Buradasınız
Ne Tadımız Kaldı Ne Tuzumuz!
Mersin’den bir kadın işçi
![](https://uidder.org/sites/all/modules/lazyloader/image_placeholder.gif)
Haftanın belli günlerinde her semtte belirlenen yerlere pazarlar kurulur. Bizler büyük bir keyifle pazar arabamızı alır; bir haftalık meyve, sebze, kuru baklagiller ve hatta üzerimize giyecek kıyafetlerimizi de çoğunlukla pazarlardaki alışverişlerimizle tamamlarız. Bir araba dolusu sebze meyveyi -araba dediysem pazar arabası yani- alır geliriz evimize. Evet, pazarlar bizim vazgeçilmez alışkanlıklarımızdandı. Ta ki artık pazarlarda satılan ürünler biz için ulaşılmaz hale gelene kadar!
Yaşım çok büyük değil ama artık eskiden diye başlıyorum söze, neden mi? Şöyle ki; eskiden pazarda esnaflar ürünlerini dizer her ürüne bir nağme yakarlardı. Öyle yavaştan, sessiz sessiz de söylemezlerdi. Boğazlarındaki damar dışarı fırlayarak bağır bağır bağırırlardı. Artık biz işçi-emekçilerin ne tadı kaldı ne de tuzu, fakir fukara sebzeleri de bize uzak oldu. Soframızdan eksik etmediğimiz soğan, patates, domates gibi sebzeleri tıpkı meyveler gibi artık gıdım gıdım tüketir olduk. Tarladan toplanıp henüz tazeliğini yitirmemiş bu güzelim sebzeleri pazardan alamaz duruma geldik gelmesine ya, ama yaşamak için de mutlaka almak gerekiyor. İşte o zaman ver elini marketler, kredi kartından yaptığımız alışverişlerle masamızı bir nebze rahatlatıyoruz, ama ödeme günü gelince aldıklarımız da boğazımıza diziliyor.
Pazarların biz çok düşük ücretlerle çalışan işçiler için artık lüks olduğunu görmemek imkânsız. Alışkanlık ya birkaç parça bir şeyler almak için yine de gidip bir bakarım etrafıma, acaba bu sıkıntıları yalnızca ben mi yaşıyorum diye ama durumun hiç de öyle olmadığını görüyorum her seferinde. Pazar yerlerinde ilerlemek hayli güç olurdu eskiden. Arabalar birbirine çarpar, insanlar birbirlerini beklemek zorunda kalır hatta bir sebzenin fiyatını öğrenebilmek için birkaç kez tekrar sorardık. Her tezgâhın başı insan kalabalığı olurdu. Şimdi pazarlardaki sessizlik marketlerde bozuldu, pörsümüş sebzelerin indirim reyonunda onlarca el en iyisini seçmek için uğraşır oldu. Birden fazla seçenekle tadını çıkara çıkara seçtiğimiz o güzelim sebze-meyveler eskide mi kaldı acaba?
Elbette eskide kalmadı. Biz “eskiden” diye başlasak da söze biliyoruz ki pazarlar aynı yerinde, yine kütür kütür elmalarını, bal gibi armutlarını, nar gibi domateslerini satmaya devam ediyorlar. Bizlerin cebine giren para her geçen gün azalırken ürettiklerimiz sürekli çoğalıyor. Pazar tezgâhları, mağaza vitrinleri hep bizim ürettiklerimizle dolu. Patronlar zenginleştikçe biz işçi-emekçiler hızla yoksullaşıyoruz. Bu duruma dur diyecek olan biz işçiler üretimden gelen gücümüzü kullanıp örgütlü mücadelemizi güçlendirmediğimiz sürece de bu durum değişmeyeceği gibi daha da kötü olacağını biliyoruz. İşte bu bilinçle bulunduğumuz her alanda kendi haklılığımıza güvenip örgütlülüğümüzü güçlendirmek için çabalamalıyız. Doğanın ve emeğimizin bize sunduğu eşsiz nimetlere bir avuç insanın el koymasını engellemenin tek yolu bizlerin mücadelesinden geçiyor.
Son Eklenenler
- Gebze Plastikçiler Organize Sanayi Bölgesinde otomotiv parçaları üreten Chinatool Otomotiv’de işçiler 10 Şubat sabahı greve çıktı.
- Aralık ayında tüketici fiyatlarının yüzde 1’in biraz üzerinde yükseldiği, yıllık enflasyonunsa azalarak yüzde 44 civarında gerçekleştiği açıklandı. Bu oranlara bakarak enflasyonun hız kestiğine, ücret zamlarının “beklenen enflasyona” göre belirlenip...
- 2025 yılı için asgari ücret zammı, TÜİK’in sahte rakamlarıyla açıklanan enflasyon oranının dahi altında kalan yüzde 30 olarak belirlendi. Patronlar da işçilere bu sefalet zammını dayatıyor. Şubat ayıyla beraber zamlı ücretlerin açıklanması sonrası...
- İş kazaları ve iş cinayetleri dur durak bilmiyor. Sermeyenin aç gözlülüğü işçileri yaşamından ediyor. Balıkesir’de bulunan ZSR Patlayıcı üretim tesisinde, 24 Aralık 2024’te gerçekleşen patlamada 11 işçi yaşamını yitirdi. Patlama sonrasında Balıkesir...
- Maraş ve Hatay başta olmak üzere 11 şehirde çok büyük yıkım yaratan, yaklaşık yüz bin insanın hayatını kaybettiği, on binlerce insanın yaralandığı, milyonlarca insanın yaşamının derinden etkilendiği 6 Şubat depremlerinin üzerinden iki yıl geçti....
- Siyasi iktidarın ekonomi politikalarının hedefi belli: Ekonomik yıkımın bedelini işçi ve emekçilere ödetmek, on milyonlarca işçinin, emekçinin, emeklinin açlığa talim etmesi pahasına sermayeyi dizginsizce büyütmeye devam etmek. Soygunun, talanın...
- 6 Şubat depremlerinin üzerinden iki yıl geçti. Aradan geçen zamanda depremlerin yarattığı yıkımın, ortaya saçılan yolsuzlukların, usulsüzlüklerin ve boş vermişliğin hesabı sorulmadı. Siyasi gelişmelerle, yaratılan yapay gündemlerle yaşanan felaketin...
- İzmir Büyükşehir Belediyesinde 158 işçinin ücretsiz izne çıkarılması üzerine DİSK/Genel-İş Sendikası İzmir 1, 2, 3 ve 9 No’lu Şubeleri 3 Şubatta direnişe başladı. Sosyal-İş Sendikasının örgütlendiği Turkcell Global Bilgi’nin Siirt Şubesinde 4 işçi...
- Adalet Peşinde Aileleri Platformu, 6 Şubat depremlerinin 2’nci yılında Kadıköy İskelesi önünde anma programı düzenledi. 2 Şubatta düzenlenen anmada “Rant Uğruna Ölenlerin Hesabını Sormaya Geldik! Susmak İhanettir, Hesap Sormak Görevdir!” yazılı...
- Çalıştığım işyerinde 60 yaşlarında bir abiyle sohbet ediyorduk. “Ne zaman emekli olacaksın?” diye sordu. “60 yaşında emekli olacağım” dedim. “Ooo senin işin çok zor yahu, o yaşa kadar çalışılır mı?” dedi. “Ama sen de emeklisin, hâlâ çalışıyorsun”...
- Sırbistan’da Belgrad ve Novi Sad başta olmak üzere ülke genelinde kitlesel protestolar devam ederken bir yandan da öğrenciler dersleri boykot ederek üniversiteleri işgal ediyorlar. Yunanistan’da 2023'teki tren kazasının yıldönümünde işçiler,...
- Birleşik Metal-İş Gebze 2 No’lu Şubenin örgütlü olduğu Kaynak Tekniği (Lincoln Electric) fabrikasında işçiler, 2024 Eylül ayından bu yana süren toplu sözleşme sürecinde, ücret ve sosyal haklarda anlaşma sağlanamaması üzerine greve çıktı. Sabah...
- Bazen gün ağarmadan, bir bardak çay bile içmeden, bir tabak yemek yemeden yeri geldiğinde hoş bir sohbeti yarıda bırakarak gözümüz sürekli saatte, servis bekleriz. Hastanede, okulda, düğünde, misafirlikte bile bir telaşımız oluyor, işyerinin...