Buradasınız
“Emekçi Kadınlar Mücadeleye!” Etkinlikleri Coşkuyla Sürüyor

UİD-DER Kadın Komitesi’nin 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele gününde başlattığı “Emekçi Kadınlar Mücadeleye!” kampanyasının tanıtım etkinlikleri coşkuyla sürüyor. Kampanya çerçevesinde pek çok mahalle ve işyerinden işçi ve emekçi kadınlar bir araya geliyor. 13 Aralıkta emekçi kadınların coşkusunun adresi Sarıgazi ve Tuzla oldu.
Sarıgazi
Etkinliğe tekstil, metal, eğitim, mobilya, otomotiv sektörlerinden pek çok emekçi kadın katıldı. Etkinliğin birinci bölümünde emekçi kadınların yaşadığı sorunlar dile getirildi. Bu sorunların kaynağının kapitalist sömürü düzeni olduğu vurgulandı. Bu sömürü düzenine karşı mücadelede emekçi kadınların öne çıkması gerektiği ifade edildi. UİD-DER Kadın Komitesi’ni ve çalışmalarını tanıtan, “Emekçi Kadınlar Mücadeleye!” kampanyasını anlatan iki ayrı video izlendi. Emekçi kadınlar videodan yansıyan emekçi kadın dayanışmasını ve mücadele kararlılığını coşkuyla alkışladılar, paylaştılar. Mücadele şarkılarını hep bir ağızdan söylediler.
Etkinliğin ikinci bölümünde sohbet eden emekçi kadınlar, kampanyanın taleplerinin önemini ortaya koyan örnekler verdiler. Yaşadıkları deneyimleri anlattılar. Metal sektöründe çalışan bir kadın işçi, fabrikalarında 32 saate kadar çalıştırıldıklarını, itiraz etme haklarının olmadığını anlattı. Kadınların işten atılma korkusuyla bu uygulamaya ses çıkaramadıklarını söyledi. Kendisinin evde bekleyen iki çocuğu olduğunu, geceleri eve gitmediği zaman çocuklarının evde yalnız kalmaktan korktuklarını, bu nedenle fazla çalışma dayatmalarına itiraz ettiğini anlattı. Bu itirazın bedelini işten atılmakla ödeyeceği korkusunu her gün yaşadığını, bu nedenle sadece kendisinin tek başına direnmesinin yeterli olmadığını, bu kampanya vesilesiyle diğer kadın arkadaşlara ulaşmak istediğini ifade etti.
Tekstil işçisi bir kadın, yengesinin yaşadığı sıkıntıyı şöyle anlattı: “Yengem ikinci çocuğuna hamile kalınca işten atılma korkusuyla işyerine aylarca söyleyemedi. Artık hamile olduğunu gizleyemez duruma geldiğinde psikolojik baskıya maruz kaldı. İş yükü ağır olduğu için 7. ayında doğum iznine ayrılan yengem doğumdan sonra bebek henüz iki aylık olduğu için 6 aylık ücretsiz izin hakkını da kullanmak istedi. İşyeri bu hakkın sadece memurlarda olduğunu, işçilerin bu haktan yararlanamayacağını, izin istiyorsa istifa etmesi gerektiğini söylemiş. Yengem bunun üzerine beni aradığında ben de UİD-DER’li arkadaşlara ulaştım. Bana işçilerin böyle bir hakkının olduğunu, bu izni işvereninin kullandırmak zorunda olduğunu, kabul etmediği takdirde işçinin notere gidebileceğini söylediler. Yengemin notere gittiği işyerince anlaşıldıktan sonra görüşmeye çağırıp bu kadarını yapmasına gerek olmadığını, zaten bu izni ona vereceklerini söylediler. Biz emekçi kadınlar yasal olarak mevcut olan haklarımızı bile kullanamıyoruz. Bunun için bu kampanya bence çok önemli. Doğum izinlerinin uzatılması talebini kesinlikle destekliyorum.”
Sohbet sırasında kreş sorununun emekçi kadınlar açısından çok ciddi bir sorun olduğu bir kez daha ortaya çıktı. Genç bir kadın işçi evde küçük kardeşleri olduğunu, onlara bakacak kimse olmadığı için ya annesinin ya da kendisinin evde kalmak zorunda olduğunu anlattı. Evde bir kişinin çalışmamasının ekonomik anlamda kendilerini zorladığını, bu nedenle her işyerine, her mahalleye kreş talebinin çok anlamlı olduğunu söyledi.
Bir başka kadın işçi, şiddetin sadece fiziksel şiddet olmadığını, evde, işyerinde tacize uğramanın, aşağılanmanın da bir şiddet olduğunu söyledi. İşyerinde hamile bir arkadaşına müdürünün “sen nasıl olur da benden habersiz hamile kalırsın?” diyerek onu aşağıladığını, bu psikolojik baskıya daha fazla dayanamayan kadının yıllarca çalıştığı işyerinden istifa etmek zorunda kaldığını anlattı.
UİD-DER Kadın Komitesi’nin başlattığı kampanyanın haklılığı bu etkinlikle bir kez daha görüldü. Etkinliğe katılan kadınlar bizzat kendi yaşamlarından örnekler verdiler. Anlatılan her bir örnek kampanyanın taleplerinin karşılık bulduğunu gösterdi. İşte bu nedenle kampanya boyunca aktif görev almak istediğini söyleyen kadınlar oldu. Emekçi kadınların her biri kampanyayı ve taleplerini coşkuyla karşıladılar, sahiplendiler.
Sohbetin sonunda emekçi kadınlar ellerinde bulunan kartlara UİD-DER Kadın Komitesi’nin kampanyasını neden desteklediklerini yazdılar:
Emekli bir demir-çelik işçisi: “Kampanyayı destekliyorum. Ben emekli oldum. Ama bu sorunları en ağır şekilde yaşadım. Yeni neslin ve kadınlarımızın daha iyi şartlarda çalışmasını istiyorum.”
Ev emekçisi: “Mahallemde kreş olsaydı çocuğumu oraya bırakıp çalışabilirdim. Eşim vardiyalı çalışıyor. Gece vardiyasında olduğu zaman kızım uyumasına izin vermiyor. Eşim uykusuz kaldığı için iş kazası geçirebilir.”
Metal işçisi bir kadın: “Her gün işyerinde çocuklarını evde bırakıp makine başında ağlayan arkadaşımı görüyorum. Patronların bizi ucuz iş makinesi olarak görmeleri zoruma gidiyor. Biz kadın işçiler başımızı dik tutup gücümüzün farkına varalım. Yalnız kendimiz için değil tüm işçiler için istiyorum.”
Metal işçisi bir başka kadın: “Ben de çocukları olan ve uzun saatler sağlıksız ortamda çalışan bir işçiyim. Çocuklarıma ve mücadele hayatıma zaman ayırmak istiyorum. Bu nedenle kampanyanızı destekliyorum.”
Ev emekçisi: “Kadının ikinci planda olduğu bir toplumda yaşıyoruz. Öncelikle kadına şiddete kesinlikle hayır! Kadın cinayetlerini durdurmalıyız. Kreş mutlaka olmalı. Benim çocuğuma bakacak kimse olmadığı için çalışamıyorum.”
Tuzla
Tuzla temsilciliğinde gerçekleştirilen etkinlikle UİD-DER Kadın Komitesi’nin “Kadına Şiddete Hayır, Her İşyerine Kreş, Doğum İzni Uzatılsın, Gece Vardiyası Yasaklansın!” talepleri emekçi kadınlara ulaştırıldı. Metal, petrokimya, sağlık, otomotiv gibi çeşitli sektörlerde çalışan kadınlar talepleri coşkuyla karşıladılar.
Etkinlikte emekçi kadınların yaşadıkları katmerli sorunlar üzerinde duruldu. Egemen sınıfın kadınıyla erkeğiyle emekçi kadınlara bakış açısı teşhir edildi ve emekçi kadınların yaşadıkları sorunların kaynağının çürüyen ve insani değerleri çürüten kapitalist sömürü düzeni olduğu anlatıldı. Etkinliğin sohbet bölümünde kadın işçiler işyerlerindeki diğer işçilere de kampanyanın ulaştırılması gerektiğini söylediler ve bunu nasıl yapabileceklerini sordular. Çoğunluğunu vardiyalı çalışanların oluşturduğu kadın işçiler, gece vardiyalarının katlanılmaz hale geldiğini, kaldırılması gerektiğini, ancak gündüz çocuklara bakabilmek için gece vardiyalarına mecburen kalmak istediklerini söylediler. İşçi kadınlar da tıpkı işçi sınıfının geneli gibi yaşadıkları sorunların nasıl çözüleceğini bilmedikleri için bir çıkışsızlığa itiliyor. İşyerlerinde kreş olsa gece vardiyalarının yasaklanmasını isteyecek emekçi kadınlar, gece vardiyalarına mecbur kalıyorlar.
Etkinlikten büyük bir coşkuyla ayrılan kadın emekçiler, kafalarının açıldığını, sorunlara çözüm bulmak için daha fazla bir araya gelmek gerektiğini söylediler. UİD-DER Kadın Komitesi’ne yürüttüğü kampanya ve böylesine anlamlı bir etkinliğe kendilerini davet ettiği için teşekkür ettiler.
Etkinliğe katılan emekçi kadınların düşünceleri şöyle:
Metal sektöründen bir kadın işçi: “Günümüzde en çok ezilen ve hor görülen biz kadınlarız. Baskılar hep bizim üstümüzde. Çalışmak zorunda kalan, ezilen kadınlarımızla birlik olup hakkımıza sahip çıkılmasını istiyorum.”
Bir öğrenci: “17 yaşındayım, öğrenciyim. Günün hangi saati olursa olsun, evden dışarı çıkmaya hep tereddüt ediyorum. Kadına yönelik şiddet ve tecavüzlerin yok edilmesi için çalışmalar yürütülmeli.”
Metal sektöründen bir kadın işçi: “Şiddet istemiyorum. Birlik ve beraberlik istiyoruz. Haklarımıza sahip çıkmazsak hep ezilmeye mahkûm kalacağız.”
Sağlık sektöründen bir kadın işçi: “Kadının bilinçlenip işyerinde herhangi bir sorunla karşılaştığında nasıl davranması gerektiğini ve ne şekilde çözüme ulaşması gerektiğini bilmesi çok önemlidir. Bu sorunlarla baş edebilmemiz için UİD-DER’de birlik olmamız da çok önemlidir. Çevremizdekileri bu kampanya hakkında bilgilendirmeliyiz.”
Metal sektöründen bir kadın işçi: “Çevremdekileri nasıl bilinçlendireceğimi bilmiyordum. Bu etkinlik sayesinde çevremde bu sorunlardan muzdarip olan kişilere karşı yaklaşımım ve duyarlılığımın artacağına inanıyorum. Sorunlarımızı gün ışığına çıkarmalı ve çözüme kadar direnmeliyiz. Haklıyız, kazanacağız!”
Metal sektöründen bir kadın işçi: “İşyerinde kreş istiyorum. Gece vardiyası istemiyorum. Psikolojik baskı istemiyorum. İnsan gibi çalışmak istiyorum. Buradaki çalışmayı çok beğendim, sonuna kadar destekliyorum. Etrafımda ve işyerindeki herkese anlatacağım.”
Otomotiv sektöründen bir kadın işçi: “Bu kampanyayı destekliyorum, haklısınız. Kreş her işyerine şart. Çocuklarımıza zaman ayıramıyoruz. Gece vardiyası istemiyoruz. Çalışma saatleri daha kısa olsun. Özellikle kadınların üzerinde çok baskı var, şiddet var. Kadınların yaşadığı sorunları biraz anlasınlar.
Son Eklenenler
- Türkiye tarihinin en önemli, en kritik dönemlerinden birinin içinde bulunuyoruz. Bir tarafta uzun yıllardır toplumun bağrında mayalanıp kendisini her alanda dışa vuran değişim arzusu, öte tarafta ise bu değişim arzusunu boğmaya çalışan baskıcı/köhne...
- İnsanlığın elindeki bunca bilgi birikimine, teknolojik gelişmelere ve deneyimlere rağmen bir afetin felakete dönüşmesi ancak bilinçli tercihlerin sonucu olabilir. Yaşadığımız sermaye düzeni kapitalizmde kâr her şeyden önce gelir ve eğer kâr...
- Değişim Yaratacak ve Yeni Bir Dönem Açacak Olan Emekçilerin İradesidir! İşçi Sınıfı 1 Mayıs’ta Asrın Kötülüğüne ve Yağmacı Enkaz Düzenine “Artık Yeter” Diyecek!
- Fransa’dan sonra Doğu Avrupa ülkesi Çekya hükümeti de emeklilik yaşını yükseltmek üzere hazırlıklara girişti. Hükümet, 65 olan emeklilik yaşını 68’e çıkarmak istiyor. İşçilerse zaten mezarda emeklilik demek olan 65 yaş sınırının daha da...
- Fransa işçi sınıfı Macron hükümetinin emeklilik yaşını 64’e çıkarmasına genel grevlerle karşı koymaya devam ediyor. Ülkede, 23 Marttan sonra 28 Martta da milyonlarca işçinin katıldığı grevler gerçekleştirildi. Böylelikle Fransa işçi sınıfı Ocak...
- 27 Martta Almanya’da son yılların en büyük grevi yaşandı. Havaalanları, demiryolları, limanlar tramvay, otobüs ve metrolar 24 saat boyunca çalışmadı. Ulaşım ve kamu hizmetleri durdu. Grev alanlarında mitingler, gösteriler yapıldı.
- Çalışma koşullarının düzeltilmesi, baskıların son bulması ve ücretlerine yüzde 25 oranında zam yapılması talebiyle direnişte olan Mata Otomotiv işçileri, direnişlerinin 30. gününde Ankara’daydı. Birleşik Metal-İş Sendikası Genel Başkanı Adnan...
- Ben Güneş, 17 yaşındayım. Nasıl başlamam gerektiğini bilmiyorum. Burası artık Hatay diyebileceğim bir yer değil, benim alıştığım Hatay değil. Çok garip bir şey, doğup büyüdüğüm yerin böyle yıkılışını görmek… Bunu yaşayacağımızı düşünmedim hiç. Tabii...
- İstanbul/Tuzla’da bulunan Mata Otomotiv işçileri, 27 Martta Ankara’ya yürümek üzere İstanbul Endüstri ve Ticaret Serbest Bölgesinde toplandılar. Daha insani koşullarda çalışmak isteyen ve haklı taleplerini duyurmak için Ankara’ya yürümek isteyen...
- Mata Otomotiv’de 27 Şubatta üretimi durduran 1000 işçi, hakları için 27 Martta Ankara’ya yürüyor. Mata işçileri, iş güvenliği önlemlerinin alınması, yönetim ve amirlerin uyguladığı baskının son bulması ve yüzde 20 ek zam yapılması için işten kaçınma...
- Tıpkı depremden önce olduğu gibi depremden sonra da devlet yetkilileri sorumluluklarından kaçmaya devam ediyorlar. Hatta umursamazlıkta adeta birbirleriyle yarış halindeler! İlk imdada koşanın devlet olmasını bekleyen depremzedeler hayal kırıklığına...
- Depremzede emekçiler bu kış günlerinde sıcak bir yuvadan yoksunlar. Çoğunun giyecek doğru düzgün bir kıyafeti ya da belki sarılacak bir battaniyesi yok. Çocukların ayaklarında ayakkabıları yok. Kimisi sıcak bir çorbadan yoksun. Deprem bölgesinde...
- DİSK/Birleşik Metal-İş Sendikası tarafından Cengiz Holding binası önünde direnişçi işçilerle birlikte kitlesel bir basın açıklaması gerçekleştirildi. Satera Elektrik işçilerine direnişteki Mata işçileri ile MKS işçileri de destek verdi. Eyleme DİSK’...