Buradasınız
Bir Kuş Konar, Bir Kuş Yer…
Ankara’dan iş güvenliği uzmanı bir kadın

Bayramda ziyaretine gittiğimiz bir teyzemiz yıllar önce gençken tohumunu ektiği, büyüttüğü meyve ağaçlarından meyveler sundu bize. Kayısılar, dutlar, çeşit çeşit meyveler… Sonra bin bir emekle büyüttüğü meyve ağaçlarından tohumlar verdi. Verirken de şöyle dedi: “Bu tohumları dikin bahçeniz varsa. Bir kuş konar, bir kuş yer…” Bu söz benim çok hoşuma gitti. Düşünün, bir tohum düşüyor toprağa, filizlenip ağaca dönüşüyor, ağaç dallanıyor budaklanıyor; bazen bir gölge oluyor dibinde soluklandığın, bazen yemişleriyle can oluyor kuşlara. Hayvanlar, insanlar, cümle mahlûkat yararlanıyor ağacın gölgesinden, yemişinden… Demek ki toprağa attığın tohum boşa gitmiyor, emek verirsen, sabredersen meyve veren ağaca dönüşüyor.
İşçi sınıfının kurtuluşu mücadelesinde verdiğimiz emek de böyle değil midir? Akıttığımız her damla terin bir karşılığı mutlaka vardır, hiçbir çaba boşa gitmez. Kimi işçi arkadaşlarımdan “boşuna uğraşıyorsun, bir şey değişmez” lafını duyuyorum bazen. Bir taraftan değişim isteyip diğer taraftan hiçbir şeyin değişmeyeceğini düşünen bu arkadaşlara şunu söylüyorum: Geçmişteki işçi kuşakları da sizin gibi düşünselerdi bugün 8 saat çalışma hakkımız bile olmazdı. Neyse ki geçmişte olduğu gibi bugün de değişime inanan, mücadele tohumlarını ekip bu tohumların filizlenip ağaca dönüşmesi için sabırla ve inatla çalışanlar var. Tıpkı UİD-DER’li öncü işçiler gibi…
Bir düşünelim, Pakize teyze de zamanında tohumları ekmeseydi, ya da ektiği halde sulayıp bakmasaydı bugün bu meyveleri böyle cömertçe ikram edebilir miydi hem bize? Böyle güzel yemişler veren, gölgesiyle ferahlatan ağaçlar olur muydu bahçesinde? Kuşlara, hayvanlara, insanlara hem de yıllar sonra bile yararlı olur muydu? İşçi sınıfının mücadele tarihini düşünelim bir de. Geçmiş işçi kuşakları gelecekleri için emek vermeselerdi bugünkü haklara sahip olur muyduk? 8 saatlik işgünü, sendika, grev, sigorta, doğum izni, kreş, iş güvenliği önlemleri, oy kullanma hakkı gibi birçok hak geçmişte işçi sınıfının mücadeleleri ile kazanıldı. 1800’lerin başında işçiler bu ve benzeri hakların hiçbirine sahip değillerdi. Ancak değişim isteyen işçilerin mücadelesiyle tüm bu haklar söke söke alındı.
Bugün ise dünyanın her yerinde egemenler haklarımıza saldırıyorlar. Bizler örgütsüz olduğumuz için mücadelelerle, bedel ödenerek kazanılmış haklarımızı dahi koruyamıyoruz. Oysa biz yalnızca haklarımızı korumak değil daha fazlasını, haksızlığın, adaletsizliğin, sömürünün olmadığı yeni bir dünyayı kurmak istiyoruz. Bunu başarabilmek için sorumluluk almak zorundayız. Yaşadıklarımızı çaresizce kabullenmek yerine değiştirmek için sabırla tohumlar ekmeli ve büyütmeliyiz.
- Bu Pahalılıkta Tatil Yapmak mı?
- “UİDER” Değil, “UİD-DER”
- Sırrı Abimizi Mücadelemizde Yaşatacağız
- Erol Eğrekler ve İşçi Sınıfı
- Patronlar “Kullan At” İşçi İstiyorlar!
- İşçi Sınıfı Olarak Ders Çıkaralım
- Grönland’ın Buzulları ve Egemenlerin Kâr Arzusu
- Dünü Unutmadan, Bugüne ve Geleceğe Bakabilmek…
- Emekliliği Kim Bitirdi?
- Servis mi Eziyet mi?
- Yamyam Fareler Gibi Olmamak İçin…
- “Keşke Bizim de Bahçeli Bir Evimiz Olsaydı”
- “Polonez İşçileri Kazanmış”
- Kumarla Köşeyi Dönenler Neye Dönüyor?
- Düşük Ücret Dayatmasına Karşı Örgütlü Mücadeleye
- “Geçinemiyorsan Memleketine Dön”
- Neden Hayattan Sıkılıyoruz?
- Rakip Değiliz
- Savaşı Kınamak Sorumluluktan Kurtulmaya Yeter mi?
- Sağlık Alanında Birleşik Mücadele Şart!
Son Eklenenler
- 31 Mart 2024’te yapılan yerel seçimlerin ardından İzmir Çiğli Belediyesinde çalışan 147 işçi tasarruf bahanesiyle işten atılmış, yürütülen mücadele sonucu işçilerin bir kısmının işe iadesi yapılmıştı. Verilen tüm sözlere rağmen işe iadesi yapılmayan...
- Bu yıl 1 milyondan fazla öğrenci LGS sınavına, 2,5 milyon öğrenci YKS sınavına girmek için başvuru yaptı. Her yıl milyonlarca çocuk ve genç, aileleriyle birlikte sınav stresiyle baş etmeye çalışıyor. Çocuklarının geleceğine yönelik kaygı duyan...
- Artan fiyatlar karşısında alım gücümüz düşmeye devam ediyor. Enflasyonun artış hızının azaldığı söyleniyor ama bu, fiyatların düşmesi anlamına gelmiyor. Yaz meyveleri tezgâhlara çıktı ama kilosu 150-200 liraya varan fiyatlar yüzünden alamıyoruz....
- 15-16 Haziran 1970 Büyük İşçi Direnişi, cesaretini, onurunu ve örgütlü gücünü kuşanmış Türkiye işçi sınıfının tarihe kazıdığı iki büyük gün… İşçi sınıfının tarihsel mücadele mirasını yaşatmak ve bu mirastan güç alarak işçilerin birliğini büyütmek...
- Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, geçtiğimiz günlerde en kötüsünü geride bıraktığımızı söyledi ve “2026 yılı, refahın daha çok hissedildiği, fırsatların genişlediği ve ekonomik güvenin pekiştiği bir yıl olacak” dedi. Yıllardır iktidar sözcülerinden...
- Özel Okul Öğretmenleri Sendikası üyesi öğretmenlerin Büyük Öğretmen Yürüyüşü 3. gününde devam ederken, 27 Haziranda Ankara’da Milli Eğitim Bakanlığı önünde basın açıklaması yapıldı. Aynı gün Haber-Sen Türkiye genelinde yaptığı basın açıklamalarında...
- Sevgili Polonez işçisi kardeşlerim, Dayanışma TV’de yayınlanan “146+Bir Polonez Bir İşçi Direnişinin Kalbinden” belgeselinizi büyük bir dikkatle izledim. Belgeseldeki her bir kare, her bir sözünüz direnişinizin gün gün örülmüş gerçek hikâyesini...
- “Gerçeğin içinden, sınıfın penceresinden” şiarıyla yayın yapan Dayanışma TV, işçi sınıfının ilham verici mücadelelerini belgelemeye, bu mücadelelerin işçi sınıfının ortak deneyimi haline getirilmesi çabasına katkı sunmaya devam ediyor. Dayanışma TV...
- Türk-İş’e bağlı sendikalarda örgütlü kamu işçileri, 2025-2026 yılı toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde siyasi iktidarın yüzde 16’lık sefalet zammı dayatmasına karşı 26 Haziranda Türkiye genelinde yarım gün iş bıraktı. Türkiye Sağlık-İş Sendikasına...
- İspanya’nın güneyinde bulunan sanayi kenti Cadiz’de yaklaşık 30 bin metal işçisi grevde. 18-19 Haziranda 2 günlük grevlerinin ardından talepleri karşılanmayan işçiler 23 Hazirandan bu yana süresiz grevdeler. CCOO ve UGT sendikalarına üye işçiler,...
- Gençlik dönemi, insan hayatının en heyecanlı, en meraklı ve en enerjik zamanlarıdır derler. Bu yönleriyle gençlik bir nehre benzetilebilir; coşkulu, yönünü arayan, bazen de önüne çıkan taşlara çarpa çarpa yolunu bulan… Bazen hızlı, bazen yavaş akar...
- Yozgat Sorgun’da, 71 yaşındaki Selami Şimşek dede, çalıştığı inşaatın 6. katından düşerek yaşamını yitirdi. Akla ilk şu soru geliyor: “71 yaşındaki bir dedenin evinde torununu sevmek yerine, ne işi var inşaatın 6. katında?”
- Umutlarım, hayallerim, sevdalarım Sığmıyor ceketimin cebine Bunca zamandır ket vurulmuş umutlarıma Bunca zamandır kafeste tutulmuş ruhum, nefesim, aklım Sığar mı bu düzene gencim, yaşlım