Buradasınız
Hem Suçlu Hem Güçlü!
Gebze’den işsiz bir işçi
Yaşadığımız topraklarda demokratik haklar son derece güdük. Fakat böyle olmasına rağmen patronların bu kadarına bile tahammülü yok. Kendi çıkardıkları yasalara kendileri uymazlar, ayaklarının altında paspasa çevirirler. Hele bir de örgütlenen, sendikalaşan işçiler söz konusuysa. Örneğin iş kanununda açıkça hiçbir işçi sendikaya üye olduğu için işten atılamaz der. Ancak patronlar çoğunlukla işçilerin sendikalaşmasının önüne geçmek için işten atma yoluna gider.
Bunun sonrasında işçiler için çetin bir mücadele başlar. İşçiler direniş yapar fabrika önünde, çadır kurar. Polis gelir, “yaptığınız yasal değil” der, o çadırı başlarına yıkar. Oysa burada suç işleyen bellidir en başından. Patrona gidip de hesap sormazlar, yaptığın suç demezler. Yani patron hem suçludur hem de güçlü! Yine de sonucun nasıl olacağını kimin daha kararlı olduğu belirler. Direniş çadırları defalarca yıkılan ama her defasında yenisini kuran işçilerin, işyerlerine inatla sendikayı sokmaları gibi. Tıpkı DHL işçileri gibi.
31 Temmuzdan beri Düzce’de Tekno Maccaferri işçileri grevdeler. Grevin 43. gününde işveren yasaya aykırı olmasına rağmen fabrikadan ürün çıkardı. Buna karşı çıkan işçilerin önüne jandarma dikildi. İşçiler “patronun ve sizin yaptığınız suçtur, burada grev esnasında bunu yapamazsınız” deseler de bu sözleri bir karşılık bulmadı. Üstelik bazı işçiler darp edildi. Yani tam anlamıyla patron hem suçluydu hem de güçlü!
Yaşadığımız topraklarda en ufak bir hak arama mücadelesine bile tahammül yok. İşçilerin grevleri yasaklanıyor ya da grev kırıcılığı yapılıyor. Tablo bir hayli karanlıkmış gibi görünebilir. Ancak gerçeklerin ne kadar farkında ve bilincinde olursak karşımıza çıkan bu engelleri ezip geçmek için yürüteceğimiz mücadele de o kadar kararlı olur. En karanlık dönemlerde bile azimle, şevkle o karanlığı yırtıp atanlar oldu.
Biz emeği yok sayılan, kölece çalışma koşullarına, mezarda emekliliğe mahkûm edilen milyonlarız. İşte patronlar sınıfının bizlere reva gördüğü hayat. Çalışmak, ağzını açmadan, hakkını aramadan sadece çalışmak… Daha ne kadar sürdürülebilir ki böyle bir yaşam? Adına da yaşamak denirse. Tüm bunları değiştirmenin tek yolu yüzümüzü yanımızdaki, tezgâh başındaki, aynı makinede çalıştığımız işçi kardeşimize dönmemizdir. Çocuklarımız ve kendimiz için daha iyi bir dünya düş değil bizim ellerimizdedir. Bir araya gelen, birlik içinde hareket eden işçinin karşısında hiçbir kuvvet duramaz.
Son Eklenenler
- İzmir Büyükşehir Belediyesinde 158 işçinin ücretsiz izne çıkarılması üzerine DİSK/Genel-İş Sendikası İzmir 1, 2, 3 ve 9 No’lu Şubeleri 3 Şubatta direnişe başladı. Sosyal-İş Sendikasının örgütlendiği Turkcell Global Bilgi’nin Siirt Şubesinde 4 işçi...
- Adalet Peşinde Aileleri Platformu, 6 Şubat depremlerinin 2’nci yılında Kadıköy İskelesi önünde anma programı düzenledi. 2 Şubatta düzenlenen anmada “Rant Uğruna Ölenlerin Hesabını Sormaya Geldik! Susmak İhanettir, Hesap Sormak Görevdir!” yazılı...
- Çalıştığım işyerinde 60 yaşlarında bir abiyle sohbet ediyorduk. “Ne zaman emekli olacaksın?” diye sordu. “60 yaşında emekli olacağım” dedim. “Ooo senin işin çok zor yahu, o yaşa kadar çalışılır mı?” dedi. “Ama sen de emeklisin, hâlâ çalışıyorsun”...
- Sırbistan’da Belgrad ve Novi Sad başta olmak üzere ülke genelinde kitlesel protestolar devam ederken bir yandan da öğrenciler dersleri boykot ederek üniversiteleri işgal ediyorlar. Yunanistan’da 2023'teki tren kazasının yıldönümünde işçiler,...
- Birleşik Metal-İş Gebze 2 No’lu Şubenin örgütlü olduğu Kaynak Tekniği (Lincoln Electric) fabrikasında işçiler, 2024 Eylül ayından bu yana süren toplu sözleşme sürecinde, ücret ve sosyal haklarda anlaşma sağlanamaması üzerine greve çıktı. Sabah...
- Bazen gün ağarmadan, bir bardak çay bile içmeden, bir tabak yemek yemeden yeri geldiğinde hoş bir sohbeti yarıda bırakarak gözümüz sürekli saatte, servis bekleriz. Hastanede, okulda, düğünde, misafirlikte bile bir telaşımız oluyor, işyerinin...
- Bolu Kartalkaya’daki Grand Kartal Otelde göz göre göre gerçekleşen katliam, iktidarın bugüne kadarki denetimsizlik ve cezasızlık politikalarının yeniden sorgulanmasına neden oldu. İktidar sahipleri her zamanki gibi “bu meseleye siyaset karıştırmayın...
- Egemen sınıfın siyasetçileri sıklıkla gençliğin öneminden bahsediyor ve gençliği kazanmanın gerekliliğinden dem vuruyorlar. Mesela geçen ay Erzurum’da “Gençlerle Buluşma” programına katılan Erdoğan şöyle seslendi gençlere: “Bizim keyfi yere feda...
- İngiltere’nin başkenti Londra’nın meydanlarında aylardır emekçilerin barış talebi yankılanıyor. 18 Ocak Cumartesi günü, Filistin halkıyla dayanışma kapsamında Londra’da düzenlenen 24. ulusal gösteriye on binlerce kişi katıldı. Sırbistan'da...
- Hatay’ın Payas ilçesinde bulunan Yolbulan Metal fabrikasında 219 gündür grevde olan işçiler, 24 Ocakta Payas Belediyesi önünde eylem yaptılar. 20 Haziranda greve çıkan işçiler, grevlerinin 217. gününde de fabrikanın önünden yürüyüş yaparak yolu...
- İş güvenliği önlemlerinin yetersizliği ve denetimsizlik sebebiyle iş kazaları yaşanmaya, işçiler iş cinayetlerinde ölmeye devam ediyor. Yakın tarihte yaşanan çeşitli iş kazaları ve bunlarla ilgili yayınlanan bilirkişi raporları patronların kâr hırsı...
- İşçi Dayanışması’nın ilk sayısı 2008 Nisan ayında yayın hayatına başlamıştı. Elbette çıkarken kardelenler gibi toprağında kök saldıktan sonra filiz vermişti. İşte o günden beridir 1 Mayıs meydanlarında kırmızı şapka ve önlüklerle gelincik tarlası...
- 24 Ocak 1980’de, sermaye sınıfının ortak talepleri doğrultusunda bir dizi ekonomik karar alınmıştı. Adına “yapısal dönüşüm programı” denilen bu kararların alınmasında IMF, Dünya Bankası gibi emperyalist güçler, bu süre zarfında kurulan hükümetler,...