Ankara’daki Torba Yasa Eyleminde Polis Terörü

3 Şubatta, DİSK, KESK, TMMOB ve TTB öncülüğünde “torba yasa”ya karşı Ankara’da yapılan eyleme polis saldırdı. Kurtuluş Parkı’nda toplanan ve “meclisi kuşatmak” hedefiyle yürüyüşe geçmek isteyen işçilere polis gaz bombalarıyla saldırdı ve kitlenin yürümesine izin vermedi.

Çeşitli kentlerden Ankara yürüyüşü başlatan sendikalar Ankara’da toplandılar. Eyleme Türk-İş merkezi katılmazken, Hava-İş, Belediye-İş, Harb-İş ve Tez-Koop-İş gibi sendikalar destek verdiler. Ayrıca çok sayıda demokratik kitle örgütü de eylemde yerini aldı.

Daha işçiler Ankara’ya ulaşmadan, Ankara valisi eylemi kanunsuz ilan etmiş ve müdahale edileceğini açıklamıştı. Ankara girişinde otobüsler durduruldu, bazı otobüslere el konuldu, kimlik kontrolü yapıldı. Böylece kitle korkutularak terörize edilmek istendi. Tüm bunlardan sonra ise yürüyüşe geçen kitlenin üzerine polis saldırdı ve terör estirmeye çalıştı.

Saldırı öncesinde CHP milletvekilleri de sendika bürokratlarının yanına gelerek korteje dahil oldular. CHP’li milletvekilleri polisle bir süre pazarlık yürüttüler, ama polis yürüyüşe izin vermedi. Polis saldırısı başlayınca sendika bürokratları milletvekilleriyle birlikte eylem alanını terk ettiler.

Akşam saatlerinde ise sendikalar ve demokratik kitle örgütleri Sakarya Caddesi’nde tekrar bir araya gelerek polis terörünü kınadılar. DİSK, KESK, TMMOB ve TTB adına ortak bir basın açıklaması yapıldı. Basın açıklamasında Ankara’da meydana gelen patlamalara da değinilerek şunlar dile getirildi: “Bugün OSTİM’de, ilk bakışta işçi sağlığı, iş güvenliği önlemlerinin yeterli olmamasından kaynaklandığı izlenimi veren bu vahim kaza yaşanırken, Kızılay’da da AKP iktidarının hak arayan emekçilere tahammülsüzlüğünü gösteren bir vahşet yaşandı. İşçi ve emekçilerin sadece demokratik hakları ve insanca yaşam hakkı için gösterdikleri demokratik tepkileri su, gaz ve sis bombalarıyla bastırıldı.”

Kazanılmış hakların yok edildiği ve saldırının işçi düşmanlığı olduğu dile getirildi. Açıklamada ayrıca şunlar söylendi: “Bu saldırıyı sadece mücadele azmimizi bileyen bir saldırı olarak değerlendiriyoruz. Torba yasayı protesto etmek için yarından itibaren bütün işyerlerinde demokratik tepkimizi göstermeye devam edeceğiz. Teslim olmayacağız.”

Mısırlı emekçilerin devrimci ayaklanmasını emperyal arzularının bir parçası yapmaya çalışan ve Mübarek’e halkın demokratik isteklerini karşılama çağrısı yapan AKP hükümeti, tam da temsil ettiği sınıfın ikiyüzlülüğü içerisinde davranıyor. Kendine demokrat AKP hükümeti, söz konusu işçi sınıfının hakları olunca acımasızlaşıyor. İşçilerin ve öğrencilerin haklarını aramasına tahammül gösteremiyor. Ama devran hep böyle gitmez. İşçi sınıfı bir gün ayağa kalktığında yalnızca AKP’den değil, CHP ve MHP’nin de bir parçası olduğu sermaye düzeninden tüm saldırıların hesabını soracaktır.