Buradasınız
En Güzel Mücadele, Sınıf Mücadelesidir
Ankara’dan bir öğrenci
Bir şeylerin farkında olmak, duyarlı olmak, bilinçli olmak her şeyden ötedir benim için. Bugün, çok şey ifade ediyor benim için 1 Mayıs. Bugüne kadar ne anlama geldiğini bilmiyordum. Zaten onu yaşamadan anlamak da pek mümkün değil bana kalırsa. Onu mücadele alanlarında işçi, emekçi kardeşlerimizle omuz omuza vererek kutlamak, anlamak bambaşka bir duygu. Gerek sosyal medyada gerek yakın çevremde 1 Mayıs hakkında hep olumsuz şeyler söylendi bana. Gerçekte var olan ve gösterilmesi gereken yönleriyle değil de başka türlü gösterildi hep. Ta ki Ankara’ya gelene kadar. Nitekim Ankara’da UİD-DER ile tanıştım ve ufkum açıldı. UİD-DER beni yeni fikirler ve insanlarla tanıştırdı. Ve ben UİD-DER ile tanıştıktan sonra tüm ezilenlerin dertlerinin ortak olduğunu anladım. Hepimizin ortak derdi; emperyalizme, sömürüye ve kapitalist sisteme karşı gelmek ve onu yıkmak için mücadele etmektir. İşçi emekçi kardeşlerimizin haklarının gasp edilmesine izin vermemek ve bunun için direnmektir.
Ben ilk 1 Mayıs’ımı Gebze’de UİD-DER öncülüğünde yaşadım. Benim için apayrı bir heyecandı. Tabi bazı endişelerim, kaygılarım, tereddütlerim oldu, “nasıl olacak?” diye. Ancak her şeye rağmen 1 Mayıs’a karşı hissettiğim heyecan, coşku ve enerji diğer duygularımı bastırıyordu. Gebze’ye varmadan yolculuk esnasında çok keyifli anlar yaşadık hep birlikte. Daha önce hiçbir yolculuğum böyle keyifli ve coşkulu değildi. Yolculuk boyunca şiirler, şarkılar, marşlar ve sloganlar attık. Gebze’de bizi gecenin çok geç saatlerinde bekleyen ve karşılayan UİD-DER’li kardeşlerimiz vardı. Bizi kendi evlerinde ağırladılar. Ankara’da UİD-DER’de hissettiğim sıcaklığı ve samimiyeti orada da hissettim. Sanki biz bir aileydik. O kadar sıcak ve içtendi ki herkes. O samimiyeti söz ile, yazı ile anlatmak mümkün değil. Ertesi gün büyük bir coşku ve heyecanla 1Mayıs’ın kutlanacağı alana gittik. Heyecanımı kontrol edemiyordum. Orada başka UİD-DER’li arkadaşlar ile tanıştım. Onlarda da yine aynı samimiyet ve sıcaklık vardı. Kürdüyle, Türküyle, Alevisiyle, Sünnisiyle her kesimden insan vardı. O an anladım ki bizim birbirimize düşman olmamız hiçbir şeyi çözmez. Sonuçta dilimiz, dinimiz, ırkımız farklı olsa da ezilen yine bizleriz. Zaten derdimiz de bu değil miydi? Ezilen ve sömürülen herkesin bu yüzden yanında değil miydik? Ve anladım ki bizi ve tüm ezilenleri kurtaracak tek şey dünyanın tüm işçilerinin bir olmasıydı. Alanda işçi kardeşlerimin yanında olmaktan ve UİD-DER’li olmaktan gurur duydum. İçimdeki tüm olumsuz duygular ve düşünceler uçtu gitti. Yerini coşku, heyecan ve mutluluk kapladı. Mücadelelerin en güzeli işçi-emekçi kardeşlerimizle mücadele alanlarında ve en ön saflarda verilen sınıf mücadelesidir. Taşıdığımız pankartlar ve dövizler, attığımız sloganlar, çektiğimiz halaylar ve söylediğimiz marşlar içimdeki coşkuyu daha da arttırdı. UİD-DER korteji içinde olmak ise benim için övünç kaynağı oldu. UİD-DER ile katıldığım bu 1 Mayıs bana bu dünyada verilmesi gereken en güzel mücadelenin sınıf mücadelesi olduğunu gösterdi.
YAŞASIN 1 MAYIS, YAŞASIN SINIF MÜCADELESİ!
Yaşasın 1 Mayıs, Yaşasın Sosyalizm!
Son Eklenenler
- Yeni bir yılın, 2025’in ilk günlerini yaşıyoruz. Ama işçi ve emekçilerin yüreğinde “yeni” olanın getirdiği heyecan ve umut yerine büyüyen endişeler ve kasvet var. Takvim yaprakları hariç hayatımızda değişen tek şey yaratılan ekonomik yıkımın...
- Her Aralık ayında izlediğimiz asgari ücret tiyatrosu bu yıl çok daha trajik bir şekilde sonuçlandı. Resmi enflasyonun, TÜİK’in uydurma rakamlarıyla bile yüzde 47 olduğu, ENAG’a göre yüzde 87 olduğu bir süreçte asgari ücrete sadece yüzde 30 zam...
- DİSK’e bağlı Birleşik Metal-İş Sendikası ile Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası (MESS) arasında 2024-2026 dönemi için yürütülen TİS görüşmelerinde MESS’in yüzde 40 oranında zam dayatması üzerine Schneider Elektrik’in Manisa ve Kocaeli...
- İzmir Büyükşehir Belediyesi bünyesinde, İZENERJİ, İZELMAN, Ege Şehir Planlama, İZFAŞ şirketlerinde çalışan DİSK/Genel-İş Sendikasında örgütlü işçiler maaş, yılsonu ikramiye ve eğitim alacakları ödemelerinin geç ve eksik yapılmasını protesto etmek...
- UİD-DER’li emekçi kadınlar olarak, bir grup Polonez direnişçisi kadın kardeşimizle güzel bir sohbet gerçekleştirdik. Direnişçi bir ablamız “bize hep ‘aman kurulu düzenimiz bozulmasın’ düşüncesini bellettiler” dedi. Bu söz üzerine uzunca sohbet ettik...
- Polonez işçileri 173 gün süren mücadelelerinin kazanımla sonuçlanmasının ardından fabrika önünde kurdukları direniş çadırını halaylarla, sloganlarla kaldırdılar. 7 Ocakta direniş alanında zaferlerini kutlayan işçiler, davul zurna eşliğinde halaylar...
- İktidar ve sermaye sınıfının saldırıları böylesine ağırken işçilerin birlik olamayacağını düşünmek kime yarar sağlar? Bu düşünce doğru bir akıl yürütme yöntemi olabilir mi? Karşımızdaki yıkım tablosu, işçilerin birleşmek dışında bir çıkış yolu...
- İstanbul Çatalca’da bulunan Polonez fabrikasında işçiler Tekgıda-İş Sendikası’nda örgütlendikten sonra gerekli şartları sağlamalarının ardından yetki başvurusunda bulunmuş ve hemen ardından 146 işçi işten atılmıştı. İşten çıkarmaların ardından...
- Aile Sağlığı Merkezi (ASM) çalışanları, 1 Kasımda yürürlüğe giren Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği’ni protesto etmek için 6-10 Ocak günlerinde Türkiye genelinde iş bırakıyor. ASM çalışanları “Eziyet Yönetmeliği” olarak nitelendirdikleri...
- Vivident, Mentos gibi sakız ve şekerleme markalarının üreticisi olan Perfetti Van Melle’nin İstanbul/Kıraç’ta bulunan fabrikasında çalışan işçiler Tekgıda-İş Sendikasında örgütlenmiş, şirket yönetiminin sendika düşmanı tutum ve baskılarıyla...
- Sevgili işçi kardeşlerim, Rus yazar Tolstoy “acı duyabiliyorsan canlısın, başkasının acısını duyuyorsan insansın” der. Tolstoy’un bu ifadeleri özü itibariyle insanlaşmayı anlatır. İşçi sınıfı olarak, sömürücü efendilerden insanlık için insanlaşma...
- İşçilerin mücadele örgütü UİD-DER, sözünü İşçi Dayanışması’yla söylüyor. Kapitalist sömürüye, zorbalığa, ayrımcılığa, haksız savaşlara karşı işçi sınıfına sesleniyor ve diyor ki kurtuluş ellerinizde, birliğinizdedir.
- İşçi ve emekçiler pek çok ülkede 2024 yılını mücadeleyle kapattı, 2025’i mücadeleyle karşıladı. Kapitalist sömürü düzeninin yol açtığı sorunlar büyürken, buna karşı işçilerin mücadelesi ve dayanışması da güçleniyor. Emperyalist savaşın yayıldığı,...