Buradasınız
12 Eylül Darbesinin Tüm Sorumluları Yargılansın!

Kardeşler!
12 Eylül 1980 askeri faşist darbesinin üzerinden tam 31 yıl geçti, ama biz işçi ve emekçiler 12 Eylül’ü unutmayacağız, unutturmayacağız!
Bundan 31 yıl önce Kenan Evren önderliğindeki ordu bir askeri darbeyle yönetime el koydu. TÜSİAD gibi sermaye örgütleri ve ABD emperyalizminin temsilcileri sevinç çığlıkları atıyorlardı. Sermayenin temsilcileri “bugüne kadar biz ağladık işçiler güldü, artık ağlama sırası işçilerde” diyor ve 12 Eylül darbesine övgüler düzüyorlardı. Çünkü 12 Eylül askeri darbesinin amacı işçi sınıfının yükselen devrimci mücadelesini ezmek ve uyanışa geçen Kürt halkını şiddetle bastırmaktı. İşçi sınıfının mücadelesini ezmek amacıyla harekete geçen sermaye düzeni, sivil ve resmi kontrgerilla güçlerine katliamlar yaptırmış, provokasyonlar tezgâhlatmış ve böylece askeri darbeye ortam hazırlatmıştır. Bu hazırlık evresinden sonra, generaller öncülüğünde ordu yönetime el koymuştur.
Meclisi kapatan, siyasal partileri yasaklayan ve böylece güdük burjuva demokrasisinin yerine tepeden tırnağa askeri faşist bir diktatörlük geçiren darbeciler; işçilere, devrimcilere, Kürtlere, demokratlara ve aydınlara karşı büyük bir bastırma kampanyası başlattılar. Bu dönemde 1.683.000 kişi fişlendi. 650 bin kişi gözaltına alındı. Açılan 210 bin davada 230 bin kişi yargılandı. 7 bin kişi için idam cezası istendi. 517 kişiye idam cezası verildi. İdam cezası verilenlerden 50’si asıldı. Bunların arasında, Evren’in “asmayalım da besleyelim mi” dediği ve yaşı mahkeme kararıyla büyütülerek asılan 17 yaşındaki gencecik devrimci fidan Erdal Eren de vardı. 171 kişinin işkencede öldüğü belgelendi. 300 kişi “kuşkulu” bir şekilde öldü. 98 bin 444 kişi “örgüt üyesi olmak” suçundan yargılandı. 388 bin kişiye pasaport verilmedi. 30 bin kişi siyasi mülteci olarak yurtdışına gitti. 14 bin kişi yurttaşlıktan çıkarıldı. 23 bin 677 derneğin faaliyeti durduruldu. 30 bin kişi “sakıncalı” görülerek işten atıldı. Binlerce öğretmenin ve yüzlerce öğretim görevlisinin işine son verildi. Basın özgürlüğü ortadan kaldırıldı.
Faşist rejimin ilk icraatlarından biri grev çadırlarını sökmek ve sendikaların kapısına kilit vurmak olmuştur. İşçi sınıfının tüm sendikal ve siyasal örgütlülükleri dağıtılmış, kapatılan sendikaların tüm mal varlıklarına el konulmuştur. Toplanma ve basın özgürlüğü ortadan kaldırılmış, her türlü gösteri, en başta da işçi eylemleri ve grevler yasaklanmıştır. Çalışma yasaları, grev ve toplu sözleşme yasaları, dernekler kanunu vb. gibi yasalarda yapılan faşist düzenlemelerle işçi sınıfının sendikal, siyasal ve sosyal hakları ortadan kaldırılmıştır. İşçi sınıfı örgütsüzlüğe, bilinçsizliğe, kölece çalışmaya ve sefalet ücretlerine mahkûm edilmiştir. Diğer taraftan Kürt halkına karşı korkunç bir zulüm uygulanmaya başlanmıştır. Kürt halkına karşı inkâr ve imha siyaseti güden devlet ve faşist rejim, binlerce Kürdü Diyarbakır Cezaevi’ne doldurmuş ve eşi benzeri görülmemiş işkencelerden geçirmiştir. Kısacası dört bir yandan baskı altına alınan toplum pasifize edilerek susturulmuştur.
Kardeşler! 12 Eylül faşizminin hesabı hâlâ sorulmuş değil. En başta darbeci generaller olmak üzere, 12 Eylül faşizminin sorumlularını sanık sandalyesine oturtmak işçi sınıfının ve ezilen Kürt halkının boynunun borcudur. Elbette yalnızca cellâtlardan hesap sormak yetmez! 12 Eylül’ün cellâtlarıyla birlikte sermaye düzeninden de hesap sormak işçi sınıfının görevidir.
Kardeşler! 12 Eylül rejiminin topluma giydirdiği 1982 faşist Anayasası, orasından burasından delinmesine ve bazı değişiklikler yapılmış olmasına rağmen hâlâ yerli yerinde duruyor. Bu anti-demokratik Anayasa toplumu nefessiz bırakıyor. 1982 Anayasası artık sermayenin de işini görmüyor. TÜSİAD ve MÜSİAD gibi sermaye örgütleri günün koşullarına uygun bir Anayasa hazırlanmasını istiyorlar. Ekim ayında meclisin açılmasıyla birlikte yeni bir Anayasanın hazırlanması üzerinde durulacak. Eğer işçi sınıfı ve ezilen Kürt halkı mücadeleyi yükseltip toplumsal bir basınç bindirmezse, gündeme getirilen Anayasa değişikliği AKP’nin ve sermayenin arzuları temelinde şekillenecektir.
Kardeşler! Demokrasinin kaderi AKP ya da CHP gibi sermaye partilerine bırakılamaz. Nitekim toplumsal bir baskı oluşmadığı için 12 Eylül darbeci generallerine karşı açılan soruşturma, sözde bir soruşturma olarak kalmıştır. İşçi sınıfı mücadele etmediği müddetçe, sadece kendine demokrat olan burjuva AKP ezilen ve sömürülenler için haklar bahşetmez. Bu nedenle sendikaları, işçi kitlelerini, Kürt halkını, sosyalistleri, devrimcileri, aydınları, kısacası toplumsal muhalefetin tüm dinamiklerini mücadeleye çağırıyoruz:
- 12 Eylül rejiminin Anayasası çöpe atılsın! Demokratik hak ve özgürlükleri güvence altına alan yeni bir anayasa yapılsın!
- İşçi sınıfının örgütlenmesinin önündeki her türlü engel kaldırılsın!
- Kürt halkının demokratik istemleri karşılansın! Kürt halkına özgürlük!
- Her türlü inanç ve düşünce üzerindeki baskıya son verilsin! Alevilerin talepleri karşılansın!
- Sendikaların önüne konan %10 işkolu barajı ve %50 işyeri barajı kaldırılsın!
- İşçilerin sendikaya üye olmasında noter şartı kaldırılsın!
- İşçinin üretimden gelen gücünü kullanmasının önündeki engellere son!
- Siyasal grevin, dayanışma grevinin ve genel grevin önündeki tüm engeller kaldırılsın, yasak olmaktan çıkartılsın!
- “Memur” statüsünde çalışan tüm kamu emekçilerine grevli toplu sözleşme hakkı! Emeklilere ve öğrenci gençlere sendika kurma hakkı!
- İşçiler ve “memur” statüsünde çalışan kamu emekçileri istedikleri sendikaya üye olabilsin!
- İşyerinde referandum hakkı yasallaşsın!
- Basın ve toplanma özgürlüğü önündeki engeller kaldırılsın, sınırsız basın ve toplanma özgürlüğü!
Kardeşler! Esnek çalıştırmaya, taşeronlaştırmaya, iş saatlerinin uzatılmasına, düşük ücretlere, iş cinayetlerine, kıdem tazminatının kaldırılmasına karşı mücadelenin yanına demokratik hak ve özgürlükler için mücadeleyi de eklememiz gerekiyor. Demokratik taleplerimizi kabul ettirecek ve sermayenin saldırılarına dur diyecek olan işçi sınıfının ve Kürt halkının örgütlü mücadelesidir.
Gelin Değil Helin!
Son Eklenenler
- Kenya’da, geçtiğimiz sene Haziran ayında, IMF’nin dayattığı kemer sıkma politikaları doğrultusunda yeni vergi yasası hazırlanmıştı. Bu yasa tasarısı, işsizlik, yoksulluk ve artan hayat pahalılığıyla boğuşan işçilerin ve emekçi gençliğin öfkesini...
- Petrol-İş Sendikası Gebze Şubesinin örgütlü olduğu, Kocaeli Dilovası ve İzmir Çiğli’de üretim yapan DYO Boya fabrikalarında, düşük zam dayatmasına karşı greve çıkan işçilerin mücadelesi 44. gününde kazanımla sonuçlandı. İlk yıl için yüzde 73...
- İşçi sınıfının tarihsel mücadele mirasını yaşatmak ve bu mirastan güç alarak işçilerin birliğini büyütmek için çalışan UİD-DER, 15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişinin 55. yılı vesilesiyle 29 Haziranda, “Gelenekten Geleceğe: Umut Örgütlü Mücadelede!”...
- Petrol-İş Sendikasının örgütlü olduğu Kocaeli’nin Körfez ilçesinde faaliyet gösteren Gübretaş fabrikasında yüzde 30 sefalet dayatmasına karşı işçiler, 3 Temmuzda greve başladı. Devrimci Sağlık-İş Sendikasının, kamu işçilerine dayatılan sefalet...
- Geçtiğimiz hafta sonu, 15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişinin 55, UİD-DER’in kuruluşunun 19. yılı vesilesiyle Uğur Mumcu Kültür Merkezi’nde yüzlerce işçi arkadaşımızla yan yanaydık. Grevleri devam eden Petrol-İş üyesi DYO işçileri, DİSK’in kurucusu...
- Sivas katliamının 32. yılında Türkiye’nin birçok kentinde anma etkinlikleri ve eylemler düzenlendi. Katledilen 33 aydın ve sanatçı anıldı, katliam bir kez daha lanetlendi. Sivas katliamının unutulmadığının, tüm katliamların er ya da geç hesabının...
- Bak, ufukta görünen/ Özgürlüğün bayrağını sallayanlar/ Başı dik/ Gözleri umut umut bakanlar/
- Türk-İş’e bağlı sendikalarda örgütlü kamu işçileri, 2025-2026 yılı toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde siyasi iktidarın sefalet zammı dayatmasına karşı eylemlerine devam ediyor. 1 Temmuzda Türkiye genelinde kent meydanlarında kitlesel basın...
- İzmir Buca Belediyesi işçileri, birikmiş maaş ve alacakları ödenmediği için 18 Haziran’dan bu yana iş durdurmuş durumda. 4857 sayılı İş Kanunu’nun 34. maddesi gereği yasal haklarını kullanan işçiler, belediye binası önünde maaş, gıda kartı ve diğer...
- Merhaba dostlarım. Bu yıl da Haziran ayını hem UİD-DER’in kuruluş yıl dönümünü hem de sınıfımızın tarihine damgasını vurmuş 15-16 Haziran günlerini anarak ve anlamlandırarak geçirdik. UİD-DER’imizin internet sitesinde, sosyal medyasında ve İşçi...
- UİD-DER’in 15-16 Haziran Büyük İşçi Direnişinin 55. yıldönümünde gerçekleştirdiği “15-16 Haziran: Gelenekten Geleceğe: Umut Örgütlü Mücadelede!” etkinliğine farklı sektörlerden yüzlerce işçi katıldı. Etkinliğe katılan konuklar arasında; unutulmaz...
- Özel Sektör Öğretmenleri Sendikasının 25 Haziranda başlattığı Büyük Öğretmen Yürüyüşünü gerçekleştiren ve bugün Ankara’ya ulaşan öğretmenlerin önü Ziya Gökalp Caddesi üzerinde polis barikatıyla kesildi. Talepleri için yürüyüşlerini Milli Eğitim...
- 31 Mart 2024’te yapılan yerel seçimlerin ardından İzmir Çiğli Belediyesinde çalışan 147 işçi tasarruf bahanesiyle işten atılmış, yürütülen mücadele sonucu işçilerin bir kısmının işe iadesi yapılmıştı. Verilen tüm sözlere rağmen işe iadesi yapılmayan...