Buradasınız
UİD-DER İşçi Tiyatrosu Büyümeye Devam Ediyor!
Söğütlüçeşme’den bir işçi
UİD-DER sayesinde hem tiyatroya gittim hem de yaşamış olduklarımızı sahnede izledim. “İşçiden İşçiye İşçinin Diliyle Tiyatro” başlığıyla 4 ayrı oyundan oluşan etkinlikte kare kare yaşadıklarımız anlatıldı. “Alışveriş Canavarı” oyununda, elinde avucunda ne varsa promosyonlarda harca diyen sistemin, sürekli reklâm, sürekli propaganda sayesinde bizleri ne hale getirdiğine dikkat çekilmiş.
Zaman zaman hepimizin yaşadığı bir şeydir işsizlik, kronik bir hastalık gibi yapışmıştır yakamıza. “İşsiz Adam” adlı oyun, işsiz bir işçinin ruh halini, işsiz kaldığımızda neler yaşadığımızı, iş için başvurduğumuz işyerlerinde nasıl karşılandığımızı anlatıyordu.
“Hırsız ve Çanta”da ortada iki tane çanta vardı. Biri evden atılmış garip bir adama, biri de UİD-DER’li bir işçiye ait çantalar birbirine karışıyordu. Oyun, polis baskısını anlattığı gibi, İşçi Dayanışması bülteninin işçilere ulaştırılma çabasına da değiniyordu. “Tersanede Ölüm Var” bu oyun tersanelerde ölen 142 işçinin anısına sahneye konulmuştu. Tersanelerdeki ölümlerin kaza değil cinayet olduğunu tüm çıplaklığı ile anlatıyordu. Sadece tersanelerde değil biz örgütsüz olduğumuz için işyerlerinde ustaların, patron yalakalarının bizlere nasıl davrandığını anlatan oyun bir işçinin ölümüyle bitti.
Bütün oyunların her sahnesini büyük bir keyif ve coşkuyla izlerken aynı zamanda duygularımız altüst oluyordu. Kimi zaman öfkeleniyor, kimi zaman kahkaha atarak gülüyor, kimi zaman da içimizde buruk bir duygu ile yüz yüze kalıyorduk. Yüzümüze buruk bir tebessüm, gözlerimiz ağlamaklı halde, son sahneye kadar izledik. Her sahnesinde müthiş bir alkış alan oyun son sahnede seyircilerin suskunluğa boğulmasına yol açtı. Ölüm sahnesi ile biten oyunda sanki herkes kendini suçlayıp bu işçiyi biz öldürdük dercesine yüreklerini birleştirmişti. Oyun bile olsa ölüme alkış tutulmuyordu. Salonda bir sessizlik, yumruklarımız sıkılı, yüreklerimiz isyankâr, gözlerimizden damla damla yaşlar süzülüverdi. Salon bir anda buz kesildi. Herkesin sanki kendi ile yüzleştiği bir anda sahnedeki perdede “ÖRGÜTSÜZLÜK ÖLDÜRÜYOR” yazısı geldi. Gözlerimiz yazıda, yüreklerimiz öfkeli, kulaklarımız bir sese kilitlenmiş gibi öylece beklerken, gür bir sesle atılan “YAŞASIN SINIF DAYANIŞMASI”, “UİD-DER YÜRÜYOR, MÜCADELE BÜYÜYOR” sloganlarıyla ayağa kalkıp bu sisteme olan öfkemizi kustuk. Suskunluk ve karamsarlık bozuldu, yüreklerimizde bir umut ışığı tekrar yeşerdi. Bize bu muhteşem oyunları sergileyen oyuncular sahneye geldiğinde ellerimizi birbirine vurup avuçlarımız patlarcasına alkış tuttuk.
Fabrikalardan, mahallelerden, okullardan birçok işçinin ve öğrencinin katıldığı tiyatroda, aramızda direnişte olan, daha önce direniş yaşamış işçiler de vardı. Örgütlü olmanın önemini ve direniş süreçlerini anlatarak deneyimlerini bizlerle paylaştılar. Tiyatro boyunca sahne değişimlerinde “Dinleyin Arkadaşlar, Bir Ata Sözümüz Var, Biri Yer Biri Bakar, Kıyamet Ondan Kopar” marşının müziği de ayrı bir güzellik katmıştı. Ben tiyatroyu çok seven bir kişiyim benim için bu tiyatronun ayrı bir önemi daha vardı. Hayatımda ilk defa sinevizyon eşliğinde tiyatro izledim. Bazı oyunlarda oyuncuların kendisinin olduğu kısa filmler de vardı. Sinemadaymışsın gibi ekranı izlerken birden karşında aynı kişiler belirip tiyatroda olduğunu hatırlatıyor ve seni hayatın gerçekleri ile yüz yüze bırakıyor.
Sahnelenen 4 oyun da, bu sistemin iğrençliklerine örgütsüz olduğumuz için katlanmak zorunda kaldığımızı anlattığı gibi, örgütlü olduğumuzda neleri başarabileceğimizi de anlattı. İzlediğimiz oyunları yazmak da oynamak da bir örgütlülük işi idi. İzlediğimiz oyunda oynayan oyuncular fabrikalardan, işyerlerinden, okullardan çıktıktan sonra eve gitmek yerine tiyatro çalışmalarına katılmıştı. Dekorundan makyajına, kostümünden sahne ayarlamasına kadar her şeyi işçi arkadaşlar kendisi yapmıştı. Tiyatroda işçiye, işçiyi kendi diliyle anlatmak cesaret ister, deneyim ister, zaman ister. Tüm bunları ancak örgütlü bir ekip başarabilir. UİD-DER’de işçiler tiyatro yapıyor, hem de tiyatronun en güzelini, hayatın gerçeğini ele alarak. UİD-DER’li işçiler işçi tiyatrosu yaparak tiyatronun nasıl oynandığını gösteriyor. Kurulduğu günden beri işçilerin birliğini savunan ve işçileri bir araya getirmek için birçok çalışma yürüten UİD-DER sabırla ve kararlılıkla yolunda yürümeye ve büyümeye devam ediyor.
Yaşasın İşçi Tiyatrosu!
UİD-DER Yürüyor, Mücadele Büyüyor!
Son Eklenenler
- İstanbul Kanuni Sultan Süleyman Eğitim ve Araştırma Hastanesinde çalışan sağlık emekçisi Merve Kınar, geçtiğimiz günlerde erkek kardeşi tarafından defalarca bıçaklanarak vahşice katledildi. Bunun üzerine 16 Temmuz Salı günü hastanenin başhekimliği...
- İran’da 1979’dan beri hüküm süren zalim molla rejimi can almaya devam ediyor. Molla rejimi son olarak 45 yaşında bir kadına, Şerife Muhammedi’ye (Sharifeh Mohammadi) idam cezası verdi. Şerife’nin 10 sene önce yasal bir sendikaya üye olması, sendikal...
Bizler çeşitli fabrikalarda çalışan sendikalı kadın işçileriz. Çalıştığımız işyerlerinde birbirine benzeyen birçok sorunla mücadele etmek zorunda kalıyoruz. Bunlardan bir tanesi yıllık izinlerimiz. Bazı fabrikalarda işveren...
- Sokak ortasında yürürken elektrik kaçağından ölmek kaza olarak görülemez. Gencecik insanların ölmesinin nedeni kamu hizmetlerine insan, toplum odaklı değil kâr odaklı bakan, parayı insan canının önüne koyan kapitalist zihniyettir. Bu zihniyet...
- Güney Kore merkezli Samsung Electronics’te toplu iş sözleşmesinde anlaşma sağlanamaması üzerine 8 Temmuzda 3 günlük greve çıkan binlerce işçinin mücadelesi sürüyor.
- Özellikle işçi sınıfının genel örgütlülük ve bilinç düzeyinin gerilediği, siyasi iktidarın her türlü kanunsuzluğu yapan patronların arkasında durduğu günümüzde, Eti Krom patronunun tutumu patronların ortak tutumu haline gelmiştir. İktidarın gücünü...
- UİD-DER Web TV, filmleriyle işçi sınıfını anlatan Ken Loach’u Türkiyeli işçilere anlatmak üzere “İşçi Sınıfının Yönetmeni Ken Loach: HANGİ TARAFTASINIZ?” adlı mini bir belgesel hazırladı. İşçi sınıfının bu büyük yönetmenini anlatan belgeselimizi...
- Birleşik Metal-İş Sendikasının örgütlü olduğu Purmo Group'ta grev, 66. gününde kazanımla sonuçlandı. Elazığ’ın Alacakaya ilçesinde faaliyet gösteren Eti Krom AŞ’de, düşük ücretlere ve hak gasplarına karşı 1 Temmuzda iş bırakma eylemi başlatan maden...
- Sabahtan akşama kadar televizyon izlesek, kanal kanal gezip tartışma programlarına, dizi ve filmlere baksak hiçbirinde işçilere ve sorunlarına dair gerçekleri göremeyiz. Yüksek tirajlı gazetelerde, çok tıklanan haber sitelerinde işçilerin...
- Trafikte, toplu taşımada, market alışverişinde, hastane kuyruğunda, hatta yolda yürürken bile birbiriyle tartışan veya kavga eden insanlara şahit oluyoruz. Hatta bizler de kimi zaman bu tartışmaların bir parçası oluyoruz. Peki bu gerginlik nedensiz...
- Yaz aylarında havaların bir anda ısınmasıyla birlikte işyerleri adeta fırın gibi oldu. Gün içerisinde işçilerin sırtındaki ter birkaç kez kuruyor. İşte bu koşullarda her şeye rağmen Ramazan ve Kurban Bayramı tatilleri biz işçiler için bir can simidi...
- 6 Şubat depremlerinin üzerinden 1,5 yıl geçti. On bir kenti etkileyen depremlerde enkaz altında kalan on binlerce insanın ve yakınlarının feryatları günlerce dinmedi. Enkazdan sağ kurtarılabilecek binlerce insan, arama kurtarma çalışmalarının...
- Hatay’ın Payas ilçesinde bulunan ve Özçelik-İş Sendikasının örgütlü olduğu Yolbulan Metal fabrikasında çalışan işçiler Toplu İş Sözleşmesinde anlaşma sağlanamaması üzerine 20 Haziranda greve çıkmışlardı. UİD-DER’li işçiler olarak bizler de...