Buradasınız
İşçi Sınıfının Coşkusu, Disiplini ve Sömürüye Karşı Talepleri UİD-DER Kortejinde Can Buldu
İşçilerin mücadele örgütü UİD-DER, coşkulu ve disiplinli kortejiyle İstanbul Bakırköy’de düzenlenen 2019 1 Mayıs’ında yerini aldı. Tüm sektörlerden işçilerin; liselerden, üniversitelerden, fabrikalardan gençlerin; emekçi kadınların, işçi çocuklarının bulunduğu kalabalık taleplerini haykırdı, mücadele şarkıları söyledi. UİD-DER’li işçiler, işçi semtlerinde, işyerlerinde, sendikalarda “1 Mayısımıza sahip çıkıyoruz” temasıyla çok çeşitli çalışmalar yürüttüler. Dünya işçi sınıfının birlik ve kardeşlik bayrağı altında bir araya geldiği 1 Mayıs’ın unutturulamayacağını, 1 Mayıs geleneğinin soldurulamayacağını ortaya koydular. Bu çalışmaların sonucunda UİD-DER, işçi sınıfının kızıl rengini 1 Mayıs alanına taşıdı. Alandaki disipliniyle, 1 Mayıs’ın anlamına yaraşan kararlı ve coşkulu kortejiyle göz doldurdu.
UİD-DER’li işçiler ve gençler, dünya işçilerinin aynı duygu ve heyecanla alanlara aktığı 1 Mayıs’ta, sabahın erken saatlerinden itibaren miting alanına doğru otobüslerle yola çıktılar. Otobüslerde 1 Mayıs’ın hangi koşullarda kutlandığına ilişkin konuşmalar yapıldı, 1 Mayıs’ın anlam ve önemi üzerinde duruldu. Hep birlikte sloganlar atıldı, marşlar söylendi. UİD-DER’li işçiler toplanma alanında coşku ve heyecanla buluştu. UİD-DER kortejinde kadınların ve gençlerin yoğunluğu dikkat çekti.
UİD-DER kendi programını yaptı
Her sene olduğu gibi bu sene de toplanma alanında coşkulu bir 1 Mayıs programı gerçekleştirildi. Program başlarken 1 Mayıslarda ve işçi sınıfının sömürüsüz bir dünya için yürüttüğü kavgada kaybettiğimiz tüm sınıf kardeşlerimiz anıldı. “Bugün bütün dünyada sınıf kardeşlerimiz tek ses, tek yürek olarak meydanlara akıyor. Kapitalist sömürüye hayır diyorlar. Patronların saldırılarına boyun eğmeyeceğiz diyorlar. İşsizliğe, yoksulluğa dur demek için bir araya geliyorlar. Emperyalist savaşlarda ölmek ve öldürmek istemiyoruz diyorlar. Burada bizler de sesimizi dünya işçi sınıfının sesine katıyoruz. Mücadeleyi hayatın her alanında yükselten UİD-DER’li işçiler olarak yürüyoruz. Asya’dan Amerika’ya, Afrika’dan Avrupa’ya dünya işçi sınıfına selam olsun. Cezayir ve Sudan’da ayağa kalkan, diktatörleri devirmek için mücadele eden milyonlara selam olsun. Selam olsun direnenlere, selam olsun boyun eğmeyenlere, selam olsun sömürüsüz bir dünya için mücadele verenlere!” dendi.
Program boyunca işçi sınıfının mücadele şarkıları çalındı, şiirler okundu, marşlar söylendi, coşkuyla halaya duruldu. Yapılan konuşmalarda krizin giderek ağırlaştığı, alın teri döken milyonların hoşnutsuzluğunun arttığı hatırlatıldı. Siyasi iktidarın ise, sopa sallayarak milyonları korkutmaya ve sindirmeye çalıştığı vurgulandı. Siyasi iktidarın patronlarla el ele vererek işçilerin haklarına saldırdığı, adına “reform” denilen düzenlemelerle krizin faturasının işçi sınıfının sırtına yıkılmak istendiği belirtildi. İşçilerin bunu kabul etmeyeceği şu sözlerle dile getirildi: “Biz vergilerin tabana değil tavana yayılmasını istiyoruz. Kıdem tazminatı hakkımızdır, hakkımızı yedirmeyeceğiz diyoruz. Zorunlu BES’e HAYIR diyoruz. İşsizlik fonunun yağmalanmasına son verin diyoruz! Biz üreten milyonlarız, biz işçi sınıfıyız. Bu yüzden egemenlerin oyunlarına karşı uyanık olmalıyız. Biz emekçilerin yapay temelde kutuplaştırılmasına, bölünüp parçalanmasına HAYIR diyoruz. Biz baskı rejimine HAYIR diyoruz. Biz halkların düşmanlaştırılmasına HAYIR diyoruz. Biz işçi sınıfının birliğini ve halkların kardeşliğini savunuyoruz.”
Program sırasında işçilerin sömürü düzenine ve siyasi iktidara tepkisi şu sözlerle dile getirildi: “İş cinayetlerinde ölmeye ve sakat kalmaya HAYIR diyoruz! Haksız savaşlara HAYIR diyoruz! Kadına şiddete, tacize ve tecavüze HAYIR diyoruz! Çarkı bozuk bu düzene HAYIR diyoruz! Demokratik hak ve özgürlükleri ortadan kaldıran yönetime HAYIR diyoruz! Baskı rejimine HAYIR diyoruz! Grevlerin yasaklanmasına, siyasal yasaklara, sendikal baskılara, demokratik hakların ortadan kaldırılmasına HAYIR diyoruz!”
Program sırasında sık sık şu sloganlar atıldı: “Baskı Rejimine, Hak ve Özgürlüklerin Yok Edilmesine, Halkların Düşmanlaştırılmasına, Emekçilerin Kutuplaştırılıp Bölünmesine Hayır!”, “İşten Atmalara, Ücretsiz İzinlere, Hayat Pahalılığına Hayır! Krizin Faturası Patronlara!”, Kıdem Tazminatının Elimizden Alınmasına, Zorunlu BES’e, İşsizlik Fonunun Yağmalanmasına, Mezarda Emekliliğe Hayır! Yaşasın Örgütlü Mücadelemiz!
İşçi sınıfının disiplinine yaraşır bir kortej
Programın ardından UİD-DER korteji aynı disiplinle alana doğru yürüyüşe geçti. En önde “Hayat Pahalılığına, İşsizliğe, Kıdem Tazminatının Gaspına, Zorunlu BES’e Hayır” pankartı yer alırken, kortej içinde “Çarkı Bozuk Bu Düzene Hayır! Sömürüye, Yoksulluğa, Baskılara, Haksız Savaşlara Son” ve “Bütün Ülkelerin İşçileri Birleşin” pankartları yer aldı. UİD-DER Kadın Komitesinin temsili korteji de, taleplerini yansıtan pankart ve dövizleriyle yürüdü. Emekçi kadınlara mücadelede öne çıkma çağrısı yapıldı.
Tıpkı toplanma alanındaki program sırasında olduğu gibi, yürüyüş sırasında da UİD-DER kortejindeki disiplin, coşku, hep bir ağızdan atılan sloganlar, çevredeki işçi ve emekçilerin takdirini kazandı. Özellikle eski kuşaktan işçiler “bir işçi korteji böyle olmalı” diyerek takdirlerini ifade ettiler. Yürüyüş boyunca yapılan konuşmalarla işçiler, emekçi kadınlar, öğrenciler güçlü ve gür bir şekilde baskılara, yasaklara, emperyalist savaşlara, sermaye düzenine karşı sloganlarını ve öfkelerini haykırırken, sınıfsız, sömürüsüz, savaşsız ve özgür bir dünya istediklerini coşkuyla haykırdılar. Miting alanına gelindiğinde mücadelede yitirdiğimiz sınıf kardeşlerimiz için saygı duruşunda bulunuldu, hep birlikte Enternasyonal Marşı, 1 Mayıs Marşı söylendi. Sloganlar atıldı, konuşmalar yapıldı, halaylar çekildi, mücadele türküleri, marşları seslendirildi.
UİD-DER korteji, gelenek haline geldiği üzere disiplinini hiç bozmadan miting alanından ayrıldı. Kızıl bir gelincik tarlasını andıran kitle, geri dönüş yolunda slogan ve marşlarını sürdürdü. Şişli Meydanı, Avusturya İşçi Marşı, UİD-DER Marşı, Çav Bella gibi marşlar coşkuyla ve gür bir sesle söylendi. UİD-DER’li işçiler ve gençler, bir kez daha 1 Mayıs coşkusunu yaşadıkları için, 1 Mayıs’a, işçi sınıfının mücadele geleneğine sahip çıktıkları için gurur duyduklarını belirttiler. Mücadeleyi büyütmekte kararlı olduklarını ifade ettiler. 130 yıldır gelenekselleşen İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs’ın verdiği coşkuyla örgütlenmeye devam edeceklerini vurguladılar.
Son Eklenenler
- İstanbul Çatalca’da bulunan Polonez’de işçilerin sendika hakkı için mücadelesi sürüyor. Ancak işçilerin sendikal örgütlenme hakkını yok sayan şirket yönetimi önce baskı uyguladı, sonra işçileri işten attı, son olarak da 27 Temmuzda polisi işçilerin...
- Bugün milyarlarca insan kapitalizmin yarattığı pek çok sorunla cebelleşiyor. İşsizlik, yoksulluk, iklim krizi, göç krizi, emperyalist savaşlar… Dünya üzerinde yaklaşık 300 milyon göçmen var. Türkiye’de Amerika’da, İspanya’da İngiltere’de ve daha...
- Geçtiğimiz günlerde Asya’nın en zengin ailesi olan Ambaniler’in Martta başlayan 4 aylık düğün maratonunda 250 milyon dolar harcadıklarına dair bir haber okudum. Mukesh Ambani’nin oğlu Anant’ın evlendirildiği şatafatlı düğüne dünyanın her yerinden...
- İstanbul 112 Ambulans çalışanları ve SES İstanbul Şubeleri, 26 Temmuz Cuma günü Avrupa İl Ambulans Servisi Başhekimliği binası önünde, yaşanan sorunlara çözüm bulunması talebiyle basın açıklaması gerçekleştirdi. Yapılan basın açıklamasına 112...
- Otoriter, faşist rejimlerin iktidarda olduğu dönemlerde toplumsal değerler aşındırılır, insanlar yalnızlaştırılır, bencillik ve bireycilik daha fazla öne çıkar. Zulme ve haksızlığa karşı çıkmak aptalca, kişisel çıkarları ön planda tutmak, bunun için...
- Kemal Türkler anılırken yaşadığı dönemle ve mücadele arkadaşlarıyla, sınıf mücadelesinde elde ettikleri kazanımlarla anılıyor. Bize öyle önemli bir miras bırakmış ki katledilişinin 44. senesinde bizler onu hâlâ aramızda ve kavgamızda hissediyoruz....
- İstanbul Çatalca’da bulunan, sucuk, salam, sosis gibi işlenmiş et ürünleri üretimi yapılan Polonez’de baskılar ve hukuksuzluklar artıyor, işçiler de sendikal haklarına sahip çıkmaya devam ediyor. Tekgıda-İş Sendikasının yeterli çoğunluğu sağlayarak...
- Siyasi iktidar Türkiye’nin dört bir yanını maden şirketlerine peşkeş çekmeye devam ediyor. Son olarak Emsa Enerji ve Madencilik şirketi Tokat’ta 30’dan fazla köyün yaylası ve su havzası olan Sorhun Obasında altın aramak için sondaj çalışmalarına...
- Sermaye sınıfının sendika düşmanlığına ve ücret gasplarına karşı işçilerin ve emekçilerin mücadeleleri sürüyor. İstanbul Çatalca’da Polonez işçileri patronun sendika düşmanlığına karşı direnişe geçti. Şişli Belediyesi işçileri ücretlerinin eksiksiz...
- “Fabrikadaki çoğu kadın 600-700 işçiye haklarının ellerinden gideceğini anlattığımızda protestoya katılmayı tereddütsüz kabul ettiler. Fabrikada sendikasız işçi yoktu. Kadınlar erkeklerden daha bilinçliydi. Sınıfsal olarak da meseleyi biliyorlardı....
- Başka dilde bir şarkı söylendiğinde sözlerini anlamayız. Yine de şarkıda akan hisler yüreğimize kolaylıkla işler. Elbette müziğin gücü ve evrenselliğidir bu. Ancak esas güç, egemenlerin ne yaparlarsa yapsınlar önüne geçemeyecekleri duygudaşlık...
- DİSK’in kurucusu, Maden-İş’in Genel Başkanı, Türkiye işçi sınıfının unutulmaz önderi Kemal Türkler, katledilişinin 44’üncü yılında Topkapı Mezarlığındaki mezarı başında anıldı. 22 Temmuzda gerçekleştirilen anmaya DİSK’e bağlı sendikaların üye ve...
- Türkiye işçi hareketinin yükselişe geçtiği 1960-1980 arası dönemi düşündüğümüzde bu yükselişe büyük katkısı olan Maden-İş geleneğini ve Maden-İş Genel Başkanı Kemal Türkler’i anmamak olmaz. Kemal Türkler, bu dönemin sembolü haline gelmiş isimlerden...