Buradasınız
1 Mayısımız ve Tiyatrocularımız
Gebze’den 13 yaşında bir kız öğrenci
Hep beraber izlediğimiz tiyatro gösterisi çok güzeldi. Oyuncular gerçekten profesyonel gibi oynadılar. Hatta izlerken bunlar gerçek tiyatro oyuncuları mı diye kendime sordum. Tiyatroda rol alan insanlar gerçekten çok uğraşmışlar ve çok emek sarf etmişler. Ellerinden gelenin en iyisini yapmaya çalıştılar ve başardılar.
Tiyatronun konusuna gelince. Gerçekten işçilere ne gibi haksızlıklar yapıldığını öğrendim. En çok dikkatimi çeken iki bölüm vardı. Birincisi, patronlar insanları 12 saat hayvanların bile yaşayamayacağı bir ortamda çalıştırıyor, hiçbir sosyal hak tanımıyorlar. Aldıkları maaş çok az olmasına rağmen patronlar diyor ki, “o kadar emek sarf ediyoruz onlar için hâlâ doymuyorlar”. Bu nasıl bir anlayış, ben anlayamadım. Onlar lüks içinde yaşadıkları için hiçbir şeyin farkında değiller. İkincisi ise Albert Parsons’sın çocuklarına ve dünya çocuklarına yazdığı mektup. O mektup çok hoşuma gitti. Parsons ölüme giderken bile düşüncelerinden vazgeçmiyor ve çocuklarının da bu yolda devam etmesini istiyor. Bu gerçekten çok güzel.
Mücadele eden işçi ağabeylerimiz, ablalarımız sonunda mahkemenin düzmece olduğunu ortaya çıkardılar. İşte 8 saatlik işgünü bu sayede uygulanır oldu. Bu insanlar benim gibiler için, işçiler için mücadele ettiler. Bizlerin de o mücadeleyi devam ettirmesi gerekiyor. Onların onca emeklerini, çalışmalarını boşa çıkarmamalıyız. Bu yüzden herkesin, bütün işçi kardeşlerimizin 1 Mayıs’a gelmesi gerekiyor.
Yaşasın Örgütlü Mücadelemiz!
Yaşasın İşçiler!
1 Mayıs Karanfilleri
Bir Mensucat Fabrikasından Merhaba
Son Eklenenler
- Düzce’de bulunan Standart Profil fabrikasında çalışan Petrol-İş üyesi işçiler, artan enflasyon karşısında aldıkları ücretin her geçen gün erimesi sebebiyle, işverenden ücretlerinin iyileştirilmesini talep etmiş fakat işveren bu talebi geri çevirerek...
- İstanbul Tuzla’da faaliyet gösteren ETF Tekstil fabrikasının patronu fabrikayı kapatacağını duyurup ilk etapta 30 işçiyi işten atmış işçilere ihbar tazminatını ödemeyeceğini, kıdem tazminatının ise yüzde 70’ini ödeyeceğini duyurmuştu. İşçiler işten...
- Türkiye’de neredeyse yüzde 200’e varan enflasyon ücretleri her geçen gün eritirken işçilerin tepkisi de giderek artıyor. Her gün bir fabrikada, şantiyede, lojistik deposunda işçilerin mücadelesi başlıyor.
- Çalıştığım işyerinde arkadaşım Erman abi, televizyon kanallarının popüler yarışması MasterChef’de yapılan bir yemeği çok beğenmiş, çay molasında ballandıra ballandıra anlatıyordu. 350 gram dana bonfile, dana füme, 300 gram kestane mantarı, tereyağı...
- “Bir zaman makinesi olsa ve mesela üç yüz yıl öncesine gidebilsek bugünün dünyasından çok farklı bir dünya ile karşılaşırdık.” Böyle başlıyordu İşçi Dayanışması’nın bir önceki sayısında Emekçi Kadın köşemiz. Gelin geçmişe yolculuğumuzu sürdürelim....
- Eşe dosta selam. İnandığım doğruların adamı oldum, böyle yaşadım karınca kararınca. Bu doğruların savaşını daha çok sanatımda yapmaya çalıştım. Kursağıma hakkım olmayan bir tek kuruş dahi girmemiştir.” Böyle diyordu işçi sınıfının yazarlarından...
- Düzce’de bulunan Standart Profil fabrikasında çalışan Petrol-İş üyesi işçiler, artan enflasyon karşısında aldıkları ücretin her geçen gün erimesi sebebiyle, ücretlerinin iyileştirilmesini talep ettiler. Ancak Standart Profil yönetimi işçilerin bu...
- 1980’lerde İngiltere’de kadın bir başbakan iktidardaydı, adı da Margaret Thatcher’dı. Bu kadın başbakan emekten, işçiden, toplumdan yana ne varsa ona düşmandı. İngiltere’deki işçiler ona “süt hırsızı” derlerdi. Çünkü daha henüz Eğitim ve Bilim...
- Bir yere baktığımızda gördüklerimize bir daha dönüp bakarsanız mutlaka dikkatinizi çeken bir şey vardır. Ben de bir yere baktım ve dikkatimi bir manzara çekti. Bu manzaranın iki ayrı hikâyesi var. Burası benim ikamet ettiğim mahalledir. Kocaman olan...
- İnsanlık tarihi yüz binlerce yıl öncesine uzanıyor. Bu tarih içinde kısacık bir zaman dilimine yayılan ve birkaç yüzyıllık ömrü olan kapitalist sömürü düzeni, insanlık tarihinin en kanlı dönemini temsil ediyor. Yaşanan iki dünya savaşı, bugün içinde...
- Latince adı “Mare Pacificum” yani “Barışçıl Deniz” olan dünyanın en büyük okyanusudur Pasifik. Fakat adının anlamının aksine nice savaşlara ve acılara tanık olmuştur. İkinci Dünya Savaşının sonunda ABD tüm rakiplerini korkutmak, dünyanın mutlak gücü...
- RMT sendikasında örgütlü 41 bin demiryolu işçisi Haziran ayındaki 3 günlük tarihi grevin ardından talepleri karşılanmadığı için yeniden greve gitti. 27 Temmuzda greve çıkan RMT üyesi işçilerle birlikte demiryollarında müdür ve büro çalışanlarının...
- Geçtiğimiz günlerde tonlarca asbest bulunan Nae Sao Paulo isimli uçak gemisinin sökümü için Brezilya’dan Türkiye’ye getirileceği açıklandı. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum gemide 9,6 ton asbest bulunduğunu söylüyor. Oysa...