Buradasınız
Hacettepe Üniversitesi’nde İşten Atma Saldırısı
Hacettepe Üniversitesi’nden bir grup işçi

Hacettepe Üniversitesi yönetimi işçilerin haklarını gasp etmeye devam ediyor. Pandeminin başlangıcında Hacettepe Üniversitesi Sağlık, Kültür ve Spor Daire Başkanlığına bağlı iktisadi işletmelerde çalışan bizleri önce kısa çalışma ödeneğine mahkûm ettiler. Kısa çalışma süreci bitip işbaşı yaptığımızda ise bir şeylerin değişeceğini umut etmiştik. Çünkü 4/D kadrosundaki işçilerin de aramıza katılmasıyla örgütlü olduğumuz Sosyal-İş Sendikasının üye sayısı artmıştı. Yani daha güçlü olmuştuk. Fakat yönetimin dur durak bilmeyen saldırıları yüzünden bugün sorunlarımız daha da büyüdü.
Hacettepe Üniversitesi Sağlık, Kültür ve Spor Daire Başkanlığına bağlı iktisadi işletmelerde çalışan 333 işçi olarak 5 yıl önce DİSK’e bağlı Sosyal-İş Sendikasında örgütlenmiş, toplu sözleşme yapma hakkını elde etmiştik. Ancak yönetim her defasında sudan sebeplerle yetkiye itiraz etti. Böylelikle ancak 3 yıl sonra toplu iş sözleşmesi (TİS) imzalanabildi. 2. dönem toplu sözleşmesi için tekrar yetki başvurusunda bulunulduğunda ise Hacettepe yönetimi her zamanki gibi yetkiye itiraz etti. Bu süreçte Hacettepe Üniversitesinde çalışan 4/D statüsündeki işçilerin de işkolu Çalışma Bakanlığı tarafından 10 no’lu işkoluna eklenince, işyerimizde 1100 işçiye ulaşan Sosyal-İş Sendikası ile TUHİS (Türk Ağır Sanayii ve Hizmet Sektörü) İşverenler Sendikası arasında TİS görüşmeleri yapıldı. 14 Eylül 2021 tarihinde imzalanan TİS, 4/D statüsündeki işçilere uygulanırken, uzun yıllardır sendikanın işyerine girmesi için mücadele eden bizler yani iktisadi işletmelerde çalışanlar kapsam dışı bırakıldık. Bu süreçte toplu sözleşmeden doğan tüm haklarımız gasp edildi. 1. dönem toplu sözleşmesinden doğan haklarımız dahi verilmedi. Kısa çalışma sonrası 1 Temmuzda tekrar işbaşı yaptığımızda aldığımız ilk maaş pandemi öncesi aldığımız maaşın çok altında olan asgari ücret oldu. Bu gelir kaybı nedeniyle sıkıntılı günler yaşadık ve yaşamaya devam ediyoruz.
İki yıl önce atanan Hacettepe Rektörüne tüm bu hak gaspları az gelmiş olacak ki şimdi de parça parça işçi kıyımına başladı. Her şeyi en ince ayrıntısına kadar düşünüp en son işe alınan işçilerden başladılar işçi atmaya. İki ayda 24 işçiye iş çıkışı verildi. Gerekçeleri de pek çok işveren gibi “küçülmeye gidiyorum, işçi fazlalığı var ve pandemi koşulları bizi zora soktu” oldu. Biz ne koşullarda çalıştığımızı gayet iyi biliyoruz. Bir işçi en az üç işçinin işini yapıyor. Bu koşullarda nasıl oluyor da işçi fazlalığı oluyor. Kendileri işçi kıyımı yaparken yasal, biz işçiler hakkımızı aradığımızda yasa dışı oluyor. Asıl yasa dışı hareket eden işçilerin toplu sözleşmesini uygulamayan Hacettepe yönetimidir. Zaten zor durumda olan işçiler şimdide kışın ortasında bu hayat pahalılığında işsiz bırakılıyor.
Bizler Hacettepe Üniversitesi’nde uzun zamandır sendikal mücadele vererek toplu sözleşme yapma hakkı kazandık. Fakat bugün bu hakkımızı bizden çalmak istiyorlar. Tüm bu saldırılara örgütlülüğümüz oranında karşı durabiliyoruz. İşverenler de bunu çok iyi biliyorlar. İşçileri sendikasız bırakmak için ellerindeki bütün kozları kullanıyorlar. Hacettepe yönetiminin yaptığı da budur. Hacettepe Üniversitesi işçileri olarak sendikalı çalışma hakkımızı da TİS’den kaynaklı haklarımızı da ancak birliğimizi bozmadığımız sürece elimizde tutabiliriz. İşten atmalara da ancak böyle dur diyebiliriz. Biz mücadeleye devam ediyoruz. Sendikamız Sosyal-İş ile birlikte önümüzdeki günlerde bir araya gelip eylem programı çıkaracağız. Biliyoruz ki birliğini bozmadan mücadele eden işçiler eninde sonunda kazanır.
Panterler Konuşsaydı
Enerji Zamları Protestoları Yayılıyor
- Eğitim Sendikaları Proje Okullara Yapılan Keyfi Atamaları Protesto Etti
- İşçiler, Emekliler Mücadele Ediyor, Mücadele Kazandırıyor
- “Eziyet Yönetmeliği İstemiyoruz” Diyen Sağlık Emekçileri Bir Kez Daha İş Bıraktı
- SES: Sağlıkta Ticaret Ölüm Demektir!
- İşçiler, Kamu Emekçileri, Çiftçiler Hakları İçin Mücadele Ediyor
- Tokat’tan Diyarbakır’a Maden Şirketlerine Karşı Köylüler Mücadele Ediyor
- Çiftçiler Düşük Fiyat Dayatmasına Karşı Çıkıyor
- 112 Acil Sağlık Çalışanlarından Eylem
- Tüm Emeklilerin Sendikası: “İnsanca Yaşamak İstiyoruz!”
- Mersin Dizge Okulu Öğretmenleri Kazandı!
- Mersin Dizge Okulu Öğretmenleri Düşük Ücretlere Karşı Eylem Yaptı
- Manisa Gördes’te Madene Karşı Direniş Nöbeti Sürüyor
- Özel Sektör Öğretmenleri Hakları İçin Eylemde
- Bursa ve İzmir’de İşten Atma Saldırılarına Karşı Eylemler
- Hak Gasplarına Karşı Mücadeleler Sürüyor
- Sendikal Baskılar Mücadeleyle Aşılıyor
- IFFCO Türkiye Fabrikasında Sendika Düşmanlığı
- Sendikalaşma Hakkı Engelleniyor, İşçiler Mücadele Ediyor
- Belediye ve Sağlık İşçileri Haklarını İstiyor
- Antep’ten Ankara’ya İşçilerin Mücadelesi Sürüyor
- Patronların Hak Arayan İşçiye Tahammülü Yok
- Xiaomi Salcomp’ta İşten Atmalar Protesto Edildi
- Hacettepe Üniversitesi’nde İşten Atma Saldırısı
- Ezberler ve Gerçekler: “İş Çok, İş Beğenen Yok!”
- Cumhuriyet Gazetesinde Sendikalı İşçi Kıyımı
- Esenyurt’ta A101 İşçisi Kod 46 ile İşten Atıldı
- 65 İşçiyi Daha İşten Çıkardılar
- Ekmekçioğulları Metal’de İşten Atma Saldırısı
- Özer Elektrik’te İşten Atmalar Protesto Edildi
- İşten Çıkarma Yasağı İşten Çıkarmayı Engelliyor mu?
- Akwel’de İşten Atmalara Karşı İş Durdurma Eylemi
- TPI Kompozıt’te İşten Atma Saldırısı
- VIP Tekstil’de İşten Atmalar Protesto Edildi
- DERİTEKS, Üyelerinin İşten Atılmasını Protesto Etti
Son Eklenenler
- Gerek dünyada gerekse yaşadığımız ülkede öyle olaylar, öyle gelişmeler yaşanıyor ki ilk bakışta her şey çok bilinmeyenli bir matematik denklemi gibi karmaşık ve anlaşılmaz görünebilir. Nasıl ki matematikte karmaşık problemleri çözebilmek için...
- İrfan Yalçın’ın “Ölümün Ağzı” romanı, 1940’lı yıllarda Zonguldak köylüsünün “mükellef” adı altında bedavaya çalıştırıldığını belgeleyen bir tanıklıktır. Dönemin tek partili rejiminde, İsmet İnönü madeni teftişe gittiğinde, karşısına dizilen...
- Ha geldi, ha gelecek, yok yok bu sene gelmeyecek derken Yaren leylek Bursa’nın Karacabey ilçesinde, Uluabat Gölünün kıyısında balıkçı Âdem amcayla buluştu. On dört yıllık dostluk! Adı gibi yarenlik yapıyor Âdem amcaya. Aslında kimsenin haberi...
- 11 Nisan’da Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Emek ve Demokrasi Güçleri ve öğrenciler birçok ilde tutuklu öğrencilerin serbest bırakılması talebiyle basın açıklamaları gerçekleştirdi. İstanbul’da KESK İstanbul Şubeler Platformunun...
- Yunanistan’da işçi ve emekçiler bir kez daha kamu ve özel sektörde 24 saatlik genel grev gerçekleştirdi. Tembi tren felaketinin ikinci yıldönümü olan 28 Şubatta tarihindeki en büyük grev ve protestolara sahne olan Yunanistan’da, 9 Nisanda bir kez...
- KESK’e bağlı Eğitim Sen, Birleşik Kamu-İş’e bağlı Eğitim-İş ve Hürriyetçi Eğitim Sen, 10 Nisanda birçok ilde Milli Eğitim Müdürlükleri önünde, kent meydanlarında, sendika şubelerinde proje okullara yapılan keyfi atamalara karşı basın açıklamaları...
- Üzerine sayfalarca yazı yazılabilecek, saatlerce sohbet edilebilecek bir konunun en öz, en çarpıcı halidir sloganlar… Hele ki işçi sınıfının sloganları! Birkaç kelimeyle büyük anlamlar sırtlanırlar. Kimisi somut bir talebi anlatır, kimisi bir...
- Ankara’nın Beypazarı ilçesinde bulunan Çayırhan Maden Ocağında 10 Nisanda gece vardiyası sırasında meydana gelen patlamada 2’si ağır olmak üzere 14 işçi yaralandı.
- Evrensel sağlık kapsamı; tüm insanların ihtiyaç duydukları sağlık hizmetlerine, ihtiyaç duydukları yer ve zamanda, mali sıkıntı çekmeden erişebilmeleri anlamına gelir. Sağlığın geliştirilmesinden, hastalıkların önlenmesine, rehabilitasyon ve...
- Gençlik yılları insanın en güzel, en verimli, en dinamik yılları olarak tanımlanır. Fakat gençlerin dinamizmleri yok ediliyor, gelecekleri ve hayalleri çalınıyor, toplum nefessiz bırakılıyor. Kapitalizm genç kuşaklara bir gelecek vaat etmiyor....
- Ruhunda özgür bir dünyanın umudunu taşıyan, yüreği bencil çıkarlarla değil, toplumsal kurtuluş özlemiyle çarpan sevgili büyüklerimiz ve değerli genç arkadaşlarımız, merhaba!
- Rejimin 19 Martta başlattığı saldırı dalgasına karşı başlayan protestolarda öğrenci gençler kitlesel katılımıyla dikkati çekmişti. Günlerce süren eylemlerde, polis barikatlarına, polisin şiddetli müdahalesine rağmen alanları terk etmeyen yüzlerce...
- Çünkü büyük kapitalist ülkeler, milyonlarca emekçinin vergileriyle oluşan bütçeleri sağlık, eğitim, barınma gibi temel ihtiyaçlara değil daha fazla silahlanmaya akıtıyorlar. Baskıcı ve otoriter uygulamaları arttırıyor, demokratik hak ve özgürlükleri...