UİD-DER’li İşçilerle Olmak Çok Değerli
Esenyurt’tan bir emekçi

Ermenek’te direnen maden işçisi bir babanın oğlu isyanını haykırıyor yetkililere: “Okula gidiyorum, babam cebime beş kuruş koyamıyor. Babamın hakkını verin.” Soma ve Ermenekli madenciler yıllardan beri alamadıkları hakları için aileleriyle birlikte cansiperane mücadele ediyorlar. Kardeşler, bu nasıl adalet? Yargı işçileri haklı bulmuş ama patron emekçilerin alın terini çalmış, gasp etmiş, vermiyor. Bu arada işçilerin söylediklerine göre patron 12 tırlık filo sahibi olmuş. Güvenlik güçleri haksızlığa uğramış, emeği çalınmış işçilere saldırıyor, patrona hiçbir şey yapamıyor. Yönetenler de patronu ödüllendirip yeni maden alanları tahsis ediyor. AKP’li bakan ve milletvekilleri “yapılabilecek bir şey yok” diyerek işçileri memleketlerine gönderiyor.
EYT standında emekliliği elinden alınmış bir emekçinin çocuğu, elinde mikrofon, kimlerin emeklilikte yaşa takıldığını anlatıyor, bu mücadeleye destek vermeleri çağrısı yapıyor. “Üye olmak istemiyorsanız en azından imza atabilirsiniz” diyor. İşçi, emekçi çocukları küçük yaşta tanışıyor sömürü, haksızlık ve yoksullukla. Var olan düzenin adaletsizliği ve sömürüsü çabucak büyütüyor işçi emekçi çocuklarını.
Cuma hutbesinde hoca cemaate “çocuk sevgisi ve çocuklarla iletişimi yeniden hatırlayarak hayatımıza taşımaya gayret edeceğiz” diyor. Yoksul, ekonomik kriz bahanesiyle kazanılmış hakları ellerinden alınmış, alın teri patronlar tarafından çalınmış, işsiz, yoksulluk veya açlık sınırı altında bir ücretle çalışmaya mahkûm edilmiş işçilerin çocukları. Eğitim alacak bilgisayarları, internetleri olmayan, eğitimden yoksun kalan, gelişme döneminde makarna ile beslenen çocuklarımız. Paraları olmadığı için yeterli sağlık hizmeti alamayan, küçük yaşta kronik hastalıklarla tanışan çocuklarımız. İş kazalarında, Soma’da, Ermenek’te Torunlar İnşaat’ta, Sakarya havai fişek fabrikasında öksüz kalmış çocuklarımız. Birileri bolluk bereket içinde görgüsüzce yaşarken, “eve ekmek götüremiyoruz” diyen babanın çocukları. Bu çocuklara sevgiyi kim gösterecek? Hutbede hoca bizim çocuklarımızdan mı bahsediyor diye sordum kendi kendime. “Okula gidiyorum, babam cebime beş kuruş koyamıyor” diye isyan eden veya babası gibi EYT mağdurlarını mücadeleye çağıran bir çocukla nasıl bir iletişim kurulur, bu çocuklar nasıl sevindirilir? Çok basit; babalarının hakları verilerek! Ama yönetenler ve patronlar bir olmuş, bize ve çocuklarımıza zulmediyor. Bugün işçi sınıfının dini inançları, etnik köken farklılıkları yönetenler ve patronlar tarafından istismar ediliyor, sömürü düzeni devam ediyor. Patronlar zenginleşiyor, yönetenler saraylarda yaşıyor, bizler daha çok fakirleşiyor, yoksullaşıyoruz. Bundan sonra Cuma namazını aksatmadığım gibi, UİD-DER’li işçilerle görüşmeyi, hem bülteni hem de siteyi takip etmeye devam edeceğim. İşçilerin sesi olan, sorunlarını, mücadelelerini ve haksızlıkları gündemde tutan, daha güzel günlerin bir arada yürütülecek mücadele ile geleceğine, hep beraber güçlü olacağımıza inanan işçilerle bir arada olmak çok değerli.
“Doluysa Binmeyin” Buluşu
Uzaktan Eğitim Çilesi/1
Son Eklenenler
- ABD’de yaşıyor olsaydık, muhtemelen Türkiye’de olduğu gibi, en çok konuşacağımız konuların başında gelecekti ekonomi. Son yıllarda ABD’den Türkiye’ye işçi ve emekçiler düşük ücretlerden kamu hizmetlerinin kısıtlanmasına benzer sorunlarla...
- Kısa bir zaman öncesine kadar direnişte olan, direniş boyunca pek çok kez polis saldırılarıyla yüz yüze gelen bir işçi kardeşimizle 19 Mart’tan sonra yaşanan protestolarla ilgili haberleri izliyor, sohbet ediyorduk. Bir anda öfkeyle, “şunlara bak,...
- Siyasi iktidar yoksullaştırma politikalarını sürdürüyor. Enflasyon balyozunu işçi ücretlerine, emekli aylıklarına, kamu çalışanlarının maaşlarına indiriyor, ücretleri tuzla buz ediyor. İşçilerin, kamu emekçilerinin, emeklilerin cebinden çalınan...
- TPI Kompozit işçileri grevlerinin 19. gününde İzmir Çiğli Kasaplar Meydanında buluşma gerçekleştirdi. İstanbul Şişli Belediyesinde çalışan Genel-İş Sendikası İstanbul Avrupa Yakası 3 No’lu Şube’de örgütlü işçiler, ödenmeyen alacakları için 30...
- Sevgili işçi kardeşlerim, Tavşan korktuğu için kaçmaz, kaçtığı için korkar. Patronlar ve onların devleti de işçi sınıfının örgütlü gücünden ölümüne korktukları için saldırıyorlar. Örgütlü değilken bile bu kadar korkuyorlarsa, bir de işçi sınıfı...
- İngiltere’de işçi ve emekçiler, İsrail’in Gazze’de yürüttüğü soykırıma karşı her Cumartesi günü yüz binler olup meydanlara çıkıyorlar. Ulusal Demiryolu, Denizcilik ve Ulaştırma İşçileri Sendikası (RMT), bu eylemlere geniş katılım sağlıyor. UİD-DER,...
- Otobüs yolculuğunda 81 yaşında Menemenli bir Yörük amca ile tanıştım. O yaşında hâlâ kâğıt toplayarak geçimini sağlamaya çalıştığını anlattı. Çocukları olmamış. Eşinin küçük tarlalarının işlerinin dışında çalışmasına karşı çıkmış. “Benim kazandığım...
- 31 Mart 2024’te yapılan yerel seçimler sonrası CHP yönetimindeki İzmir Çiğli Belediyesi, bütçe yok diyerek 146 işçiyi işten attı. Verilen kararlı mücadelenin sonucunda 50 işçinin işe iadesi yapıldı. Yaklaşık 1 yıldır mücadele eden ve verilen sözlere...
- KESK Ankara Şubeler Platformu basın açıklaması yaparak Sayıştay’ın giyim yardımı ücretinin çalışanlardan geriye dönük olarak talep edilmesini protesto etti. Tüm Emeklilerin Sendikası, Türkiye genelinde düzenlediği eylemlerle düşük ücretlerle...
- İspanya’nın başkenti Madrid’de 25 Mayıs Pazar günü on binlerce emekçi sağlıktaki özelleştirme politikalarına karşı sokakları doldurdu. Kamu sağlık hizmetlerinin yıllardır sistematik olarak ortadan kaldırıldığını belirten sağlık işçileri ve emekçiler...
- Tren yolculuğumda, karşı koltukta cam kenarında oturan bir kadın dikkatimi çekti. Yüz çizgileri 50 yaşında gibiydi ama yaşı 38’miş. Eşini Soma’daki katliamda kaybetmiş bir madenci eşiydi. Manisa’da bir gıda fabrikasında çalışıyor, Soma’da çocukları...
- İnsanın gençlik dönemleri heyecan doludur, coşkuludur, dinamizm yüklüdür. Gençliğin bu hali var olanı sorgulayan, ezber bozan, sınırları zorlayan, değişim isteyen düşünce yapısının da temelini oluşturur. Bundan birkaç ay önce bu ifadelerle Türkiye...
- 1 Mayıs’ta da taleplerimizi haykırmak için meydanlardaydık. Sağlık ve eğitim başta olmak üzere her alanda kamu harcamalarının giderek daha çok kısıldığı, sağlık ve eğitim sisteminin çöktüğü, hizmetlerin daha niteliksiz ama daha pahalı hale geldiği...