Buradasınız
1 Mayıs’a Katılan İşçiler Anlatıyor
GOSB’dan bir grup metal işçisi
İşçi sınıfının birlik, mücadele ve dayanışma günü olan 1 Mayıs’ta bizler de alanlardaydık. Bizler aynı fabrikada çalışan ve bu gidişata öfke duyan metal işçileriyiz. 1 Mayıs’ta yapabileceğimiz en doğru şeyin işçi sınıfının 1 Mayıs alanında yerimizi almak olduğunu düşündük. Kimimiz ilk defa 1 Mayıs’a katıldık, kimimiz ilk defa UİD-DER saflarında yerimizi almıştık. 1 Mayıs sonrasında hem UİD-DER’e teşekkür etmek hem de bu önemli günün bizlerde bıraktığı duyguları sizlerle paylaşmak istedik.
Mahmut: Bu benim ilk 1 Mayısımdı. Evden çıkarken içimde biraz korku, biraz heyecan, biraz tutku vardı. Ortak bir noktada arkadaşlarla buluşup otobüslere bindik, düştük yollara. Yolda giderken içimdeki korku azalmaya başladı, çünkü hep bir ağızdan şarkılar söyleyip sloganlarımızla bitirdik yolu. Başta sloganları bilmiyordum ama biraz dinleyince anladım ki benim de benim gibi milyonlarca işçinin de haklı talepleriydi attığımız sloganlar ve kısa zamanda alıştım. Sonra Maltepe’ye vardık ve güneş bir başka parlıyordu o gün. Yüz binlerce işçi, emekçi, kadın, erkek, çocuk, öğrenci oradaydık ve öfkemiz de coşkumuz da sloganlarımızla göklere yükseliyordu. Önce biraz çekiniyordum ama UİD-DER’in kortejinde yerimi aldığımda ne korku kaldı ne de çekinme. Oradaki işçilerin hepsi çok sıcakkanlıydı ve en başında ne yapacağımı bilmiyorken o an anladım ki yapmamız gereken en önemli şey işçi sınıfının mücadelesinin içinde olmak. Geçmişte verilen mücadeleleri de o mücadeleler uğruna canını verenleri de unutmamak ve sınıfımız için yan yana olmak gerektiğini anladım. 1 Mayıs’ın işçi sınıfı için ne kadar önemli olduğunu öğreten ve yaşatan UİD-DER’e teşekkür ederim ve seneye aynı saflarda buluşmak üzere hoşça kalın.
Sezgin: 1 Mayıs öncesinde işyerinden bir abi “yarın 1 Mayıs’a gidecek misin sen?” diye sorduğunda “evet arkadaşlarıma söz verdim ve gideceğim” demiştim. Arkadaşlarıma söz verdiğim için ve haklarımıza sahip çıkmak için alanlara çıkmam gerektiğini düşünüyordum. Ama nasıl bir duygu olduğunu bilmediğim için bir taraftan da korkuyordum ya başıma bir şey gelirse diye. Ama UİD-DER kortejine girdiğimde anladım ki asıl güvende olabileceğim yer burası. Haklarımıza sahip çıkmak için hep bir ağızdan taleplerimizi söylemeye başladık. İşçi haklarını, bizlerin sorunlarını ve çözümlerini UİD-DER öncülüğünde daha da öğrenmiş oldum. Büyük bir coşkuyla hep bir arada kutladık işçi bayramını. 1 Mayıs sonrasında yine aynı abi “çok yanmışsın” dediğinde ona cevabım “yine olsa yine giderim” olmuştu. Çünkü gerçekten işçi sınıfının ne kadar güçlü olduğunu o gün öğrendim ve 1 Mayıs’ın korkulacak bir gün değil korkularımızdan kurtulacağımız bir gün olduğunu anladım.
İdris: İlk defa UİD-DER’le 1 Mayıs’a katıldım. UİD-DER’in korteji, düzeni gerçekten mükemmeldi. Sayenizde muhteşem bir 1 Mayıs yaşadım, emeği geçen herkesin yüreğine sağlık. Sloganlar, şarkılar her biri birbirinden güzeldi ve coşku giderken de dönerken de hep olması gerektiği gibiydi. Ben de bütün işçi kardeşlerim gibi bu düzene duyduğum öfke ve hak gasplarına karşı korku duymadan, cesurca çıktım meydanlara. Çünkü birçok ülkede olduğu gibi bizim yaşadığımız ülkemizde de işçi hakları, iş kanunu ve iş güvenliği göz ardı ediliyor. Hak ettiğimiz yaşamları değil, egemenlerin reva gördüğü hayatları yaşıyoruz, hatta kapitalist sınıf kârlarını biraz daha arttırsın diye ölüyoruz. Patronlar sınıfına inat işçi sınıfı olarak yan yana olmalıyız, çünkü biz yan yana olduğumuz zaman yedikleri yemek de içtikleri su da sermaye sınıfına zehir olacaktır.
İsmail: Ben ilk defa 1 Mayıs’a katıldım ve çok etkilendim. Çünkü nasıl mücadele etmem gerektiğini anladım. İşçilerin mücadelesini, kadınların mücadelesini gördüm. Kadınlara yapılan şiddete, tacize karşı işçi sınıfının kadınlarının mücadelenin en önünde olmaları bana bir kez daha gösterdi ki kadınıyla erkeğiyle işçi sınıfının mücadelesiyle değişecektir bu bozuk düzen. Yaşasın işçi sınıfının mücadelesi, kahrolsun faşizm. Jin jian azadi. Biji yek gulan.
Bülent: Bir kıvılcım ile başlayan sonrasında kitleler halinde işçilerin, emekçilerin güç birliği diye bildiğim 1 Mayıs’a güçlü bir birlik inancına bürünmüş UİD-DER ile katılmaktan çok mutlu oldum. Bu yıl gerçekleşen 1 Mayıs’ta yüz binlerce işçinin katılımı ve UİD-DER ile attığımız her adımda mücadelenin daha da büyüdüğünü gördüm. Kortejin en önünde kendinden emin, güçlü işçi kadınlarımızı görmek beni daha da mutlu etti. 1 Mayıs kadınıyla, erkeğiyle, yaşlısı, genci, öğrencisi, çocuğuyla bir bütün halinde haklarımızı gasp eden, sömüren sermayedarlara karşı tek yumruk olduğumuzun göstergesidir. Haklarımızı gasp eden, toplumu baskı altına alan kapitalist düzene karşı mücadele eden UİD DER ve tüm emek örgütlerinin aynı meydanda güç birliği yapması, sesimizi yükseltmemiz, duysalar bile duymazlıktan gelen patronlar sınıfının hafızalarına kazındığından eminim. Ayrıca UİD DER’in kendine özgü disiplini, düzeni 1 Mayıs meydanlarına ayrı bir coşku kattı. Sloganlarımızda yalnızca ekmek için daha çok ücret değil gerçekten yaşanacak bir dünya için mücadelenin önemi vurgulandı. Her günümüzü 1 Mayıs’a çevirmek için UİD DER’le örgütlü mücadeleye.
UİD-DER’le Kararlı Bir Mücadeleye
Basında UİD-DER Kortejinden Kareler
Son Eklenenler
- Yıllık ücretli izinler çalıştığımız her bir yılın karşılığında biz işçilere tanınmış yasal bir haktır. Bu hakkı bütün bir yılın yorgunluğunu atmak için genelde yaz aylarında kullanmayı tercih ederiz. Kimimiz köyüne gider ailesine yardımcı olmak için...
- Fernas Madencilik işçileri direnişin 30. gününde Ankara’ya yürüyüş başlattı. Madenciler TBMM açıldığında Ankara’da haklı taleplerini bir kez daha duyurmayı planlıyorlar. CHP yönetimindeki Ankara Çankaya Belediyesi Çankaya Evleri’nde taşeron şirket...
- Siyasi iktidar, sefalete mahkûm ettiği emeklilerin kamu bütçesine çok büyük bir yük olduğunu iddia ediyor, zam taleplerini görmezden geliyor. Örneğin AKP Genel Başkan Yardımcısı Nihat Zeybekçi “EYT demek geleceğin kaynaklarını bugünden tüketmek...
- Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) Türkiye’de iş kazası ve meslek hastalıklarına ilişkin 2023 yılı istatistiklerini 4 Eylülde açıkladı. SGK’nın açıkladığı veriler ilk kez, İSİG Meclisi’nin açıkladığı iş cinayeti sayısını aştı. İSİG Meclisi verilerine göre...
- Sevgili işçi kardeşlerim ve işçi çocukları, söyleyeceklerimi bizim mahalledeki çocukların kendi ifadeleriyle yani olduğu gibi anlatacağım. Bu çocuklar yani benim onlara seslenişimle gençlerin istek ve taleplerini aşağıda okuyacaksınız. Gençlerle...
- Farklı sektörlerde çalışan bir grup genç UİD-DER’li işçi “İşçi Sınıfının Yönetmeni Ken Loach: HANGİ TARAFTASINIZ?” adıyla bir mini belgesel hazırlamış, belgesel UİD-DER Web TV’de yayınlamıştı. UİD-DER, filmleri belgesele konu olan işçi sınıfının...
- DİSK’in “Artık Yeter! Geçinemiyoruz! Gelirde, Vergide, Ülkede Adalet!” şiarıyla düzenlediği eylemler devam ediyor. 25 Eylülde İstanbul Saraçhane Parkında gerçekleşen işçi buluşmasına DİSK’e bağlı sendikalarda örgütlü işçiler, DİSK yönetim kurulu...
- Türkiye’de işçi mücadelelerine yenileri eklenirken kazanımla sonuçlanan grev ve direnişler de oluyor. Bursa Kemalpaşa’da Eker Süt Ürünleri fabrikasında Tekgıda-İş Sendikasına üye oldukları için işten atılan 3 işçi 23 Eylülde fabrika önünde direnişe...
- Hayat pahalılığı, yüksek enflasyon, reel ücretlerin düşmesi neticesinde yoksulluğun pençesindeki işçi ve emekçilerin öfkesi büyüyor. Sermaye sınıfı ve siyasi iktidar Orta Vadeli Programlarla işçi ve emekçilerin üzerindeki sömürüyü arttırıyor....
- DİSK Uluslararası İlişkiler Dairesi Müdürü Kıvanç Eliaçık tarafından kaleme alınan “Orta Doğu’da İşçiler ve Sendikal Hareket” kitabı geçtiğimiz aylarda NotaBene yayınlarından çıkmıştı. Ortadoğu ve Kuzey Afrika’daki Arap ülkelerine odaklanan, işçi...
- İran’ın Tabas kentinde bulunan bir kömür madeninde 21 Eylülde gaz sıkışması sonucu patlama gerçekleşti. Patlamada en az 51 işçi yaşamını yitirdi, 20’den fazla işçi yaralandı. Göçük altından henüz çıkarılamayan işçiler var. Başkent Tahran’ın 540...
- Son haftalarda ekranlarda ve sosyal medyada 21 Ağustosta kaybolan ve cansız bedeni çuvalla bir dereye atılmış halde bulunan Narin’le ilgili pek çok haber görüyoruz. Özellikle ilk günlerde Narin’in ağlayan annesine dair görüntüler durmaksızın...
- Gençlik yılları insanın kimlik edindiği, ayakları üzerinde durmaya başladığı yıllardır. Genç insan heyecan, enerji, coşku, duyarlılık ve değişim arzusuyla, geleceğe dair umutlarla doludur. Yaşanan her bir olay, edinilen her bir deneyim en canlı ve...