Gelir
Gazi Üniversitesinden bir öğrenci
Ne kadar haklı ve doğru bir talep. İş kazaları kader değil ama gelin görün ki bugün bu kazalar egemen sınıfın temsilcileri tarafından bize kader denilip yutturulmaya çalışılıyor. Biz iyi biliyoruz ki, iş kazalarını kader diye geçiştirmek sonuna kadar haksız bir tutum. Çünkü bu kazaların patronların kâr hırsından kaynaklandığı ortada. Oysa bu kazaların çoğunu önlemek hiç de zor değil. Yapılması gereken sadece yeterli güvenlik önlemlerinin alınması.
Gerçekleşen kazalardan dolayı binlerce kardeşimiz hayatını kaybediyor. Bizim hayatımızın patronların gözünde hiçbir değeri yok. Biz yaşamışız, ölmüşüz onların hiç umurunda değil. Onlar için tek önemli şey var, o da putlaştırdıkları paralarıdır. Size şöyle birkaç örnek vereyim: Geçen aylarda Bangladeş’teki bir tekstil fabrikasında yangın merdivenin olmamasından dolayı yüzlerce kadın işçi hayatını kaybetti; Türkiye’deki tersanelerde insanlar kum torbası niyetine kullanılıyor; her sene gaz sıkışmasından dolayı maden işçileri hayatını kaybediyor ve daha birçoğu… Gördüğünüz gibi bizim patronların gözünde hiçbir değerimiz yok. 21. yüzyılda insanoğlu hâlâ yangın merdiveni yok diye hayatını kaybediyorsa, kum torbası haline getiriliyorsa, teknoloji pek çok derde dermanken madenlerdeki gaz sıkışmasına çare bulamadıysa ve bunlardan dolayı insanlar hayatını kaybediyorsa, demek ki ortada yanlış giden çok şey var. Şunu da eklemek istiyorum, geçen yaz Meclis’in önünde dahi iş kazası gerçekleştiğinde bize dönüp tekrar “kader” dediler.
Sevgili işçi dostlarım, işte biz bu haldeyiz ve insan olarak hiç değerimiz kalmamış. Halbuki onları var eden biziz, bizim nasırlaşmış ellerimiz. Biz yoksak onlar bir hiç. Onların o fabrikalarını, tersanelerini, inşaatlarını, bankalarını, hastanelerini, okullarını, karakollarını, meclislerini ve her şeyi var eden, yaşatan biziz. Onlar bizden nefret ettikleri kadar da korkuyorlar ama onların korkuları bizim “ben” olmamızdan yani tek olmamızdan değil “biz” olmamızdan. Biz “biz” olduğumuzda onları korkutur, yeneriz. Çünkü bizim gücümüz bizim “biz” olmamızdan, örgütlülüğümüzden gelir. Nasıl onların gücü paraları ise, bizim gücümüz de birlikteliğimizdedir.
Biz Uluslararası İşçi Dayanışması Derneği olarak bu birlikteliği, mücadeleyi sağlamak için her semtte stantlar kurarak işçilere ulaşmaya çalışıyoruz. Bizi tanımayanlar bizim bu işi para karşılığında yaptığımızı bile düşünebiliyor, ama biz bu işi para için değil vicdanımız rahat olmadığı için, hayatı yaşanır kılmak için, birileri yerken birileri aç olmasın diye yapıyoruz ve yapacağız da. Yaşasın işçilerin örgütlü mücadelesi. Biz örgütlüysek varız, örgütsüzsek hiçiz ve herkesi de bu mücadelemize çağırıyoruz.
UİD-DER Varsa Güven Var
İşçi Çocuğu Tuhaf Konuşuyor!
Son Eklenenler
- Ankara’dan UİD-DER’li işçiler olarak özelleştirmeye ve hak gasplarına karşı eyleme geçen Çayırhan Termik Santrali ve Linyit İşletmesi işçilerini eylem alanlarında ziyaret ettik. 20 Kasımda maden işçileri iş bırakarak direnişe başlamış, ardından...
- “Eğer öleceksem, burada size karşı mücadele ederken öleceğim. Benim düşmanım sizsiniz. Vietnamlılar ya da Çinliler, Japonlar değil. Benim düşmanlarım ben özgürlüğümü istediğimde buna karşı duranlardır. Adalet istediğimde buna karşı duranlardır....
- Adana’da SASA Polyester’in PTA tesis şantiyesinde Gemont Endüstri adlı taşeron şirket bünyesinde çalışan inşaat işçileri gasp edilen 2 aylık ücretleri ve tazminatları için 20 Kasımdan beri fabrika önünde eylem yapıyor. Yapı ve Yol İşçileri...
- Hatay’ın Payas ilçesinde bulunan Atakaş Çelik fabrikasında Birleşik Metal-İş üyesi üç işçi, geçtiğimiz günlerde işten çıkarılmıştı. UİD-DER’li işçiler olarak fabrika önünde direniş başlatan işçilere direnişin beşinci gününde dayanışma ziyaretinde...
- “Her şeyin içinde ve her şeyin dışındayız”. Bu söz bir market çalışanı arkadaşımın ağzından işçilerin yaşamını özetleyen bir söz olarak döküldü. Uzun zamandır büyük bir mağazada çalışan arkadaşım, marketin günlük cirosunun rekorlar kırmasına rağmen...
- 40 yıllık kısacık yaşamına yüzlerce hikâye ve roman sığdıran Amerikalı sosyalist yazar Jack London 22 Kasım 1916’da hayatını kaybetti. Aradan geçen uzun yıllar London’ın eserlerinin güncelliğinden hiçbir şey kaybettirmedi. Çünkü o işçi sınıfının...
- Ankara’nın Nallıhan ilçesinde bulunan Kömür İşletmeleri AŞ (KİAŞ) bünyesindeki Çayırhan Termik Santralinde çalışan madenciler, madenin özelleştirilmesine karşı 20 Kasımda direnişe başladı. Sabah 08.00’de gece vardiyası dışarı çıkmadı, gündüz...
- Emperyalist savaş Ortadoğu başta olmak üzere dünyanın her yerinde kendini hissettiriyor. Egemenler yıllık bütçelerin büyük kısmını “savunma” adı altında savaş sanayisine ayırıyorlar. Burjuva siyasetçilerin politikaları hızlı bir şekilde sertleşiyor...
- Fotoğraftaki reklam panosu kaldırımın ortasında duruyor, gündüz gece. Arka tarafında medya maymunu Hülya Avşar sanki “hadi EYT’liler koşun, sakın geç kalmayın” dercesine sırıtıyor. Mağazada çalışan genç işçi kızımıza EYT reklamını sordum. Kendine...
- Bağımsız Maden-iş üyesi Fernas Madencilik işçilerinin direnişi çeşitli sendika ve işçi örgütlerinin desteği ile kazanımla sonuçlandı. Fernas patronu Ocak 2025’te işçilerin ücretlerine zam yapılmasını ve atılan işçilerin hak kaybı olmadan işe geri...
- Fransa’da devlet demiryolu şirketi SNCF’de örgütlü CGT-Cheminots, UNSA-Ferroviaire, SUD Rail ve CFDT-Cheminots sendikaları, 11 Aralıkta süresiz grev kararı aldı. Dört demiryolu sendikası, grev kararını SNCF’nin yük taşımacılığı birimi olan SNCF Fret...
- Gürcistan’ta madencilik şirketi Georgian Manganese’e ait Zestafoni ferroalyaj tesisi ve Chiatura manganez madeni 1 Kasımdan Nisan 2025’e kadar üretimi durdurduğunu açıkladı. Gürcistan’ın en büyük madencilik şirketi Georgian Manganese’in tesislerinde...
- Çocukların mutlu olduğu, gelecek endişesi taşımadığı, ayrımcılığa maruz kalmadığı; eşitlik, özgürlük, barış dolu bir dünyada yaşamalarını kim istemez ki? Fakat biliyoruz ki dünyamız çocuklar için sıcak bir yuva değil. Kol kanat gerdiğimiz...