Buradasınız
Faşizmi doğuran kapitalizmin bataklığıdır
Gebze’den bir metal işçisi
Merhaba sınıf kardeşlerim. Kısa bir yaz döneminden sonra UİD-DER çatısı altında tekrar bir araya geldik. İşçi hareketinin görece hareketlendiği bu dönemde, bir çatı altında biz işçilerin derneğinde aynı amaç içinde bir arada bulunmak, tarifi mümkün olmayan bir mutluluk verdi bizlere.
ULUSLARARASI İŞÇİ DAYANIŞMASI DERNEĞİ yani kısacası UİD-DER bitmez tükenmez enerjisi ile yine bizlere güzel bir etkinlik hazırladı. Birçoğumuzun tanık olmadığı, pek fazla duymadığı ya da duyunca irkildiği faşizmi anlatan bir etkinlikti bu. Ne kadar acı ki bu topraklar da yaşadı faşizm belasını. 1960-1970’lerdeki işçi hareketinin yükselişi karşısında burjuvalar son çare olarak kendi yasa ve hükümetlerini bir kenara atarak faşist darbe ile set çekmiştir yükselen işçi hareketinin önüne.
Ve bugün fabrikalara bakıldığında sendikalaşma hareketlerinin artmakta ve artmaya devam etmekte olduğunu görüyoruz. Yaşanan darbe döneminden sonra yeniden filizlenen genç işçi kuşaklar, yani bizler, bireysel kurtuluşla bir yere varılamayacağını, vereceğimiz kavganın örgütlü bir şekilde verilmesi gerektiğini anlamalıyız artık.
Hafta sonu düzenlenen etkinlikte, aslında bu mücadelede yalnız olmadığımızı gördük. Herkes dikkatini dağıtmadan sunumu ve sinevizyondaki görüntüleri pür dikkat izliyordu. Çünkü bunlar bizlere daha önce kimse tarafından gösterilmedi ve anlatılmadı. Bizlere, faşizmin sorumlusunun bir ya da birkaç sadist ruhlu insan olduğu söylendi ve tüm bakışları o yöne çektiler. Önderlikten yoksun işçi sınıfı da bu yalana hep kandı.
Sunumdaki o vahşet görüntülerini seyrederken insan öyle irkiliyordu ki, böyle bir şeyin nasıl mümkün olduğunu ister istemez soruyordu kendi kendine. Düşünsenize ceset toplayıcılığı diye bir meslek çıkmıştı böyle dönemlerde. Etkinlik de bize bu sorunun cevabını veriyor ve nedenlerini anlatıyordu aslında.
Yaşanan her darbeden önce işçi hareketi muazzam ölçüde yükselmiş ve işçiler sınıf çıkarları doğrultusunda mücadele içine atılmışlardır. Fabrikalarda kazandığı haklardan sonra gözünü iktidara dikmiş olan işçi sınıfının önüne hep önderlik sorunu çıkmıştır. Yirminci yüzyılda Avrupa’da yaşanan darbelere baktığımızda hep işçi hareketinin doruğa çıktığı dönemlerde önderlikten yoksun işçi sınıfının iktidarı alamaması ve devrimci bir tutum sergilemediğinden burjuvaların ellerini çabuk tutup bu yükselişe darbe ile yanıt verdiğini görüyoruz.
1917 Rusya’sında neden böyle bir karşı-devrim başarılı olamadı? O dönemde de işçi hareketi yükselişteydi. Hem de birinci emperyalist paylaşım savaşı döneminde işçiler çarlığa karşı ayaklanmışlardı. İşte burada da karşımıza nasıl bir örgütlülük ve önderliğin olması gerektiği çıkıyor. Lenin önderliğindeki Bolşevik Parti sağlam bir örgütlülüğe sahip olmasının meyvelerini işçilerin şaha kalkışıyla almıştır. İşçilere doğru bir tutum ve yol göstererek, fabrikalardaki görece ileri haklarla yetinmeyip, hedefi işçi sınıfının iktidarı olarak belirlemiştir.
İşçi sınıfı Paris Komününden sonraki ikinci iktidarını kurmuştur. Ve bu iktidarın ulusal sınırlar içinde kalmaması için devrimi tüm dünyaya yaymaya çalışmıştır. Çünkü kapitalist sistem bir dünya sistemidir. Ulusal sınırlar içine hapsolmuş bir devrim, yayılamadığı sürece yıkılmaya mecburdur. Yani işçi sınıfının devrimci tutumu da dünya ölçeğinde olmalıdır.
Etkinlikte, kapitalizmin yaşattığı tüm krizlerin işçileri hep bir uçuruma ittiği gösterildi. Ve yeniden yükselecek işçi hareketinde yine aynı hataları yapmamamız gerektiği, yoksa burjuvaların en gerici taraflarıyla biz işçilere neler yapacakları geçmişte yaşanan örneklerle anlatıldı.
Etkinlik arası ve sonrasında yapılan sohbetlerde, işçi arkadaşlarla, daha çok bilinçlenerek mücadeleye atılmamız ve kazanılan tecrübelerin olabildiğince çok işçiye anlatılması üzerinde fikir alışverişinde bulunduk. Çünkü etkinliğin de anlattığı üzere, eğer böyle bir mücadele içinde olmazsak kapitalizmin krizleri ve en gerici tarafları yine bizleri vuracak ve yine hazırlıklı olamayacağız.
Onun içindir ki Bolşevik tarzda örgütlenmeye ve önderlik sorununu çözmeye dünden daha çok ihtiyacımız vardır. Yaklaşan üçüncü emperyalist paylaşım savaşında burjuvaların askeri olmak istemiyorsak, kendi sınıf kardeşlerimizi vurmak istemiyorsak, onların çıkarları uğruna hayatlarımızı mahvetmek istemiyorsak, kendi sınıfsal çıkarlarımız için daha çok mücadele etmeli ve hazırlıklı olmalıyız. Aksi takdirde yaşanacak olanları, etkinlik, tüylerimizi diken diken eden görüntü ve belgelerle gösterdi.
Oysa bu dünya bizim. İnsanlığın yaşamı için gerekli olan her şeyi biz işçiler üretiyor ve aynı şekilde hepsinden bizler yararlanamıyoruz. Bu sömürüye daha ne kadar katlanacağız? Her şey biz işçilerin elinde.
Bundan kaçış yok. Eğer devrimci bir tutum içinde olmazsak açgözlü burjuvaların çıkarları uğruna yitip gideceğiz. Daha çok bilinçlenmeli ve mücadele içinde olmalıyız.
Savaşa Karşı Sınıf Savaşı!
İş "Kazaları"
Son Eklenenler
- İşçi Dayanışması Nisan 2008’de yola çıktığında tüm dünyada sarsıcı bir ekonomik kriz yaşanıyordu. Sermaye sınıfının hizmetindeki iktidarlar, krizin bedelini işçi sınıfına ödetmek için en yıkıcı politikaları hayata geçiriyorlardı. Aradan geçen...
- Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), 9 Aralıkta İstanbul Taxim Hill Otel’de düzenlediği basın açıklamasıyla DİSK Araştırma Merkezi tarafından hazırlanan Asgari Ücret Araştırması Raporu’nu ve DİSK’in asgari ücret taleplerini açıkladı.
- 8 Aralık Pazar Günü, İstanbul Emek Barış ve Demokrasi Güçlerinin çağrısıyla binlerce işçi ve emekçi hayat pahalılığına, düşük ücretlere, vergi soygununa, kayyımlara, baskılara hayır demek için Kartal’da bir araya geldi. Mitingde DİSK ve KESK’e bağlı...
- Bizler çeşitli sektörlerde çalışan kadın işçileriz. Öncelikle İşçi Dayanışması bültenimizin 200. sayısını heyecanla bekliyoruz. Bültenimiz bundan 16 yıl önce, 2008 Nisanında çıktı ve ilk iş olarak mücadeleci işçi ve emekçileri 1 Mayıs’ta UİD-DER’le...
- Sevgili işçi kardeşlerim. Geçtiğimiz günlerde bir kez daha Engelliler Gününde engellilerin yaşamının nasıl eziyete dönüştürüldüğüne tanık olduk. Engelliler sokağa çıkıp “engelsiz yaşam istiyoruz” diye haykırıyorlar. Engellilerin ortak talebi...
- İstanbul Çatalca’da bulunan Polonez fabrikasında Tekgıda-İş Sendikasında örgütlendikleri için işten atılan 146 işçi 140 gündür sendika hakkı ve işe iade talebiyle mücadele ediyor. Polonez işçileri seslerini duyurmak için aylardır çeşitli eylemler...
- TEKSİF Sendikası, Bolu Organize Sanayi Bölgesinde faaliyet gösteren Gezer Terlik Tekstil fabrikası önünde 5 Aralıkta basın açıklaması yaparak işverenin sendika düşmanı tutumunu ve işten atmaları protesto etti. İstanbul Finans Merkezi Merkez Bankası...
- Barınma ihtiyacı, tarih boyunca insanın en temel ihtiyaçlarından biri olmuştur. Tarihin ilk dönemlerinde bizi yırtıcılardan ve olumsuz hava koşullarından koruyan barınma alanlarımız zamanla gelişerek ailemizle paylaştığımız bugünkü evler haline...
- Çocukluğumuzda, gençliğimizde “çok çalış sınavda başarılı ol, işsiz kalmayacağın bir bölümde oku” telkinlerini, işe başladıktan sonra “çok çalış maaşın artsın, daha iyi bir bölüme geç” sözlerini sıkça duymuşuzdur. Elbette hepimiz iyi bir gelecek...
- İstanbul Büyükşehir Belediyesi bünyesindeki Ağaç AŞ’de çalışan DİSK/Birleşik Tarım Orman İşçileri Sendikası (BTO-Sen) üyesi işçiler, 5 gün çalışma 2 gün izin haklarının gasp edilmesine karşı işyerlerinde oturma eylemine başladı. İstanbul Silivri’de...
- Almanya’da on binlerce işçinin çalıştığı otomobil üreticisi Volkswagen’de (VW) işçiler 2 Aralık Pazartesi günü uyarı grevleri yaparak taleplerini ve şirketin kitlesel işten çıkarma planlarını protesto etti. IG Metal sendikasında örgütlü yaklaşık 100...
- Bugün 4 Aralık Dünya Madenciler Günü. Türkiye’de de dünyada da madenciler, karşı karşıya kaldıkları tehlikelerle, katliamlarla anılır. Oysa madenciler aynı zamanda görkemli eylemlerin, mücadelelerin altına imza atmışlardır, büyük kalkışmaları...
- DİSK’e bağlı Birleşik Metal-İş Sendikası ile Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası (MESS) arasında Grid Solutions, Schneider Elektrik, Hitachi Energy, Arıtaş Kriyojenik ve MESS’ten ayrılan Green Transfo fabrikaları için yürütülen toplu iş sözleşmesi...