Buradasınız
Bir Mensucat Fabrikasından Merhaba
Yenibosna’dan bir mensucat işçisi
Kardeşlerim sizlere UİD-DER aracılığıyla sesleniyorum. Yeni tanıştım UİD-DER’le ve iyi ki de tanışmışım. Bizim bölümden genç bir işçi kardeşim, 1 Mayıs’ın doğuşunu anlatan bir oyun sahneye koyacaklarını söyleyerek beni davet etti. Oyunu işçiler sahneye koyacak, yazan da yöneten de işçiler olacak dedi. Önce biraz mırın kırın ettim, ama genç kardeşimi kıramadım, kızımı ve karımı da yanıma alıp geldim. Ne iyi etmişiz gelmekle. Ben işçilerin çok şeyler yapabildiklerini görmüş bir işçiyim, ama 1980’den sonra umutlarım kırılmıştı, yılgınlık herkes gibi beni de sarmıştı. Ama UİD-DER’de daha önce tanık olduğum o şeyi gördüm, inancı ve umudu! İşte bunu gördüğüm için yüreğim yeniden çarpmaya başladı ve bunu sizlerle paylaşmaya karar verdim kardeşlerim.
Ben hâlâ çalışıyorum, hâlâ işçiyim. Çalıştığım fabrika mensucat ve konfeksiyon bölümünden oluşuyor. Yani entegre sistem. Hammadde bir yerden giriyor, önce ipliğe, daha sonra kumaşa ve daha sonra da hazır giyime dönüşüyor. Fabrika devasa bir alana kurulu, gerçek bir fabrika yani… Dünyanın en ünlü markalarını üretiyoruz. O zaman var Patron durmadan sermayesini büyütüyor, biz işçilere de sefalet düşüyor. İşyerimizde sendika var, Türk-İş’e bağlı Teksif sendikası örgütlü. Ama sendikanın varlığıyla yokluğu bir. İşyeri temsilcileri kendilerini işçiden saymaz olmuşlar, bizlere tepeden bakıyorlar. Bir soru mu sordun hemen azarlayıp susturuyorlar. Pek gördüğümüz de yok, her aybaşında erzak dağıtımında görüyoruz o kadar.
Yani işçi kardeşlerim sendikalı olmamıza rağmen örgütsüzüz. Çoluk çocuk sahibi işçiler “aman bana bir şey olmasın, çocuklarım aç kalır yoksa” derdinde, ama böyle demek de çözüm değil. Biz sustukça patronlar saldırmaya, elimizdeki kırıntıları da almaya devam ediyorlar. Arkadaşlara da dedim, alın dedim, o kadar sustuk ne oldu? Emeklilik hakkımız da elimizden gitti! Susmak çare değil yani. Genç işçi kardeşlerimin dünyası ise tamamen başka. Kendi haklarına karşı duyarsızlar. Keşke dizilerdeki oyuncuları bildikleri kadar bir de işçi sınıfının tarihini ve önderlerini bilseler! Oysa geçmişte ne kadar örgütlüydük, ne kadar güçlüydük. Sendikalar bizlerin kontrolündeydi, sürekli sendika şubelerine gider gelirdik, yönetimi ve temsilcileri denetlerdik. Peki, ne oldu bize? 12 Eylül 1980 askeri darbesi örgütlülüğümüzü dağıttı ve sendikalarımızı kapattı. Tarihsel hafızayı silip attı. Şimdi sendikalar biz işçilere çok uzak, sendika başkanları adeta patronlar gibi yaşıyor, onlarla içli dışlılar. Yani işçi değiller onlar artık, bunun için de biz işçilerin haklarını savunmuyorlar. Bizleri kullanarak ve patronlarla işbirliği yaparak koltuklarını koruyorlar.
Ama böyle diye sendikalarımızdan vazgeçecek değiliz. Sendikalarımızı yeniden ele geçirmeliyiz, örgütlerimizi yeniden ayağa kaldırmalı ve güçlü bir şekilde patronların karşısına dikilmeliyiz. Bunun için de örgütlenmeli, işbirlikçi yöneticileri ve temsilcileri defetmeliyiz örgütlerimizden. İşte o zaman işyerlerinin havası da değişecek, temsilciler patronlara bizlerin taleplerini iletecek. İşçiler işten atılmaktan korkmadan hakkını arayacak. Genç işçi kardeşlerim kendi sorunlarına, sınıflarının tarihine ve önderlerine sahip çıkacak. Kardeşlerim inanın bunlar hayal değil, eskiden biz bu dediklerimi yaptık. Şimdi neden yapmayalım ki?!
1 Mayısımız ve Tiyatrocularımız
Yaraya Tuz Basmak
Son Eklenenler
- Mersin’in Gülnar ilçesinde yapımı devam eden Akkuyu Nükleer Santrali şantiyesinde çalışan işçiler Ocak ve Şubat ayı ücretleri ödenmediği için 27 Martta iş bıraktı. Santralin Türkiye tarafının genel yüklenici firması IC İçtaş bünyesinde çalışan...
- Özak Tekstil işçileri sendika değiştirme hakkını kullanarak BİRTEK-SEN’de örgütlendikleri için patronun işten atma saldırısıyla karşılaşmış ve 27 Kasımda direnişe geçmişlerdi. Tüm baskı ve engellemelere rağmen sendikalarıyla birlikte mücadeleyi...
- Bayburt Grup’a bağlı Agrobay Seracılık’ta çalışan işçiler Tarım-Sen’e üye oldukları için tazminatları ve 2 aylık maaşları ödenmeden işten atılmışlardı. 22 Ağustosta direnişe geçen işçiler patronun yalanlarına, jandarma saldırısına, defalarca...
- İşçilerin, patronların saldırılarına karşı mücadelesi sürüyor, bu mücadelelerin bir kısmı anlamlı kazanımlarla sonuçlanıyor. Sendika düşmanlığına karşı direnişe geçen RC Endüstri işçileri patrona geri adım attırdı. Direnişin 20. gününde üretimi...
- Sermayelerini büyütmeyi her şeyin önüne koyan patronlar sınıfı dünyanın dört bir yanında iş güvenliği önlemlerini almayarak, doğayı tahrip edip felaketlerin önünü açarak işçilerin canını almaya devam ediyor. Türkiye’de ve dünyada depremlerde,...
- İtalya İşçi Sendikası UIL ülkede giderek artan iş cinayetlerine karşı 19 Martta Roma’da protesto gösterisi düzenledi. Sendika öncülüğünde yapılan eylemde giderek artan işçi ölümleri protesto edildi. İş güvenliği önlemlerinin alınmamasının işçilerin...
- Sorunlarımız giderek artıyor. Çevremde pek çok insandan “hiçbir şey değişmiyor” cümlesini duyuyorum. Onlara soruyorum: “Peki, değişmesi için sen ne yapıyorsun?” Herkes çözümü birbirinden bekliyor, sonra da “neden böyle” diye şikâyet ediyor. Sonuç...
- Hak gasplarına karşı işçilerin, emekçi kadınların ve emeklilerin hak arayışı sürüyor. Çeşitli işkollarından işçiler İzmir’den Manisa’ya, İstanbul’dan Ankara’ya kadar direnişlerle, yürüyüşlerle, basın açıklamalarıyla seslerini yükseltiyor.
- Başlıktaki sorunun cevabı aslında çok basit: kim karıştırıyorsa onun işine gelir doğal olarak. Çalışmakta olduğum işyeri ağır sanayi… Genç işçilerin yanı sıra çocuk ve yaşlı emeği sömürüsü de katmerli olarak yaşanıyor. Ücretlerin çevredeki...
- Türkiye’de mevcut siyasi iktidar, pek çok alanda politika değiştirdi, iç ve dış politikalarında keskin zikzaklar çizdi, defalarca doğrultu değiştirdi. Fakat doğrultusunu hiç değiştirmediği, istikrarını hep koruduğu bir alan var: Emek politikaları!
- Binlerce yıl önce atalarımızın avlanmak için kullandığı bumerang, atıldığı noktaya geri dönmesiyle bilinir. Bumerangın bu özelliğine atıfla, kişinin gösterdiği tutum ve davranışların sonuçlarının eninde sonunda kendisine geri dönüşü olacağını...
- Bursa’nın Gemlik ilçesinde faaliyet gösteren Borusan Lojistik A.Ş’de Liman-İş Sendikası’na üye olan 4 işçi işten çıkarıldı. Sendikalaştıkları için işten atılan işçilerin geri alınması ve sendikal baskılara son verilmesi talebiyle 21 Martta fabrika...
- Her işçinin belki bir tesadüf neticesinde ve o güne değin ilk kez duyduğu, duyduğunda da “işte aradığım cevap buydu” dediği sözler vardır. Sınıf temelinde örgütlü işçiler buna “kulağına kar suyu kaçırmak” da derler. Benim kulağıma kar suyunu kaçıran...