Buradasınız
Asgari Ücret Net 2 bin 104 lira: Sermaye Sefaleti Dayatıyor

Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun 26 Aralıktaki son toplantısında asgari ücret net 2 bin 103 lira 97 kuruş olarak belirlendi. Böylece asgari ücret yüzde 15,03 oranında arttı. Hükümet ve sermaye sınıfının temsilcileri, her zamanki gibi Asgari Geçim İndirimini de ekleyip asgari ücreti 2324 lira olarak açıkladılar. Oysa AGİ patronların cebinden çıkmıyor ve asgari ücretin bir parçası değil. 28 lira artırılan AGİ, bekâr bir işçi için 220 lira 73 kuruş olacak. Patronlara asgari ücret desteği olarak 75 lira verilmeye devam edilecek. Yani sermayeye kıyak devam ediyor.
2020 yılı için geçerli olacak asgari ücret, tespit komisyonunun oy birliği ile değil, sermaye sınıfını temsil eden TİSK temsilcileri ve hükümeti temsil eden Çalışma Bakanı ve komisyon üyelerinin oylarıyla belirlendi. İşçileri temsilen komisyonda bulunan Türk-İş Genel Eğitim Sekreteri Nazmi Irgat, kararı kabul etmediklerini açıklayarak toplantıyı terk etti. Asgari ücret görüşmelerinde işçilere grev hakkı tanınmadığı için çoğunluk kararı komisyondan geçmiş oldu.
Böylece her yıl olduğu gibi bu yıl da asgari ücret belirlenirken işçinin ailesinin asgari yaşam maliyetleri gözetilmedi. Hatta belirlenen ücret, tek bir işçinin bile temel ihtiyaçlarını karşılamaktan uzak. Ayrıca yüksek enflasyon nedeniyle sık sık çarşı-pazara ve faturalara gelen zamlar karşısında iyice eriyen ücretler de telafi edilmedi. Bakanın “işçilerimizi enflasyona ezdirmeyeceğiz” sözüne karşın işçiler gerçek enflasyona tam anlamıyla ezdirildi. Siyasi iktidar tam anlamıyla bir oyun sergiliyor. Önce hesap oyunlarıyla enflasyon düşük gösteriliyor ve sonra da asgari ücrete güya enflasyonun üzerinde zam yapılmış oluyor. Ne lütuf! Zaten jest dedikleri de bu!
Asgari ücret geçen yıl 382 dolardan açılış yapmış, değeri yeni asgari ücretin belirlendiği 26 Aralıkta 340 dolara kadar düşmüştü. Son belirlenen asgari ücret ise açılışı 391,8 dolardan yaptı. Ekonominin durumuna bakılırsa aradaki 10 dolarlık farkın erimesi de uzun sürmeyecektir. Yani işçi sınıfının eriyen ücretleri telefi edilip ayrıca bunun üzerine ücretlere zam yapılmamıştır. Bize, hayat pahalılığının her gün arttığı koşullarda zam diye sundukları 10 dolardır!
Türk-İş ve Hak-İş konfederasyonları, 20 Aralıkta yaptıkları ortak basın açıklamasında asgari ücretin 2 bin 578 lira olarak belirlenmesini teklif etmişlerdi. DİSK ise asgari ücretin 3200 lira olmasını teklif etmişti. Türk-İş, süreç devam ederken bekâr bir işçinin yaşam maliyetinin 2 bin 578 lira olduğunu ortaya koyan bir araştırmanın sonucunu yayınlamış ve bu değerin altındaki teklifleri kabul etmeyeceğini açıklamıştı. İşçi sendikalarının teklifi karşısında TİSK, asgari ücretin yılsonu beklenen enflasyon oranı olan yüzde 12 oranında olmasını teklif etmişti. İşçi sınıfı bu yıl da sermaye sınıfının ve hükümetin anlaşmasıyla sefalet ücretine mahkûm edildi.
Öte yandan asgari ücret görüşmeleri metal işkolunda sürmekte olan MESS grup toplu iş sözleşmesi sürecini de doğrudan ilgilendiriyor.
DİSK: Asgari ücrette işveren-hükümet ortaklığı insan onurunu hiçe saydı
Asgari ücretin ilan edilmesinin ardından DİSK Yönetim Kurulu adına Arzu Çerkezoğlu bir açıklama yayımladı. Açıklama şöyle:
“2020 yılı asgari ücreti brüt 2943 TL, AGİ dâhil net 2 bin 324,70 TL olarak belirlendi.
Asgari Ücret Tespit Komisyonundaki hükümet ve işveren çoğunluğu ile belirlenen asgari ücret, insan onuruna yaraşır bir ücret olmaktan çok uzaktır, kabul edilemez.
Asgari Ücret hesabında uluslararası standartlara bir kez daha uyulmadı. İşçinin ailesinin hesaba katılması bir yana, işçinin sadece kendisinin asgari yaşam maliyetini bile karşılamayan bir asgari ücret oy çokluğu ile milyonlarca çalışana dayatıldı.
Asgari ücretteki ayda 304 liralık, günde 10 liralık ‘artış’, işçilerin çarşıda, pazarda, faturalarda karşı karşıya kaldığı zamları telafi etmekten uzaktır. Bu ülkede yaşayan herkes TÜİK’in açıkladığı enflasyon oranlarının baskılanmış ve yaşamın gerçeklerinden uzak olduğunun farkındadır. “TÜİK nereden alışveriş ediyor?” sorusuna hâlâ yanıt alınamamıştır.
Milyonların yaşamına dair çok kritik bir kararın işveren ve hükümet ortaklığı ile alınması antidemokratiktir. Demokrasinin olmadığı yerde ekmeğimiz de tehdit altındadır. Asgari ücret ulusal ölçekli bir toplu pazarlıkla belirlenmeli, asgari ücretin tespitinde bütün işçi konfederasyonlarına katılım hakkı sağlanmalı ve uyuşmazlık durumunda grev hakkını da içermelidir.
Bu düzende adalet yoktur. Kanal İstanbul’a 110 milyar TL gömmek isteyenler işçiye günlük 10 TL zammı reva görmüş, asgari ücretten vergi almaya ‘devam’ demiştir.
‘İnsanca yaşanacak ücret ve vergide adalet’ talebiyle aylardır işyerlerinde, sokaklarda, meydanlarda sesini yükselten DİSK, bu mücadeleyi daha da büyütmeye kararlıdır.”
- Enflasyonun Bize Faturası
- Örgütlü Gücümüzden Korkuyorlar Kardeşlerim
- TPI Compozit Grevcilerinin Anlattıkları
- İşçiler Grevi Nasıl Yürütmeli?
- Yönetmen ve Senarist Ali Özgentürk’e Veda
- Sırrı Abi, Beynelmilel ve İşçi Sınıfının Enternasyonali
- Yaşasın Sınıf Dayanışması
- Soma Katliamının 11. Yılında 301 Madenci İçin Eylemler Yapıldı
- Erol Eğrekler Katlediliyor, Holdingler İşçilerin Kanıyla Büyüyor!
- Benim Onurlu ve Dirençli Devrimci Hasan Dayım
- ERLAU Direnişinde İşçinin Gücü
- Koca Yürekli İnsan, Güle Güle…
- “Gerçek Enflasyonun Altındaki Zammı Kabul Etmiyoruz!”
- “Deprem Siyaset Üstüdür” Yalanına Kanmamak İçin Örgütlü Mücadeleye
- On Binler Sırrı Süreyya Önder’i Sonsuzluğa Uğurladı
- Sırrı Süreyya Önder’i Kaybettik, İşçi Sınıfı Anısını Yaşatacak
- 1 Mayıs 1977’de Yaşamını Yitirenler Anıldı
- İSİG Meclisi ve İTO’dan Ortak Açıklama: “Çocuk İşçiliğiyle Mücadeleye!”
- Sırrı Süreyya Önder’in Kalbi ve İşçilerin Mücadelesi
- Bursa’da “Hak, Hukuk, Özgürlük” Yürüyüşü
Son Eklenenler
- ABD’de yaşıyor olsaydık, muhtemelen Türkiye’de olduğu gibi, en çok konuşacağımız konuların başında gelecekti ekonomi. Son yıllarda ABD’den Türkiye’ye işçi ve emekçiler düşük ücretlerden kamu hizmetlerinin kısıtlanmasına benzer sorunlarla...
- Kısa bir zaman öncesine kadar direnişte olan, direniş boyunca pek çok kez polis saldırılarıyla yüz yüze gelen bir işçi kardeşimizle 19 Mart’tan sonra yaşanan protestolarla ilgili haberleri izliyor, sohbet ediyorduk. Bir anda öfkeyle, “şunlara bak,...
- Siyasi iktidar yoksullaştırma politikalarını sürdürüyor. Enflasyon balyozunu işçi ücretlerine, emekli aylıklarına, kamu çalışanlarının maaşlarına indiriyor, ücretleri tuzla buz ediyor. İşçilerin, kamu emekçilerinin, emeklilerin cebinden çalınan...
- TPI Kompozit işçileri grevlerinin 19. gününde İzmir Çiğli Kasaplar Meydanında buluşma gerçekleştirdi. İstanbul Şişli Belediyesinde çalışan Genel-İş Sendikası İstanbul Avrupa Yakası 3 No’lu Şube’de örgütlü işçiler, ödenmeyen alacakları için 30...
- Sevgili işçi kardeşlerim, Tavşan korktuğu için kaçmaz, kaçtığı için korkar. Patronlar ve onların devleti de işçi sınıfının örgütlü gücünden ölümüne korktukları için saldırıyorlar. Örgütlü değilken bile bu kadar korkuyorlarsa, bir de işçi sınıfı...
- İngiltere’de işçi ve emekçiler, İsrail’in Gazze’de yürüttüğü soykırıma karşı her Cumartesi günü yüz binler olup meydanlara çıkıyorlar. Ulusal Demiryolu, Denizcilik ve Ulaştırma İşçileri Sendikası (RMT), bu eylemlere geniş katılım sağlıyor. UİD-DER,...
- Otobüs yolculuğunda 81 yaşında Menemenli bir Yörük amca ile tanıştım. O yaşında hâlâ kâğıt toplayarak geçimini sağlamaya çalıştığını anlattı. Çocukları olmamış. Eşinin küçük tarlalarının işlerinin dışında çalışmasına karşı çıkmış. “Benim kazandığım...
- 31 Mart 2024’te yapılan yerel seçimler sonrası CHP yönetimindeki İzmir Çiğli Belediyesi, bütçe yok diyerek 146 işçiyi işten attı. Verilen kararlı mücadelenin sonucunda 50 işçinin işe iadesi yapıldı. Yaklaşık 1 yıldır mücadele eden ve verilen sözlere...
- KESK Ankara Şubeler Platformu basın açıklaması yaparak Sayıştay’ın giyim yardımı ücretinin çalışanlardan geriye dönük olarak talep edilmesini protesto etti. Tüm Emeklilerin Sendikası, Türkiye genelinde düzenlediği eylemlerle düşük ücretlerle...
- İspanya’nın başkenti Madrid’de 25 Mayıs Pazar günü on binlerce emekçi sağlıktaki özelleştirme politikalarına karşı sokakları doldurdu. Kamu sağlık hizmetlerinin yıllardır sistematik olarak ortadan kaldırıldığını belirten sağlık işçileri ve emekçiler...
- Tren yolculuğumda, karşı koltukta cam kenarında oturan bir kadın dikkatimi çekti. Yüz çizgileri 50 yaşında gibiydi ama yaşı 38’miş. Eşini Soma’daki katliamda kaybetmiş bir madenci eşiydi. Manisa’da bir gıda fabrikasında çalışıyor, Soma’da çocukları...
- İnsanın gençlik dönemleri heyecan doludur, coşkuludur, dinamizm yüklüdür. Gençliğin bu hali var olanı sorgulayan, ezber bozan, sınırları zorlayan, değişim isteyen düşünce yapısının da temelini oluşturur. Bundan birkaç ay önce bu ifadelerle Türkiye...
- 1 Mayıs’ta da taleplerimizi haykırmak için meydanlardaydık. Sağlık ve eğitim başta olmak üzere her alanda kamu harcamalarının giderek daha çok kısıldığı, sağlık ve eğitim sisteminin çöktüğü, hizmetlerin daha niteliksiz ama daha pahalı hale geldiği...