Buradasınız
Benim Onurlu ve Dirençli Devrimci Hasan Dayım
İzmir’den emekli bir işçi

Hasan dayım, gerçek anlamda onurlu bir insandır. Sömürücü düzenin efendilerine ne baş ne de boyun eğmiştir. Şu an 70 yaşında ve akciğer kanseri tedavisi görüyor. Ancak bunu sadece güvendiği insanlarla paylaşıyor, diğerlerine “zatürre oldum, bunu da atlatırım” diyor. Bana ise bir kahkaha eşliğinde “Yeğenim, senin bizim yolumuzdan gidip devrimci olmanı ayrı bir seviyorum. Doğru yol devrimciliktir. Dedikodulara kulak asma” dedi.
Hasan dayım, 1980 askeri faşist darbesi sırasında 25 yaşında tığ gibi bir delikanlıydı. O dönemde yalnızca üniversite gençliği değil, liseli hatta ortaokul öğrencileri bile devrimci mücadeleyle tanışıyordu. En ücra köylere kadar devrimci rüzgâr esiyordu. Köylerde bile kimi büyükler, gençlerin toplumsal sorunlara duyarlılığını gururla izliyor, dayanışmayla destek veriyordu.
Darbenin ardından gözaltına alındı, işkence gördü, yıllarca hapis yattı. Yaşadıklarını kimseye anlatmadı. Ama saklayamadığı bir gerçek vardı: İşkence sonucu sağ kolunu tamamen, sol kolunu ise kısmen kaybetmişti. Buna rağmen mobilyacılığa devam etmeye çalıştı. Fakat bir akrabası, artık yeterince verimli olmadığını öne sürerek onu atölyeden çıkardı. Hasan dayım bunu yıllarca içine attı. “Yeğenim, dert dediğin dosta anlatılır. Utanacağım bir şeyim yok. O dönem herkesi korkuyla sindirmişlerdi” dediğinde gözlerinde öfke değil ama burukluk vardı.
İki abisi Almanya’da işçiydi. Birçok köylüyü yurtdışına götürmüşlerdi ama Hasan dayım için “sana göre iş yok” deyip götürmemişlerdi. Zaten o da gitmek istememişti. “Yurtdışına gidenler dönüşte korkak ve yabancılaşmış haldeydiler” demişti bir seferinde.
Hasan dayım asla asalak biri olmadı. Eksik bedenine rağmen işinin başında durdu, mücadeleyi bırakmadı. Ama yine de engeli bahane edilerek birçok işte çalıştırılmadı. Sigortasız, güvencesiz işlerde ömrünü geçirdi. Şimdi kanser tedavisini kızının sigortası üzerinden sürdürüyor, çünkü yıllar boyunca çalışsa da emekli olabilecek kadar prim günü biriktiremedi.
1980 darbesinin üzerinden 45 yıl geçti ama bıraktığı karanlık hâlâ silinmedi. O darbe devrimci hareketi ve örgütlü işçi sınıfını ezmek için yapıldı. Bugün hâlâ baskılarla karşı karşıyayız. Ama nasıl ki o karanlık günlerde Hasanlar, Haticeler mücadeleyi bırakmadıysa; bugün de genç işçiler, öğrenciler o mücadele saflarında yerlerini alıyor. Örgütlü işçi sınıfı yenile yenile öğreniyor, direnerek ilerliyor.
Adnan Yücel’in dizelerinde dediği gibi: “Bugünlerden geriye bir yarına gidenler kalır, bir de yarınlar için direnenler…”
1 Mayıs’a Ailece Katılmak
UİD-DER Saflarında Doğru Hedefe
- Kötü Çalışma Koşullarına ve Sendikal Baskılara Karşı İşçiler Mücadele Ediyor
- İşyerinde Gelen Ölümler
- 3 Pişi ve Sabrın Ödülü
- Yas Tutmuyoruz, Mücadele Ediyoruz!
- Bu Bataklıktan Birlikte Çıkmalıyız!
- KESK Taleplerini Duyurmak İçin Alternatif TİS Masası Kurdu
- “Faizi Kim Uyguluyor, Bunu da Desene!”
- Hiroşima’dan Gazze’ye Umut İşçi Sınıfının Örgütlü Mücadelesinde
- Kamu İşçilerine Sefalet Protokolü
- Kamu İşçilerine Grev Yasağı ve Sefalet Dayatması
- BİRTEK-SEN Tekstil Raporunu Yayımladı
- Doğanın Değil Doların Yeşilini Sevenlerin Yasası
- Bomb Love, Savaş ve Çocuklarımız…
- 102 Günde 132 Kadın Öldürüldü Duydunuz mu?
- Emekliye Yeni Operasyon
- Karpuzun Bozduğu Ekonomik Denge!
- Yine Yangın, Yine Katliam!
- Kemal Türkler, Katledilişinin 45. Yılında Mezarı Başında Anıldı
- “Süper Talan Yasası”na Karşı Mücadele Sürüyor
- İzmir Belediye İşçileri İşlerini Geri İstiyor
Son Eklenenler
- DİSK/Sosyal-İş Sendikası 8 Ağustosta Kadıköy Süreyya Operası önünde gerçekleştirdiği basın açıklamasında mağaza ve market çalışanlarının sorunlarını ve taleplerini dile getirdi. Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Edremit Şubeler...
- İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi, Temmuz ayında en az 204 işçinin çalışırken hayatını kaybettiğini açıkladı. Yılın ilk 7 ayında yaşamını iş cinayetlerinde yitiren işçi sayısı en az 1165 oldu. Temmuzda 7’si orman işçisi, 5’i AKUT gönüllüsü...
- Tez-Koop-İş Sendikası Ankara 2 No’lu Şubenin örgütlü olduğu Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nde kamu işçileri 7 Ağustosta greve çıktı. ODTÜ C heykeli önünde toplanan işçiler alkış ve sloganlarla Rektörlük binasına yürüdü. İşçiler Rektörlük binasına “...
- 8 yaşımda İzmir’e gelmiş ve uzun yıllar ablamların yanında kalmıştım. Öyle ki bana verdiği emek anneminkinden fazladır. Ta ki 17 yaşıma kadar... Sınıf mücadelesiyle tanıştığımda, bunu ablam ve eşinden uzun süre sakladım. Öğrendiklerinde beni evden...
- Dersim’de bulunan Peri Tekstil’de mobbing ve hakarete tepki gösterdikleri için işten atılan BİRTEK-SEN üyesi 17 işçi kurdukları direniş çadırında mücadeleye devam ediyor. Öz İplik-İş Sendikası Bursa’da örgütlenme faaliyeti yürüttüğü Elyaf Tekstil’de...
- Geçtiğimiz günlerde Eskişehir’deki orman yangınını söndürme çalışmaları sırasında 10 insanımızın hayatını kaybettiğini derin bir üzüntüyle öğrendik. Bu acı haberle birlikte içimizdeki öfke daha da büyüdü. Çünkü her yıl giderek artan ölçekte büyük...
- İstanbul’un bir mahallesinde kenara konulmuş bir bavul ve bavulun içinde katledilmiş genç bir kadın. İnsan olarak böyle olayları duyduğumuzda kanımızın donduğunu hissederiz. O an Ayşe’nin annesi gelir aklımıza, kardeşleri gelir. Tarifi olmayan bu...
- Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu KESK, 2026-2027 yıllarını kapsayan 8. Dönem Toplu İş Sözleşmesi görüşmelerine dair Haziran ayında başlattığı eylemlerine devam ediyor. KESK’e bağlı sendikalar 18 Haziran-4 Temmuz tarihleri arasında...
- Camilerde en çok duyduğumuz sözlerden biri “faiz haramdır.” Urfa’da, hayatını borç-faiz kıskacında sürdüren biri, bir cuma hutbesi sırasında dayanamadı, minbere çıktı ve şöyle seslendi: “Hoca, faizin haram olduğunu söylüyorsun da, gerçeği niye...
- İkinci Dünya Savaşının sonuna gelinmiş, Mihver devletlerin içinde yer alan Almanya ve İtalya savaşı kaybetmiş, Almanya ordusu koşulsuz teslim olmuştu. Avrupa’da savaş sona ermiş, savaşın galipleri SSCB, Amerika, İngiltere ve Fransa olmuştu. Savaş,...
- Türkiye’de ekonomik sorunlar büyüdükçe işçi eylemleri ve grevleri artıyor. Sadece yerli sermayeli fabrikalarda değil, yabancı sermayeli fabrikalarda da işçiler düşük ücret dayatmasına karşı sendikalaşma mücadele si veriyor ya da greve çıkıyorlar....
- Sınıf temelinde örgütlü mücadeleyle tanıştıktan sonra değişim geçirmemek mümkün değildir. Çevremizdekiler -aileniz, akrabalarınız, arkadaşlarınız- önceki ve sonraki halimizi bilir.
- Hasan, işyerinde kartını okutup paydos ederken “bugünü de bitirdik” diye seviniyordu. Koşar adımlarla kendini işyerinden dışarı attı.