Buradasınız
Brillant’ta Şalterler İnince
Kıraç’tan bir işçi
Diğer işyerlerinde olduğu gibi Brillant’ta da uzun zamandır aşırı sömürü koşulları hâkim. Çalışma saatleri sözde 8 saat olsa da neredeyse bir yıldır işçiler 12 saat çalıştırılmakta, her gün zorla fazla mesaiye bırakılmaktalar. Bir taraftan işyerinin vardiyalı olması, bir taraftan çok yoğun çalışmak, aynı zamanda bir türlü ücretlerin ödenmemesi, işçileri ciddi anlamda etkilemektedir.
Yediğimiz yemeklere yemek demeye kırk şahit lazım. Yöneticiler ve idari kesimde çalışan işçiler genelde bizim yediğimiz yemekleri yemezler, bizim servislerimize binmezler, bizim kullandığımız lavaboları kullanmazlar. Haliyle bizim aldığımız ücretleri de almazlar.
En saçma sebeplerle işten atmaların çok sık yaşandığı bu işyerinde, sirkülasyonun çok olması ve işçilerin çok genç ve mücadele deneyiminin olmaması, patronları ve onların tuzu kuru çanak yalayıcılarını daha da acımasızlaştırıyor.
3 aydır ücretlerimizin ve fazla mesailerimizin ödenmemesi, hele ki aynı aileden burada birkaç kişinin çalışması, işçileri ciddi anlamda ekonomik bir çıkmaza sokmuştur. “İşveren”imiz sadece iş vermekle meşgulken ücretleri aklına bile getirmemekte, Mısır’da yeni fabrika açma telâşındadır. İşçiler ise açlık çekmektedir.
Canlarına tak eden bu durum yüzünden işçiler 7 Şubat Cuma akşam vardiyası teslimi sonrası iş bırakarak makinelerin önlerinde toplanmaya başladı. Diğer iki bölümün de destek vermesiyle bir anda, birbirine uzun zamandır yabancı olan işçiler kaynaşmaya başladılar. Üç bölümden işçilerin bir araya toplanması ve ilk defa böyle bir şey yapılmasının cesaretiyle işçilerin kendilerine güveni gelmişti. Çok sürmeden fabrikanın müdürü, müdür yardımcısı, onun da yardımcısı ve bölüm şefleri nefes nefese geldiler.
Neye uğradığını şaşıran müdür eşekten düşmüş gibi renk değiştirmişti. Bir yandan ne olduğunu anlamaya çalışırken, biryandan da işçileri yatıştırmaya çalışıyordu. Ama yaşadığı tedirginliğini gizleyemiyordu.
Oysa işçilerin daha düne kadar bu adamdan ödü kopuyorken bugün karşısına geçip paralarının ödenmesini ve ne zaman ödeneceğine dair bir gün verilmesini istiyorlardı. Müdür ise talebimizin haklı olduğunu fakat makine kapatmamızın haksız olduğunu, kendisinin de maaş almadığını söylüyordu.
Onun maaşını alıp almadığından bize ne? Ayrıca makine kapatmamız gerçekten de doğru değil mi? Bence asıl doğru olanıydı. İşçiler zaten ne zamanki o şalterleri aşağı indirirler işte o zaman sesleri yükselmeye ve patronların yüreklerine korku salmaya başlarlar. Sonunda çeşitli çabalarla işçileri makinelerine döndürse de, kimse ikna olmamıştı. Pazartesi işbaşı yapar yapmaz fazla mesailerimiz ödenmeye başladı. Demek ki ses çıkarınca, şalterleri indirince oluyormuş. Bir bölümün iş durdurması, bir anda dalga dalga diğer bölümlere de yansıdı ve diğer işçi arkadaşlarımız da şalterleri indirmeye başladı. Burada işçilerin birleşirse ne kadar güçlü olacağını bir kez daha gördük. Zaten de öyle değil mi? İşçiler örgütlüyse her şey, değilse hiçbir şeydir diye boşa denmemiş.
Aslında o çok korktuğumuz müdürlerin karşısına tek yumruk olup çıkınca korkulacak bir yanlarının olmadıklarını ya da onların korktuklarını gördük. Gece gündüz çalışan, buna rağmen aç kalan, aylarca ücret alamayan, kirasını faturasını ödeyemeyen bizleriz, peki bu adamlardan neden biz korkalım?
Zaten elimizdeki tüm haklarımız çalınmış, sessizliğimiz ve bugüne kadar ki vurdumduymazlığımız yüzünden her şeyimizi yitirmişiz, çalışmaktan başka bir şey yapamaz hale gelmişiz, bir de bunun üzerine yanlış olan biz miyiz? Brillant patronu bu uygulamalarla sermayesini arttırırken, biz işçilere ya açlıktan ölün ya da kapı orada diyor. Kimi arkadaşlar bu koşullara dayanamayıp gitse de işçilerin aslında gidecekleri başka bir yer yok.
İşçi sınıfı kaçarak değil mücadeleye atılarak ve haklarını öğrenip bu haklarına sahip çıkarak insan gibi yaşayabilir. Brillant’ta çok uzun bir suskunluktan sonra böyle bir şeyin olması şüphesiz önemliydi, fakat daha yolun başındayız, çünkü sorunlarımız çözülmedi.
Ayrıca buradan da bir ders çıkarmak gerekirse, demek ki bir bölümde makineler durduruluyorsa eğer, bunu bir bölümde bırakmayıp diğer bölümlere de taşımak gerekir. Bütün işçilerin iş durdurmasını sağlamak gerekir. Ne istediğimizden eminsek, onu alana kadar geri adım atmamak gerekir. Bu biz işçiler için bir deneyim oldu. Önümüzdeki süreçte şüphesiz bu durumları yine yaşayacağız. Bu süreçte işçilerin birbirlerine sıkı sıkı sarılmaları ve patronların onlara dost olamayacağını bilerek sınıf dayanışmasını güçlendirmeleri gerekir.
46. Yılında Kavel Destanı
Karayipler’de Genel Grev
- BİRTEK-SEN’e Verilen Para Cezası Çalışma Bakanlığı Önünde Protesto Edildi
- Agrobay İşçileri Ankara’da Basın Açıklaması Yaptı
- Sendikal Baskılar Mücadeleyle Aşılıyor
- İktidarın ve Sermayenin Saldırılarına Karşı Mücadeleler Sürüyor
- Borusan Lojistik’te Sendika Düşmanlığına Karşı Eylem
- Belediye İşçileri, Öğretmenler, Emekliler Hak Gasplarına Karşı Mücadele Ediyor
- İzmir, Manisa, İstanbul, Denizli: İşçiler Hak Gasplarına Karşı Mücadele Ediyor
- Kocaeli’de “MESEM’e ve Çocuk İşçiliğine Son”Eylemi
- Limter-İş Genel Başkanı Kanber Saygılı Derhal Serbest Bırakılsın!
- Emekçi Kadınlar 8 Mart Coşkusuyla Alanlardaydı
- Güvenlik-Sen Vakıfbank’ta Mobbing ve Sürgünleri Protesto Etti
- Patronların Sendika Düşmanlığına ve Ücret Gaspına Karşı İşçilerin Mücadelesi Sürüyor
- Patronların Saldırılarına Karşı İşçi Direnişleri Sürüyor
- Tekgıda-İş’ten Perfetti Van Melle’de Basın Açıklaması
- Esitaş İşçileri Sendikalı Olma Hakkını Mücadeleyle Kazandı
- Antep’te Düşük Ücret Dayatmasına Karşı İş Bırakma Eylemleri
- İşçiler Patronların Düşük Ücret Dayatmasına Boyun Eğmiyor
- Patronların Sendika Düşmanlığına Karşı İşçiler Direnişte
- Daha Yüksek Ücret İçin İşçi Eylemleri
- DİSK Vergide Adalet Eylemlerini Sürdürüyor
Son Eklenenler
- Mersin’in Gülnar ilçesinde yapımı devam eden Akkuyu Nükleer Santrali şantiyesinde çalışan işçiler Ocak ve Şubat ayı ücretleri ödenmediği için 27 Martta iş bıraktı. Santralin Türkiye tarafının genel yüklenici firması IC İçtaş bünyesinde çalışan...
- Özak Tekstil işçileri sendika değiştirme hakkını kullanarak BİRTEK-SEN’de örgütlendikleri için patronun işten atma saldırısıyla karşılaşmış ve 27 Kasımda direnişe geçmişlerdi. Tüm baskı ve engellemelere rağmen sendikalarıyla birlikte mücadeleyi...
- Bayburt Grup’a bağlı Agrobay Seracılık’ta çalışan işçiler Tarım-Sen’e üye oldukları için tazminatları ve 2 aylık maaşları ödenmeden işten atılmışlardı. 22 Ağustosta direnişe geçen işçiler patronun yalanlarına, jandarma saldırısına, defalarca...
- İşçilerin, patronların saldırılarına karşı mücadelesi sürüyor, bu mücadelelerin bir kısmı anlamlı kazanımlarla sonuçlanıyor. Sendika düşmanlığına karşı direnişe geçen RC Endüstri işçileri patrona geri adım attırdı. Direnişin 20. gününde üretimi...
- Sermayelerini büyütmeyi her şeyin önüne koyan patronlar sınıfı dünyanın dört bir yanında iş güvenliği önlemlerini almayarak, doğayı tahrip edip felaketlerin önünü açarak işçilerin canını almaya devam ediyor. Türkiye’de ve dünyada depremlerde,...
- İtalya İşçi Sendikası UIL ülkede giderek artan iş cinayetlerine karşı 19 Martta Roma’da protesto gösterisi düzenledi. Sendika öncülüğünde yapılan eylemde giderek artan işçi ölümleri protesto edildi. İş güvenliği önlemlerinin alınmamasının işçilerin...
- Sorunlarımız giderek artıyor. Çevremde pek çok insandan “hiçbir şey değişmiyor” cümlesini duyuyorum. Onlara soruyorum: “Peki, değişmesi için sen ne yapıyorsun?” Herkes çözümü birbirinden bekliyor, sonra da “neden böyle” diye şikâyet ediyor. Sonuç...
- Hak gasplarına karşı işçilerin, emekçi kadınların ve emeklilerin hak arayışı sürüyor. Çeşitli işkollarından işçiler İzmir’den Manisa’ya, İstanbul’dan Ankara’ya kadar direnişlerle, yürüyüşlerle, basın açıklamalarıyla seslerini yükseltiyor.
- Başlıktaki sorunun cevabı aslında çok basit: kim karıştırıyorsa onun işine gelir doğal olarak. Çalışmakta olduğum işyeri ağır sanayi… Genç işçilerin yanı sıra çocuk ve yaşlı emeği sömürüsü de katmerli olarak yaşanıyor. Ücretlerin çevredeki...
- Türkiye’de mevcut siyasi iktidar, pek çok alanda politika değiştirdi, iç ve dış politikalarında keskin zikzaklar çizdi, defalarca doğrultu değiştirdi. Fakat doğrultusunu hiç değiştirmediği, istikrarını hep koruduğu bir alan var: Emek politikaları!
- Binlerce yıl önce atalarımızın avlanmak için kullandığı bumerang, atıldığı noktaya geri dönmesiyle bilinir. Bumerangın bu özelliğine atıfla, kişinin gösterdiği tutum ve davranışların sonuçlarının eninde sonunda kendisine geri dönüşü olacağını...
- Bursa’nın Gemlik ilçesinde faaliyet gösteren Borusan Lojistik A.Ş’de Liman-İş Sendikası’na üye olan 4 işçi işten çıkarıldı. Sendikalaştıkları için işten atılan işçilerin geri alınması ve sendikal baskılara son verilmesi talebiyle 21 Martta fabrika...
- Her işçinin belki bir tesadüf neticesinde ve o güne değin ilk kez duyduğu, duyduğunda da “işte aradığım cevap buydu” dediği sözler vardır. Sınıf temelinde örgütlü işçiler buna “kulağına kar suyu kaçırmak” da derler. Benim kulağıma kar suyunu kaçıran...