Buradasınız
Tuzla’da Kaçak Yapılaşma Bahanesiyle Devlet Terörü

12 Eylül sabahı, Tuzla’daki Şifa ve Mimar Sinan mahallelerinde yaşayan işçi aileleri güne kolluk güçlerinin saldırılarıyla gözlerini açtılar. Sabaha karşı 4 sularında belediyenin yıkım ekipleri, çevik kuvvet, panzerler, ambülanslar ve itfaiye araçlarını kapsayan büyük bir ordu mahalle girişlerine dayandı. Diğer taraftan mahalle sakinleri için bu hiç de sürpriz sayılmazdı. İşçiler zaten günlerdir nöbetteydiler ve mahallenin otoban ve E-5 girişlerine barikatlar örülmüştü.
İlk çatışmalar bu girişlerde ve daha çok E-5 girişinde yaşandı. Olaydan haberi olmayan fakat işe gitmek için saat 7 civarında sokağa çıkan işçilerin de direnişe katılması ile yüzlerce kişi caddeyi doldurdu. İlk gözaltılar buralarda oldu. Burjuva devletin polis güçlerinin sokağa yağdırdığı gaz bombaları ve biber gazı nedeniyle direnişçiler mahalle içlerindeki yıkımların yapılacağı bölgelere doğru çekildiler.
Bu arada kolluk kuvvetleri, mahalledeki polis karakolunun önünde toplanarak, Mimar Sinan Mahallesine doğru yöneldiler. Direnişçiler ise Mimar Sinan Mahallesindeki Emiroğlu caddesine barikatlar kurdular. Burada çevik kuvvet ve direnişçiler arasında öğleye doğru büyük çatışmalar yaşandı. Mahalle sakinlerinin belirttiğine göre buradaki çatışmalarda çok sayıda gözaltı ve yaralı verildi. Bu arada bir bölgede, polisin oluşturduğu kordon sayesinde, belediye ekipleri kısmi de olsa yıkıma başladı. Çocukların bile gözaltına alındığı sert çatışmalar sonucunda, çevik kuvvet muhtar aracılığı ile direnişi bastırmaya çalışsa da başarılı olamadı. Yaklaşık 500 kişilik bir kitle dağılmayarak, sloganlar eşliğinde polis kordonuna doğru yürüdü. Sloganlardan bazıları şunlardı: “Barınma Hakkımız Engellenemez!”, “Şifa Bizimdir, Bizim Kalacak!”
Akşamüstü saat 18 sularında yapılan basın açıklamasına, Deri-İş, Limter-İş ve Basın-İş sendikalarının yanı sıra siyasi çevrelerin ve mahalle sakinlerinin oluşturduğu yaklaşık 500 kişi katıldı. Barınma haklarının engellenemeyeceğini, yıkımlara karşı direnişlerini sürdüreceklerini vurgulayan mahalle halkı, polisin ve belediyenin tutumunu protesto ederek basın açıklamasını sonlandırdı.
Gün boyunca çok sayıda mahalleli göz altına alındı. Kartal Devlet Hastanesine kaldırılan 4 yaralı plastik mermilerle yaralanırken, 2’sinin durumu ağır. Bu devlet terörünün 12 Eylül faşist darbesinin yıldönümünde gerçekleşmesi ise ayrıca manidardır.
Tuzla’da Yıkım
Novamed Grevi Bir Yıldır Devam Ediyor
- Belediye Çalışanlarından İş Bırakma Eylemleri
- Harb-İş İstanbul Şube Başkanı Yalçınkaya ile Söyleşi
- KESK’ten “Gazze’de Kıtlık Yaşanıyor” Protestosu
- Uşak’tan Kayseri’ye Sendika Düşmanlığına, Sefalet Dayatmasına Karşı İşçi Mücadeleleri
- Kamu Emekçileri Sefalet Dayatmasına Karşı İş Bıraktı, Alanlara Çıktı
- Kamu Emekçileri, Ancak Birleşirse Kazanabilir!
- KESK’ten Birlikte Mücadele Etme Çağrısı
- Kuryeler, Depo İşçileri ve Öğretmenler Hakları İçin Eylemde
- KESK İktidarın Sefalet Dayatmasını Protesto Etti
- Kötü Çalışma Koşullarına ve Sendikal Baskılara Karşı İşçiler Mücadele Ediyor
- Tez-Koop-İş Sendikasına Üye Kamu İşçileri ODTÜ’de Greve Çıktı
- Tekstil ve Belediye İşçileri Sendika Düşmanlığına, İşten Atmalara, Düşük Ücretlere Karşı Mücadele Ediyor
- Belediyelerde Ücret Gaspına, İşten Atma Saldırısına Karşı İşçilerin Tepkisi Büyüyor
- Kayseri ve İzmir’de İşçi Eylemleri
- İşçiler Sendika Düşmanlığına Karşı Mücadele Ediyor
- Omsa Metal İşçileri Sendika Hakları İçin Direnişte
- KESK’ten Çalışma Bakanlığı Önünde TİS Eylemi
- Akkuyu İşçilerine Jandarma Saldırısı
- SES: “Grevli Sendika Hakkı, Gerçek Toplu Sözleşme!”
- Cam İşçileri Grevde, İzBB İşçilerinin Direnişi Sonuç Verdi
Son Eklenenler
- İzmir’den İstanbul’a belediye çalışanları, ücretlerinin geç veya eksik ödenmesi, tazminatlarının ve yan haklarının ödenmemesi nedeniyle çeşitli eylemler yapıyor. Evlerini geçindirmekte zorlanan emekçiler, alacaklarının bir an önce ödenmesini talep...
- 600 bin kamu işçisini ilgilendiren Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü (KÇP) süreci, kamu işçilerinin taleplerinin görmezden gelinerek sefalet zammına imza atılmasıyla sonuçlandı. Harb-İş İstanbul Şube Başkanı Murat Yalçınkaya ile Kartal...
- Grev yerindeki bir sohbet sırasında bir işçi kardeşimiz çocuğunun aşçılık bölümünü seçtiğini anlatırken bu durumun onu üzdüğünü şu sözlerle dile getirmişti: “Biz istedik ki bizim gibi işçi olmasın, mühendis olsun, doktor olsun, ezilmesin. Ama olmadı...
- Biz Gebze’den bir grup UİD-DER’li işçi olarak Omsa Metal direnişini ziyaret ettik. Direnişçi işçilerle sorunlarımız üzerine sohbet ettik.
- Kapitalist sistemin tarihsel krizi, siyasi iktidarın sermaye sınıfının çıkarlarına göre yürüttüğü politikalar biz emekçileri derinden etkiliyor. Açlık sınırı altında kalan sefalet ücretlerine mahkûm edilmiş durumdayız. Bizler insanız, sadece...
- Metal işkolunda grup toplu iş sözleşmesi yaklaşıyor. Bu sözleşme MESS ve metal işkolunda örgütlü bulunan Birleşik Metal-İş, Türk Metal ve Çelik-İş sendikaları arasında gerçekleşecek. Biz işçiler bir araya geldiğimizde futbol üzerine konuşur, sohbet...
- BM destekli Entegre Gıda Güvenliği Aşaması Sınıflandırması (IPC), Gazze’de yaklaşık 500 bin kişinin yaşadığı yerleşim bölgesinde kıtlık ilan etti. Gazze’de açlıktan ölenlerin sayısı her geçen gün artıyor. İsrail’in uyguladığı bu soykırımı protesto...
- Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu, taleplerini iletmek için 22 Ağustosta konfederasyon genel merkez binası önünde toplanarak Cumhurbaşkanlığına yürümek istedi. Kamu emekçilerinin yürüyüşü polis tarafından engellendi. Emekçiler sendika binası önünde...
- Hatay’dan İstanbul’a emekçiler rant uğruna evlerinden, tarım arazilerinden, geçim kaynaklarından ediliyorlar. Hatay Samandağ’da gece vakti alınan acele kamulaştırma kararıyla arazilerine giren ve narenciye ağaçlarını söken iş makinelerini durduran...
- Türkiye’de sayıları 16 milyona yaklaşan emeklilerin büyük bölümü, açlık sınırının altında maaşlarla yaşamaya çalışıyor. Yaşlılık dönemlerini huzur içinde geçirmesi gereken emekliler; temel ihtiyaçlarını karşılayamıyor, kiralarını ödeyemiyor,...
- Jack London’ın 1900’lü yılları resmettiği “Uçurum İnsanları” kitabını geçtiğimiz günlerde, arkadaşlarla birlikte okuduk. Yaşadığımız bazı şeyler nasıl da bu kitapta anlatılanları çağrıştırıyor.
- Hüzünlüsün, biraz durgun, biraz da dalgınsın kardeşim./ Evet ve tabii olmadan, hayat zor bizim için./ Her gün, günün en aydınlık, en sıcak, en soğuk, en kıpır kıpır saatinde/ Kapanmak dört duvar arasına, esaret saatlerine mahkum ve mecbur olmak...
- Siyasi iktidarın “aile yılı” ilan ettiği 2025’te nice ailenin ocağına ateş düştü, düşmeye de devam ediyor. Ocak ayında meydana gelen ve 78 kişinin hayatını kaybettiği Kartalkaya’daki otel yangını felaketiyle başladı yeni yıl. Ama bu felaket ne ilkti...