Buradasınız
Çiftçiler Düşük Fiyat Dayatmasına Karşı Çıkıyor
İzmir Kınık’ta domates üretimi yapan çiftçiler domatesi alan firmaların düşük fiyat dayatmasına karşı 31 Temmuzda traktörlerle eylem yaptılar. Daha önce 5 lira olarak belirlenen domatesin kilo fiyatının 1,8 liraya indirilmesi üzerine eylem kararı alan çiftçiler Kınık Meydanında bir araya geldiler. Üzerinde “çiftçiyi öldürdünüz cenazeyi kaldırın” yazılı tabutla birlikte kaymakamlık önüne yürüdüler ve burada bir açıklama yaptılar.
Çiftçiler adına yapılan açıklamada çiftçinin içinde bulunduğu zor durum şu sözlerle ifade edildi: “Burada her kesimden insanlar var, ortak noktamız alın terimiz, emeğimiz, ürettiğimiz mahsuller. Son yıllarda yanlış tarım politikaları yüzünden ürünlerimiz yok pahasına gidiyor. Maliyetlerin 10 katı 15 katı arttığı yerde ürünlerimizi neredeyse bedava veriyoruz. Ama şunu bilelim, hiçbir örgütümüz yok bizim. Ne ziraat odaları olsun ne kooperatifler olsun ne İlçe Tarım olsun hiç kimse bizim yanımızda değil, çiftçinin yanında değil. Sadece bürokrasinin yanında.” Açıklamayı yapan çiftçi, isyanını da şu sözlerle dile getirdi: “Bıçak kemiğe dayandı artık. 3 tane traktörle başladığım çiftçilikte şu an traktörüm yok. Gördüğünüz traktörlerin hepsi banka kredili, hacizli. Çoğu da bu sene satılacaktır. Ama biz utanmıyoruz. Bizi bu hale sokan yetkililer utansın, Tarım Bakanı utansın.”
Daha sonra çiftçiler traktörleriyle konvoy halinde Poyracık’a doğru yola çıktılar. Salça üretimi yapan Altunsa fabrikası önünde toplanan çiftçiler Kınık Kaymakamı ile birlikte firma yetkilileriyle görüşme gerçekleştirdiler. Kınık Kaymakamı çiftçilerin mağduriyetlerini gidermek için gerekli görüşmelerin yapılması sözü verdi. Fabrikayla yapılan görüşme sonrasında çiftçiler, Kınık Kaymakamının verdiği söze istinaden, fabrika önünden ayrılmaya ve 2 gün içinde bir gelişme olmadığı takdirde daha kalabalık biçimde toplanmaya karar vererek eylemlerini bitirdiler.
Çiftçiler borçlu olduklarını, fiyatların düşürülmesi yüzünden ellerindeki domatesin çürüdüğünü, alacaklıların kapıda beklediğini belirtiyorlar. Domates üreticilerinin yaşadığı sorunları aslında tüm küçük üreticiler, çiftçiler yaşıyor. Geçtiğimiz Mayıs ayında Rize’de çay üreticileri düşük fiyat dayatmasına karşı protesto yürüyüşü düzenlemişlerdi. Hükümetin açıkladığı 17 liralık taban fiyatın maliyetin altında kaldığını ifade eden çiftçiler, borçlarının ve yoksulluklarının arttığına dikkat çekmişlerdi.
Türkiye’nin dört bir yanında sebze-meyve üreticileri, çay, fındık, pamuk, buğday üreticileri, küçük üreticiler tükenme noktasına gelmiş durumda. Çünkü kapitalizmin çarkları da siyasi iktidarın tarım politikaları da sermayeyi büyütmek, sermaye sınıfını, tekelleri beslemek üzerine kurulu. Toprak Mahsulleri Ofisi, ÇAYKUR gibi kurumlar işlevsizleştirilerek çiftçiler tekellerin insafına bırakılıyor. Büyük şirketler çiftçinin ürününü daha ucuza almak için taban fiyat uygulamasına bile uymuyor, gerekirse çürümesi pahasına ürünleri tarlada bekletiyor, üreticinin tükenme noktasına gelmesini, düşük fiyata razı gelmekten başka şansı kalmamasını amaçlıyor. Siyasi iktidar ise çiftçiye verilen sübvansiyonları kaldırarak, desteği sınırlayarak, çeşitli ürünlerde kota uygulayarak, yüksek kredi faizleriyle küçük üreticilerin içinde bulunduğu durumu daha kötü hale getiriyor. Bu durum küçük üreticilerin ve tarım işçilerinin yaşam koşullarına ve ücretlerine yansıyor. Borçlanarak üretim yapmak zorunda kalan çiftçiler hemen her üründeki düşük fiyat dayatması yüzünden sürekli zarar ediyor. Tarlasını ekebilenlerin sayısı sürekli azalıyor. Bunun sonucunda küçük üretici ürününü daha ucuza satmak ya da tarlada bırakmak zorunda kalırken tüketici ise daha pahalıya alıyor.
Çok açık ki kapitalist düzen küçük üreticileri de sömürü çarklarının dışında bırakmıyor. Kapitalist tarımın emekçiler için yıkım olduğu gerçeğini her geçen gün daha fazla hissettiriyor. Tarımın tekellerin ve büyük şirketlerin egemenliğinden kurtulması, üretimin kâr için değil toplumun çıkarları doğrultusunda planlanması kapitalizmin yıkılmasıyla mümkün olabilir. İşçilerin, emekçilerin bu yolda birlikte mücadelesi bu açıdan büyük önem taşıyor.
Bir Kuş Konar, Bir Kuş Yer…
- SES: Sağlıkta Ticaret Ölüm Demektir!
- İşçiler, Kamu Emekçileri, Çiftçiler Hakları İçin Mücadele Ediyor
- Tokat’tan Diyarbakır’a Maden Şirketlerine Karşı Köylüler Mücadele Ediyor
- Çiftçiler Düşük Fiyat Dayatmasına Karşı Çıkıyor
- 112 Acil Sağlık Çalışanlarından Eylem
- Tüm Emeklilerin Sendikası: “İnsanca Yaşamak İstiyoruz!”
- Mersin Dizge Okulu Öğretmenleri Kazandı!
- Mersin Dizge Okulu Öğretmenleri Düşük Ücretlere Karşı Eylem Yaptı
- Manisa Gördes’te Madene Karşı Direniş Nöbeti Sürüyor
- Özel Sektör Öğretmenleri Hakları İçin Eylemde
- Bursa ve İzmir’de İşten Atma Saldırılarına Karşı Eylemler
- Hak Gasplarına Karşı Mücadeleler Sürüyor
- Sendikal Baskılar Mücadeleyle Aşılıyor
- IFFCO Türkiye Fabrikasında Sendika Düşmanlığı
- Sendikalaşma Hakkı Engelleniyor, İşçiler Mücadele Ediyor
- Belediye ve Sağlık İşçileri Haklarını İstiyor
- Antep’ten Ankara’ya İşçilerin Mücadelesi Sürüyor
- Durak Tekstil’de Sendikalaşan İşçiler İşten Atıldı
- Düşük Zam Dayatmasına ve Sendika Düşmanlığına Karşı Mücadeleler Sürüyor
- Tersane İşçileri Düşük Ücret Dayatmasına Karşı Eylemlerini Sürdürüyor
Son Eklenenler
- İşyerinde, mahallede, parkta, sokakta, kahvede… Sohbetler döner dolaşır hep aynı soruya bağlanır: “Ne olacak bu memleketin hali?” Soru bakidir, cevabı ise yaşadığımız koşullara, ait olduğumuz sınıfa göre değişiklik gösterir. Çünkü işçi ve...
- Şair “Kuşların vurulduğu zamandır şimdi” demiş. Gerçekten de haksızın haklı, hırsızın namuslu, haydudun yiğit sayıldığı zamandır şimdi. Her gün yeni bir “bu kadarı nasıl olur?” sorusuyla başlıyoruz güne. Geçtiğimiz günlerde Bursa’da bir tekstil...
- Yaklaşık iki ay boyunca hakları için mücadele eden, bu süreçte polisin ve jandarmanın saldırısına maruz kalan, gözaltına alınan Fernas işçilerinden biri arkadaşlarından birinin çocuğunun ilk adımını direniş alanında attığını söylemişti. Bir başka...
- Bir an için hafızamızı kaybettiğimizi düşünelim. Annemizin, babamızın, kardeşlerimizin, evlatlarımızın kim olduğunu, nereli olduğumuzu, yaşadığımız evi, ne iş yaptığımızı hatırlamadığımızı hayal edelim. Bütün yüzlerin, sokakların yabancı olduğunu...
- Bugünlerde kiminle konuşsak, herkes sorunlardan bahsediyor. Tezgâh başında, sokakta, pazarda, toplu taşımada, markette, bir hastanenin ya da bir okulun bahçesinde… Eğitimden sağlığa, kira derdinden geçim sıkıntısına, işçi ve emekçilerin gündemleri...
- İstanbul’da Maltepe Belediyesi ile İzmir’de Buca Belediyesi işçileri, Denizli’de Pamukkale Üniversitesi İktisadi İşletmelerde çalışan işçiler, toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine greve çıktılar. Çeşitli illerden gelerek...
- “Benim derdim ne biliyor musunuz? Bir anonim şirket nasıl yönetiliyorsa, Türkiye de öyle yönetilmelidir. Yoksa bileklerine bağlıyorlar prangayı, yürü yürüyebilirsen. Bu ülke bu şekilde sıçramaz.” Erdoğan’ın 2015’te söylediği bu sözlerin amacı işçi...
- İspanya’da 29 Ekimde yaşanan sel felaketi Valencia bölgesinde 250 insanın yaşamını yitirmesine neden oldu. Onlarca insan hâlâ kayıp. Şehir, evler harap olmuş durumda. Felaket boyunca kendi başının çaresine bakmak zorunda kalan, sevdiklerini,...
- Kanada’nın batı eyaleti Britanya Kolumbiyası limanlarında işçiler, 4 Kasım itibariyle 72 saatlik grev kararı aldılar. Geçtiğimiz yıldan bu yana Kanada’nın çeşitli limanlarında gerçekleştirilen kısmi grevlerin ardından gelen yeni grev kararı, devam...
- Son zamanlarda siyasi iktidar vergi düzenlemeleri konusunda sınır tanımayan bir performans sergiliyor. O kadar ki hiç harcamadığımız ya da hiç almadığımız şeylerden bile vergi almak için kolları sıvadı. 100 bin liranın üzerinde kredi kartı limitine...
- “N’olmuş yani, yarın süte daha fazla su karıştırır satarsın, yapmadığın iş sanki!” Kemal Sunal’ın oynadığı “Yüz Numaralı Adam” filminde geçen bu cümle trajikomik bir durumu ifade ediyor. İzlerken gülüyoruz ama yaşadığımız tam da bu. Soralım...
- Tarih boyunca gelmiş geçmiş tüm sultanlar, komutanlar, yöneticiler, iktidarlar insanların ve toplumların algılarını şekillendirmeye, psikolojilerini yönetmeye odaklanmışlardır. Başka türlü egemenliklerini koruyamayacaklarını bildiklerinden toplumun...
- Japonya’da çeşitli sendikalar, 2-3 Kasımda yaptıkları eylemlerle derinleşen kapitalist sömürüye ve emperyalist savaşa karşı mücadele çağrısında bulundular. İnşaat ve Taşımacılık İşçileri Dayanışma Sendikası Kansai Bölgesi Şubesi (Kan-Nama), Metal ve...