Buradasınız
Bilincimize Sağlık
Aydınlı’dan bir işçi

“Köle İbrahim Tuhaf Konuşuyor” adlı oyunu izledikten sonra gün içinde en az 15-20 kere “bilinç” kelimesini kullanmışımdır. Oyun başlamadan bir saat önce oradaydım. Dışarıya büyük bir sahne ve çadır yapılmıştı. Etrafına da stantlar kurulmuştu. Bir yandan içeriden prova sesleri gelirken, bir yandan da çay servisleri eşliğinde sohbetler yapılıyordu. Bu sırada da oyunu izlemeye gelenlerin sayısı da git gide artıyordu. Böyle canlı bir atmosferde izledim oyunu.
Günümüz sömürüsünü anlatmanın güzel bir yolu. Oyun bu ya; “Eski Mısır’ın kölelik düzenine 2000’li yıllardan biri giderse ne olur?” diye soruyor bize yazar. Ve asıl gücün “biz” olmaktan geçtiğini söylüyor. Keşke oyundaki gibi kolay olabilse de insanlar “ben artık, eski ben değilim” diyebilse.
Köle İbrahim tuhaf konuşuyor ama doğru ve bilinçli konuşuyor. Oyunun vermek istediği mesaj gayet netti ve harekete geçebilmek için ille de kafamıza taş düşmemesi gerektiğini söylüyordu. Aynı zamanda içinde bulunduğumuz günlere de bir gönderme niteliği taşıyan oyun Mısır’da yaşanan ve bir o kadar da içimizdeki gücü bize gösteren bir oyun. Daha çok seyirciyle buluşmalı.
Oyunda dikkat çeken noktaların en başında kuşkusuz “emek” geliyor. Küçük bir bütçeyle yapılmış bu oyunda tersine büyük bir oyunculuk sizi içine çekiyor. En hoşuma giden de seyircinin de oyuna dâhil edilmesi. Bizler de oyunda birer köleydik. Ama tabi ki oyunla birlikte bizi öyle görenlere karşı sesi çıkan hakkını arayan birer bilinçli kölelerdik.
16 Haziran Akşamının Şiiri
Son Eklenenler
- Onlar komşumuz, iş arkadaşımız. Aynı mahallede, aynı sokakta yaşıyoruz; aynı işyerlerinde çalışıyoruz. Ama kim olduklarının, adlarının, geçmişlerinin bir önemi yok. Onlar mülteci, onlar göçmen… Türkiye’de Suriyeliler, Afganlar”, Amerika’da “...
- Son dönemde dünya genelinde internet ve sosyal medyada yoğun rağbet gören bir teori var, karınca teorisi. Bu teorinin ne kadar bilimsel olduğu tartışmalıdır ama anlatı siyasal ve toplumsal alanla kesiştiği için ilgi görmektedir. Anlatı şöyle: “Gidin...
- En yakın akrabalardan işyerlerimizdeki işçi arkadaşlarımıza dek çevremizdeki insanların sözlerine kulak verdiğimizde, deryada yaşayıp deryadan bihaber olduklarını anlarız. Sıcağı sıcağına canlarını yakan ekmek fiyatının iki katına çıkmasını bile...
- Düzce’de bulunan Standart Profil fabrikasında çalışan Petrol-İş üyesi işçiler, artan enflasyon karşısında aldıkları ücretin her geçen gün erimesi sebebiyle, işverenden ücretlerinin iyileştirilmesini talep etmiş fakat işveren bu talebi geri çevirerek...
- İstanbul Tuzla’da faaliyet gösteren ETF Tekstil fabrikasının patronu fabrikayı kapatacağını duyurup ilk etapta 30 işçiyi işten atmış işçilere ihbar tazminatını ödemeyeceğini, kıdem tazminatının ise yüzde 70’ini ödeyeceğini duyurmuştu. İşçiler işten...
- Türkiye’de neredeyse yüzde 200’e varan enflasyon ücretleri her geçen gün eritirken işçilerin tepkisi de giderek artıyor. Her gün bir fabrikada, şantiyede, lojistik deposunda işçilerin mücadelesi başlıyor.
- Çalıştığım işyerinde arkadaşım Erman abi, televizyon kanallarının popüler yarışması MasterChef’de yapılan bir yemeği çok beğenmiş, çay molasında ballandıra ballandıra anlatıyordu. 350 gram dana bonfile, dana füme, 300 gram kestane mantarı, tereyağı...
- “Bir zaman makinesi olsa ve mesela üç yüz yıl öncesine gidebilsek bugünün dünyasından çok farklı bir dünya ile karşılaşırdık.” Böyle başlıyordu İşçi Dayanışması’nın bir önceki sayısında Emekçi Kadın köşemiz. Gelin geçmişe yolculuğumuzu sürdürelim....
- Eşe dosta selam. İnandığım doğruların adamı oldum, böyle yaşadım karınca kararınca. Bu doğruların savaşını daha çok sanatımda yapmaya çalıştım. Kursağıma hakkım olmayan bir tek kuruş dahi girmemiştir.” Böyle diyordu işçi sınıfının yazarlarından...
- Düzce’de bulunan Standart Profil fabrikasında çalışan Petrol-İş üyesi işçiler, artan enflasyon karşısında aldıkları ücretin her geçen gün erimesi sebebiyle, ücretlerinin iyileştirilmesini talep ettiler. Ancak Standart Profil yönetimi işçilerin bu...
- 1980’lerde İngiltere’de kadın bir başbakan iktidardaydı, adı da Margaret Thatcher’dı. Bu kadın başbakan emekten, işçiden, toplumdan yana ne varsa ona düşmandı. İngiltere’deki işçiler ona “süt hırsızı” derlerdi. Çünkü daha henüz Eğitim ve Bilim...
- Bir yere baktığımızda gördüklerimize bir daha dönüp bakarsanız mutlaka dikkatinizi çeken bir şey vardır. Ben de bir yere baktım ve dikkatimi bir manzara çekti. Bu manzaranın iki ayrı hikâyesi var. Burası benim ikamet ettiğim mahalledir. Kocaman olan...
- İnsanlık tarihi yüz binlerce yıl öncesine uzanıyor. Bu tarih içinde kısacık bir zaman dilimine yayılan ve birkaç yüzyıllık ömrü olan kapitalist sömürü düzeni, insanlık tarihinin en kanlı dönemini temsil ediyor. Yaşanan iki dünya savaşı, bugün içinde...