Buradasınız
Haklarımızı Bilip Takipçisi Olursak Kazanırız!
Tuzla’dan bir işçi
Ben Tuzla yan sanayide on aydır çalışan bir işçiyim. Her işyerinde olduğu gibi patronların ve bu sistemin baskılarına maruz kalan ve kendi haklarını korumaya çalışan, bu nedenle işten çıkarılma gibi tehditlerle baskı altına alınmaya çalışılan bir işçi olarak başımdan geçen olayları sizlerle paylaşmak istiyorum.
İşbaşı yaptığımda bana bir haftalık deneme süresinden sonra sigortamın başlayacağını söylemişlerdi. Ben çalışmaya başladıktan 20 gün sonra sigortamın hâlâ yatırılmadığını fark ettim ve muhasebeciye gidip nedenini sorduğumda aldığım cevap “neden bu zamana kadar yatmadı?” sorusu oldu. Soruyu ben soruyorum karşılığında aynı soruyu cevap olarak alıyorum. Sanki ben muhasebeciyim; o da soru soran işçi. Ben de “bu sorunun cevabını sizin vermeniz gerekir, muhasebeci sizsiniz” dedim. Unutmuş olduğunu veya evrakların gözden kaçmış olduğunu söyledi. Daha sonra 20 gün gecikmeli sigortam yapıldı. Kuşkusuz ne kadar geç giriş yapılırsa onlar için o kadar iyi olduğu için geç yattığını biliyorum. Biz haklarımızın takipçisi olmadığımızda yasal haklarımızı vermemek için bin dereden su getiriyorlar. Bu nedenle bizler en küçük hakkımızın bile takipçisi olmalıyız. Patronların ayak oyunlarına karşı uyanık olmalıyız.
İşe girdiğim zaman işyerimde bir sendikal süreç başlamıştı. Birinci ayımda sendika sürecinin nasıl gittiğini gözlemledim. Bu sürece dâhil olmak için kiminle irtibata geçmem gerektiğini az çok kestirdim ve sendikaya üye oldum. Bir ayım dolunca da ustabaşı elinde bir kaç evrakla yanıma gelip bunları okuyup imzalamam gerektiğini söyledi. Bir tanesinin 6 aylık sözleşme olduğunu görünce imzalamadım ve nedenini ustabaşına izah ettim. O da müdürle görüşmem gerektiğini söyledi ve müdürü dışarı çağırdı. Neden imzalamadığımı soran müdür, bunların prosedür olduğunu işten çıkarma gibi bir durumun söz konusu olmadığını söyledi. Ben de “madem prosedür ise imza atıp atmamam bir sorun olmayacak, o zaman imza atmam” dedim. Kendimi diken üstünde hissedeceğimi, üretimde de kendimi işe veremeyeceğimi, her an işten çıkarılmayla karşı karşıya kalacağımı düşünerek tedirgin olmadan çalışmak istediğimi söyledim. Eğer 6 ay sonra çıkarılacaksam şimdi çıkmak istediğimi söyleyip, bana bir iş güvencesi vermeden bu kâğıdı imzalamamın mantıksız olduğunu söyledim. Bunun üzerine müdür “sen kendi kendinin güvencesinin” dedi. “Beni işe alırken bana sözleşmeli aldığınızı söylemediniz. Burada bir emek harcadım. İşe ve ortama alıştım ve birden bu evrakların çıkması beni düşündürüyor. Alırken sözleşmeli olduğu söylenseydi işbaşı yapmazdım. Ama bu saatten sonra bunu imzalayamam” dedim ve evrakları imzalamadan verdim. 6 ayı geçtim ve halen çalışıyorum. Ama imzalayanların hepsi gerekçe gösterilmeden işten çıkarıldı.
Biz işçilerin temel ihtiyacı bilinçlenip, haklarına sahip çıkıp örgütlü bir şekilde, daha sağlam bir zeminde hareket etmeyi öğrenmektir. Mücadeleyi kazanmamız için tüm işçi sınıfının tek çaresi örgütlü ve iradeli olabilmek, üretimden gelen gücümüzü, silahımızı doğru zamanda, doğru şekilde kullanmaktır.
Son Eklenenler
- Sırbistan’da Belgrad ve Novi Sad başta olmak üzere ülke genelinde kitlesel protestolar devam ederken bir yandan da öğrenciler dersleri boykot ederek üniversiteleri işgal ediyorlar. Yunanistan’da 2023'teki tren kazasının yıldönümünde işçiler,...
- Birleşik Metal-İş Gebze 2 No’lu Şubenin örgütlü olduğu Kaynak Tekniği (Lincoln Electric) fabrikasında işçiler, 2024 Eylül ayından bu yana süren toplu sözleşme sürecinde, ücret ve sosyal haklarda anlaşma sağlanamaması üzerine greve çıktı. Sabah...
- Bazen gün ağarmadan, bir bardak çay bile içmeden, bir tabak yemek yemeden yeri geldiğinde hoş bir sohbeti yarıda bırakarak gözümüz sürekli saatte, servis bekleriz. Hastanede, okulda, düğünde, misafirlikte bile bir telaşımız oluyor, işyerinin...
- Bolu Kartalkaya’daki Grand Kartal Otelde göz göre göre gerçekleşen katliam, iktidarın bugüne kadarki denetimsizlik ve cezasızlık politikalarının yeniden sorgulanmasına neden oldu. İktidar sahipleri her zamanki gibi “bu meseleye siyaset karıştırmayın...
- Egemen sınıfın siyasetçileri sıklıkla gençliğin öneminden bahsediyor ve gençliği kazanmanın gerekliliğinden dem vuruyorlar. Mesela geçen ay Erzurum’da “Gençlerle Buluşma” programına katılan Erdoğan şöyle seslendi gençlere: “Bizim keyfi yere feda...
- İngiltere’nin başkenti Londra’nın meydanlarında aylardır emekçilerin barış talebi yankılanıyor. 18 Ocak Cumartesi günü, Filistin halkıyla dayanışma kapsamında Londra’da düzenlenen 24. ulusal gösteriye on binlerce kişi katıldı. Sırbistan'da...
- Hatay’ın Payas ilçesinde bulunan Yolbulan Metal fabrikasında 219 gündür grevde olan işçiler, 24 Ocakta Payas Belediyesi önünde eylem yaptılar. 20 Haziranda greve çıkan işçiler, grevlerinin 217. gününde de fabrikanın önünden yürüyüş yaparak yolu...
- İş güvenliği önlemlerinin yetersizliği ve denetimsizlik sebebiyle iş kazaları yaşanmaya, işçiler iş cinayetlerinde ölmeye devam ediyor. Yakın tarihte yaşanan çeşitli iş kazaları ve bunlarla ilgili yayınlanan bilirkişi raporları patronların kâr hırsı...
- İşçi Dayanışması’nın ilk sayısı 2008 Nisan ayında yayın hayatına başlamıştı. Elbette çıkarken kardelenler gibi toprağında kök saldıktan sonra filiz vermişti. İşte o günden beridir 1 Mayıs meydanlarında kırmızı şapka ve önlüklerle gelincik tarlası...
- 24 Ocak 1980’de, sermaye sınıfının ortak talepleri doğrultusunda bir dizi ekonomik karar alınmıştı. Adına “yapısal dönüşüm programı” denilen bu kararların alınmasında IMF, Dünya Bankası gibi emperyalist güçler, bu süre zarfında kurulan hükümetler,...
- Sonradan görme bir burjuva olan Turkuaz Tekstilin sahibi Nihat Zeybekçi, asgari ücreti vatan-millet-Sakarya’ya bağlamak için cambazlık yapıyor. Asgari ücret 660 dolara karşılık geliyormuş. 2003’te asgari ücret 100 dolar ediyormuş. Bunlar yanıltıcı...
- Teksif Sendikasında örgütlenen İzmir/Gaziemir’de Digel Tekstil, İstanbul/Tuzla’da TKİS Blinds ve Kayseri’de Almer Tekstil işçileri, patronların sendika düşmanlığına ve işten atma saldırısına karşı mücadele ediyor. İBB’ye bağlı Beltur işçileri, 20...
- Bolu’da Kartalkaya Kayak Merkezinde bulunan Grand Kartal Otel’de 21 Ocakta gece saatlerinde meydana gelen yangında 79 kişi hayatını kaybederken onlarca kişi yaralandı. Yapılan açıklamalara göre yangın sırasında otelde kayıtlı 238 kişi bulunmaktaydı...