Buradasınız
UİD-DER’le İlk Kez İmza Kampanyasına Katıldım
Hacettepe Hastanesi’nden bir taşeron işçi

Bugün arkadaşlarımla birlikte bir imza kampanyasına katıldım. Herkesin ortak bir sorunu olan, herkesin başına gelebilecek bir sorun için yani iş kazaları hakkında bir imza kampanyasıydı bu. Bazılarının kader, bazılarının dikkatsizlik diye tabir ettiği bu olay aslında toplumun büyük yaralarından biri. Önceleri ben de pek farkında değildim. Bu yaranın günlük hayatımızda ne denli büyük yer kapladığını araştırdıkça ve arkadaşlarımla bu konu üzerine tartıştıkça fark ettim. Ortalama her ay 100’ün üzerinde işçinin hayatını kaybetmesiyle ve yüzlercesinin yaralanmasıyla sonuçlanan bu olaylar kader olamazdı.
Hepimizin evlerimizde bir tencere yemek kaynasın, çocuklarımız güzel bir gelecek sahibi olsun, bizlerin ulaşamadığı şeylere sahip olsun diye canla başla çalıştığımız şu ortamda böyle bir son düşünmek bile kötü ediyor insanı. İnsanları bilgilendirmek, bir şeylere çözüm olabilmek için Ankara Sakarya Caddesi’nde kampanyamız için bir imza standı kurduk. İnsanlardan imza toplarken bizlerin de başına gelebilecek bu kazaları ne kadar basite aldığımızın ufak da olsa farkına vardım. PEKİ, NEDEN BÖYLE? Düşündükçe bunun altında yıllarca bizlere aşılanan kaderciliğin, başımıza gelen kötü olaylara şanssızlık deyip geçmenin yattığını gördüm.
Devlet ve işletme sahipleri yani patronlar bu kazaların önüne geçebilmek için önlem alamaz mı? Her yerde “çağa ayak uydurun” diye konuşmalar yapılırken neden patronlar çağa ayak uydurmuyorlar ve eski makinelerle çalışmaya devam ediyorlar? Peki devletin bu işleri takip eden, insan sağlığını gözeten organları, kurumları yeterince denetleme yapmıyor mu? Tabii ki yapmıyor! Çünkü işçi sağlığını korumak için alınacak önlemler patronların kârlarını düşürüyor. İşçilerin canı onlar için çok ucuz, işçi ikinci sırada geliyor.
İşyerlerinde gerçek denetimler mutlaka yapılmalı. Kullanılan makineler işçi sağlığı gözetilecek biçimde gerekirse yenilenmeli. Bu sorunların çözümü ve iş kazalarına dur demek için çalışan UİD-DER’e çok teşekkür ederim.
Son Eklenenler
- Modern tıbbın temel kurallarından biri elleri çok iyi yıkamak, el hijyenine dikkat etmektir. Peki, el yıkamanın bile geçmişte mücadele konusu olduğunu biliyor muydunuz? Ignaz Semmelweis, 1840’lı yılların sonunda, Viyana’daki bir kadın doğum...
- Hayat pahalılığı ve yüksek enflasyon karşısında işçi ücretleri erimeye devam ederken kamudan özel sektöre işçiler, düşük ücretlere karşı mücadele ediyor. Harb-İş Sendikası, 11 Temmuzda Ankara’da basın açıklaması yaparak sefalet zammı dayatmasına...
- Kamu çerçeve protokol süreci uzadıkça uzuyor. Savunma sanayi sözleşmesi hakem heyetine gönderildi. Diğer işkolları ise 3. teklifi bekliyor. Kamu çerçeve protokolü kamu işçilerinin asgari ücretini belirleyen bir protokoldür. Nisan 2024’te Anayasa...
- İspanya’nın Cadiz kentinde 23 Hazirandan bu yana süresiz grevde olan metal işçileri, 8 Temmuzda eylemlerini sonlandırdılar. Yetkili sendika UGT sendikasının işverenle imzaladığı ön anlaşmayı kabul etmeyen yaklaşık 30 bin metal işçisi, 18-19...
- 600 binden fazla kamu işçisini ilgilendiren Kamu Çerçeve Protokolü (KÇP) görüşmelerinde siyasi iktidarın dayattığı düşük zam oranları sağlık işçileri tarafından “sefalet dayatması” olarak değerlendiriliyor. Yüksek enflasyon ve ağır vergi yükü...
- Gebze Sendikalar Birliği, geçtiğimiz hafta İsrail’in Filistin’deki zulüm ve katliamını protesto etmek için bir eylem organize etti. Biz de UİD-DER’li işçiler olarak, zulme uğrayan Filistinli işçi ve emekçilerin haklı mücadelesine destek olmak için...
- 9 Temmuzda Hindistan genelinde milyonlarca işçi, emekçi, çiftçi ve genç, Modi hükümetinin işçi düşmanı politikalarına karşı ülke çapında greve çıktı. Kentlerden köylere, fabrikalardan tarlalara kadar yaşamı durduran dev grev, Hindistan’daki tüm...
- Annem, ablamla birlikte dördüncü katta oturur. Sokağa inmez ama mahallede, köyde, Almanya’daki akrabalarda ne olup bittiğini mutlaka bilir. Evden her çıktığımda balkonundadır. Selamlaşır, iki laf ederiz. Başımda bazen UİD-DER yazılı kırmızı şapkam,...
- Karanlık ve aydınlık… Ölüm ve yaşam… Emek ve sermaye… Sonsuz evrenimizde her şey karşıtıyla birlikte var. Sömürü ve zulüm varsa isyan da var. Sınır, din dil, ırk farkı tanımadan dünya meydanlarında tek ses tek yürek olan işçiler, işçi sınıfımız var...
- Emperyalist savaşın alevlerini büyüten, milyonlarca masum insanı, doğayı katleden, kentleri yok eden egemenler ne yaparlarsa yapsınlar emekçilerin birbirleriyle dayanışmasının önüne geçemiyorlar. İşçi ve emekçiler fabrikalardan limanlara,...
- İzmir Büyükşehir Belediyesi grevinde yaşananlar hakkında Marksist Tutum’da bir makale okudum. Tam da içimden geçenleri, cümlelere dökemediklerimi noktasına virgülüne kadar yansıtan bir yazıydı. Konuyu derinlemesine ele alan bu yazı her mücadelede...
- Zeytinlik alanları maden ve enerji işletmeciliğine açacak yasa teklifine karşı tepkiler sürüyor. Çeşitli illerden Ankara’ya gelen köylüler, talan yasasına karşı TBMM yakınında bulunan Cemal Süreya Parkı’nda direniş nöbetindeler.
- Türkiye işçi sınıfının mücadele tarihinde önemli mücadeleler, dönemeç noktaları vardır. 1970 Haziran’ı bu tarihte önemli bir yere sahiptir. Bugün halen aşılamamış bir zirve olan 15-16 Haziran direnişi sürecinde, işçi sınıfı yapay kutuplaştırma...