Buradasınız
Gebze’de Coşkulu 1 Mayıs Etkinliği

İşçi Sınıfının Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs’a sayılı günler kaldı. İşçilerin mücadele örgütü UİD-DER’in Gebze temsilciliğinde bu kapsamda 1 Mayıs etkinliği düzenledi. Etkinliğe, sendikalaştıkları için işten atılan direnişçi Tüvtürk işçileri; metal, petrokimya, hizmet, gıda, lojistik gibi sektörlerden işçiler, meslek liselerinden öğrenciler de katıldılar.
Etkinlikte ilk olarak 1 Mayıs’ın nasıl doğduğunu ve işçi sınıfı açısından anlamını anlatan bir video izlendi. UİD-DER müzik grubunun seslendirdiği birbirinden güzel ezgiler, mücadele şiirleri sunuma eşlik etti, coşku doruğa ulaştı. Coşkuyla geçen 1 Mayıs etkinliğinde işçiler, anlatılanları ilgiyle dinlediler. Sloganlarla ve alkışlarla yükseltilen taleplere destek verdiler.
İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs!
1886’da 8 saatlik işgününün yolunu açan o görkemli mücadele dünya işçi sınıfının hafızasından silinmedi. O günden bugüne 1 Mayıs, sömürüye, haksızlığa ve zulme karşı çıkan işçi sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü olarak tüm dünyada kutlanmaya başlandı. Bizler de dünya işçileriyle aynı heyecanı paylaşarak 1 Mayıs’a sahip çıkıyoruz. Çünkü biz, sınıfların olmadığı, insanın insana zulmetmediği, kimsenin ezilmediği, sömürülmediği, savaş nedir bilmediği bir dünya yaratmak istiyoruz.
Bu Topraklarda 1 Mayıs
Yaşadığımız topraklarda 1 Mayıs, baskılar ve yasaklar yüzünden 1976’ya değin kitlesel bir şekilde kutlanamadı. Onlarca yılın ardından 1976 yılında kutlanan 1 Mayıs ise çok görkemliydi. O gün 150 bin işçi vardı Taksim meydanında. 1 Mayıs’a katılma çağrısını, işçilerin mücadeleci sendikası Maden-İş ve DİSK yapmıştı. 1977 1 Mayıs mitingiyse bu topraklardaki en görkemli, en güçlü işçi mitingiydi. DİSK’in öncülüğünde gerçekleştirilen mitingde İstanbul Taksim Meydanı, Türkiye’nin her yanından gelen işçilerle, emekçilerle, gençlerle dolup taştı. DİSK Genel Başkanı Kemal Türkler’in konuşması silah sesleriyle kesildi. İşçilerin birliğini kırmak ve moralini bozmak amacıyla patronlar sınıfı, yüz binlerce insanın coşkuyla toplandığı miting alanını kana bulamak istemişti. İşçilerin üzerine atış açılmış ve onlarca sınıf kardeşimiz katledilmişti. Onları unutmadık, unutmayacağız!
Egemenlerin Tertipleri 1 Mayıs Geleneğini Silemedi!
Yükselen işçi hareketini ezmek isteyen egemenlerin tertipleri sonraki yıllarda da devam etti. 1980’de faşist bir askeri darbe tezgâhlandı. İşçilerin grevleri yasaklandı, hakları ellerinden alındı. 12 Eylül karanlığının sürdüğü yıllar boyunca 1 Mayıs da hep yasaklıydı. Bu yasaklara rağmen işçiler mücadele etmekten hiç vazgeçmedi. On yıllarca süren bu mücadele sonucunda AKP, 1 Mayıs’ı Emek ve Dayanışma Günü olarak kabul etmek zorunda kaldılar.
“Dünyanın Bütün İşçileri Birleşin!”
1 Mayıs’ı yaratan işçi kardeşlerimiz gibi bizler de kapitalist sömürü düzeninin köleleri olmayı reddediyoruz. İşçilerin birliğini, halkların kardeşliğini savunuyoruz. Kapitalizmin dayattığı çalışma ve yaşam koşullarına karşı işçiler mücadeleyi yükselttikçe, 1 Mayıs geleneği de tüm dünyada yeniden güçlü bir şekilde canlanıyor. Ne mutlu bu düzenin karanlığını yırtmak için mücadeleyi adım adım büyütenlere!
Düzen Partilerine, Başkanlık Sistemine, Otoriterleşmeye Hayır!
Seçimler yaklaşıyor. Toplumu sindirmek, işçilerin sırtında yükselmek için uğraşanlar bizlerden daha fazla yetki, daha fazla oy, daha fazla milletvekili istiyorlar. Başkanlık sistemi ile toplumu ve işçileri baskı altına alıp Türkiye’yi daha da büyüteceklerini söylüyorlar. Büyüyen Türkiye’de onların ayakkabı kutularından bile servetler taşarken işçiler hak aramaya kalkıştıkları zaman baskı ile karşılaşıyorlar. Demokrasi nutukları atan AKP, daha otoriter bir rejimin zeminini döşüyor, toplumu zapturapt altında tutmaya çalışıyor. İktidardaki yerini kaybetmemek için her gün yeni baskı yasaları çıkarıyor. İşçilerin grevlerini yasaklıyor. Kürt halkının demokratik ve meşru taleplerini karşılamaktansa her gün yeni bir provokasyonla bizleri birbirimize düşmanlaştırmaya çalışıyor. Ama artık yağma yok! AKP’nin de diğer düzen partilerinin de yalanlarına karnımız tok! 1 Mayıs ruhuyla kapitalizme karşı mücadeleye atıldığımızda, işçi sınıfının saflarını sıklaştırdığımızda bizleri sömürenlerden hesap soracak, saltanatlarına son vereceğiz.
1 Mayıs Ruhuyla Mücadeleye!
- Ücretler yükseltilsin, iş saatleri kısaltılsın!
- Taşeron sistemi yasaklansın!
- Parasız eğitim, parasız sağlık
- Parasız konut, parasız ulaşım!
- Siyasi yasaklar, sendikal yasaklar kaldırılsın!
- Sınırsız basın, toplanma ve örgütlenme hakkı!
- Polis devleti uygulamalarına hayır!
- Emperyalist savaşlara hayır!
- Kahrolsun kapitalist sömürü düzeni!
- Yaşasın işçi sınıfının uluslararası mücadele birliği!
- Yaşasın 1 Mayıs!
“UİD-DER Yürüyor, Mücadele Büyüyor!” ve “Yaşasın 1 Mayıs, Yaşasın Sosyalizm!” sloganlarının ardından etkinliğe kısa bir ara verildi. Aranın ardından işçiler, bölgede süren Tüvtürk direnişi ve 1 Mayıs üzerine sohbet ettiler. Sohbette 1 Mayıs’ın mücadele geleneğinin yaşatılmasının, sınıf dayanışmasının önemi vurgulandı ve 1 Mayıs’a katılım çağrısı yapıldı. Direnişçi Tüvtürk işçileri “iyi ki UİD-DER’le tanıştık” dediler, desteği için UİD-DER’e teşekkür ettiler.
Sefaköy’de 1 Mayıs Coşkusu
Pendik’te 1 Mayıs Çağrımızı Yükselttik
Son Eklenenler
- Gerek dünyada gerekse yaşadığımız ülkede öyle olaylar, öyle gelişmeler yaşanıyor ki ilk bakışta her şey çok bilinmeyenli bir matematik denklemi gibi karmaşık ve anlaşılmaz görünebilir. Nasıl ki matematikte karmaşık problemleri çözebilmek için...
- İrfan Yalçın’ın “Ölümün Ağzı” romanı, 1940’lı yıllarda Zonguldak köylüsünün “mükellef” adı altında bedavaya çalıştırıldığını belgeleyen bir tanıklıktır. Dönemin tek partili rejiminde, İsmet İnönü madeni teftişe gittiğinde, karşısına dizilen...
- Ha geldi, ha gelecek, yok yok bu sene gelmeyecek derken Yaren leylek Bursa’nın Karacabey ilçesinde, Uluabat Gölünün kıyısında balıkçı Âdem amcayla buluştu. On dört yıllık dostluk! Adı gibi yarenlik yapıyor Âdem amcaya. Aslında kimsenin haberi...
- 11 Nisan’da Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Emek ve Demokrasi Güçleri ve öğrenciler birçok ilde tutuklu öğrencilerin serbest bırakılması talebiyle basın açıklamaları gerçekleştirdi. İstanbul’da KESK İstanbul Şubeler Platformunun...
- Yunanistan’da işçi ve emekçiler bir kez daha kamu ve özel sektörde 24 saatlik genel grev gerçekleştirdi. Tembi tren felaketinin ikinci yıldönümü olan 28 Şubatta tarihindeki en büyük grev ve protestolara sahne olan Yunanistan’da, 9 Nisanda bir kez...
- KESK’e bağlı Eğitim Sen, Birleşik Kamu-İş’e bağlı Eğitim-İş ve Hürriyetçi Eğitim Sen, 10 Nisanda birçok ilde Milli Eğitim Müdürlükleri önünde, kent meydanlarında, sendika şubelerinde proje okullara yapılan keyfi atamalara karşı basın açıklamaları...
- Üzerine sayfalarca yazı yazılabilecek, saatlerce sohbet edilebilecek bir konunun en öz, en çarpıcı halidir sloganlar… Hele ki işçi sınıfının sloganları! Birkaç kelimeyle büyük anlamlar sırtlanırlar. Kimisi somut bir talebi anlatır, kimisi bir...
- Ankara’nın Beypazarı ilçesinde bulunan Çayırhan Maden Ocağında 10 Nisanda gece vardiyası sırasında meydana gelen patlamada 2’si ağır olmak üzere 14 işçi yaralandı.
- Evrensel sağlık kapsamı; tüm insanların ihtiyaç duydukları sağlık hizmetlerine, ihtiyaç duydukları yer ve zamanda, mali sıkıntı çekmeden erişebilmeleri anlamına gelir. Sağlığın geliştirilmesinden, hastalıkların önlenmesine, rehabilitasyon ve...
- Gençlik yılları insanın en güzel, en verimli, en dinamik yılları olarak tanımlanır. Fakat gençlerin dinamizmleri yok ediliyor, gelecekleri ve hayalleri çalınıyor, toplum nefessiz bırakılıyor. Kapitalizm genç kuşaklara bir gelecek vaat etmiyor....
- Ruhunda özgür bir dünyanın umudunu taşıyan, yüreği bencil çıkarlarla değil, toplumsal kurtuluş özlemiyle çarpan sevgili büyüklerimiz ve değerli genç arkadaşlarımız, merhaba!
- Rejimin 19 Martta başlattığı saldırı dalgasına karşı başlayan protestolarda öğrenci gençler kitlesel katılımıyla dikkati çekmişti. Günlerce süren eylemlerde, polis barikatlarına, polisin şiddetli müdahalesine rağmen alanları terk etmeyen yüzlerce...
- Çünkü büyük kapitalist ülkeler, milyonlarca emekçinin vergileriyle oluşan bütçeleri sağlık, eğitim, barınma gibi temel ihtiyaçlara değil daha fazla silahlanmaya akıtıyorlar. Baskıcı ve otoriter uygulamaları arttırıyor, demokratik hak ve özgürlükleri...