Buradasınız
Kaderimizi Bir Kişinin Eline Bırakmamak İçin HAYIR!
Esenyurt’tan bir emekçi

Geçen esnaf arkadaşlarla konuşurken konu BAŞKANLIK sistemine ve tabii ki referandum meselesine geldi. Kadın arkadaş açtı ağzını yumdu gözünü: “Dolar aldı başını gitti, siftahsız dükkân kapatıyoruz, Suriye’de askerlerimiz ölüyor, her gün bir yerlerde bomba patlıyor, kocam 3 aydan beri işsiz, eğer kriz devam ederse ben de işsiz kalacağım. Ülkede bu kadar sorun varken bir de BAŞKANLIK seçimi çıktı! Bizi kimsenin düşündüğü yok, hepsi kendi çıkarlarının peşinde!” Kadın arkadaşımızın sözü biter bitmez diğer arkadaş hemen lafa atıldı; “İyi hoş da ne yapacağız kalkıp CHP’ye mi oy vereceğiz? Bunlar gitse ne olacak, bunlardan daha mı iyisi gelecek!”
Aslında bu konuşmalar ilk kez tanık olduğum diyaloglar değil. Birkaç kez daha farklı yerlerde konu referandumdan açıldığı zaman şahit olduğum konuşmalar. Bu konuşmalar belli bir noktada bize referandumun tam anlamıyla anlaşılmadığını gösteriyor. Değişikliğin içeriği anlatılmıyor, onlar ve biz diyerek işçi-emekçi halk daha da kutuplaştırılıyor, her şey bir oldubittiye getirilmek isteniyor. Yapılan son anket çalışmaları Anayasa değişikliğinin ve Başkanlık (Partili Cumhurbaşkanlığı) sisteminin toplumun %80’i tarafından anlaşılmadığını gösteriyor. İktidarın propagandasını yapan havuz medyası ne hikmetse kanallarında hep Başkanlık sistemini öven bunu allayıp pullayan kişileri ekrana çıkartıyor. Peki, hayır diyenler neden yoklar? Gazeteler de bundan aşağı kalmıyor. İktidarın dilini kullanmaktan çekinmeyip hayır diyenleri paralelci veya terörist kısacası vatan haini ilan ediyorlar. Ama neden referandumda evet demek gerektiğini doğru dürüst anlatan yok! Neden bu anayasa değişikliği gündeme getiriliyor? İşçilerin lehine bir düzenleme var mı? Başkanlık işçilerin sorunlarını çözecek mi? Bu konularda tek laf yok.
Mesela, işçilere bir önceki seçim zamanı söz verildiği gibi, kadrolu işçilikle ile ilgili bir düzenleme var mı? Seçim zamanı taşeron çalışmayı ortadan kaldıracağız, bize oy verin denilmedi mi? Taşeron çalışma ile ilgili bir düzenleme yapıldı mı?
İş kazaları! Geçtiğimiz sene 1970 işçi iş kazalarında yaşamını yitirdi. Türkiye tarihinde en çok işçi ölümlerinin olduğu yıl. Geride bir sürü çocuk yetim kaldı ve o kadar da insan eşlerini kaybetti. Sadece bu yılın Ocak ayında 161 işçi iş kazalarında hayatını kaybetti. Bununla ilgili bir düzenleme yapıldı mı?
Ya asgari ücret? OHAL ilan edildi, sendikalar baskı altına alındı, komisyonlar oluşturulmadan sessiz sedasız asgari ücret zammı açıklandı: 104 lira. O da doların yükselmesi ile pul oldu gitti.
Sendikalı işyerlerinde grevler “OHAL koşullarında grev mi olur?” denilerek yasaklandı. Hatta Tayyip Erdoğan OHAL’den rahatsız olan işverenleri; “daha ne istiyorsunuz, grev mrev ıvır zıvır yok! Her şey yolunda niye rahatsız oluyorsunuz” diye eleştirdi. Oysa grev işçinin Anayasal hakkı değil mi?
Ekonomik durumu kötü olan, yoksul işçi ve köylüler yine bir umut, çocuklarını eğitim alsın diye yurtlara verdi, fakat çocuklarının yanmış cesetleri kendilerine teslim edildi.
Sırf kendi ihtirasları için bizim sınırlarımızın dışında gerçekleşen savaşa zorla asker gönderip, anne babalara evlatlarının tabutlarını teslim etti istikrar diyen iktidar. “Şimdi istikrar için, daha iyi bir Türkiye için, başkanlığa evet demeniz gerekiyor” diyorlar. Eğer evet demezsek ya paralelci ya terörist ilan ediliyoruz.
Biz, “ne yapalım bunlardan daha iyisi mi gelecek” diyen, kaderine teslim olacak işçiler, emekçiler değiliz. İktidarın karşısında muhalefetmiş gibi bulunan CHP’nin seçmeni de değiliz. Ne onlarız ne de bunlar. Biz hiçbir düzen partisine uymak zorunda değiliz. Çalıştığımız işyerlerinde, mahallelerimizde arkadaşlarımıza bu yaşadığımız olumsuzlukları, haksızlıkları, bize her seçimde vaat edilen sözlerin tutulmadığını anlatmalıyız. Hangi partiye oy verdiğine bakmadan, önyargılarımız olmadan derdimizin ortak olduğunu anlatabiliriz. Referandumda HAYIR diyeceğimizi, Erdoğan’ın 15 seneden beri iktidarda olduğu halde elindeki yetkilerle yetinmediğini, başkanlık altında işçiler olarak elimizdeki hakları da tamamen kaybedeceğimizi anlatmalıyız. Tek adamın “ben ne istersem o olur” diyeceği bir rejime karşı olduğumuzu ve bunun için sandıkta Hayır diyeceğimizi bıkmadan usanmadan anlatmalıyız.
Erdoğan’ın bahsettiği “Türk tipi başkanlık” sisteminin işçilere hiçbir faydası olmayacaktır. Bu, tek adam rejimidir. Baskıların artacağı, demokratik haklarımızın tamamen ortadan kaldırılacağı, tepedekinin “ben istedim oldu, siz düşünmeyin, hiçbir şey istemeyin, sadece itaat edin” diyeceği bir sistemdir. Dünyada hiçbir ülkede var olmayan eşi benzeri görülmemiş bir başkanlıktır, adeta saltanattır! Biz bu saltanata evet demeyeceğiz!
Kaderimizi bir kişinin eline bırakmamak için HAYIR!
Baskılara, otoriteye, zulme, emeğimizin sömürülmesine karşı çıktığımız için HAYIR!
Savaşlarda ve fabrikalarda ölmek istemediğimiz için HAYIR!
Terörist de paralelci de olmadığımız için HAYIR!
Grev yasaklarına HAYIR!
Muhalif akademisyenleri, aydınları, siyasetçileri tutuklayan ve dernekleri kapatan zihniyete HAYIR!
Ben de Varım!
Polis Şiddetine Karşı Fransa’da İsyan!
Son Eklenenler
- Tekgıda-İş Sendikasının örgütlü olduğu Sunel Tütün, Oryantal Tütün ve TTL Tütün fabrikalarında TİS görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine 1700 işçi greve çıkmıştı. İşçilerin grevi 12 Nisanda kazanımla sonuçlandı. Doruk Madencilikte çalışan...
- Gebzeli işçi, emekçi kadınlar olarak bir araya geldik ve “UİD-DER ile 1 Mayıslar” videosunu izledik. Sizlerle duygu ve düşüncelerimizi paylaşmak, tüm emekçi kadın kardeşlerimizi ortak bir mücadele duygusuyla ayağa kalkmak için 1 Mayıs’a çağırmak...
- Uçak yolculuğu yapanlar bilir. Yolculuk esnasında uçağın kabin basıncının düşmesi, oksijen seviyesinin azalması durumunda oksijen maskeleri devreye girer. Yanımızda çocuğumuz olsa böyle bir durumda çoğumuz maskeyi önce çocuğumuza takmaya çalışırız,...
- Gelsinler yoldaşlar ben hazırım/ İki satır, bir mısra şiirle hazırım/ En karanlık dönemlerde/ Ektiğim tohumlar yeter bana/ Gelsinler yoldaşlar ben hazırım
- Milli Eğitim Bakanlığının proje okul atamalarına tepkiler devam ediyor. Eğitim Sen, proje okul uygulamaları ve atamalarına karşı 18 Nisanda Cağaloğlu Anadolu Lisesi önünde basın açıklaması yaptı.
- Vezir Muhammed Nurtani… Tanıdık gelmiştir bu isim pek çoğunuza… Yine de hikâyesinin bildiğimiz kısmını bir kez daha paylaşalım sizinle: Afganistanlı göçmen işçi Vezir Muhammed Nurtani 10 Kasım 2023’te çalıştığı kaçak maden ocağında kalp krizi...
- Artık eski kuşak işçilerden sayılırım. Mücadele örgütümüz UİD-DER saflarında yaş alıp 60’a merdiven dayadığım için kendimi bahtiyar hissediyorum. İlk 1 Mayıs’a 1979 yılında, İzmir’de, ustamla birlikte katıldım. Katılım oldukça yüksekti. Kalabalıkta...
- TTL tütün işçileri, örgütlü oldukları Tekgıda-İş Sendikası ile birlikte, 41 gün önce “Bu işyerinde grev var” pankartını fabrikanın dört bir yanına asarak greve çıktılar. Grev çadırlarını fabrika önüne kurdular. Büyük çoğunluğu kadın olan işçi...
- DİSK, KESK, TMMOB ve TTB, 1 Mayıs’ı bu yıl İstanbul Kadıköy Meydanı’nda kutlama kararı aldıklarını basın açıklaması yaparak duyurdu.
- İzmir Çiğli Belediyesine bağlı Çibel’de çalışan işçiler Toplu İş Sözleşmesi (TİS) görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine 17 Nisanda greve çıktı. İzmir Narlıdere Belediyesine bağlı Narbel’de de Genel-İş İzmir 4 No’lu Şube ile SODEMSEN arasında...
- İzmir’de Tekgıda-İş Sendikasının örgütlü olduğu Oryantal Tütün Paketleme (OTP), TTL Tütün ve Sunel Tütün fabrikalarında süren grevler anlaşmayla sonuçlandı. Genel-İş Sendikasında örgütlü İzmir Konak Belediyesine bağlı MER-BEL işçileri düşük ücret...
- Dünyada ve Türkiye’de olup bitenler üzerine sohbet ederken genç bir işçi kardeşimiz, “valla artık haberlere bakmıyorum, zaten benim kendi derdim başımdan aşkın” dedi. Aslında hepimizin derdi başından aşkın. Ama belki de bu nedenle çevremizdeki...
- Sömürüye başkaldırının sembolü, tüm dünya işçilerinin ortak duygularla ve taleplerle alanlara çıktığı, evrensel bir mücadele günü olan 1 Mayıs yaklaşıyor. Yüreği 1 Mayıs coşkusuyla, sınıfsız ve sömürüsüz bir dünya özlemiyle çarpan tüm işçilere selam...