Buradasınız
Köle İbrahim Ankara’daydı ve Yine Tuhaf Konuşuyordu
Ankara’dan bir UİD-DER üyesi
18 Aralık Pazar günü Ankara temsilciliğimizde müzik ve şiir dinletisi etkinliği ile birlikte arkadaşlarımızın hazırladığı bir tiyatro oyununu izledik. Etkinliğimiz müzik ve şiir gruplarımızın hazırladığı programla başladı. Ardından ise İstanbul’dan gelen arkadaşlarımızın oynadığı “Köle İbrahim Tuhaf Konuşuyor” adlı oyuna geldi sıra.
Oyunda Mısır’da piramitleri inşa eden köleler anlatılıyordu. Bir gün kölelerden birinin başına bir taş düşer, bu köle İbrahim’den başkası değildir. Köle İbrahim bir anda geleceğe gidip gelmiş gibi olur ve bir işçi olduğunun, sömürüldüğünün fakına varır, örgütlülükten, sendikadan, bilinçten bahsetmeye başlar. İlk başta arkadaşları söylediklerinden hiçbir şey anlamazlar. Ama köle İbrahim inatla anlatır. “Ücret alıyor musunuz, peki ya sendikanız var mı sendikanız” diye sorar, aslında bugünün dünyasında bizlerin ücretli kölelerden başka bir şey olmadığımızı vurgulamak istercesine. Diğer köleler de İbrahim’e hak verirler. Hatta Kölebaşı ile Bilge Köle de inanır İbrahim’e. Ancak bir taş düşmesiyle başlayan oyun yine köle İbrahim’in başına düşen bir taşla sil baştan olur ama artık diğer köleler de eskisi gibi değillerdir. Beyinlerinin genişlediğini fark etmişlerdir.
Bu bir işçi tiyatrosuydu. Yazarıyla, oyuncusuyla, seyredeniyle tam anlamıyla bir işçi tiyatrosuydu. Salonda oturanlar sahnedeki kölelerin anlattıklarında kendi hayatlarını gördüler. Kimi kendisini, kimi anne babasını gördü sahnede. Bu kadar bizdendi oyun.
Oyun belki yüzyıllar öncesinden bahsediyordu ama bugün baktığımızda hâlâ milyonlarca işçi, çoğu zaman karnını bile doyuramayacak ücretlere sabahtan akşama kadar patronlar için ter akıtıyor. O zaman piramit yapan köleler bugün patronlar sınıfı için modern gökdelenler inşa ediyor. Tek farkla; artık bizler ücretli köleleriz. Oyun, anlatılanların hâlâ yaşanıyor olması bakımından oldukça anlamlıydı. Etkinliğimize katılan dostlarımızla yaptığımız sohbetlerde, onların da etkinliğimizden ve oyundan ne kadar memnun kaldığını gördük. İstediğimizde biz işçilerin kendi kültürümüzü yaratmak konusunda ne kadar başarılı olduğumuzu konuştuk.
Bilinçlenip örgütlü mücadeleye katılmadığımız sürece başımıza daha çok taş düşecektir.
İşçi Tiyatrosu Ankara’daydı
Daha Kaç İşçi Arkadaşımız İşsiz Kalacak?
Son Eklenenler
- TPI Kompozit işçileri grevlerinin 19. gününde İzmir Çiğli Kasaplar Meydanında buluşma gerçekleştirdi. İstanbul Şişli Belediyesinde çalışan Genel-İş Sendikası İstanbul Avrupa Yakası 3 No’lu Şube’de örgütlü işçiler, ödenmeyen alacakları için 30...
- Sevgili işçi kardeşlerim, Tavşan korktuğu için kaçmaz, kaçtığı için korkar. Patronlar ve onların devleti de işçi sınıfının örgütlü gücünden ölümüne korktukları için saldırıyorlar. Örgütlü değilken bile bu kadar korkuyorlarsa, bir de işçi sınıfı...
- İngiltere’de işçi ve emekçiler, İsrail’in Gazze’de yürüttüğü soykırıma karşı her Cumartesi günü yüz binler olup meydanlara çıkıyorlar. Ulusal Demiryolu, Denizcilik ve Ulaştırma İşçileri Sendikası (RMT), bu eylemlere geniş katılım sağlıyor. UİD-DER,...
- Otobüs yolculuğunda 81 yaşında Menemenli bir Yörük amca ile tanıştım. O yaşında hâlâ kâğıt toplayarak geçimini sağlamaya çalıştığını anlattı. Çocukları olmamış. Eşinin küçük tarlalarının işlerinin dışında çalışmasına karşı çıkmış. “Benim kazandığım...
- 31 Mart 2024’te yapılan yerel seçimler sonrası CHP yönetimindeki İzmir Çiğli Belediyesi, bütçe yok diyerek 146 işçiyi işten attı. Verilen kararlı mücadelenin sonucunda 50 işçinin işe iadesi yapıldı. Yaklaşık 1 yıldır mücadele eden ve verilen sözlere...
- KESK Ankara Şubeler Platformu basın açıklaması yaparak Sayıştay’ın giyim yardımı ücretinin çalışanlardan geriye dönük olarak talep edilmesini protesto etti. Tüm Emeklilerin Sendikası, Türkiye genelinde düzenlediği eylemlerle düşük ücretlerle...
- İspanya’nın başkenti Madrid’de 25 Mayıs Pazar günü on binlerce emekçi sağlıktaki özelleştirme politikalarına karşı sokakları doldurdu. Kamu sağlık hizmetlerinin yıllardır sistematik olarak ortadan kaldırıldığını belirten sağlık işçileri ve emekçiler...
- Tren yolculuğumda, karşı koltukta cam kenarında oturan bir kadın dikkatimi çekti. Yüz çizgileri 50 yaşında gibiydi ama yaşı 38’miş. Eşini Soma’daki katliamda kaybetmiş bir madenci eşiydi. Manisa’da bir gıda fabrikasında çalışıyor, Soma’da çocukları...
- İnsanın gençlik dönemleri heyecan doludur, coşkuludur, dinamizm yüklüdür. Gençliğin bu hali var olanı sorgulayan, ezber bozan, sınırları zorlayan, değişim isteyen düşünce yapısının da temelini oluşturur. Bundan birkaç ay önce bu ifadelerle Türkiye...
- 1 Mayıs’ta da taleplerimizi haykırmak için meydanlardaydık. Sağlık ve eğitim başta olmak üzere her alanda kamu harcamalarının giderek daha çok kısıldığı, sağlık ve eğitim sisteminin çöktüğü, hizmetlerin daha niteliksiz ama daha pahalı hale geldiği...
- 2012 yılının Mayıs ayıydı. UİD-DER’in kış ayları boyunca sürdürdüğü “Kıdem Tazminatımızı Gasp Ettirmeyeceğiz” kampanyasında 62 bin imza toplanmıştı. UİD-DER’li işçiler, o dönemde milletvekili olan Sırrı Süreyya Önder ile beraber Meclis’te yapılan...
- Ruhen ve zihnen sağlıklı bir insan haksızlığa uğradığında, zulme tanık olduğunda rahatsız olur, bunu dile getirme, itiraz etme, tepkisini ortaya koyma ihtiyacı duyar. Normal koşullarda bu haksızlığın giderilmesini sağlamak ister. Gücü yetiyorsa bunu...
- Kapitalizm öyle bir ekonomik ve toplumsal düzendir ki insanların vefa, bağlılık, sevgi gibi duygularını bile istismar eder, tüketimi kışkırtmak için kullanır. Bunu öyle bir sinsilikle yapar ki normal koşullarda uzak durmamız gerektiğini düşündüğümüz...