Buradasınız
Barışı Yaratacak Olan Bizleriz
Gebze’den bir işçi
Gebze UİD-DER temsilciliğinde dünyaya barış işçilerle gelecek isimli bir etkinlik düzenlendi. Etkinlik, sunumun yanı sıra şiirler ve işçi korosunun söylediği marşlarla güzel bir havada geçti. Etkinlikte son yaşanan süreç ve geçmişte buna benzer süreçlerde yaşanan mücadeleler anlatıldı. Etkinliğe çeşitli fabrikalardan işçi arkadaşlar katıldı.
Etkinlikte, kapitalist sistemin derin bir buhranın içinde olduğu, son noktada bundan çıkış olarak savaş tehlikesiyle karşı karşıya olduğumuz tarihsel örnekleriyle verildi. Geçmişte kapitalist devletler yaşadıkları sıkışmışlığı aşmak için 1. ve 2. Dünya Savaşlarıyla işçi-emekçileri birbirine katlettirmişti. 1. Dünya savaşının sonlanmasına, savaşın kışkırtıcıları olan kapitalist devletler değil, kapitalizme de onun sömürü sistemine de Rusya’da son veren 1917 Ekim Devrimi yol açmıştır. Bugün açısından düşünecek olursak biz işçilerin, 1917 Ekim Devriminin bize gösterdiği yolda mücadele etmemiz gerektiği gün gibi açıktır. Ayrıca Parisli işçilerin gösterdiği mücadele de yolumuzu aydınlatıyor. Peki, neydi bu iki mücadele örneğinin bize gösterdiği şey?
1917 Ekiminde işçiler gerçek düşmanın kendi burjuvaları olduğunu görerek iktidarı ele almışlardı. Parisli işçiler ise kendi burjuvalarının işgal altındaki Paris’i savunmayıp işgalci Prusya’ya bırakmaları üzerine hem kendi burjuvalarına hem de işgal ordularına karşı mücadele etmişlerdi. Tam 72 gün süren Paris Komünü süreci işçi sınıfının savaş konusunda alması gereken tutum hakkında eşsiz bir niteliğe sahiptir.
Patronlar, yaşanan sorunlar karşısında mücadele etmemizin önünü kesmek için bizleri milliyetçilik zehriyle uyutuyorlar. Biz işçiler, milliyetçilik zehrine karşı uyanık olmalıyız. Bilmeliyiz ki milliyetçiliğin panzehiri dünya işçi sınıfının birlikte egemenlere karşı mücadele etmesidir.
Barış kelime anlamıyla güzel olmasına rağmen niteliği önemlidir. Burjuvazi için barış, normal koşullarda siyasetin silahla yapılmadığı dönemlerdir. Onlar, bu “barış” sürecinde yeniden oluşacak savaş için hazırlık içine girerler. Silah yapımından, kitlelerin yani biz işçilerin savaşa hazırlanmasına kadar her şey tüm bu “barış” sürecinde gerçekleşir. Biz bilinçli işçiler barışın yolunun mücadeleden geçtiğini iyi biliyoruz. İyi niyetlerde bulunarak barış gelmez, onu yaratacak olan da bizleriz. Kapitalist sistem var oldukça dünya barışı diye bir şey olmayacaktır. Bizler silahımızı diğer ülkelerdeki sınıf kardeşlerimize değil toptan burjuvaziye çevirmeliyiz. Bunun olması için de dünya işçi sınıfının ortak hareket etmesi için mücadele etmeye devam etmeliyiz.
İki Seçeneğimiz Var
Son Eklenenler
- 1 Mayıs’a sayılı günler kaldı ve biz emekçi kadınlar böylesine anlamlı bir güne hep birlikte hazırlanmak üzere yan yana geldik. Sınıfımızın birlik, dayanışma ve mücadele günü için UİD-DER’de birleştik. Hep birlikte coşkulandık, umutla dolduk. 1...
- Bir haykırış duyuldu derinden/ Sanırsın dağlar kalktı yerinden/ Mahalleden, fabrika köşelerinden/ Ayağa kalktı yürüyor işçi/ Yürüyor işçi, yürüyor işçi!
- Her işçinin hayalidir bir gün emekli olmak, hayatının kalan kısmında çalışmadan mutlu mesut yaşamak ve kendini güvende hissetmek… Bunun için sigortalı bir işte çalışmaya, SGK primlerimizin gerçek ücretimiz üzerinden ödenmesine dikkat ederiz. İşe ilk...
- Geçenlerde manava yolum düştü, eve bir iki parça şey alayım diye uğradım. Alışveriş bitti, tam para ödeme esnasında 17 yaşlarında bir genç gelerek kasadaki kişinin kulağına bir şeyler fısıldadı. O ise kafasını sallayarak “tamam tamam al” dedi. Genç...
- Ramazan bayramı boyunca, insanlar birbirlerine temenni mesajları attı. Sevdiklerine onların mutluluklarını içeren dilekler ilettiler. Sevdikleri kişilerin kötü günler görmemesini, her türlü beladan ve kazadan uzak olmasını, açlık ve yoksulluk...
- Merhaba arkadaşlar, işçi sınıfının uluslararası birlik, mücadele ve dayanışma günü 1 Mayıs yaklaşıyor. Bu sömürü düzeni kapitalizm dünya işçi sınıfının hayatını alt üst edip zindana çeviriyor. Dolayısıyla her 1 Mayıs’ın biz emekçiler için ayrı bir...
- Siyasi iktidarın ve sermaye sınıfının saldırıları arttıkça işçi ve emekçilerin çalışma ve yaşam koşulları kötüleşiyor, iş cinayetleri sürüyor. Bu koşullarda düşük ücretlere, sendikal baskılara, ağırlaşan çalışma koşullarına karşı pek çok sektörde...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs yaklaşırken UİD-DER temsilciliklerinde “Sermayenin ve İktidarın Saldırılarına Karşı 1 Mayıs Ruhuyla Mücadeleye!” başlıklı etkinlikler gerçekleştirildi. 20-21 Nisanda...
- Son yıllarda mülteci, göçmen, sığınmacı ve yabancı sözlerini çok duyduk, duymaya da devam edeceğiz. Nedeni dünya üzerindeki 8 milyar insanın neredeyse 300 milyonunun, doğup büyüdükleri, yaşadıkları topraklardan kaçmak zorunda kalmalarıdır. Ve...
- Yunanistan’da en büyük işçi sendikası olan Yunanistan İşçi Sendikaları Konfederasyonu’nun (GSEE) çağrısıyla artan hayat pahalılığını protesto etmek amacıyla bir günlük genel grev gerçekleştirildi. 16 Nisan’da yüzbinlerce işçi ve emekçi başta Atina...
- Ben Mersin’den, sendikasız bir fabrikada çalışan metal işçisiyim. Yaşamımı devam ettirebilmek için ben de sizler gibi çalışmak zorundayım. Çalıştığım fabrikada birçok sorunla karşı karşıyayız. Bu sorunlar Türkiye’de işçilerin genelinin yaşadığı...
- Türkiye’nin her yerinde pıtrak gibi çoğalan özel okullar, bir süredir ülke gündemine pek çok sorunla birlikte yerleşmiş durumda. 22 yıldır sanayi şehri Bursa’da çalışan bir özel okul öğretmeniyle sektördeki sorunlar üzerine gerçekleştirdiğimiz...
- 7 Martta greve çıkan Lezita işçileri, 17 Martta yürüyüş ve basın açıklaması gerçekleştirdi. Grevlerini sürdüren Lezita işçileri patronun grev kırıcılığına karşı da mücadele ediyor. 18 Martta Ankara’ya yürüyüş başlatan Agrobay işçileri, 21 Martta...