Buradasınız
Novamed Grevi Bir Yıldır Devam Ediyor

“Evde nasıl yaşadığımıza kadar müdahale ederlerdi. Şeflerimiz, ‘yemeğinizi yer yemez yatın uyuyun. Eşinizle hafta sonları birlikte olursunuz. Enerjinizi işe saklayın’ diyordu. ‘Haram olsun bu para size’ hakaretleriyle emeğimizin hakkı olan ücreti bile burnumuzdan getirdiler. Açık cezaevi gibi bir ortam içindeydik. Daha önce otellerde de çalıştım, ama hiç böyle davranış görmedim. En kötüsü otel işi derler ama gelip bir de buraya baksınlar.”
Meryem Yılmaz, Antalya Serbest Bölgesi’nde Fresenius Medical Care (FMC) adlı diyaliz setleri üretiminde tekel olan uluslararası bir şirkete bağlı Novamed fabrikasında bir yıldır grev yapan 80 kadın işçiden biri. Ses tonu hayli öfkeli. “Sadece ekmeğimiz değil, onurumuz için de direniyoruz” diyor. 12 Eylül’de 352. güne ulaşmış olan grevde, ezici bir çoğunluğu 12 Eylül 1980’de doğmamış olan direnişçi kadınların; sadece bu karanlık darbenin içini boşalttığı grev yasasına değil, aynı zamanda kilometrelerce uzaktan kendilerini ezmeye muktedir kapitalist küreye kafa tuttuğunun bilinciyle konuşuyor Yılmaz...
Grevin birinci yılının dolacağı 26 Eylül’de ülkenin dört bir yanından ve yurtdışından yüzlerce kadının Antalya Serbest Bölgesi’ne gelerek grevci kadınlara destek vermesi bekleniyor. Novamed’in kadınları sadece emek değil, kadın mücadelesinin de bayrağı olmaya aday. Belli ki onlar, geçen yüzyılın başlarında ABD’nin Massachussets eyaletinde “ekmek de isteriz, gül de...” diye sokakları dolduran dokuma işçisi kadınların izindeler.
Akıl almaz uygulamalar
FMC, 12 ülkede fabrikası, 100 bin çalışanı olan diyaliz filtre setleri alanında dünya pazarını elinde tutan uluslararası bir şirket. Merkezi Almanya’da olan bu şirketin Antalya Serbest Bölgesi’ndeki Novamed adlı fabrikası 2001 yılından bu yana faaliyette. İşçilerin iddialarına göre, bu fabrikada dört yıl boyunca ücretler en alt düzeyde tutulmakla kalmamış, insan onurunu zedeleyen uygulamalar da günlük yaşamın parçası haline getirilmiş. İşveren temsilcilerinin kesin bir dille yalanladığı bu uygulamalar arasında, işçilere konuşma yasağı, hamileliğin ancak izin ve sırayla mümkün olabilmesi, kazayla hamile kalma durumlarında aşağılanma, işçilerin tuvaletten çıktıktan sonra içeride ne yaptıklarını rapor etme zorunlulukları da var. İşçilerin anlatımlarına bakılırsa fazla mesaiye kalanlara değil ama tuvalette kısa kalanlara ‘bonus’ verildiği bile vaki. Tüm bu olumsuz koşulların son bulması için başlatılan mücadele ise şu an oldukça ilginç bir hal almış durumda. Zira Novamed’in karşısına yerleştirilen mob içinde, günde üç vardiya ikişerli grev nöbeti tutan işçiler, aslında greve ‘hayır’ diyenler. Greve ‘evet’ oyu verenler ise şu an fabrikada çalışmaya devam ediyor. Nasıl mı?
İşte Antalya Serbest Bölgesi’nde kadınların damgasını vurduğu ilk grevin hem dram, hem de büyük bir heyacanla yüklü olan öyküsünü Novamed’teki örgütlenmede tayin edici rolü olan Petrol İş Mersin Şubesi Başkanı Adil Alaybeyoğlu anlattı:
“Bir buçuk ayda örgütlendik”
“Novamed’deki arkadaşlarla bir araya geldiğimizde çalışma koşullarına dair anlattıkları, vahşi kapitalizm dönemini anımsattı bana. İlk tepkim, ‘şaka yapmayın’ şeklinde oldu. Hamilelik, tuvalete gitmek, konuşmak gibi insanlık hallerinin tümü kurallara bağlanmıştı. Üretimde kullanılan yapıştırıcı solüsyonlar sağlıklarını tehdit ediyordu. Örgütlenme başlayınca maske takmak da yasaklandı. Çünkü üretim şefleri, maske takılırsa işçilerin konuşup konuşmadığını anlayamıyordu. Ama duvarlarda ‘Bu işyerinde, eldiven, gözlük ve maske kullanmak zorunludur’ yazısı hâlâ duruyordu.”
İşçilerin yüzde 95’i kadın
İşyerinde çalışanların yüzde 95’inin kadın olması örgütlenmeyi biraz zorlaştırdı. Değer yargıları nedeniyle bir kadını ikna etmek için, kocasını, babasını, ağabeyini kayınpederini bazen de komşularını ikna etmemiz gerekti. 21 Mart 2005’te üye kayıtlarına başladık. 2 Mayıs 2005’te de çoğunluğu sağladık ve Çalışma Bakanlığı’na başvurduk. İşyerinde 264 kişi çalışıyordu, bizim üye sayımız 162’ye ulaşmıştı. Bakanlıktan aldığımız yetki mahkemelik olunca üye listeleri işverenin eline geçti. Bu aşamadan sonra işveren sendikalı işçiler üzerinde çok daha ağır bir baskı kurdu. Bu baskılar karşısında sendikadan hatta şirketten istifa edenler oldu. Ama direnenlerin sayısı da çoktu. Çünkü bant çok hızla dönüyor, insanlar bu koşullara dayanamıyordu. Bir diyaliz seti, beş saniyede hazır olmak zorundaydı. Elleri su toplamış, parmaklarının acısından duramıyor olsa da üretim aksamasın diye ellerini sararak çalışmaya devam eden işçiler vardı. Nihayetinde işverenin baskıları sonuç verdi ve toplusözleşme yetkimizi mahkeme teyit etse de işyerinde azınlığa düştük.
“Greve hayır” diyenler grevde
Masaya oturduk, ‘Novamed işçilerinin koşulları çok iyi, verecek bir şeyimiz yok’ tavrıyla karşılandık. Görüşmeler tıkandı, grev aşamasına geldik. O sırada yeni bir bant açacakları gerekçesiyle işçi aldılar. Artık greve hazırdılar. Grev oylaması gündeme geldi. Biz greve gitmek yerine Yüksek Hakem Kurulu’nun devreye girmesini istiyorduk. Bu nedenle sendikalı işçiler ‘greve hayır’ oyu kullandı. Fakat işveren işçileri ‘evet’ oyu kullanmaya zorladı. İşverenin istediği doğrultuda grev kararı çıktı. Bu bir dayatmaydı ama istemediğimiz halde greve çıkmak zorundaydık. Aksi halde yetkimiz düşerdi. Greve hayır diyenler grev yaparken, greve evet diyenler içeride çalışıyor. Ama başaracağız. Çünkü ulusal, ve uluslararası desteklerimiz çok güçlü.”
Petrol İş Antalya Örgütlenme Bürosu sorumlusu Cemal Sert de “Genel başkanımız sıfır zamlı bir sözleşmeye hazır olduğunu açıkça dile getirdi. Önemli olan sendikanın işveren tarafından da tanınması, şu aşamada başka da bir isteğimiz yok” diyor.
Dört kredi kartı
Grevcilerden Derya Tuna, sekiz yıldır Novamed’de. Fabrikanın kapısını ilk açan ve en büyük zorluğu yaşayan işçilerden. Derya Tuna, yaşadıklarını şöyle anlatıyor:
“Çok baskı vardı üzerimizde. Biz buna karşı çıktık. İlk toplandığımızda on üç kişiydik. Böbrek hastalarına set yapıyoruz ama o çalışma koşullarında biz de böbrek hastası oluyoruz. Diyaliz setlerinin yapıştırılması için tetramek denilen bir solüsyon kullanılıyor, bunun kokusu yara yapıyor. Herkes içeri girse de ben girmeyeceğim. Oysa icralık durumdayım. Bankalardan aldığım dört kredi kartından birinden para çekip diğerine, diğerinden çekip öbürüne yatırıp idare ediyorum işte.”
Tuvalet bonusu
Esen Özyürek, beş yıldır Novamed’li. Özyürek Novamed’de yaşadıklarını şöyle anlattı:
“Bağırma çağırma vardı, köle muamelesi yapıyorlardı. Orada izinsiz hiçbir şey yapmanız mümkün değil. Tuvalet sıramız vardı. Saat kaçta çıktığımızı, geldiğimizi, imzalı bir forma yazmak zorundaydık. Tuvalette kısa süre kalanlara ekstra bonus bile verdiler.”
Evet oyu 12,5 avro
Döndü İnce’nin iki çocuğu var. Grevin işverenin bir oyunu olduğu düşüncesinde. “İşveren tek tek işçileri odalara çekerek greve evet dedikleri takdirde maaşlarına yüzde 5 zam yapacağını açıkladı. Yani bir oyu 12.5 avroya satın aldılar. Grev yapmak zor ama kazanıncaya kadar mücadele edeceğiz” diyor. Döndü İnce zorlandıklarını söylese de altıncı sınıfa giden küçük oğlu Mert onunla aynı fikirde değil. “Grev çok iyi bir şey” diyen Mert, ekliyor: “Çünkü annem hep yanımda artık. Babam çalışsın, annem greve devam etsin.” İşçilerden Zeynep Ak’ın küçük kızı Serdem Yeliz de Mert ile aynı görüşte. Ama onun greve desteği biraz daha politik: “Annemin grevde olması güzel bir duygu. Haklarını savunuyorlar. Grevin sebeplerini biraz anlattılar. Orada işçilere çok baskı yapıyorlarmış. Annemler greve çıkınca benim derslerim düzeldi. Eskisine göre çok fazla beraber oluyoruz.”
Grevci işçilerin en büyük sıkıntılarından birisi, işveren tarafından ikna edilen arkadaşları. Grevin başından beri üç işçi grevi bırakarak fabrikaya girmiş. En son 11 Eylül günü bir işçinin daha grevi kırarak fabrikaya girdiğini öğrendikleri için sinirler gergin. Nuran Acar, vardiya amirinin kendisini telefonla aradığını ve grevden vazgeçmeye çağırdığını anlatıyor. “Bir yılda çözümlenemeyen bir şey, iki yılda nasıl çözümlenecek bilemiyorum. Benim kafam karıştı biraz” diyor. ‘Kafam karıştı’ sözü, yanında oturan arkadaşı Naciye Bender’i üzüyor.
Grevci kızın düğünü
İşyeri temsilcilerinden Aysel Göncü grev sırasında nişanlanıp evlenmiş. Düğün gününü büyük bir mutlulukla anlatıyor: Eşim grevci olduğumu biliyordu ama onun ailesinin bir kısmının bundan haberi yoktu. Başkanımız Adil bey yüzükleri takarken ‘grevci kızımız evleniyor’ diye konuşunca erkek tarafında bilmeyenler şaşırdı. Birden düğündeki herkesten ‘ooooo’ sesi yükseldi. Çok güzeldi. Bütün arkadaşlarım düğündeydi. Davul, zurna ile şenlik havasında geçti. Grevde görevlerim olduğu için balayına çıkamadım.
“Babam da destekledi”
Novamed’deki örgütlenmeyi şu an işyeri baştemsilcisi olan Fatma Özüm’ün ağabeyi başlatmış. Onu işten çıkarmışlar, görevi kızkardeşi devralmış. Özüm “İşveren hâlâ içimize sızmaya çalışıyor. Bu grevin örnek olacağını düşünüyoruz. Çünkü çevredeki fabrikalardan da işçiler ‘başarılı olursanız biz de başlayacağız’ diyorlar. Babam örgütlenme yapmamıza başlangıçta karşı çıktı. Özellikle ağabeyim atıldıktan sonra ‘Bak sen de işsiz kalacaksın’ dedi. İkna olduktan sonra işlettiği taksiyi de işçileri sendikaya taşımak için kullandığı zamanlar oldu. Bu grev işvereni zorlamıyor gibi görünüyor ama doğru değil bu.
Üretim düşmesin diye fazla mesai yaptırılıyor. Fabrikada üretim kalitesi çok düştü.”
İşçiler, kuşlar, balıklar...
Grevci işçilerden Özlem Kılınç, minik Elifsu’nun annesi. Bir de şiir yazmış greve dair. Bu şiir şimdi grev gözcülerini yazın sıcaktan kışın da soğuktan koruyan mobun duvarında asılı. Yoğun baskıların yalnızlığında greve zorlanan bir işçi yaşadığı durumu daha nasıl anlatsın:
“Biz emekçi kadınlarıyız/Satılık değildir gururumuz, onurumuz, kanımız, ruhumuz, canımız/Sen sen ol emeğimize laf söyleme/Biliyorum her şey güzel olacak/Bu sessiz çığlığımız bir gün elbet duyulacak/Gelin ey işçi kardeşlerim bir olalım/ Gökteki kuşlar bile yalnız uçmuyor bilinmeyene/Gelin ey işçi kardeşlerim bir olalım/Balıklar bile sürüyle yüzüyor denizin maviliğinde...”
Kaynak:
- DYO Boya Grevi Kazanımla Sonuçlandı
- İşçiler, Emekliler Sefalet Dayatmasına Karşı Mücadeleyi Büyütüyor
- Buca Belediye İşçilerinin Anlattıkları
- Çiğli Belediyesinde İşten Atılan Kadın İşçilerin Mücadelesi Sürüyor
- Kamu Emekçileri, Öğretmenler, İşçiler Mücadele Ediyor
- Polonez İşçilerine Selam Olsun
- Bize Ekmek Yoksa Size Pasta Yok!
- Buca Belediyesi İşçileri Ücret Gaspına Karşı İş Bıraktı
- Hak Gasplarına ve Sendikal Baskılara Karşı İşçi Mücadeleleri
- Reckitt İşçilerinin Grevi Kararlılıkla Sürüyor
- İzmir Belediye İşçilerinin Grevi Bitti Ama Grev Nefreti Bitmedi
- Bayramın Üçüncü Gününde KRT İşçileriyle Dayanışma
- KRT Çalışanlarından Eylem
- Reckitt Benckiser Grevcilerini Ziyaret Ettik
- Portakal-Porvil Grevi Kazanımla Sonuçlandı
- Genel-İş Sendikası İzBB Grevi Hakkında Basın Açıklaması Yaptı
- Sağlıktan Petrokimyaya İşçiler Hak Gasplarına Karşı Mücadele Ediyor
- Çiğli Belediyesinde İşten Atılan Kadın İşçiler Mücadelede Kararlı
- Toros Tarım ve DYO Boya İşçileri Grevde
- Hakkını İsteyen İşçilere Dayanışma İşçilerden Gelir
Son Eklenenler
- Gebze Sendikalar Birliği, İsrail devletinin Gazze’de yürüttüğü katliamı, emperyalist savaşı lanetlemek, Filistin halkının sesi olmak, işçilerin dayanışmasını büyütmek için Filistinli sendikacılarla birlikte Gebze Kent Meydanında bir eylem düzenledi...
- Kenya’da, geçtiğimiz sene Haziran ayında, IMF’nin dayattığı kemer sıkma politikaları doğrultusunda yeni vergi yasası hazırlanmıştı. Bu yasa tasarısı, işsizlik, yoksulluk ve artan hayat pahalılığıyla boğuşan işçilerin ve emekçi gençliğin öfkesini...
- Petrol-İş Sendikası Gebze Şubesinin örgütlü olduğu, Kocaeli Dilovası ve İzmir Çiğli’de üretim yapan DYO Boya fabrikalarında, düşük zam dayatmasına karşı greve çıkan işçilerin mücadelesi 44. gününde kazanımla sonuçlandı. İlk yıl için yüzde 73...
- İşçi sınıfının tarihsel mücadele mirasını yaşatmak ve bu mirastan güç alarak işçilerin birliğini büyütmek için çalışan UİD-DER, 15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişinin 55. yılı vesilesiyle 29 Haziranda, “Gelenekten Geleceğe: Umut Örgütlü Mücadelede!”...
- Petrol-İş Sendikasının örgütlü olduğu Kocaeli’nin Körfez ilçesinde faaliyet gösteren Gübretaş fabrikasında yüzde 30 sefalet dayatmasına karşı işçiler, 3 Temmuzda greve başladı. Devrimci Sağlık-İş Sendikasının, kamu işçilerine dayatılan sefalet...
- Geçtiğimiz hafta sonu, 15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişinin 55, UİD-DER’in kuruluşunun 19. yılı vesilesiyle Uğur Mumcu Kültür Merkezi’nde yüzlerce işçi arkadaşımızla yan yanaydık. Grevleri devam eden Petrol-İş üyesi DYO işçileri, DİSK’in kurucusu...
- Sivas katliamının 32. yılında Türkiye’nin birçok kentinde anma etkinlikleri ve eylemler düzenlendi. Katledilen 33 aydın ve sanatçı anıldı, katliam bir kez daha lanetlendi. Sivas katliamının unutulmadığının, tüm katliamların er ya da geç hesabının...
- Bak, ufukta görünen/ Özgürlüğün bayrağını sallayanlar/ Başı dik/ Gözleri umut umut bakanlar/
- Türk-İş’e bağlı sendikalarda örgütlü kamu işçileri, 2025-2026 yılı toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde siyasi iktidarın sefalet zammı dayatmasına karşı eylemlerine devam ediyor. 1 Temmuzda Türkiye genelinde kent meydanlarında kitlesel basın...
- İzmir Buca Belediyesi işçileri, birikmiş maaş ve alacakları ödenmediği için 18 Haziran’dan bu yana iş durdurmuş durumda. 4857 sayılı İş Kanunu’nun 34. maddesi gereği yasal haklarını kullanan işçiler, belediye binası önünde maaş, gıda kartı ve diğer...
- Merhaba dostlarım. Bu yıl da Haziran ayını hem UİD-DER’in kuruluş yıl dönümünü hem de sınıfımızın tarihine damgasını vurmuş 15-16 Haziran günlerini anarak ve anlamlandırarak geçirdik. UİD-DER’imizin internet sitesinde, sosyal medyasında ve İşçi...
- UİD-DER’in 15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişinin 55. yıldönümünde gerçekleştirdiği “15-16 Haziran: Gelenekten Geleceğe: Umut Örgütlü Mücadelede!” etkinliğine farklı sektörlerden yüzlerce işçi katıldı. Etkinliğe katılan konuklar arasında; unutulmaz...
- Özel Sektör Öğretmenleri Sendikasının 25 Haziranda başlattığı Büyük Öğretmen Yürüyüşünü gerçekleştiren ve bugün Ankara’ya ulaşan öğretmenlerin önü Ziya Gökalp Caddesi üzerinde polis barikatıyla kesildi. Talepleri için yürüyüşlerini Milli Eğitim...