Buradasınız
ABD Liman İşçileri Irkçılığa Karşı İş Bıraktı

Uluslararası Liman ve Ambar İşçileri Sendikası (ILWU) ABD’nin en mücadeleci sendikalarından biridir. Üyelerinin önemli bir bölümünün siyah işçilerden oluşması, onun özellikle ırkçılık karşıtı duruşunda önemli bir rol oynuyor. 1 Mayıslarda da militan tutumuyla öne çıkan bu sendika, son olarak George Floyd’un katledilmesi konusunda da polis terörüne ve ırkçılığa iş bırakarak karşı çıktı ve tüm işçi sınıfına bu doğrultuda bir çağrı yaptı. ILWU’nun 10 nolu Şubesinin eski Mali Sekreteri Clarence Thomas ile bu konuda yapılan bir söyleşiyi çevirerek yayınlıyoruz.[1]
ILWU neden bu iş durdurma eylemini bugün organize etmeye karar verdi?
Polis katliamlarıyla ve beyaz üstünlükçülüğüyle mücadele bir sınıf sorunudur. Unutmayalım ki siyahların ezici çoğunluğu ve polis baskısının kurbanlarının da ezici çoğunluğu işçi sınıfına mensuptur.
ILWU, özellikle de 10 nolu Şube, yıllardır Afrikalı Amerikalıların ırkçı polis uygulamalarına maruz kalmasını protesto ediyor. Ve bizler bu katliamların ancak ekonomik sonuçlar doğurduğunda durdurulabileceğini biliyoruz. İşçi sınıfı bir kaldıraca sahiptir; bizim onu kullanmaya ihtiyacımız var.
Polis terörünü durdurmanın en etkin yolunun işçi sınıfının üretim noktasında harekete geçmesi olduğunu düşünüyoruz: Eğer işçi sınıfı sesini duyuracaksa üretimi durdurmak zorundadır. Bu yüzden bugün saat 9’da Batı Yakasındaki tüm limanlarda, George Floyd, Breonna Taylor ve bütün ırkçı polis terörü kurbanlarının anısına 8 dakika 46 saniye [2] saygı duruşunda bulunulacak. Biliyorum ki, Doğu Yakası limanları sendikası ILA da benzer bir eylem örgütleyecek.
İşçi sınıfının tüm toplumsal mücadelelerin öncüsü olmaya çalışması gerektiğine inanıyoruz, sadece kendi üyelerimizin sorunlarının ötesinde tüm bunlar için mücadele etme sorumluluğumuz var. Sekiz saatlik işgünü ve çocuk emeğinin yasaklanması taleplerini düşünelim; bunlar sendikaların tüm işçi sınıfı için yüz yıl önce kazandığı talepler. Bugün yeniden canlanmak için bu tür bir ruha ihtiyacımız var.
Militan işçi hareketinin geleneği budur. Ve iktidardakilerin işçilere kendi tarihlerini unutturmaya dönük ortak gayretlerinin nedeni de budur: bizi sınıfımızın ve militan mücadelenin gerçek tarihinden koparmak. Gerçek geçmişimizi öğrenmek, emeğin çıkarlarıyla üretim araçlarının sahiplerinin çıkarları arasındaki gerçek çelişkiyi açığa çıkarır.
Sizce işçi hareketi polis baskısına ve ırkçı adaletsizliğe karşı mücadele için elinden geleni yapıyor mu?
Hayır. İşçi sınıfı ırkçı polis baskısına karşı sessiz kalmayı sürdüremez. Siyah ya da beyaz olmayan herhangi biri polis tarafından öldürüldüğünde, işçiler ve sendikalar işyerlerinde iş durdurmalıdırlar. Protesto etmek bir şeydir, üretim alanında gerçek direniş ve eylem ise başka bir şey.
Sendikalar polisin mali kaynaklarının kesilmesini ve polis birliklerinin işçi sendikaları konseyine üyeliğinin düşürülmesini talep etmeli. Birçok kentte polis bu merkezi sendikalar konseyinin bir parçası durumunda, biz bunun büyük bir çelişki olduğunu düşünüyoruz çünkü polisler işçi hareketinin bir parçası değiller. Ne zaman bir grev olsa patronları savunmak, işçileri sindirmek, grev kırıcıları korumak için polis çağrılır. Onlar her zaman güçlü ve ayrıcalıklı olanı koruyorlar.
Ne yazık ki, işçi hareketi polislerin patronların sopası olduğunu unutmuş durumdadır. Bugünkü ulusal isyanın kıvılcımını çakan Minneapolis’i düşünelim. 1934’de Minneapolis’te Teamsters’ın[3] başını çektiği bir genel grev yapılmıştı, o grevde Kanlı Cuma’da iki kamyon sürücüsü polis tarafından öldürülmüştü. Liman işçilerinin başını çektiği 1934 genel grevinde de San Francisco’da Kanlı Perşembe’de polis iki grevciyi vurup öldürmüştü.
Çoğunlukla sendikacılar polislerin işledikleri cinayetlerin tarihini hiç bilmiyorlar. Minneapolis ve San Francisco gibi yerlerde sıradan işçilerin karşısına nasıl Ulusal Muhafızın, polisin, “gönüllülerin”, 1930 ve 40’larda da Klu Klux Klan’ın dikildiğini bilmezler. Bu ülkeyi yönetenler işçilerin kendi güçlerinin farkına varmasını ve sınıf bilinci edinmesini istemezler.
Öyle görünüyor ki ILWU işçi hareketinde kural dışı bir istisna olmaktan çok daha fazlasını ifade etmektedir. Okuyucularımıza ILWU’nun ırkçılık karşıtı çizgisi hakkında daha geniş bilgi verir misiniz?
Gururla söyleyebilirim ki ILWU ve özellikle de 10 nolu Şube, beyaz üstünlükçülüğü ve polis cinayetlerine karşı mücadele konusunda işçi hareketinin öncüsü durumunda olagelmiştir.
1967’de Dr King ILWU’nun 10 nolu Şube toplantısında bir konuşma yapmış ve sendikamızın onur üyesi olmuştu. Güney Afrika’daki apartheid rejimine karşı mücadelede işyeri eylemleri örgütledik. 2010’da yılbaşı arifesinde BART polis memuru Johannes Mehserle tarafından silahla vurulan genç bir siyah olan Oscar Grant için adalet talebiyle limanlarda iş durdurduk. Bildiğim kadarıyla modern işçi hareketi tarihinde ırkçı polis terörüne karşı örgütlenmiş ilk iş durdurma eylemiydi bu. Ve geçtiğimiz beş yıl boyunca 1 Mayıslarda Afrikalı-Amerikalılara karşı zincirlerinden boşalan baskılara hayır demek için limanları durdurduk.
ILWU 10 nolu Şubenin Batı Sahilinde ağırlıklı olarak Afrikalı-Amerikalılardan oluşan yegâne şube olmasının esas nedenlerinden biri –ve ırkçılığa karşı uzun soluklu mücadelemizin temel nedenlerinden biri de budur– 1934 grevinde tabandan gelen Harry Bridges (Avusturalyalı bir göçmendi) ve Henry Schmidt (Komünist Parti üyesiydi) gibi solcu işçi liderlerinin, siyah insanların grev kırıcı olarak kullanıldığını görmeleri ve grevi kazanmak için siyah işçilerin desteğini kazanmak gerektiğini kavramalarıydı. Bu yüzden Harry Bridges siyah cemaatinin kiliselerine gidip konuşmalar yapmış ve şunları söylemişti: “Size yeni bir anlaşma öneriyoruz, gerçekten yeni bir anlaşma. Eğer siyah cemaati grevi desteklerse, biz de siyahların sendikalara üye olabilmesi için ve haklarını kazanmaları için mücadele edeceğiz.”
Bu beyaz üstünlükçülüğüne bir darbe idi ve büyük bir dönüm noktasıydı. Herkese eşit haklar sağlanmasının yaygın hale gelişinden çok önce, Bridges ve diğer solcular, ayrımcılığın patronların bir silahı olduğunu ve işçi sınıfını bölmek için kullanıldığını anlamışlardı. Radikaller [komünistler kastediliyor] beyaz işçilerin çıkarlarının siyah işçilerin çıkarlarıyla kopmaz bir şekilde bağlı olduğunu anlamışlardı. Irk ve sınıfın kesiştiğini anladılar. O günden beri limandaki işler, yalnızca genel olarak işçi sınıfı için değil, özellikle de siyah işçi sınıfı için iyi ve sendikalı iş anlamına gelmiştir.
Hareketin bundan sonra nereye gideceğini düşünüyorsunuz?
Bugün genç insanlar ve diğerleri arasında, beyaz üstünlükçülüğüne karşı mücadele etmemiz gerektiğine dönük yaygın bir kavrayış var. Ancak protesto etmek bir şeydir, bir hareketi inşa etmek başka bir şey. İşçi sınıfını mücadeleye sevk edebilmemiz gerekiyor. Genç insanlar bilmeli ki, caddelerde ne kadar çok insan olursa olsun gerçekten büyük bir dönüşüm ve değişimi sağlamak için işçilere ihtiyaçları vardır. Demokrat ve Cumhuriyetçi partilerden bağımsız olarak kendi adımıza örgütlenmemiz gerekiyor.
Peki, egemen sınıfın ve dünyanın dikkatini çektikten sonra ne yapacağız? Örgütlenmeye başlamalı ve iktidarı ele geçirmek için, gerçek bir değişim yaratmak için harekete geçmeliyiz. Ve bu tip bir değişim, polise ayrılan mali kaynakların kesilmesi gibi geçişsel talepler için mücadele etmek anlamına gelir. Polis birliklerinin Merkezi Sendikalar Konseyinden atılması gibi mali kaynakların kesilmesi de ilk büyük adımdır.
Her kentte sosyal hizmetlere, okullara, hastanelere ayrılan ödeneklerin kesildiğine şahit oluyoruz ama hiçbir yerde polise ayrılan kaynaklarda benzer bir kesinti görmüyoruz. Onlar en gelişmiş askeri gözetim ekipmanlarına sahipken, kamu hastanelerinde çalışan insanlar çöp poşetlerinden önlük yapmak ve maskeleri tekrar kullanmak zorunda kalıyorlar. Bu bir şeyler anlatıyor olmalı.
Okurlarınızı 10 nolu Şube tarafından başlatılan büyük bir yeni gelişme hakkında da bilgilendirmek istiyorum. Bu yıl ILWU 19 Haziranda iş durduracak; 19 Haziran, ABD’de köleliğin kaldırılışının kutlandığı gündür. O gün Batı Yakasındaki yirmi dokuz limanın hepsi, beyaz üstünlükçülüğüne son verilmesi, polis terörüne son verilmesi ve Oakland limanının özelleştirilmesi –Körfez Bölgesindeki Afrikalı-Amerikalı işçilerin işlerini kaybetmesi demektir bu– planından vazgeçilmesi talebiyle ILWU tarafından sekiz saat boyunca kapatılacak. Tüm ülkedeki sendikalara bu eylemde bize katılma çağrısında bulunuyoruz. Zamanı gelmiştir. İşçi sınıfı ırkçı polis terörüne karşı mücadelede başı çekmeye başlamalıdır.
[1] Söyleşiyi Jacobin web sitesinden (https://jacobinmag.com/2020/06/george-floyd-ilwu-work-stoppage-antiracism) Türkçeye çevirdik.
[2] Polisin George Floyd’un boğazına çöküp onu nefessiz bıraktığı süreye atfen.
[3] Kamyon sürücülerinin kurduğu ve giderek genişleyen nakliye işçileri sendikası.
- Dünya İşçi Sınıfı Filistin Halkının Yanında, Emperyalist Savaşın Karşısında!
- İşçiler Kemer Sıkma Politikalarına, Düşük Ücretlere ve Baskılara Karşı Mücadele Ediyor
- İngiltereli Emekçiler Filistin Halkı için 30. Kez Meydanlarda!
- Dünya Meydanlarında “Gazze’yi Aç Bırakmaya Son Verin!” Eylemleri
- İngiltereli Emekçiler Filistin Halkıyla Dayanışmaya, Protesto Hakkına Sahip Çıkmaya Devam Ediyor
- Dünya İşçi Sınıfı “Mücadeleye Devam” Diyor
- İspanya’da Metal İşçilerinin Grevi Bitti, Mücadele Devam Ediyor
- Hindistan’da 250 Milyon İşçi ve Emekçi: Boyun Eğmiyoruz!
- ABD’de Trump’a ve Otoriterleşmeye Karşı Öfke Büyüyor
- Kenya’da İşçilerin ve Emekçi Gençliğin Yükselen Mücadelesi
- İspanya’da Metal İşçileri Grevde
- Dünya Meydanlarında Emperyalist Savaşa Hayır Sesleri Yükseliyor
- İtalya’da Savaşa Karşı Genel Grev ve Protesto
- Dünya Meydanlarında Milyonların Sesi
- Filistinli İşçi ve Emekçilerle Uluslararası Dayanışma Büyüyor
- ABD’de Göçmen Karşıtlığına Karşı Protestolar Devam Ediyor
- İngiltere’de İşçiler Kemer Sıkma ve Savaş Politikalarına Karşı Meydanlarda
- İsveçli Liman İşçileri İsrail Zulmüne ve Sendikal Baskılara Hayır Diyor!
- Madrid Ayakta: “Sağlık Haktır, Satılamaz!”
- Hollanda’da 100 Bin Kişi Filistin Halkı İçin Yürüdü
Son Eklenenler
- Mersin’in Tarsus ilçesi 1. Organize Sanayi Bölgesi’nde faaliyet gösteren PMS Tıbbi Cihazlar fabrikasında 12 işçi, sendikaya üye oldukları için işten çıkarıldı. Tüm Taşıma İşçileri Sendikası (TÜMTİS), 16 Ağustosta fabrika önünde basın açıklaması...
- Sakarya Hendek’te bulunan, Birleşik Metal-İş Sendikasının örgütlü olduğu Koç Holding’in şirketlerinden Türk Traktör’ün tedarikçisi olan SAG Hidrolik fabrikasında bir işçinin işten çıkarılması sonrası 12 Ağustosta direniş başladı. TEKSİF Sendikasına...
- İsrail’in Filistin halkına yönelik saldırıları ve açlık politikası tarifsiz acılar yaşatmaya devam ediyor. Siyonist rejim, iki milyon Filistinlinin bölgeden sürülmesi anlamına gelecek olan Gazze’yi tam işgal planıyla saldırılarını tırmandırıyor....
- Pakistan’da binlerce tekstil işçisi, hakları için haftalardır mücadele ediyor. Arjantin’de emekliler her Çarşamba günü düzenledikleri protestolar devam ediyor. Tunus’un en büyük işçi sendikası Tunus Genel İşçi Birliği (UGTT) üyesi toplu taşıma...
- Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu KESK, 2026-2027 yıllarını kapsayan 8. Dönem Toplu İş Sözleşmesi görüşmelerine dair, Kamu İşveren Heyeti teklifinin açıklanmasının ardından, 13 Ağustos Çarşamba günü Türkiye’nin pek çok kentinde ortak basın...
- Artık ben de anlıyorum ki; bir işçi hayata bu pencereden bakmaya başlar, işçi sınıfının bir ferdi olduğunu kavrar, hayatını buna göre dizayn etmeye çalışır, örgütlü davranır, mücadelenin ve dayanışmanın gücünden beslenirse gözleri hakikati görmeye...
- Egemenler zenginlik, güç ve iktidar uğruna kavga ederken bunun bedelini hep işçilere ödettikleri için oyunlarında, şiirlerinde işçileri emperyalist savaşa karşı çıkmaya çağırıyordu Brecht. Kendisi 1898’de doğmuştu ve çocukluğu dünyanın da Almanya’...
- 12 Ağustos gece saatlerinde Evrensel Gazetesinin İzmir/Alsancak’ta bulunan bürosuna silahlı saldırı gerçekleştirildi. Gazetenin tabelası hedef alınarak 7 kurşun sıkıldı. Saldırının ortaya çıkmasının ardından bir kişi gözaltına alındı.
- Trendyol Go işçileri, artan iş yükü, düşen kazançlar ve şirketin aldığı tek taraflı kararlar nedeniyle 11 Ağustos’ta Bursa’da eylem gerçekleştirdi. HepsiJet işçileri işyerindeki ağır çalışma koşulları, sendikal örgütlenmeye yönelik baskılar, ücret...
- Kamu İşveren Heyeti 4 milyon kamu emekçisini ve 2,5 milyon emekliyi ilgilendiren 8. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinde ilk zam teklifini 12 Ağustosta açıkladı. İktidar 2026 yılının ilk altı ayı için yüzde 10, ikinci altı ayı için yüzde 6, 2027...
- 7 Ekim 2023’ten bu yana 61 binin üzerinde Filistinlinin hayatını kaybettiği Gazze Şeridi’nde İsrail’in soykırımı ve işgali ilerliyor. Hastaneleri, okulları, ibadethaneleri, insani yardım dağıtım bölgelerini hedef alan İsrail, öldüremediklerini aç...
- Türkiye’de rejim ekonomik krizin bütün yükünü işçi ve emekçilerin sırtına yıkmaya odaklanmış durumda. Her alanda darboğazı yaşayan emekçiler bir de vergi yükü altında ezildikçe eziliyor.
- DİSK/Sosyal-İş Sendikası 8 Ağustosta Kadıköy Süreyya Operası önünde gerçekleştirdiği basın açıklamasında mağaza ve market çalışanlarının sorunlarını ve taleplerini dile getirdi. Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Edremit Şubeler...