Buradasınız
Umur Matbaası Büyüdükçe İşçilerin Ekmeği Küçülüyor
Dudullu’dan bir matbaa işçisi
“1985 yılında, Umur Dış Ticaret Limited Şirketi unvanıyla İstanbul-Fındıklı’da bir ofis ile temsilcilik bazında faaliyetlerimize başladık. Bugün iş ortaklarımızla 1000’e yakın çalışana sahip; basım ve kırtasiye sektöründe müşterilerimizin her isteğine cevap verebilecek geniş ürün çeşidimizle; üretim-satış-pazarlama-depolama ve sevkıyat faaliyetlerini aynı bünyede barındıran öncü ve lider dev bir kuruluş olmanın haklı gururunu taşıyoruz.”
Bütün bunları Umur’u övmek için yazmadık. Zaten bunları biz yazmadık. Umur A.Ş.’nin kendi internet sitesinden aldık. “Bu bilgilerden bize ne? Bizi ilgilendirmez ki” demekle olmaz. Sormak gerek: 24 yılda Umur’u bir ofisten dev fabrika haline getiren kim? Bu fabrikayı milyon dolarlık teknolojilerle donatan emeğin sahibi kim? Umur’u büyüten işçilerin sosyal hakları, ücretleri fabrikanın büyüdüğü oranda büyüdü mü? Hayır! Umur işçisi İliklerine kadar sömürüldü, sömürülüyor. Asgari ücretle yaşamaya çalışıyor ve işten çıkarılma korkusuyla boğuşuyor.. Peki, Umur işçisi ne düşünüyor?
Her hafta İşçi Dayanışması bültenimizi ulaştırdığımız Umur işçisi, kendi gücünden habersiz. Geçmiş yıllarda başarısızlıkla sonuçlanan sendikalaşma girişimlerini düşünerek “burada ortak mücadele etmek zor” diyor. Evet, bugün Umur’da çalışan 800 işçi, tıpkı örgütsüz olan diğer fabrikalardaki işçiler gibi kendine ve sınıfına güvenmiyor. Çünkü henüz örgütlü gücün ne olduğunu bilmiyor. Ama bir yandan da “bir şey yapmalı” fısıltıları dolaşıyor Umur işçilerinin arasında. Bu fısıltılar birleşip “artık yeter” çığlığına dönüştüğünde sömürü dolu 24 yılın hesabı sorulacaktır. Yeter ki işçiler bir araya gelebilsin. Sustukça ekmeği küçülen, çalıştıkça sırtındaki kambur büyüyen Umur işçisi için de kurtuluş yolu örgütlenmekten geçmektedir.
Krizle birlikte ev kirası, kredi kartı borcu gibi birçok ekonomik sorunla boğuşurken işsiz kalma korkusuyla uyuyup yine aynı korkuyla uyanıyoruz. Ama örgütlenip bir araya gelmediğimiz sürece bu korkuların gerçek olacağını, bizi yoksulluk, açlık ve sefaletten başka bir şey beklemediğini de bilmemiz gerekiyor. Biz işçilerin gerçekten de zincirlerimizden başka kaybedecek bir şeyimiz yok. Oysa mücadele ettiğimizde kazanacağımız çok şey var.
46. Yılında Kavel Destanı
Tekimsa’da Yaşananlara Dair
Son Eklenenler
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs’ta bir kez daha dünyanın ve Türkiye’nin dört bir yanında işçiler meydanlara çıktılar. Kapitalist sömürüye, emperyalist savaşa, yoksulluğa, baskılara, eşitsizliğe, adaletsizliğe...
- İngiltere’de 7 Ekimden bu yana her Cumartesi ulusal çapta eylemler düzenleyerek Filistin halkının yanında yer alan işçi ve emekçiler, egemenlerin savaşına karşı meydanlarda yerlerini almaya devam ediyor. 20 Nisanda ülke çapında çeşitli kent...
- İtalya’da büyük işçi sendikaları iş cinayetlerine karşı binlerce işçinin katıldığı kitlesel bir miting düzenledi. 20 Nisan’da işçiler “Artık Yeter!” sloganıyla işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliği, kamu sağlığı hakkı, adil vergi reformu ve...
- İşyerinde, sokaklarda, toplu taşıma araçlarında insanların yüzlerinden okunan yorgunluk ve mutsuzluk dikkatimi çekiyor. Öfke, mutsuzluk, umutsuzluk bir virüs gibi yayılmaya başladı. “Ama insanlar neden bu kadar mutsuz?” diye düşündüm kendi kendime....
- 1 Mayıs’ın gelmesiyle emekçiler, kadınlar, üniversiteli gençler, emekliler kendi taleplerini haykırmak için alanları doldurmaya hazırlanıyor. Ben de genç bir işçi olarak kendi talebimi haykırmak için alanda yerimi alacağım. Benim talebim çalışma...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs yaklaşırken UİD-DER Mersin temsilciliğinde de “Sermayenin ve İktidarın Saldırılarına Karşı 1 Mayıs Ruhuyla Mücadeleye!” başlıklı etkinlik gerçekleştirildi. Etkinliğe çeşitli...
- Bugünün stajyer öğrencileri, yarının sağlık işçileri olarak 1 Mayıs’ta sesimizi duyurmaya geliyoruz. Kimimiz ailelerinden uzakta farklı şehirlerden gelip yurtlarda kalan, kimimizse aileleriyle İstanbul’da yaşayan öğrencileriz. Biliyoruz ki stajyer...
- 2021 yılı sonunda Mesleki Eğitim Kanunu’nda yapılan değişiklikle birlikte MESEM’e (Mesleki Eğitim Merkezleri) kayıtlı kişi sayısında patlama yaşandı. Bugün MESEM’e kayıtlı, 300 bini ise 18 yaşından küçük, 1,5 milyon öğrenci var. MESEM’lerin daha...
- Bizler Gebze’den işçi ve öğrenciler olarak 1 Mayıs yaklaşırken sizlerle duygu ve düşüncelerimizi paylaşmak istiyoruz. Birçoğumuz 1 Mayıs’ı UİD-DER’in geçen sene Uğur Mumcu Kültür Merkezinde gerçekleşen 1 Mayıs etkinliği ile tanıdık. Bu tanışma...
- UİD-DER’li işçiler, grevlerinin 9. gününde Mersen işçilerine dayanışma ziyaretinde bulundu. “İşçiler Boyun Eğmiyor Mücadele Ediyor! Yaşasın Sınıf Dayanışması!” pankartı arkasında grev çadırına yürüyen UİD-DER’li işçiler hep birlikte “Yaşasın Sınıf...
- Emekçi kadın kardeşimiz, nasılsın? Pek sorulmaz nasıl olduğumuz, neler hissettiğimiz ve en önemlisi ne istediğimiz. Bu düzende bir rol biçilmiştir biz emekçi kadınlara ve ona uygun davranmamız, rolümüzü iyi oynamamız beklenir bizden. Hem de öyle...
- Bizler kamuda çalışan sağlık emekçisi kadınlarız. 1 Mayıs yaklaşırken içimizdeki heyecan ve umutla bir araya geldik ve sağlık emekçileri olarak “neler talep ediyoruz?” diye konuştuk. Kadınların oldukça yoğun çalıştığı bir sektörde olmamıza rağmen...
- Sorunlarımız her geçen gün katmerlenerek büyüyor. Mutfak masrafları, faturalar, barınma sorunu, düşük ücretler… Ama yalnızca sorunları sıralamakla bir yere varamayız. Yaşadığımız sorunları çözüme kavuşturmak için öncelikle sorunun kaynağını...