Buradasınız
Ankara’da “Grevler, Direnişler ve Görevlerimiz” Semineri
Hacettepe Üniversitesinden bir işçi
Son dönemde dünyanın ve Türkiye’nin pek çok yerinden grev ve direniş sesleri yükseliyor. Uğradığı haksızlıklara, baskılara ve yoksulluğa karşı işçiler artık “dur” diyor ve seslerini duyurmanın, haklarını almanın en doğru yolunu seçiyor: mücadele ediyor, grevler ve direnişler örgütlüyorlar.
Bizler de derneğimizin Ankara temsilciliğinde, “2010 yılında öne çıkan grevler, direnişler” başlıklı bir seminer düzenledik. Etkinliğimizde video gösterileri eşliğinde özellikle üç direniş üzerinde durduk ve bunlar üzerinden bir değerlendirme yaptık. Akkardan, Çel-Mer ve UPS Kargo işçilerinin mücadelelerini konuştuk, dersler çıkardık. Sendika bürokrasisinin oyunlarını, patronlarla oturup gizli saklı toplantılarla işçilerin nasıl bertaraf edilmeye çalışıldığını ve haklı bir mücadelenin, haklı bir direnişin sendikacılar eliyle nasıl da hiçe sayıldığını Akkardan direnişiyle gördük.
Hemen ardından Çel-Mer işçilerinin deneyimini ele aldık. Çel-Mer işçileri, kazanmak için kararlı olmak, bilinçli olmak ve mücadele için sendika bürokrasisini beklememek gerektiğini gösteriyorlardı. Çel-Mer işçileri yaptıkları işgalde haklılıklarını yasalardan değil işçi olmalarından kaynaklanan kendi meşruluklarından almışlardı ve mücadelelerinde kazanımlar elde ettiler.Son olarak da UPS Kargo işçilerinin bugün halen sürmekte olan direnişini konuştuk. Bu direnişte de öne çıkarılması gereken nokta, işçi sınıfının uluslararası mücadelesinin, dayanışmasının ne denli önemli olduğudur. UPS, dünya çapında faaliyet yürüten bir firma. Dolayısıyla verilen mücadelenin, firmanın diğer ülkelerdeki işçileri tarafından sahiplenilmesi, destek görmesi oldukça önemlidir ve bu durum UPS patronunu oldukça köşeye sıkıştırmıştır.
Seminerde, direnişçi işçilerle yapılan röportajları da izledik. Sonrasında ise hep birlikte sohbet ettik. En çok üzerinde durulan nokta sendikalar sorunuydu. Bugün yaşanan sendikal sorunların asıl olarak sendikalara bürokratların hâkim olmasından kaynaklandığını konuştuk. Sendika bürokrasisinin bu tutumlarına karşılık ancak öncü işlerin bilinçlendirmesi ve yönlendirmesiyle işçilerin doğru adımları atabilecekleri üzerinde durduk.
Görüntüleri izlerken bir kez daha gördük ki asıl güç işçilerin elinde. İşyerlerini işgal eden Çel-Mer işçileri gücü ellerinde tuttuklarını bizlere bir kez daha gösterdiler. Akkardan direnişinde küçük bir işçi çocuğu, “o fabrikalar bizim” diyordu. Çel-Mer işçileri de her şeyi ürettikleri ancak kapının önüne kondukları fabrikalarını işgal ettiler, ekmeklerine sahip çıktılar. Bu üç direniş de gösteriyor ki, haklarımız için ve insanca bir yaşam için mücadele etmeliyiz. Bunun yolu da örgütlenmekten geçiyor. Bu vesileyle bir kez daha işçi kardeşlerimizi UİD-DER’e çağırıyorum.
Bilirkişinin Körlüğü
Son Eklenenler
- Fabrikalarda, işyerlerinde şans ve bahis oyunları oynayarak “kolay yoldan para kazanma” hayaline kapılan işçilerin sayısı giderek artıyor. “Bahis oyunlarıyla çok para kazananların” hikâyeleri kulaktan kulağa yayılsa da etrafımızda böyle işçileri...
- Elazığ/Alacakaya’da bulunan ve Yıldırımlar Holding bünyesinde faaliyet gösteren Eti Krom AŞ’de çalışan maden işçilerinin 1 Temmuzda başlattığı iş bırakma eylemi şirketle yapılan anlaşma üzerine 16 Temmuzda sonlandırıldı.
- 31 Mart seçimleri sonrası onlarca belediye “tasarruf tedbirleri”, “borcumuz çok”, “işçilerin maaşını ödeyemiyoruz”, “seçim öncesi işe alınan işçiler” gibi bahanelerle işten atma saldırısına başladı. Belediye işçileri bu saldırılara boyun eğmeyerek...
- Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) ve emekli örgütlerinin çağrısıyla 16 Temmuzda Ankara, İstanbul, Eskişehir, Antalya, Bursa, Diyarbakır gibi büyükşehirler başta olmak üzere pek çok kentte eylemler yapıldı.
- İstanbul Kanuni Sultan Süleyman Eğitim ve Araştırma Hastanesinde çalışan sağlık emekçisi Merve Kınar, geçtiğimiz günlerde erkek kardeşi tarafından defalarca bıçaklanarak vahşice katledildi. Bunun üzerine 16 Temmuz Salı günü hastanenin başhekimliği...
- İran’da 1979’dan beri hüküm süren zalim molla rejimi can almaya devam ediyor. Molla rejimi son olarak 45 yaşında bir kadına, Şerife Muhammedi’ye (Sharifeh Mohammadi) idam cezası verdi. Şerife’nin 10 sene önce yasal bir sendikaya üye olması, sendikal...
Bizler çeşitli fabrikalarda çalışan sendikalı kadın işçileriz. Çalıştığımız işyerlerinde birbirine benzeyen birçok sorunla mücadele etmek zorunda kalıyoruz. Bunlardan bir tanesi yıllık izinlerimiz. Bazı fabrikalarda işveren...
- Sokak ortasında yürürken elektrik kaçağından ölmek kaza olarak görülemez. Gencecik insanların ölmesinin nedeni kamu hizmetlerine insan, toplum odaklı değil kâr odaklı bakan, parayı insan canının önüne koyan kapitalist zihniyettir. Bu zihniyet...
- Güney Kore merkezli Samsung Electronics’te toplu iş sözleşmesinde anlaşma sağlanamaması üzerine 8 Temmuzda 3 günlük greve çıkan binlerce işçinin mücadelesi sürüyor.
- Özellikle işçi sınıfının genel örgütlülük ve bilinç düzeyinin gerilediği, siyasi iktidarın her türlü kanunsuzluğu yapan patronların arkasında durduğu günümüzde, Eti Krom patronunun tutumu patronların ortak tutumu haline gelmiştir. İktidarın gücünü...
- UİD-DER Web TV, filmleriyle işçi sınıfını anlatan Ken Loach’u Türkiyeli işçilere anlatmak üzere “İşçi Sınıfının Yönetmeni Ken Loach: HANGİ TARAFTASINIZ?” adlı mini bir belgesel hazırladı. İşçi sınıfının bu büyük yönetmenini anlatan belgeselimizi...
- Birleşik Metal-İş Sendikasının örgütlü olduğu Purmo Group'ta grev, 66. gününde kazanımla sonuçlandı. Elazığ’ın Alacakaya ilçesinde faaliyet gösteren Eti Krom AŞ’de, düşük ücretlere ve hak gasplarına karşı 1 Temmuzda iş bırakma eylemi başlatan maden...
- Sabahtan akşama kadar televizyon izlesek, kanal kanal gezip tartışma programlarına, dizi ve filmlere baksak hiçbirinde işçilere ve sorunlarına dair gerçekleri göremeyiz. Yüksek tirajlı gazetelerde, çok tıklanan haber sitelerinde işçilerin...