Buradasınız
Bir Gün Bile Yaşamak!
Gebze’den bir metal işçisi
Selam dostlar. Ben Cahit Sıtkı’nın deyimiyle yolun yarısına yaklaşmış bir işçiyim. Bunu neden belirttiğimi birazdan anlatacağım. Bu yaşlar kısmen insanın durulduğu ve kendini sorguladığı bir dönem derler hep. Bunun kısmen doğruluk payı olduğunu şimdi daha iyi anlıyorum. Şimdi sizlerle, dostlarımla geçirdiğim güzel bir günü paylaşmak istiyorum.
Geçtiğimiz pazar günü UİD-DER Tiyatro Kulübü olarak İstanbul’da buluştuk. Şu üzerine şiirler, şarkılar yazılan kenti beraber bir tanıyalım dedik. Tarihi birçok yerine bizim kısıtlı bütçemiz yüzünden giremedik (müzeler ortalama 10 YTL, işçi sınıfına insanlığın ortak mirası da yasak). Bu bizim mutluluğumuzu elbette gölgeleyemedi. Bütün gün gezdik; Mısır Çarşısı, Sultan Ahmet, Haliç. Tur akşam hava kararana dek devam etti. Turistlerle resim bile çekildik. Hava karardığında balık ekmeklerimizi alarak Haliç’e karşı oturduk (sanırım bu mektuptan sonra tiyatro kulübüne ilgi artacaktır). Bugüne kadar beraberce ortaya koyduğumuz oyunları değerlendirdik. Önümüze yeni hedefler koyduk Aksayan veya eksikliğini hissettiğimiz şeyleri konuştuk. Sonra da 3 saat kadar hoşça vakit geçirdik. Geçmiş oyunlardaki anıları tazeledik. Kahkahalarımız sanırım Sultan Ahmet Meydanı’ndan duyulmuştur. Öyle anlar olur ya sonra hatırlandığında insanın içine sıcak bir mutluluk yayılır. Hatırladığımda tam da öyle hissediyorum. Başa dönecek olursak işte o an düşünmeye başladım. Çocukluğum, gençliğim ve şimdi. Yaşamın neresindeyim, nasıl bir hayat yaşıyorum? Derin düşüncelerden sonra fark ediyorum ki film şeridinin mücadeleye atıldıktan sonraki safhası benim yeniden doğuşum olmuş. Geriye dönük tüm güzel anılar hep son çeyreğine sıkışmış. İnsanın mutluluktan ağlayabildiğini ne garipliktir ki bunu en olgun olduğumu hissettiğim yaşlarda öğrendim. Kardeşliğin bir tek kan bağı ile olmadığını, gerçek bir ailenin neye denk düştüğünü!
O akşam Haliç’te, insanların böyle bir yaşamı bir gün bile tatmaksızın yitip gittiğini düşününce içim burkuldu. Bazen duyuyorum, insanlar bizler için “hayatınızdaki çok şeyi feda ediyorsunuz” diyorlar. Bilseler ki kendileri tüm yaşamlarından feragat etmişler. Onlara maalesef hiçbir zaman anlatılmamış mutluluğun gerçek tanımı.
Biz gerçek bir aileyiz. Onurlu bir mücadele doğrultusunda büyüyen, bu mücadele sayesinde bütün dünya işçi sınıfını kucaklayacak bir aileyiz. Bunu yapacak yürek, azim ve örgütlülüğümüz mevcut. Ben bunun değerini hepimizin derinlikli olarak kavradığına inanıyorum. Bizi bu mücadeleye katan, emeğini hiç esirgemeyen tüm mücadele dostlarımıza olan borcumuzu, biz de aynı mücadeleyi ve sabrı sınıf kardeşlerimize göstererek ödeyeceğiz.
Yaşasın Onurlu Mücadelemiz!
Son Eklenenler
- Her işçinin hayalidir bir gün emekli olmak, hayatının kalan kısmında çalışmadan mutlu mesut yaşamak ve kendini güvende hissetmek… Bunun için sigortalı bir işte çalışmaya, SGK primlerimizin gerçek ücretimiz üzerinden ödenmesine dikkat ederiz. İşe ilk...
- Geçenlerde manava yolum düştü, eve bir iki parça şey alayım diye uğradım. Alışveriş bitti, tam para ödeme esnasında 17 yaşlarında bir genç gelerek kasadaki kişinin kulağına bir şeyler fısıldadı. O ise kafasını sallayarak “tamam tamam al” dedi. Genç...
- Ramazan bayramı boyunca, insanlar birbirlerine temenni mesajları attı. Sevdiklerine onların mutluluklarını içeren dilekler ilettiler. Sevdikleri kişilerin kötü günler görmemesini, her türlü beladan ve kazadan uzak olmasını, açlık ve yoksulluk...
- Merhaba arkadaşlar, işçi sınıfının uluslararası birlik, mücadele ve dayanışma günü 1 Mayıs yaklaşıyor. Bu sömürü düzeni kapitalizm dünya işçi sınıfının hayatını alt üst edip zindana çeviriyor. Dolayısıyla her 1 Mayıs’ın biz emekçiler için ayrı bir...
- Siyasi iktidarın ve sermaye sınıfının saldırıları arttıkça işçi ve emekçilerin çalışma ve yaşam koşulları kötüleşiyor, iş cinayetleri sürüyor. Bu koşullarda düşük ücretlere, sendikal baskılara, ağırlaşan çalışma koşullarına karşı pek çok sektörde...
- İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs yaklaşırken UİD-DER temsilciliklerinde “Sermayenin ve İktidarın Saldırılarına Karşı 1 Mayıs Ruhuyla Mücadeleye!” başlıklı etkinlikler gerçekleştirildi. 20-21 Nisanda...
- Son yıllarda mülteci, göçmen, sığınmacı ve yabancı sözlerini çok duyduk, duymaya da devam edeceğiz. Nedeni dünya üzerindeki 8 milyar insanın neredeyse 300 milyonunun, doğup büyüdükleri, yaşadıkları topraklardan kaçmak zorunda kalmalarıdır. Ve...
- Yunanistan’da en büyük işçi sendikası olan Yunanistan İşçi Sendikaları Konfederasyonu’nun (GSEE) çağrısıyla artan hayat pahalılığını protesto etmek amacıyla bir günlük genel grev gerçekleştirildi. 16 Nisan’da yüzbinlerce işçi ve emekçi başta Atina...
- Ben Mersin’den, sendikasız bir fabrikada çalışan metal işçisiyim. Yaşamımı devam ettirebilmek için ben de sizler gibi çalışmak zorundayım. Çalıştığım fabrikada birçok sorunla karşı karşıyayız. Bu sorunlar Türkiye’de işçilerin genelinin yaşadığı...
- Türkiye’nin her yerinde pıtrak gibi çoğalan özel okullar, bir süredir ülke gündemine pek çok sorunla birlikte yerleşmiş durumda. 22 yıldır sanayi şehri Bursa’da çalışan bir özel okul öğretmeniyle sektördeki sorunlar üzerine gerçekleştirdiğimiz...
- 7 Martta greve çıkan Lezita işçileri, 17 Martta yürüyüş ve basın açıklaması gerçekleştirdi. Grevlerini sürdüren Lezita işçileri patronun grev kırıcılığına karşı da mücadele ediyor. 18 Martta Ankara’ya yürüyüş başlatan Agrobay işçileri, 21 Martta...
- İktidarın desteğini arkasına alan patronlar işçilerin haklarına pervasızca saldırıyor, işçiler mücadele ediyor. Adıyaman Besni’de Mega Polietilen fabrikasında ücret gaspına karşı başlayan direniş sonuç verdi, işçilerin 2 aylık ücretleri yatırıldı....
- Birleşik Metal-İş Sendikası Gebze 1 No’lu Şubenin örgütlü olduğu Mersen’de işçiler, sendika ve toplu sözleşme hakları için 19 Nisanda greve çıktı. Sendikadan yapılan açıklamada şu sözlere yer verildi: “Fransa sermayeli Mersen’in merkez yöneticileri...