Avrupa’da İşçiler Aşırı Sıcaklarda Çalışmayı Reddediyor

Kapitalistler sonu gelmez kâr hırslarıyla doğayı yağmalamaya devam ediyorlar. Tüm doğal kaynakları sınırsızca talan ederek zenginleşmeye odaklanırken dünyayı içine sürükledikleri ekolojik krizi ve sonuçlarını asla umursamıyorlar. Ormanları yok etmeye, toprağı, suyu ve havayı zehirlemeye, rant politikalarıyla kentleri beton ormanlarına döndürmeye, fosil yakıtları kullanmaya, nükleer santraller inşa etmeye, atıkları nehirlere, denizlere boşaltmaya devam ediyorlar. Doğa olaylarının ağır felaketlere dönüşmesinin nedeni oldukları halde bedelini yoksul işçi ve emekçilere ödetmeye de devam ediyorlar. Bugün dünyanın bazı bölgelerinde aşırı sıcaklar ve kuraklık felakete dönüşürken bazı bölgelerde sel felaketleri yaşanıyor. En sıcak yazlardan birinin yaşandığı Avrupa’da İtalya, Yunanistan, İspanya gibi ülkelerde sıcaklık 45 santigrat dereceyi aştı. Türkiye’de de yüzlerce işçi güneş çarpmasıyla hastanelik olurken, PTT çalışanı bir posta dağıtım işçisi çalıştığı sırada yüksek sıcaklık nedeniyle beyin kanaması geçirerek hayatını kaybetti. Bu denli yüksek sıcaklıklar herkes için tehlikeliyken özellikle açık alanda çalışan işçiler büyük risk altında.

İtalya’da aşırı sıcaklar nedeniyle iki işçi yaşamını yitirdi. Bunun üzerine işçiler ve sendikalar harekete geçerek yüksek sıcaklıkların olduğu günlerde işçilere izin verilmezse grevlere başlayacaklarını açıkladılar. Klimasız şekilde, sıcak ekipmanların bulunduğu mutfaklarda çalışmak zorunda bırakılan Mc Donalds işçileri bir grev gerçekleştirerek uygun çalışma ortamının yaratılmasını talep ettiler.

Yunanistan Atina’da bulunan Akropolis ve diğer antik kentlerde çalışan işçiler sıcak havalarda üç gün aranın ardından antik kentlerin ziyarete açılmasıyla greve çıkma kararı aldı. Panhelenik Eski Eserleri Koruma Çalışanları Sendikasına (PEYFA) üye işçiler 20 Temmuzdan itibaren her gün 4 saatlik grev gerçekleştirerek aşırı sıcaklarda çalışmayı reddediyor.

Bugün yaşadığımız, gıda krizi, göç krizi, aşırı yoksulluk gibi ekolojik kriz de kapitalist sistemin bir sonucudur. Tüm dünya işçilerinin ortak sorunu olan ekolojik krize karşı mücadele, kapitalizme karşı mücadeleden bağımsız olamaz. Tüm dünya işçileri olarak dünyamızı yok eden bu düzene karşı mücadele etmekten başka çıkış yolumuz yok!