Buradasınız
Sendika Bürokrasisi Kent’te Uğursuz Rolüne Devam Ediyor
Gebze’den bir metal işçisi
1927’de Tahincioğlu ailesi tarafından kurulmuş olan Kent Gıda, ilerleyen yıllarda kendi sektöründe lider bir kuruluş haline gelmiştir. 2006 yılı itibarı ile hisselerinin yaklaşık %95’i bir İngiliz şirketine (Cadbury Schweppes Overseas ) satılan Kent Gıdada, şu an taşeron ve kadrolular dâhil 1400 işçi çalışıyor.
Bu fabrikada çalışan 10 yıllık bir işçi yaklaşık 520 YTL ücret alıyor. Sendika ve patron temsilcileri her sözleşmede, kriz, kötüleşen mali tablo vs. diyerek en düşük toplu sözleşmelere imza atıyor. Bu nedenle işçilerdeki hoşnutsuzluk ve sendika bürokrasisine duyulan öfke had safhaya çıkmış.
Çalışma şartlarının ve ücretlerin oldukça düşük olması, çalışma koşullarının sürekli ağırlaştırılması, örneğin işçilere sıra ile mesaiye kalın emrivakileri, çay saatlerinin gaspı ve bunun gibi onlarca uygulama işçilerde sendikayı göreve davet etme ihtiyacını doğurmuş. Maalesef sendika bürokrasisi uğursuz rolünü bugüne kadar devam ettirmiş bulunuyor. İşçilerin seyyanen istedikleri zammı sendikanın işçilere danışmaksızın aşağıya çekmesi ve işverenin sendikanın uzlaşma davetlerine hiçbir zaman iştirak etmemesi, işçileri 6 Haziranda eyleme geçerek iş durdurma noktasına getirdi. İşçilerin yoğun tepkisi işverenden çok sendikayaydı. Gece vardiyasının ve gündüz vardiyasının yüksek oranda fabrikayı terk etmediği o gün öncesi işçiler yemek yememe eylemi yaptılar. İşveren temsilcilerinin buna tepkisi “1 milyar kazanmak istiyorsanız tersaneye gidin” olmuş! Kriz nakaratları da ardından gelmiş. Ama işçilerin bu bildik numaralara artık karınlarının tok olduğu bir gerçektir.
Bir sürü eksikliğe karşın bu eylem, sınıfımızın genel geçer durgunluğunda sendika bürokrasisine karşı güzel bir cevap niteliğindedir. İşçiler öfkelerini patlamalı iniş çıkışlarla değil, örgütlü sınıf bilinçli bir mücadeleye girişerek ortaya koymalılar. Ancak bu sayede hem sendika bürokrasisine hem de patronlara karşı başarılı bir mücadele yürütmek mümkündür. Bizim görevimiz de burada ortaya çıkıyor. Biz işçiler öğrenmeli, öğretmeli, örgütlenmeli ve örgütlemeliyiz.
Sınıf Bilinçli ve Örgütlü İşçiler Yenilmezler!
İşçi Dayanışması Bültenimiz
- “Tutuklu Öğrencileri Serbest Bırakın” Eylemleri
- DİSK: “Emeğimiz, Haklarımız, Geleceğimiz ve Demokrasi İçin Ayaktayız”
- Manisa’da Mercan Makina’da Direniş Başladı
- Sağlık Çalışanları Tıp Bayramında İş Bıraktı
- Tersane ve Belediye İşçileri Ücret Gaspına Karşı Mücadele Ediyor
- Metal İşçisi “Grev”, Belediye İşçisi “Ücret Gaspına Hayır” Dedi
- İstanbul’da Enerji, İzmir’de Tütün, Ankara’da Maden İşçileri Mücadele Ediyor
- İzmir’de Sunel Tütün İşçileri Greve Çıktı
- Doktorların “Beyaz Yürüyüş”ü Devam Ediyor
- Belediye İşçileri Ücret Gaspına Karşı İş Bıraktı
- Sendikal Baskılara ve Hak Gasplarına Karşı Mücadele Sürüyor
- Başpınar İşçilerine Yönelik Baskılar ve BİRTEK-SEN Genel Başkanının Tutuklanması Protesto Edildi
- BİRTEK-SEN Genel Başkanının Tutuklanması Protesto Edildi
- Antep Başpınar İşçileriyle Dayanışma Eylemleri
- Ağız ve Diş Sağlığı Çalışanları İş Bıraktı
- Chinatool ve Green Transfo Grevlerinde Anlaşma Sağlandı
- Digel Tekstil İşçileri: Sendikalı Çalışmak İstiyoruz!
- Çayırhan İşçilerinin Ankara Yürüyüşü Sona Erdi
- Antep: İşçiye Yine Baskı ve Yasak!
- Antep’te Tekstil İşçilerinin Düşük Zamlara Karşı Mücadelesi Sürüyor
Son Eklenenler
- Gerek dünyada gerekse yaşadığımız ülkede öyle olaylar, öyle gelişmeler yaşanıyor ki ilk bakışta her şey çok bilinmeyenli bir matematik denklemi gibi karmaşık ve anlaşılmaz görünebilir. Nasıl ki matematikte karmaşık problemleri çözebilmek için...
- İrfan Yalçın’ın “Ölümün Ağzı” romanı, 1940’lı yıllarda Zonguldak köylüsünün “mükellef” adı altında bedavaya çalıştırıldığını belgeleyen bir tanıklıktır. Dönemin tek partili rejiminde, İsmet İnönü madeni teftişe gittiğinde, karşısına dizilen...
- Ha geldi, ha gelecek, yok yok bu sene gelmeyecek derken Yaren leylek Bursa’nın Karacabey ilçesinde, Uluabat Gölünün kıyısında balıkçı Âdem amcayla buluştu. On dört yıllık dostluk! Adı gibi yarenlik yapıyor Âdem amcaya. Aslında kimsenin haberi...
- 11 Nisan’da Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Emek ve Demokrasi Güçleri ve öğrenciler birçok ilde tutuklu öğrencilerin serbest bırakılması talebiyle basın açıklamaları gerçekleştirdi. İstanbul’da KESK İstanbul Şubeler Platformunun...
- Yunanistan’da işçi ve emekçiler bir kez daha kamu ve özel sektörde 24 saatlik genel grev gerçekleştirdi. Tembi tren felaketinin ikinci yıldönümü olan 28 Şubatta tarihindeki en büyük grev ve protestolara sahne olan Yunanistan’da, 9 Nisanda bir kez...
- KESK’e bağlı Eğitim Sen, Birleşik Kamu-İş’e bağlı Eğitim-İş ve Hürriyetçi Eğitim Sen, 10 Nisanda birçok ilde Milli Eğitim Müdürlükleri önünde, kent meydanlarında, sendika şubelerinde proje okullara yapılan keyfi atamalara karşı basın açıklamaları...
- Üzerine sayfalarca yazı yazılabilecek, saatlerce sohbet edilebilecek bir konunun en öz, en çarpıcı halidir sloganlar… Hele ki işçi sınıfının sloganları! Birkaç kelimeyle büyük anlamlar sırtlanırlar. Kimisi somut bir talebi anlatır, kimisi bir...
- Ankara’nın Beypazarı ilçesinde bulunan Çayırhan Maden Ocağında 10 Nisanda gece vardiyası sırasında meydana gelen patlamada 2’si ağır olmak üzere 14 işçi yaralandı.
- Evrensel sağlık kapsamı; tüm insanların ihtiyaç duydukları sağlık hizmetlerine, ihtiyaç duydukları yer ve zamanda, mali sıkıntı çekmeden erişebilmeleri anlamına gelir. Sağlığın geliştirilmesinden, hastalıkların önlenmesine, rehabilitasyon ve...
- Gençlik yılları insanın en güzel, en verimli, en dinamik yılları olarak tanımlanır. Fakat gençlerin dinamizmleri yok ediliyor, gelecekleri ve hayalleri çalınıyor, toplum nefessiz bırakılıyor. Kapitalizm genç kuşaklara bir gelecek vaat etmiyor....
- Ruhunda özgür bir dünyanın umudunu taşıyan, yüreği bencil çıkarlarla değil, toplumsal kurtuluş özlemiyle çarpan sevgili büyüklerimiz ve değerli genç arkadaşlarımız, merhaba!
- Rejimin 19 Martta başlattığı saldırı dalgasına karşı başlayan protestolarda öğrenci gençler kitlesel katılımıyla dikkati çekmişti. Günlerce süren eylemlerde, polis barikatlarına, polisin şiddetli müdahalesine rağmen alanları terk etmeyen yüzlerce...
- Çünkü büyük kapitalist ülkeler, milyonlarca emekçinin vergileriyle oluşan bütçeleri sağlık, eğitim, barınma gibi temel ihtiyaçlara değil daha fazla silahlanmaya akıtıyorlar. Baskıcı ve otoriter uygulamaları arttırıyor, demokratik hak ve özgürlükleri...