Buradasınız
Gebzeli İşçiler Haykırdı: Asgari Ücret Sefalet Ücreti Olmasın!
Yeni yılın yaklaşmasıyla beraber milyonlarca işçiyi çok yakından ilgilendiren, en büyük toplu iş sözleşmesi olan asgari ücretin belirlenmesi ile ilgili tartışmalar bu yıl bir hayli erken başladı. 7 Haziran seçimlerinde diğer siyasi partilerin asgari ücreti arttırma vaatleriyle “kaynak yok” diyerek dalga geçen AKP hükümeti, işçilerden ağır bir tokat yedi. Yeniden tek başına iktidar olabilmek için 1 Kasım seçimlerine pek çok vaatle girdi. Bunlardan biri asgari ücreti 1300 lira yapma vaadiydi. AKP’nin tek başına iktidar olmasının ardından milyonlarca işçi daha asgari ücret tespit komisyonunun görüşmeleri başlamadan hükümetin verdiği sözü tutup tutmayacağına kilitlendi. Son günlerde her sektörden işçinin en çok konuştuğu konuların başında asgari ücrete yapılacak zam geliyor.
İşçilerin mücadele örgütü UİD-DER, işçilere sorunlarının çözümünün bir araya gelmek ve mücadele etmek olduğunu anlatıyor, yol gösteriyor. Ağır çalışma koşulları, taşeronluk ve iş kazalarının yanı sıra düşük ücretler işçilerin en büyük sorunlarının başında geliyor. İşte bu nedenle UİD-DER’li işçiler, 13 Aralık Pazar günü Gebze’de “Asgari Ücret Sefalet Ücreti Olmasın” sloganıyla bir stant düzenlediler. İşçilerin asgari ihtiyaçlarını gerçekten karşılayacak bir ücret alabilmesinin yolunun mücadeleden geçtiğini vurguladılar. Metalden gıdaya, petrokimyadan taşımacılığa, hizmetten tekstile pek çok sektörden işçiler, stajyerler ve öğrenciler standı ziyaret ederek bu çalışmayı çok yerinde bulduklarını ve desteklediklerini söylediler.
Sohbet ettiğimiz işçiler ve gençler duygularını, düşüncelerini şöyle ifade ettiler:
Bir petrokimya işçisi: “Siz bugün burada çok anlamlı bir iş yapıyorsunuz. Ben arkadaşın megafonla söylediklerini duyduğum ve çok haklı bulduğum için buraya geldim. Evet, asgari ücretin 1000 liradan 1300 liraya çıkması iyi bir şey. 1300 lira 1000 liradan daha yüksek. Peki, ama yeterli mi? Seçimlerin hemen ertesi günü ekmeğe zam geldi. 1 lira olan ekmeği 1 lira 25 kuruşa alıyoruz. Tamam, asgari ücrete zam yapacağız diyorlar ama daha şimdiden her şeyin fiyatı yükseldi.”
Meslek liseli bir öğrenci: “Ben şu anda öğrenciyim. Ancak çalıştığım fabrikada öğrenci olmama rağmen tam 14 saat CNC makinesinde çalıştırılıyorum. Bunun karşılığındaysa aldığım asgari ücretin üçte biri. Benim ailem de işçi. Ben de staj vesilesiyle işçiliği az da olsa öğrendim. 1300 liranın işçilerin ihtiyaçlarını karşılamaya yeteceğini düşünmüyorum.”
Bir metal işçisi: “Asgari ücreti kim belirliyor? Mecliste oturan 550 vekile bakıyorum hepsi patron zaten. Kendilerine gelince kıyak emeklilik, maaşlarına güzel zamlar. İşçiye gelince 1300 lira çokmuş gibi yaygara koparılıyor.”
Emekçi Kadınlar Sefaköy’de Buluştu
Son Eklenenler
- 17 Nisan Sağlıkta Şiddete Karşı Mücadele Günü kapsamında Türkiye’nin pek çok kentinde sağlık emekçileri basın açıklamaları gerçekleştirdi. 12 yıl önce Gaziantep’te görev sırasında katledilen Dr. Ersin Arslan ve sağlıkta şiddet sonucu yaşamını...
- Bursa’da faaliyet gösteren Durak Tekstil’de 6 işçi Öz İplik-İş Sendikasına üye oldukları için işten atılmış ve fabrika önünde direnişe geçmişlerdi. 6 Şubattan itibaren direnişlerine kararlı bir şekilde devam eden Durak Tekstil işçileriyle dayanışma...
- Sermaye sınıfı ve iktidar bizi bir birey, bir insan olarak değil sadece ucuz işgücü kaynağı olarak görüyor. Çok çocuk doğurmamızı, gelecek işçi kuşaklarını yetiştirmemizi beklerken, kadın istihdamını teşvik ettiklerini söylerken, doğum ve emzirme...
- Adıyaman’ın Besni ilçesinde bulunan Mega Polietilen fabrikasında 2 aylık ücretleri gasp edilen işçiler 8 Nisanda iş bırakarak direnişe başladı. 15 Nisanda BİRTEK-SEN’in çağrısıyla fabrika önünde bir dayanışma eylemi yapıldı. 5 Nisandan bu yana...
- İşçi sınıfının 8 saatlik işgünü için mücadelesinden doğan 1 Mayıs’ın 138 yıllık bir tarihi var. Kuşaklar boyunca kadın ve erkek işçiler işgününü 8 saate indirmek için mücadele ettiler ama bu mücadele işgününün kısaltılması talebiyle sınırlı kalmadı...
- Hepimiz artan hayat pahalılığından şikâyet ediyoruz. Geçimimizi sağlamakta, ay sonunu getirmekte zorlanıyoruz. Çarşı-pazarda, marketlerde hep aynı sohbeti yapıyor, aynı dertten yakınıyoruz: Hayat çok pahalı! Çoğumuz için tatil yapmak, hafta sonu...
- İsrail’in Gazze’ye saldırıları altıncı ayını geride bırakırken altı aydır meydanları dolduran İngiltereli işçi ve emekçiler “acil ve kalıcı ateşkes” ve “İsrail’e silah satışının sonlandırılması” talepleriyle bir kez daha meydanlara çıktı. 13 Nisanda...
- Otuz yıl boyunca kesintisiz çalışmış, ücreti daha cebine girmeden SGK primleri ve vergileri kesilmiş, EYT’li emekli bir işçiyim. 2024 yılı Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından emekliler yılı ilan edildi ama emekliler sefalet içinde yaşamaya mahkûm...
- Ezilenlerin safında mücadele eden, şiirlerini ve oyunlarını işçi sınıfına adayan Bertolt Brecht, “Yarının Büyüklerine Şiirler” kitabında, beşiğinin başucunda oğluna seslenen bir ananın ninnisine yer verir. Geçmişten bugüne ninniler, çocukların...
- Sevgili işçi kardeşlerim, hepinize merhaba. Bu mektubumda sizlerle sözü eğip bükmeden konuşmak ve gerçekler üzerine hasbihal etmek istiyorum. Yani gerçekleri olduğu gibi konuşalım. Biliyorum ki kursağınıza giren her lokmayı alın teriniz, elinizin...
- Adnan Yücel, Yeryüzü Aşkın Yüzü Oluncaya Dek şiirinde “saraylar, saltanatlar çöker, kan susar bir gün, zulüm biter” der. Yeryüzünde “aşkın” yani özgürlüğün, barışın, mutluluğun hâkim olacağı günler için ve o günlere kadar mücadelenin devam edeceğini...
- Bugün dünyanın pek çok yerinde savaş naraları yankılanıyor. Filistin, Ukrayna, Suriye, Lübnan, Yemen ve daha birçok ülkede emperyalist savaşların getirdiği yıkımlara, acılara, ölümlere tanık oluyoruz. Şimdilik televizyon ekranlarında, gazetelerde...
- Portekizli yazar Jose Saramago “Körlük” romanında toplumsal körlüğü, bu kitabın devamı olan “Görmek” romanında ise ezilenler gerçekleri görmeye başladıklarında neler olduğunu anlatır. “Körlük” romanı 1933-1974 yılları arasında Portekiz’de hüküm...