Buradasınız
Ankara UİD-DER Semineri: “Patronların Yeni Saldırıları Yolda!”
Ankara’dan UİD-DER’li işçiler

Türkiye işçi sınıfı örgütsüzlüğünün bedelini ağır biçimlerde ödemeye devam ediyor. Patronlar da bu örgütsüzlük koşullarından yararlanarak “Ulusal İstihdam Stratejisi” adı altında yeni saldırı programlarını AKP eliyle hayata geçirmeye çalışıyorlar. Sermaye partisi AKP ve diğerleri, tam gaz işçi sınıfının haklarına çullanmış durumda. Çalışma Bakanı’nın yoğun yalan bombardımanıyla ve burjuva medya aracılığıyla işçileri kandırmak için ellerinden geleni yapıyorlar. Bahsi geçen strateji planından kaynaklanacak hak kayıpları burjuva medya aracılığıyla allanıp pullanıyor ve bizlere servis ediliyor. Oysaki medyada gevelenen bu sözler tamamen tuzaklarla dolu. Birçok sınıf kardeşimiz de örgütsüz oluşundan bu söylenenlere aldanıp patronların yalanlarına kanıyor.
Ankara UİD-DER temsilciliğimizde 27 Kasım Pazar günü“Patronların Yeni Saldırıları Yolda! Geçit Verme” adlı semineri gerçekleştirdik. Metal, büro, sağlık, gıda sektöründen işçilerin ve ayrıca öğrencilerin katıldığı seminerimizde patronlar sınıfının bize dayatmak istediği saldırılar geniş bir yelpazeyle ele alındı.
Sunumda esnek çalıştırmanın yaygınlaştırılmasıyla bizleri bekleyen tehlikeler başlıklar altında anlatıldı. Esnek çalışmayla birlikte; Kısmi Süreli İş Sözleşmesi, iş paylaşımı, uzaktan çalıştırma ve esnek zaman modeliyle işçi sınıfının güvencesiz bir geleceğe sürüklendiği ve bunun sonucunda da sigorta primlerinin eksik yatırılması, sendikasızlaşma, işsizlik fonundan yararlanmanın giderek zorlaşması ve benzeri pek çok saldırıya maruz kalacağımızı gördük. Deneme süresinin 4 aya çıkarılmasıyla patronlar işçilerin güvenceli çalışmasının önüne geçtiği gibi ihbar tazminatlarını gasp edecek, hiçbir gerekçe göstermeden işçileri kapının önüne koyacaklar. Özel istihdam (kölelik) bürolarıyla işçilerin köle misali bir işyerinden diğerine sürüleceğinin ve birçok yasal haktan mahrum kalacağının da altı çizildi.
Sunumun diğer bölümünde ise bölgesel asgari ücret ve kıdem tazminatlarının gaspı üzerinde durduk. Bölgesel asgari ücretin yaşama geçirilmesiyle zaten kıt kanaat geçinen emekçileri daha da kötü şartlar bekleyecek. Böyle bir uygulama sonucunda açlık ve yoksulluk gittikçe derinleşecek. Dört kişilik bir aile için açlık sınırının 926 TL, asgari ücretin de 659 TL olduğu Türkiye’de patronların pervasız saldırılarına karşı güçlü bir örgütlülüğün zorunluluk olduğu dile getirildi.
Patronlar ve kuruluşları TOBB, TİSK, TUSKON, TUSİAD, MUSİAD biz işçiler için hayat-memat meselesi olan kıdem tazminatlarımızı da elimizden almak için uzun yıllardır salyalar akıtıyor. Seminerimizde bu konuyla ilgili, uzun çalışma saatlerinin ve işsizliğin yaygınlaştığı bu dönemde işçilerin “yıpranma payı” olarak hak kazandığı kıdem tazminatımıza sahip çıkılmasının önemine vurgu yapıldı. AKP hükümeti ve patron örgütleri kıdem tazminatlarımızın fona devredilmesi için sabırsızlanıyor. Kıdem tazminatının fona devredilmesiyle işçilerin “patronla yüzgöz olmadan” parasını alabileceği, “iş mahkemelerinde sürünmeyeceği” yalanı atılıyor ortaya. Ayrıca öngörülen duruma göre işçiler işten atıldığında değil ancak 10 senelik çalışma hayatını tamamladığında tazminatını alma hakkı kazanacak ve elbette böylece fonda biriken para tıpkı İşsizlik Fonu’nda olduğu gibi patronların cebine gidecek.
Tüm bunlarla birlikte işçi sınıfının kazanılmış haklarına yönelik ne büyük saldırıların olacağı bir kez daha açığa çıkartılmış oldu. İşçi sınıfının örgütlülüğünün sağlanmasıyla elde edilmiş olan 8 saatlik işgünü, sigorta, sendika, iş güvenliği, kıdem tazminatı vb. haklar bugün örgütsüzlüğün bu kadar yaygın olduğu bir dönemde sendikaların da bu duruma sessiz kalması sebebiyle bir bir elimizden gidiyor. Oysa yapılması gereken, işyerlerimizden başlayarak işçi arkadaşlarımızı mücadeleye katmak ve hep birlikte patronlar sınıfına ağzının payını örgütlülüğümüzle vermektir. Yaşam koşullarının bu kadar ağırlaştığı bir dönemde mücadele etmek bir zorunluluktur ve bu yolda derneğimiz UİD-DER bizlere yol göstermektedir. Etkinliğimiz sonunda yaptığımız sohbetlerde bunun vurgusunu bir kez daha yaptık ve düzenleyeceğimiz diğer etkinliklerimize tüm dostlarımızı şimdiden davet ederek etkinliğimizi sonlandırdık.
Son Eklenenler
- İngiltere’de işçi, emekçi ve öğrenciler, yaklaşık 22 aydır devam eden İsrail’in Gazze’deki saldırılarına karşı durmak, Filistin halkıyla uluslararası dayanışmayı büyütmek ve suç ortağı İngiltere hükümetinin barış eylemlerine yönelik baskılarını...
- Eşimiz, kardeşimiz ya da başka bir yakınımız dayanışmanın öneminin farkında olmayabilir. Eğer biz biliyorsak, bilmeyenlere sabırla öğretelim ve yol gösterelim! Unutmayalım ki işçinin işçiden başka dostu yoktur.
- Sağlık emekçileri, “Eziyet Yönetmeliği” olarak adlandırdıkları, hem sağlık emekçilerinin hem de hastaların hak kaybına uğratıldığı Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliğine karşı 16 Haziran’da İl Sağlık Müdürlüğü önünde eylem yaptı. ASM’lere 6...
- Dünya egemenlerinin emperyalist paylaşım savaşlarında ölenlerin net sayısını telgraf telleri bildirmiyor artık. Bugün sosyal medyayla, telefonlarımıza düşen bildirimlerle çok kısa bir sürede alıyoruz dünyanın başka yerlerindeki saldırıların,...
- Amasya’nın Merzifon ilçesinde bulunan, Kristal-İş Sendikasının örgütlü olduğu GM Teknik Cam fabrikasında toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması üzerine 17 Temmuzda grev başladı. İzBB Belediyesinde işten atılan Belediye-İş Sendikası...
- Türk-İş’e bağlı Sağlık-İş ve KESK’e bağlı SES üyesi sosyal hizmet işçileri, 18 Temmuzda Bahçelievler Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü Ek Binası önünde ortak bir basın açıklaması düzenledi. Kamuda yürüyen toplu sözleşme süreçlerine dair gerçekleştirilen...
- Merhaba, ben İstanbul’da bir devlet hastanesinde temizlik personeli olarak çalışan bir kadın işçiyim. Bilindiği gibi senenin yarısı geride kalmasına rağmen toplu iş sözleşmemiz halâ imzalanmadı. Bu süreçte sendikalar meydanlarda mitingler yaptılar,...
- 14 Temmuz 2025 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan yasa değişikliğiyle turizm sektöründe çalışan işçilerin hafta tatili hakkı fiilen gasp edildi.
- Ne acıdır, barış sözcüğü ağzımızdan çıkar çıkmaz yüreğimizde savaşın gölgesi belirir. Gözlerimiz dolar, sesimiz titrer, mahzunlaşırız çocuklar gibi. Oysa ne güzeldir kim bilir ağzımızdan taşan gülücüklerle, yüreğimizden kopan kardeşlik türküleriyle...
- Siyasi iktidar zeytinlikleri yok edecek yeni bir torba yasayı Meclise sundu ve Temmuz sonuna kadar yürürlüğe sokmaya hazırlanıyor.
- İşçiler, emekçiler, emekliler, gençler, yani toplumun ezici çoğunluğu için geçinmek, yaşamını sürdürmek giderek daha da zorlaşıyor. Öte yandan işçi ve emekçiler “bunlar daha iyi günlerimiz” diyerek bu zorlukların aşılabileceğine dair bir umut...
- Zeytinliklerin, ormanların, tarım arazilerinin sermayeye peşkeş çekilmesinin önünü açacak olan ve kamuoyunda “süper talan yasası” olarak adlandırılan “Maden Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi”, Meclis Genel...
- İşçiler, emekçiler, emekliler, gençler, yani toplumun ezici çoğunluğu için geçinmek, yaşamını sürdürmek giderek daha da zorlaşıyor. Öte yandan işçi ve emekçiler “bunlar daha iyi günlerimiz” diyerek bu zorlukların aşılabileceğine dair bir umut...