Buradasınız
1 Mayıs Tatil Oldu mu?
İkitelli’den işsiz bir metal işçisi
Ben İkitelli’de çalışan bir metal işçisiydim. 1 Mayıs’ta işe gitmediğim için işten atıldım. 1 Mayıs’ın resmi tatil ilan edilmesiyle birlikte her işçi gibi ben de bizim işyerinin tatil olup olmayacağını merak ediyordum. Bir gün öncesine geldiğimizde patrondan hâlâ bir ses çıkmamıştı. Bunun üzerine ben gidip sordum. Patron ise tüm pişkinliği ile aslında piyasada çalışan yokken, “piyasada herkes çalışıyor, biz de çalışacağız” dedi. İşimin olduğunu ve ertesi gün işe gelemeyeceğimi söyledim. Tabii ki aynı pişkinlik devam etti ve “ya gelirsin ve bir işin olmaya devam eder ya da gelmezsen sen bilirsin” tehditleri havada uçuştu. Bu tehditleri umursamam mümkün değildi. Uluslararası işçi sınıfının birlik, mücadele ve dayanışma günü olan 1 Mayıs’ta ben de tüm dünyadaki işçi kardeşlerimle beraber alanlarda olmalıydım.
1 Mayıs’tan sonraki gün yine normal şekilde işime gittim. Tam iş kıyafetlerimi giymek üzereyken, muhasebeci arkadaş patronun “üzerini değiştirmesin, pılısını pırtısını toplasın gitsin” dediğini söyledi. Bırakıp gidebilirdim ya da kalıp kavga edecektim. UİD-DER’den öğrendiğim şeyler benim gitmeme engel oldu; mücadele edeceksen hayatın her alanında mücadele edeceksin, patronuna karşı laf edemeyen nasıl dünyayı değiştirebilir! Bunlar aklımdan geçti ve ben patronu beklemeye karar verdim.
2 saat sonra patron geldiğinde ona beni neden işten attığını sordum. O da “ben çalışma var diyorsam geleceksin” diye cevap verdi. Oysa resmi tatillerde işyerini açık tutmak yasaktır. Bunu bal gibi biliyor olmasına rağmen beni işten atmanın bahanesi olarak bunu öne sürüyordu. Suç olduğunu söylediğimde ise hiç oralı bile olmadı. Elimde bir kozum daha vardı. 7 aydır çalışıyor olmama rağmen sigortamı yapmamıştı. Bu sefer tehdit sırası bendeydi. Ona, sigortasız işçi çalıştırmanın da suç olduğunu ve sigorta müdürlüğüne şikâyet edeceğimi söyledim. Sadece son ay sigortamı yatırmıştı. Umursamaz görünmeye çalışarak ve beni başından savmak için yarın gel bütün haklarını vereceğim dedi. UİD-DER’deki arkadaşlarıma danışmak istediğim için oradan ayrıldım. Ama kavgamız henüz sona ermemişti.
İkinci gün, arkadaşlarıma danışmış ve ihbar tazminatım da dâhil alacaklarımı hesaplamış olarak işyerine gittim. Sadece içerde kalan 1 aylık maaşımı vereceğini söyledi. Önce sesimi çıkartmayıp maaşımı aldım. Tabii ki bununla yetinmeyecektim. Ona hakkımı yanlış hesapladığını söyleyerek sadece maaşımı vermesine itiraz ettim. Tazminatımın ve diğer alacaklarımın hesaplandığı kâğıdı uzatarak bana ödemesi gereken tutarın bu olduğunu, bunu avukatımın hesapladığını söyledim. Bunu söylerken yalan söylemiyordum. İşçilerin avukatı da mücadele aracı da örgütleridir. Sendikasız bir işyerinde çalıştığıma göre benim tek avukatım olabilir, o da UİD-DER’dir. Bunun üzerine o da hemen avukatını arayarak durumu sordu. Avukatı ise alacağımın onda biri kadar bir ödeme yapılacağı bilgisini verdi. Ben de ona hesaplamanın yanlış olduğunu ve bunun dışında bir ödemeyi kabul etmediğimi, tam olarak alacaklarımın ödenmemesi durumunda gerekeni yapacağımı söyledim. Benim kararlılığım karşısında patronun yüz ifadesinin değişmeye başladığını fark ediyordum. Bu kendime güvenimi tazeledi ve haklılığımı bana bir kez daha göstermiş oldu. Tekrar avukatıyla görüşen patron bütün paramı vereceğini söyledi ve 3 saat içinde paramın geri kalan kısmını getirdi.
Bu işyerinde çalışırken fırsat buldukça UİD-DER’de öğrendiklerimi aktarmaya çalıştığım bir arkadaşım, tüm bu tartışma sürecine şahit olduktan sonra “şimdi senin ne demek istediğini anladım” diyerek benimle vedalaştı. Tek başına bu bile biz işçilerin patronlar karşısındaki duruşlarının ve haklarını savunmalarının ne kadar önemli olduğunu gösteriyordu aslında.
Arkadaşlar, benim çalıştığım yer küçük bir metal atölyesiydi. Benim yaşadıklarım, böylesi küçük ve örgütsüz bir yerde bile, işçinin ancak hakkını aradığında kazanabileceğini gösteriyor. Ben bir yıl öncesine kadar bırakın patrondan hakkımı istemeyi, verilmeyen maaşımı bile isteyemiyordum. UİD-DER’le tanıştıktan sonra ise bir işçinin hakkını nasıl araması gerektiğini öğrendim. Patronların her türlü esaretinden ve boyunduruğundan kurtulmanın işçilerin örgütlü mücadeleye atılması ile mümkün olacağını gördüm. Bu yüzden tüm işçi kardeşlerimi UİD-DER saflarında örgütlenmeye ve mücadeleye atılmaya davet ediyorum.
Örgütlüysek her şeyiz, örgütsüzsek hiçbir şey!
Sigortasız Çalışmaya Hayır!
Autoliv İşçisi Neden Mutsuz!
- Patronların Hak Arayan İşçiye Tahammülü Yok
- Xiaomi Salcomp’ta İşten Atmalar Protesto Edildi
- Hacettepe Üniversitesi’nde İşten Atma Saldırısı
- Ezberler ve Gerçekler: “İş Çok, İş Beğenen Yok!”
- Cumhuriyet Gazetesinde Sendikalı İşçi Kıyımı
- Esenyurt’ta A101 İşçisi Kod 46 ile İşten Atıldı
- 65 İşçiyi Daha İşten Çıkardılar
- Ekmekçioğulları Metal’de İşten Atma Saldırısı
- Özer Elektrik’te İşten Atmalar Protesto Edildi
- İşten Çıkarma Yasağı İşten Çıkarmayı Engelliyor mu?
- Akwel’de İşten Atmalara Karşı İş Durdurma Eylemi
- TPI Kompozıt’te İşten Atma Saldırısı
- VIP Tekstil’de İşten Atmalar Protesto Edildi
- DERİTEKS, Üyelerinin İşten Atılmasını Protesto Etti
Son Eklenenler
- Hatay’ın Payas ilçesinde bulunan Atakaş Çelik fabrikasında Birleşik Metal-İş üyesi üç işçi, geçtiğimiz günlerde işten çıkarılmıştı. UİD-DER’li işçiler olarak fabrika önünde direniş başlatan işçilere direnişin beşinci gününde dayanışma ziyaretinde...
- “Her şeyin içinde ve her şeyin dışındayız”. Bu söz bir market çalışanı arkadaşımın ağzından işçilerin yaşamını özetleyen bir söz olarak döküldü. Uzun zamandır büyük bir mağazada çalışan arkadaşım, marketin günlük cirosunun rekorlar kırmasına rağmen...
- 40 yıllık kısacık yaşamına yüzlerce hikâye ve roman sığdıran Amerikalı sosyalist yazar Jack London 22 Kasım 1916’da hayatını kaybetti. Aradan geçen uzun yıllar London’ın eserlerinin güncelliğinden hiçbir şey kaybettirmedi. Çünkü o işçi sınıfının...
- Ankara’nın Nallıhan ilçesinde bulunan Kömür İşletmeleri AŞ (KİAŞ) bünyesindeki Çayırhan Termik Santralinde çalışan madenciler, madenin özelleştirilmesine karşı 20 Kasımda direnişe başladı. Sabah 08.00’de gece vardiyası dışarı çıkmadı, gündüz...
- Emperyalist savaş Ortadoğu başta olmak üzere dünyanın her yerinde kendini hissettiriyor. Egemenler yıllık bütçelerin büyük kısmını “savunma” adı altında savaş sanayisine ayırıyorlar. Burjuva siyasetçilerin politikaları hızlı bir şekilde sertleşiyor...
- Fotoğraftaki reklam panosu kaldırımın ortasında duruyor, gündüz gece. Arka tarafında medya maymunu Hülya Avşar sanki “hadi EYT’liler koşun, sakın geç kalmayın” dercesine sırıtıyor. Mağazada çalışan genç işçi kızımıza EYT reklamını sordum. Kendine...
- Bağımsız Maden-iş üyesi Fernas Madencilik işçilerinin direnişi çeşitli sendika ve işçi örgütlerinin desteği ile kazanımla sonuçlandı. Fernas patronu Ocak 2025’te işçilerin ücretlerine zam yapılmasını ve atılan işçilerin hak kaybı olmadan işe geri...
- Fransa’da devlet demiryolu şirketi SNCF’de örgütlü CGT-Cheminots, UNSA-Ferroviaire, SUD Rail ve CFDT-Cheminots sendikaları, 11 Aralıkta süresiz grev kararı aldı. Dört demiryolu sendikası, grev kararını SNCF’nin yük taşımacılığı birimi olan SNCF Fret...
- Gürcistan’ta madencilik şirketi Georgian Manganese’e ait Zestafoni ferroalyaj tesisi ve Chiatura manganez madeni 1 Kasımdan Nisan 2025’e kadar üretimi durdurduğunu açıkladı. Gürcistan’ın en büyük madencilik şirketi Georgian Manganese’in tesislerinde...
- Çocukların mutlu olduğu, gelecek endişesi taşımadığı, ayrımcılığa maruz kalmadığı; eşitlik, özgürlük, barış dolu bir dünyada yaşamalarını kim istemez ki? Fakat biliyoruz ki dünyamız çocuklar için sıcak bir yuva değil. Kol kanat gerdiğimiz...
- Gebze’de bulunan Grid Solutions ve Schneider Elektrik, İstanbul’da bulunan Hitachi Energy ve Bursa’da bulunan Arıtaş Kriyojenik fabrikaları için Birleşik Metal-İş Sendikası ile MESS arasında yürütülen toplu iş sözleşmelerinde anlaşma sağlanamaması...
- Gün geçmiyor ki her gün bir öncekine rahmet okutacak, canımızı yakan bir olay olmasın. Sistemin iyice çürümesi ve tarifsiz bir bataklığa dönmesiyle birlikte, bu çürümüşlük toplumda derin yaralar açıyor. Bunun sonuçlarından bir yenisi de İzmir’de...
- Bir film sahnesi: İngiltere’de bir madenci bandosu, Rodrigo’nun gitar konçertosunu çalmaktadır. Madencilerin emektar ellerinden ahenkli melodiler akıp giderken arka planda hükümet tarafından kapatılmak istenen bir madenle ilgili toplantılar, yürüyen...