Buradasınız
“Tutuklu Öğrencileri Serbest Bırakın” Eylemleri

11 Nisan’da Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Emek ve Demokrasi Güçleri ve öğrenciler birçok ilde tutuklu öğrencilerin serbest bırakılması talebiyle basın açıklamaları gerçekleştirdi.
İstanbul’da KESK İstanbul Şubeler Platformunun çağrısıyla KESK’e bağlı sendikaların üye ve yöneticileri, öğrenciler ve akademisyenler Beyazıt Meydanı’nda bir araya geldi. Basın açıklamasını Eğitim Sen 3 No’lu Şube Başkanı Hüseyin Tosu yaptı. Tosu, 19 Marttan sonra Türkiye’nin dört bir yanında düzenlenen gösterilere, eylemlere, mitinglere katıldıkları için tutuklanan gençlerin cezaevlerinde insanlık dışı koşullara maruz bırakıldığını, fiziksel ve psikolojik şiddete, işkenceye, tacize uğradığını belirtti. Tosu konuşmasında şu ifadelere yer verdi: “Ne yaptı bu öğrenciler, bu gençler? Hırsızlık mı yaptılar? Cinayet mi işlediler? Kara para mı akladılar? Rüşvet mi aldılar? Çete kurup, mafya olup haraç mı topladılar? Pudra şekeri süsü verip uyuşturucu mu kullandılar? Yere kapaklandıklarında bile gözlerine biber gazı sıkacak kadar, tekme tokat müdahale edecek kadar orantısız güç kullanan, tam teçhizatlı polisleri mi darp ettiler?”
Tosu gençlerin bunların hiç birini yapmadığını, ülkede yaşanan hukuksuzluklara, haksızlıklara, en temel insan haklarının ayaklar altına alınmasına karşı çıktılarını ifade etti. Üniversitelerinin özerkliğini, bilimsel özgürlüğünü tamamen ortadan kaldıran kuşatmaya “yeter” dediklerini, başlarını sokabilecekleri, güvenle içinde kalabilecekleri bir yurt ve sağlıklı yemek haklarını istediklerini, mezun olduklarında torpilin, kayırmanın, mülakatın değil, liyakatin esas alınmasını istediklerini söyledi. Tüm bu taleplerini dile getirmek için ise sadece anayasal hakları olan toplanma, konuşma, itiraz etme haklarını kullandıklarını belirtti.
KESK’e bağlı sendikaların üyeleri olarak öğrencilerin ve haklı taleplerinin yanında olduklarını vurgulayan Tosu, basın açıklamasını ülkeyi yönetenlere yaptığı şu çağrıyla sonlandırdı: “Tutuklu öğrencileri, gençleri, çocuklarımızı derhal serbest bırakın! İşkence ve kötü muamele iddialarının bağımsız bir şekilde soruşturulmasının, sorumlulardan hesap sorulmasının önünü açın. Üniversitelerdeki polis ablukasından YÖK eliyle başlatılan soruşturma furyasına kadar uzanan öğrencilerimizi sindirme çabalarına son verin.”
Eylem sırasında “Öğrencime Dokunma”, “Hocama Dokunma”, “Birleşe Birleşe Kazanacağız”, “Faşizme Karşı Omuz Omuza” sloganları atıldı.
Ankara Emek ve Demokrasi Güçleri’nin çağrısıyla Yüksel Caddesinde yapılan basın açıklamasına ODTÜ, Ankara Üniversitesi, Hacettepe Üniversitesi, Bilkent Üniversitesi öğrencileri ve UİD-DER’li işçiler katıldı. “Tutuklu Öğrencileri Derhal Serbest Bırakın” pankartının açıldığı eylemde “Gözaltılar, Tutuklamalar, Baskılar Bizi Yıldıramaz”, “Kurtuluş Yok Tek Başına Ya Hep Beraber Ya Hiç Birimiz”, “Hükümet İstifa”, “Faşizme Karşı Omuz Omuza” sloganları atıldı.
Basın açıklamasında konuşan Eğitim Sen Ankara 1 No’lu Şube Başkanı Mehmet Aydoğdu, Ankara Emek ve Demokrasi Güçleri olarak gençlerin haklı taleplerinin yanında olduklarını ve ortak ve haklı talepler için birlikte mücadele ettiklerini belirtti. Bir üniversite öğrencisinin sadece anayasal haklarını kullandığı, eylemlere katıldığı için cezaevinde tutulmasının demokrasinin, adaletin son kırıntılarının bile zincire vurulması anlamına geldiğini söyledi.
Bilkent Üniversitesi öğrencileri adına konuşan bir genç ise şunları ifade etti: “Gençliğin iradesine saldıran iktidar, bizleri soruşturmalarla, tutuklamalarla, kelepçelerle bastırabileceğini sanıyor. Ancak mücadelemiz suç değil haklı bir direniştir. Soruyoruz; sıra arkadaşlarımızın evlerine sabahın köründe şafak operasyonları düzenleyenler neden üniversitelerde öbeklenen gerici gruplara, burada sizi yaşatmayacağız diyen çetelere dokunamıyor? Neden 14 yaşında pazarda bıçaklanarak katledilen bir çocuğun mezarına bile tahammül edemeyen faşist güruha bu devletin copu, gözaltı aracı, mahkeme salonu uğramıyor? Neden bizimle buluşmak isteyen akademisyenlerimiz sınıflarından, beyaz tahtalarından alıkonuluyor? Çünkü bu düzen gençliğe değil, çetelere çalışıyor. Çünkü bu düzen halka değil şiddeti körükleyenlere kol kanat geriyor. Bu düzen emekçi halktan, gençlerden, kadınlardan çaldığı geleceği sermayenin, tarikat ve cemaatin, çetelerin uğruna harcıyor. Sıra arkadaşlarımızı karanlığa teslim etmeyeceğiz. Tutuklu tüm arkadaşlarımız özgürleşene, bu baskı düzeni yıkılana kadar durmayacağız.”
- “Tutuklu Öğrencileri Serbest Bırakın” Eylemleri
- DİSK: “Emeğimiz, Haklarımız, Geleceğimiz ve Demokrasi İçin Ayaktayız”
- Manisa’da Mercan Makina’da Direniş Başladı
- Sağlık Çalışanları Tıp Bayramında İş Bıraktı
- Tersane ve Belediye İşçileri Ücret Gaspına Karşı Mücadele Ediyor
- Metal İşçisi “Grev”, Belediye İşçisi “Ücret Gaspına Hayır” Dedi
- İstanbul’da Enerji, İzmir’de Tütün, Ankara’da Maden İşçileri Mücadele Ediyor
- İzmir’de Sunel Tütün İşçileri Greve Çıktı
- Doktorların “Beyaz Yürüyüş”ü Devam Ediyor
- Belediye İşçileri Ücret Gaspına Karşı İş Bıraktı
- Sendikal Baskılara ve Hak Gasplarına Karşı Mücadele Sürüyor
- Başpınar İşçilerine Yönelik Baskılar ve BİRTEK-SEN Genel Başkanının Tutuklanması Protesto Edildi
- BİRTEK-SEN Genel Başkanının Tutuklanması Protesto Edildi
- Antep Başpınar İşçileriyle Dayanışma Eylemleri
- Ağız ve Diş Sağlığı Çalışanları İş Bıraktı
- Chinatool ve Green Transfo Grevlerinde Anlaşma Sağlandı
- Digel Tekstil İşçileri: Sendikalı Çalışmak İstiyoruz!
- Çayırhan İşçilerinin Ankara Yürüyüşü Sona Erdi
- Antep: İşçiye Yine Baskı ve Yasak!
- Antep’te Tekstil İşçilerinin Düşük Zamlara Karşı Mücadelesi Sürüyor
Son Eklenenler
- 11 Nisan’da Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Emek ve Demokrasi Güçleri ve öğrenciler birçok ilde tutuklu öğrencilerin serbest bırakılması talebiyle basın açıklamaları gerçekleştirdi. İstanbul’da KESK İstanbul Şubeler Platformunun...
- Yunanistan’da işçi ve emekçiler bir kez daha kamu ve özel sektörde 24 saatlik genel grev gerçekleştirdi. Tembi tren felaketinin ikinci yıldönümü olan 28 Şubatta tarihindeki en büyük grev ve protestolara sahne olan Yunanistan’da, 9 Nisanda bir kez...
- KESK’e bağlı Eğitim Sen, Birleşik Kamu-İş’e bağlı Eğitim-İş ve Hürriyetçi Eğitim Sen, 10 Nisanda birçok ilde Milli Eğitim Müdürlükleri önünde, kent meydanlarında, sendika şubelerinde proje okullara yapılan keyfi atamalara karşı basın açıklamaları...
- Üzerine sayfalarca yazı yazılabilecek, saatlerce sohbet edilebilecek bir konunun en öz, en çarpıcı halidir sloganlar… Hele ki işçi sınıfının sloganları! Birkaç kelimeyle büyük anlamlar sırtlanırlar. Kimisi somut bir talebi anlatır, kimisi bir...
- Ankara’nın Beypazarı ilçesinde bulunan Çayırhan Maden Ocağında 10 Nisanda gece vardiyası sırasında meydana gelen patlamada 2’si ağır olmak üzere 14 işçi yaralandı.
- Evrensel sağlık kapsamı; tüm insanların ihtiyaç duydukları sağlık hizmetlerine, ihtiyaç duydukları yer ve zamanda, mali sıkıntı çekmeden erişebilmeleri anlamına gelir. Sağlığın geliştirilmesinden, hastalıkların önlenmesine, rehabilitasyon ve...
- Gençlik yılları insanın en güzel, en verimli, en dinamik yılları olarak tanımlanır. Fakat gençlerin dinamizmleri yok ediliyor, gelecekleri ve hayalleri çalınıyor, toplum nefessiz bırakılıyor. Kapitalizm genç kuşaklara bir gelecek vaat etmiyor....
- Ruhunda özgür bir dünyanın umudunu taşıyan, yüreği bencil çıkarlarla değil, toplumsal kurtuluş özlemiyle çarpan sevgili büyüklerimiz ve değerli genç arkadaşlarımız, merhaba!
- Rejimin 19 Martta başlattığı saldırı dalgasına karşı başlayan protestolarda öğrenci gençler kitlesel katılımıyla dikkati çekmişti. Günlerce süren eylemlerde, polis barikatlarına, polisin şiddetli müdahalesine rağmen alanları terk etmeyen yüzlerce...
- Çünkü büyük kapitalist ülkeler, milyonlarca emekçinin vergileriyle oluşan bütçeleri sağlık, eğitim, barınma gibi temel ihtiyaçlara değil daha fazla silahlanmaya akıtıyorlar. Baskıcı ve otoriter uygulamaları arttırıyor, demokratik hak ve özgürlükleri...
- Türkiye’de siyasal gelişmelerin hızlandığı, her bakımdan zorlu, her bakımdan ağır bir süreçten geçiyoruz. İşçi ve emekçiler, emekliler, gençler olarak enflasyonun hız kesmesini, hayat pahalılığının son bulmasını, geçim derdinin hafiflemesini...
- Sosyal medya platformlarında her gün yeni bir trend beliriyor, insanlar yeni bir akımın peşinden koşturuluyor. Dün “lokma dünyası”, yakın zamanda “Dubai çikolatası” peşinde koşan insanlar, yarın farklı bir yiyecek ya da akımla tüketim sarmalına...
- Toplumun itirazının güçlenmesi, işçi sınıfının kendi talepleriyle, kendi örgütleriyle, kendi mücadele yöntemleriyle sahneye çıkmasıyla mümkün olabilir. Bunun yolu işçi sınıfının sendikal ve siyasal örgütlülüğünün, bilinç düzeyinin ve dolayısıyla...